Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2344 E. 2022/382 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar …..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2019
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Araç Hasarı ve Kazanç Kaybından Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 17/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı asıl ve birleşen dava davalılar … ve … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde; 27/10/2013 tarihinde, davalı …’nin sürücüsü olduğu, işleteni davalı … olan ve davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalı araç ile ışık ihlali yaparak …’nun sevk ve idaresindeki araca %100 kusuru ile çarparak ölümüne neden olduğunu, müvekkillerinin ölenin mirasçıları olduğunu, kaza neticesinde araçta meydana gelen hasardan davalıların sorumlu olduğunu, Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/151 değişik iş dosyasında alınan delil tespitine ilişkin raporda; araç hasarının 22.450,00 TL, aracın piyasa değerinin 17.500,00 TL hurda bedelinin ise 3.000,00 TL tespit edilmiş ise de aracın hurda değeri ve rayiç değerini kabul etmediklerini, müvekkillerinin pert olan aracı sigorta şirketine teslim etmeye hazır olduklarını, ticari taksiyi işleten ölenin günlük net gelirinin 200,00 TL’nin üzerinde olduğunu, aracın pert olması nedeniyle kazanç kaybının da olduğunu, sigorta şirketi haricindeki davalılardan kazanç kaybı talep ettiklerini, ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak araç hasarı nedeniyle 8.000,00 TL’nin tüm davalılardan, 1.000,00 TL kazanç kaybının ise davalılar … ve …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile tahsilini istemiştir.
Birleşen davada davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında, kaza nedeniyle meydana gelen hasar bedelini, kazanç kaybını ve delil tespiti giderini talep ettiğini ve davanın devam ettiğini, söz konusu dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile kazanç kaybına ilişkin hesaplama yapıldığını, raporda aleyhe hususları kabul etmemekle birlikte raporda 27/10/2013 kaza tarihi ve dava tarihi olan 25/11/2013 tarihleri arasındaki kazanç kaybının hesaplandığını, müvekkilinin aracın plakasının satıldığı tarih olan 17/04/2014 tarihine kadar kazanç kaybının olduğundan bu kısma ilişkin zararlarını talep ettiklerini, kazanç kaybının gerçek gelirine göre yapılması gerektiğini, asgari ücret üzerinden yapılamayacağını, vefat edenin taksi durağındaki çalışma ile aylık 5.000,00 TL civarında gelir elde ettiğini, vergi dairesine yapılan bildirimin gerçek gelir olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, dosyanın Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/909 E. sayılı dosyası ile birleştirilerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 3.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile davalılar … ve … müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili asıl ve birleşen davaya ilişkin olarak verdiği 18/12/2017 tarihli ıslah dilekçesinde; rapordaki aleyhe hususları kabul etmemekle birlikte, bilirkişi tarafından araç emsal değerinin 16.500,00-17.500,00 TL olabileceğinin belirtildiğini, değişik iş dosyasında da 17.500,00 TL olarak hesaplandığını, bu miktardan 3.000,00 TL hurda bedeli ve 7.000,00 TL ödeme mahsup edildiğinde bakiye hasar bedelinin 7.500,00 TL, kazanç kaybının ise TUİK verilerine göre hesaplanan 9.276,00 TL olarak talep ettiklerin, 307,00 TL delil tespitini de 06/11/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile talep ettiklerini belirtmiş, 10/10/2018 tarihli dilekçesi ile ıslah dilekçesini açıklayarak, kazanç kaybına ilişkin taleplerinin asıl davada 1.617,90 TL, birleşen davada 7.658,10 TL olmak üzere 9.276,00 TL olduğunu beyan etmiştir.
