Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2334 E. 2022/542 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2019
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 04/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta AŞ vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 18/05/2017 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkiline çarpması neticesinde yaralandığı, sürücünün %100 kusurlu olduğu, kaza neticesinde tam olarak iyileşemediği %39 iş gücünü kaybettiği, 06/09/2017 tarihinde davalı sigorta şirketine poliçede teminat olarak belirtilen teminatın ödenmesi için başvuruda bulunulduğu, ancak ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın (iş gücü kaybı-meslekte kazanma gücü kaybı) kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talep edilen 10.000,00 TL maddi tazminatın 1.000,00 TL si geçici, 9.000,00 TL si sürekli iş göremezlik tazminatı olduğunu açıklamış, ıslah ile geçici iş göremezlik tazminatının 13.323,30 TL, sürekli iş göremezlik tazminatının 106.277,53 TL olarak toplam 119.600,83 TL tazminatın ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamış, ancak bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi ile dosya kapsamındaki mevcut bilgi ve belgelerin maluliyet oranının tespiti için elverişsiz nitelikte olduğunu, Adli Tıp 3. İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, davanın yeni genel şartlara tabi olduğunu, müvekkili şirketin tedavi giderleri kapsamında sayılan geçici iş göremezlik zararlarından ve diğer tedavi giderlerinden sorumluluğunun olmadığını, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının “kapsama giren teminat türleri” başlıklı A.5 maddesinde belirtilen hükümleri dikkate alındığında tedavi giderleri dolayısıyla sorumluluğun SGK’da olduğunu, adli tıp raporunda belirlenen 12 aylık geçici iş göremezlik süresine itiraz ettiklerini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının trafik kazası neticesinde yaralandığı nihai raporda özür oranının %25 olduğu, rapor doğrultusunda 18/05/2017 – 17/05/2018 tarih aralığında 12 ay için tıbbi iyileşme süresinin devam ettiği, buna göre geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığı, davacının yaşı, mali sosyal durumu, davalı şirkete ZMMS ile sigortalı … plakalı kamyonet sürücüsünün olayda %75 kusurlu olup, davacının ise %25 oranında kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. Maddesi gereğince sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu, aktüer bilirkişi raporunda 13.323,30 TL geçici ve 106.277,53 TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığı, davacı tarafın davalı şirkete başvurusunun 08/09/2017 tarihinde ulaştığı kabul edildiğinde 8 iş günü sonrası 21/09/2017 tarihinde temerrüde düştüğü, dava konusu alacak haksız fiil kaynaklı olup, davalıya sigortalı aracın poliçede yazan bilgileri incelendiğinde ticari nitelikte kamyonet olduğu anlaşılmaktaysa da dava dilekçesinde yasal faiz talep edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 13.323,30 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 106.277,53 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 119.600,83 TL tazminatın 21.09.2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf dilekçesinde, tarafların kusur durumunun belirlenmesi için söz konusu dosya Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne ve … Müdürlüğü Fen Heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bir bilirkişiye gönderilmesi gerekirken, hatalı bir şekilde bilirkişi kusur raporunda belirlenen %75 kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulduğunu, davacının maluliyet oranının Yargıtay’ca da kabul edildiği üzere Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu marifetiyle Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda tespit ettirilmesi gerekirken, … tıp bilimleri bölümü Adli Tıp anabilim dalı tarafından düzenlenen maluliyet raporu dikkate alınarak hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, geçici iş göremezlik ödeneğinin teminat kapsamında olmadığını, davacı lehine tazminat hesaplanmasına karar verildiği takdirde, söz konusu hesaplamanın, ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 Ulusal … Tablosuna göre yapılması gerektiğini, davayı ve faizi kabul anlamına gelmemek kaydı ile, gerekli şartların varlığı halinde dava konusu tazminata “ANCAK DAVA TARİHİNDEN İTİBAREN” işleyecek “YASAL FAİZ” ile birlikte hükmedilebileceğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olaya bakıldığında, tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi, TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010”adı verilen “Ulusal … Tablosu” hazırlanmış olup, … Kurumunca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90.maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle aktüer raporunda %1,8 teknik faiz tatbik edilmesi doğru görülmediği gibi, TRH 2010 Yaşam Tablosu gereğince tespit edilen Muhtemel Yaşam Süresi ve Beklenen Yaşam Süresi kavramları farklıdır. Uğranılan zarardan kaynaklı tazminat belirlenmesinde zarara uğrayanın, muhtemel yaşam süresi TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre tespit edilmek suretiyle bulunan bakiye ömrü esas alınması gerekirken, aktüer raporunda; tazminat hesabında bakiye ömür sonuna kadar hesaplama yerine muhtemel yaşam süresi olan 99 yaşına kadar hesaplama yapılan raporun mahkemece hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle dosyanın önceki bilirkişiye tevdii ile davalı lehine kazanılmış haklar gözetilerek (tazminata esas gelir, işlemiş ve işleyecek devre, esas alınan asgari ücret yılı başta olmak üzere) davacının muhtemel ve beklenen yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi, bakiye ömrü esas alınarak, % 1,8 teknik faiz uygulanmadan progresif rant tekniği uygulanmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması için ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden; davalı sigorta vekilinin bu yöne ilişkin istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılması ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yerel mahkemesine gönderilmesine, kaldırma ve gönderme sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 17/06/2019 tarih ve 2018/128 Esas, 2019/512 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, yukarıda açıklandığı üzere tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kaldırma ve gönderme sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yerolmadığına,
2- Davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
3-Davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan gider avansından varsa artan kısmın karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
4-İstinafa gelen davalı sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince verilecek kararda gözetilmesine,
5- Ankara 3. İcra Dairesi 23/08/2019 Tarih ve 2019/10149 sayılı dosyasına depo edilen 181.000,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yapılmasına dair,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 04/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.