Asıl davada davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; meydana gelen kazada müvekkilinin kusuru bulunmadığını, ayrıca kaza ile ölüm arasında illiyet bağının da bulunmadığını, meydana gelen kazanın maddi hasarlı trafik kazası olduğunu, kaza neticesinde araçlarda maddi hasar meydana geldiğini, müteveffanın sol kolundan yaraladığını, ölü muayene tutanağında, ölenin oğlunun babasının şeker, tansiyon ve karaciğer yetmezliği olduğunu beyan ettiğini, vefatın müteveffanın alkolik siroza bağlı iç kanamadan kaynaklandığı kanaatinde olduklarını, kazaya da ölenin neden olduğunu, davacı yanın taleplerinin de haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Asıl davada Sigorta vekili cevap dilekçesinde; kaza yapan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının zararını kanıtlaması gerektiğini, avans faizi talebinin haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davalılar … ve … vekili, yasal süresi içerisinde cevap vermemiş, duruşmada davacıların taleplerin asıl dosyadaki talepleri ile derdest olduğunu belirterek derdestlik itirazı nedeniyle davanın davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, asıl davanın trafik kazası nedeniyle hasar bedeli ve kazanç kaybının tahsili istemi, birleşen davanın ise asıl davanın dava tarihinden, plakanın satıldığı tarihe kadar geçen süre bakımından kazanç kaybının tahsili istemine ilişkin olduğu, davacıların ölen Mustafa’nın mirasçıları olduğu, aracın da … adına kayıtlı olduğu, kaza tespit tutanağından kazanın meydana gelmesinde ışık ihlali yapan …’nin kusuru ile sebep olduğunun tespit edildiği, ceza dosyasında da karar henüz kesinleşmemekle birlikte …’nin cezalandırılmasına karar verildiğinin görüldüğü, Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesi 2013/151 D.iş dosyasında davacının aracının pert olması nedeniyle, hurda bedelinin mahsubundan sonra zararının 14.500,00 TL olarak hesaplandığı, bilirkişiden alınan raporda da; kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği, bilirkişilerin tazminat hesabı yönünden araç plakasının kazadan sonra işleyip işlemediği, plakanın kiralanıp kiralanmadığı, kiralanmış ise kiralandığı tarihler arasındaki kira tutarı belirlenmeden kazanç kaybı hesaplanamayacağının bildirilmesi üzerine, davacıların 17/04/2014 tarihinde plakayı sattıklarını ve satım tarihinden önce kiralanmadığını beyan ettikleri, satışa ilişkin belgelerin dosyaya kazandırıldığı, bilirkişi heyetine SMM bilirkişi de eklenmek suretiyle alınan 22/12/2015 tarihli raporda, beyannamelere göre yapılan hesaplamada, kaza tarihi ile dava tarihi arasındaki kazanç kaybının 875,00 TL olarak hesaplandığı, rapora yönelik itiraz üzerine alınan 13/12/2017 tarihli ek raporda ise, davacıların TUİK verilerine göre kazanç kaybının 27/10/2013-17/04/2014 tarihleri arasında 9.276,00 TL, … Odasının cevabi yazısına göre ise 7.180,00 TL olduğu, kaza tarihinde 8 yaşında olan aracın ikinci el değerinin 16.500,00-17.500,00 TL olabileceğinin belirtildiği, toplanan delillere göre kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacıların aracın hasarlanması nedeniyle zararlarını tüm davalılardan ve aracın ticari araç olması nedeniyle kazanç kaybı nedeniyle zararlarını sürücü ve işletenden talep edebileceği, hasar bedelinin yargılama sırasında ödenmesi sonrasında bakiye zararının 7.500,00 TL olduğu, yine davacıların bilirkişi raporu doğrultusunda kazanç kaybı olarak asıl davada 1.617,90 TL, birleşen davada ise 7.658,10 TL talep edebileceği gerekçesi ile; Asıl davanın kısmen kabulü ile 7500,00 TL hasar bedelinin, … ve …’dan kaza tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş’den dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, 1.617,90 TL kazanç kaybının davalılar … ve …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile tahsiline; birleşen davanın kabulü ile 7.658,10 TL kazanç kaybının kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiş hüküm davalılar … ve … vekili tarafından asıl ve birleşen davadaki talepler yönünden istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kaza ile ölüm arasında illiyet bağının bulunmadığını, buna ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini, vefat edenin kaza neticesinde kolundan yaralandığını, ayrıca kaza sonrası tedavi eden doktorlar hakkında soruşturma izni verilmediğinden yargılanmadıklarını, kusur raporunun eksik ve hatalı değerlendirildiğini, vefat eden sürücüsünün kendisine yeşil ışık yanmadan hemen kavşağa girdiğini kaza tespit tutanağının, taksi durağında bekleyen diğer taksi sürücülerinin yönlendirmesi ile düzenlendiğini, buna göre rapor alınmasının mümkün olmadığını, davacıların kazanç kaybına ilişkin taleplerinin yasal dayanağının bulunmadığını, ticari taksi işletmesinin üç ayağı olduğunu, bunun araç, sürücü ve plaka olduğunu, önemli olanın da taksi plakası olduğunu, her zaman kiraya verilebileceği gibi, başka bir araca da takılabileceğini, davacının aracının pert olması durumunda zararlarının artmaması için çaba göstermesi gerektiğini, bu nedenle aracın pert olması nedeniyle ticari taksinin işletilmemesinden kaynaklanan gelirlerinden kaynaklanan zararlara yönelik taleplerinin haksız olduğunu, davacıların asıl davada, hasar bedeli ve kazanç kaybını, birleşen davada ise kaza tarihinden aracın satıldığı tarihe kadar kazanç kaybının tahsilini istediğini, ZMMS tarafından davacılara 26/12/2013 tarihinde 7.000,00 TL ödeme yapıldığı, bilirkişi raporunda buna ilişkin bir değerlendirme yapılmadığını, ayrıca kazanç kaybının da kaza tarihi ile aracın pert olduğu öğrenildiği tarihe kadar olabileceğini, ek raporda buna ilişkin değerledirmenin de hatalı olduğunu; davacıların sürücünün desteğinden mahrum kaldıklarından bahisle Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/763 E. Sayılı dosyasında dava açıklarını, dosyanın karara çıktığını, haricen öğrenilen bilgiye göre davacıya ödenen miktarın 126.349,89 TL tazminat ve 46.023,34 TL masraf olduğu, yapılan ödemenin içeriğini bilmeden müvekkili tarafından yapılacak ödemenin mükerrer ödemeye neden olacağını; kazanç kaybına ilişkin zararların plakanın satıldığı tarihe kadar devam ettiği kabulünün hatalı olduğu gibi, bileşen davada davacıların satış tarihine kadar kazanç kaybını talep etmiş iken mahkemece kaza tarihinden itibaren faizi ile hükmetmesinin taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Asıl dava, trafik kazası nedeniyle araç hasarı nedeniyle tazminat ve aracın kullanılamaması nedeniyle uğranılan kazanç kaybı nedeniyle tazminat, birleşen dava ise kazanç kaybı nedeniyle asıl davada talep edilmeyen asıl davanın dava tarihi ile araç plakasının satıldığı tarih arasındaki bakiye tazminat istemidir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı … ve … vekili tarafından asıl ve birleşen davaya ilişkin olarak istinaf edilmiştir.
Haksız fiil nedeniyle zarara uğrayan, kusuru ile zarara neden olan ve eylemlerinden sorumlu olanlardan zararlarını talep edebilir. Trafik kazası neticesinde aracı hasarlanan taraf araç hasar bedelini sürücü, KTK’nın 85. maddesi gereğince sürücünün verdiği zararlardan sorumlu olan işletenden ve KTK’nın 91. Maddesi gereğince sigorta teminat limitleri içerisinde olmak kaydıyla sigorta şirketinden talep edebilir. Meydana gelen kaza nedeniyle, hasarlanan aracın kullanılamaması nedeniyle, araç sebebiyle elde edilen gelirin elde edilememesi, yahut araçtan mahrum kalınması nedeniyle bir kısım giderler yapılmış olması da, Yargıtay yerleşik içtihatlarında dolayı zararlar olarak kabul edilmekte ve zarar görenin bu kapsamdaki zararlarını da, zarara neden olan sürücü ve işletenden talep edilebileceği kabul edilmektedir.
Burada üzerinde durulması gereken bir husus ise, aracın hasarlanması nedeniyle aracın kullanılmaması nedeniyle oluşan kazanç kaybı veyahut araç mahrumiyet nedeniyle zararların tazmini için, araç malikinin yaralanmış olması veyahut vefat etmiş olması, zararda sorumluluk için bir şart olmayıp, kaza neticesinde araç malikinin yaralanması yahut vefatı halinde araç malikinin bu kapsamdaki zararları ayrıca talep edilebilir. Maddi hasarlı ve ölümlü bir kazada, ölenin mirasçıları terekeye tabi aracın hasarlanması nedeniyle oluşan hasar bedelini ve aracın çalışmaması nedeniyle oluşan zararları, mirasçı sıfatıyla talep edebilir. Ancak mirasçılar, vefat eden araç malikinin bedensel çalışması üzerinden elde edeceği geliri, tereke kapsamında alacak olmadığından kazanç kaybı sıfatıyla mirasçı sıfatıyla talep edilmez. Araç malikinin vefatı halinde, bedeni çalışması üzerinden ancak vefat edenin destek olduğunun kanıtlanması halinde destek tazminatı talep edilebilir.
Somut olaya gelince; davacıların kazanç kaybına yönelik tazminat talepleri, aracın hasarlanması nedeniyle ticari kazanç kaybına yönelik olarak açılmıştır. Davacılar aracın hasarlanması nedeniyle araç maliki kazadan sonra (kaza ile illiyeti olsun ya da olmasın) vefat etmiş olması nedeniyle mirasçısı sıfatıyla bu kapsamdaki zararlarını talep edebilirse de; talep edebilecekleri zarar aracın makul onarım süresi, onarımı mümkün olmaması halinde yeni bir araç ikame edebilecekleri makul süre ile sınırlı olduğu gibi, talep edebilecekleri zarar da, şoförün bedeni çalışması ile elde edebileceği gelire göre değil, araç amortisman, yakıt gideri, şoför giderleri ve sair giderler düşüldükten sonra hesap edilecek net gelir üzerinden hesaplanmalıdır. Şoförün bedeni çalışması ile elde edebileceği gelir, sürücünün meydana gelen kazada vefatı yahut yaralanması halinde, kazanç kaybının yahut destek tazminatının hesaplanmasında nazara alınabilir. (Nitekim dosya kapsamından da davacı …’nun aynı kazada vefat eden araç maliki ve sürücüsü olan eşinin vefatı nedeniyle Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/763 E. Sayılı dosyasında destek tazminatı talep ettiği ve şoför olması nedeniyle asgari ücretin 1,5 katı üzerinden hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır.)
Mahkemece hükme esas alınan tazminat bilirkişi raporunda, talep aracın hasarlanması nedeniyle aracın kullanılamaması nedeniyle nedeniyle kazanç kaybına yönelik olduğu halde; TUİK Kazanç bilgilerine göre 2014 Kasım ayındaki şoför gelirinin aylık 1.651,00 TL olduğu bildirildiğinden, Ankara … … ve … … Odasından gelen yazı cevabına göre 18/03/2014 tarihine kadar günlük kazancın 40,00 TL, 18/03/2014 tarihinden sonrası için ise 50,00 olarak bildirilmiş olduğundan bahisle alternatifli hesaplama yapılarak, kaza tarihi olan 27/10/2013 tarihinden araca ait ticari plakanın satıldığı 18/03/2014 tarihine kadar 142 günlük kazanç kaybı hesaplanmış TUİK verilerine göre kazanç kaybının 9.276,00 TL, Ankara … … ve … … … verilerine göre yapılan hesaplamada ise 7.180,00 TL olarak tespit edilmiş, mahkemece TUİK verilerine göre yapılan hesaplama doğrultusunda davanın esası hakkında karar verilmiştir.
Davacılar, davaya konu ticari taksi olan aracın çalışmadığı süre içerisinde kazanç kaybı istemiş olmasına rağmen; zarar hesaplanmasında, şoförün geliri çerçevesinde, şoförün kazanç kaybına göre kazanç kaybının hesaplaması doğru olmadığı gibi, kaza tarihinden itibaren onarım yahut onarımı mümkün değil ise yeni bir araç temin edilebilecek makul süre ile sınırlı olarak hesaplama yapılması yerine, bu hususta değerlendirme yapılmaksızın kaza tarihinden, araç plakasının satıldığı tarihe kadar hesaplama yapılarak bu miktar üzerinden kazanç kaybına hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.
Böyle bir davada gerçek zararın belirlenmesi için, davacının araç nedeniyle gelirinin daha net kriterlerle ortaya konulması gerekmektedir. Öncelikle davacı tarafa bu konuda ispat imkanı verilmesi ve bu konu ile ilgili kuruluşlara (vergi dairesi, bağlı bulunduğu oda, çalıştığı işyeri kayıtları, … kayıtları,vb…)yazı yazılarak, ticari taksinin tüm giderler amortisman, yakıt giderleri, sürücü giderleri vs düşüldükten sonra araç dolayısı ile elde edebileceği muhtemel net gelirin tespit edilerek varsa ticari defter ve kayıtları incelenerek yapılacak bilirkişi incelemesine göre tazminatın belirlenmesi gerekir.
Mahkemece yapılacak iş; daha önce rapor alınan makine mühendisi ve SMMM bilirkişilerden ek rapor yahut yeni bir bilirkişi veya bilirkişi heyetinden rapor alınarak, öncelikle aracın aracın tamir süresi, tamiri mümkün veya ekonomik değil ise yeni bir araç elde edebileceği süre belirlendikten sonra yukarıda açıklanan araştırmalar yapılıp gerektiğinde ilgili odadan araç maliki olarak sürücü ve diğer giderler vergiler vs. düşüldükten sonra günlük kazanç kaybı sorularak, varsa vefat edene ait işletme defterleri ve vergi kayıtları da değerlendirilerek, aracın çalışmadığı süre içerisindeki kazanç kaybı belirlendikten sonra, kazanç kaybı bedelinin hüküm altına alınması gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, davalılar vekilinin buna ilişkin asıl ve birleşen davaya yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Buna göre; yukarıda açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen dava davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili olacak deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, yukarıda açıklandığı üzere, davacıların aracın hasarlanması nedeniyle kaza tarihi itibariyle meydana gelen kazanç kaybı tespit edilerek asıl ve birleşen davada, hüküm davalılar … ve … tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle usulü kazanılmış haklar korunarak karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalıların sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Asıl ve birleşen dava davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 08/05/2019 tarihli 2014/909 Esas 2019/428 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, asıl ve birleşen dava davalılar … ve … vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalılar tarafından istinaf peşin harcı olarak yatırılan 186,00 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalılara iadesine,
4- Ankara 7. İcra Müdürlüğü 2019/11085 E. Sayılı dosyasına depo edilen 40.000,00 TL’nin yatıran iadesine
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 17/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.