Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2321 E. 2022/240 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2019
NUMARASI …..
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 04/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/02/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 03/10/2013 tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesiyle sigortalı aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında, araçta yolcu konumunda olan davacının yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davacının kusurunun bulunmadığını, davacının maddi zarara uğradığını, davalı sigorta şirketi tarafından 26/05/2014 tarihinde (dava açılmadan önce) 32.878,02 TL ödeme yapıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik kalıcı sakatlıktan doğan güç ve efor kaybı nedeniyle 1.000,00 TL ve geçici iş göremezlik sebebi ile 100,00 TL olmak üzere toplam 1.100,00 TL maddi tazminatın sigorta şirketine ilk başvuru tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde; aracın, davalı şirket nezdinde 29.12.2012/2013 vadeli ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalının sorumluğunun sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın başvurusu üzerine 26/05/2014 tarihinde 32.878,02 TL ödeme yapıldığını ve sorumluluğunun kalmadığını, kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davacı tarafın avans faizi talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, davacının tedavi evrakları getirilerek,…… Başkanlığından alınan 23/06/2016 tarihli raporda özetle, trafik kazasında yaralanan …’un vücut genel çalışma gücünden kaybetmediği, 6 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı kanaatinin bildirildiği, İtiraz üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi Başkanlığından alınan 24/07/2017 tarihli raporda, … oğlu 1959 doğumlu …’un 03/10/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı ….. Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde olmadığından, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, davacı vekilinin itirazı üzerine Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınmasına karar verildiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun 18/10/2018 tarihli müteala raporunda, … hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirilerek 1959 doğumlu …’un 03/10/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı ….. Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde olmadığından, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme ( iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, dosya kapsamına, toplanan delillere, iddia, savunma ve maluliyete ilişkin raporlara göre, trafik kazasında yaralanan davacı …’un yaralanması nedeniyle maluliyetinin bulunmadığı, maddi tazminat isteme koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının sakatlığının % 0 olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verildiğini, gerekli incelemeler yapılmadan karar verildiğini, davacının sakatlığının olmadığına ilişkin raporları kabul etmediklerini, ciddi oranda sakat olduğunu, dosyada %7 sakat olduğuna ilişkin rapor olduğunu, davacının ……. %7 engelli olduğuna dair rapor aldığını, belinde de halen kırık olduğunu, doğru bir inceleme dahi yapılmadan, tamamen ezbere, gerek Ankara Adli Tıp Kurumu’ndan gerekse İstanbul Adli Tıp Kurumundan raporlar alındığını, raporlara itirazlarının değerlendirilmediğini, gerçekçi bir inceleme film ve mr çekimi yapılmış olsaydı davacının sakatlığının belirlenebileceğini, sağlıklı muayene yapılmadığını, hatta İstanbul Adli Tıp Kurumunda inceleme dahi yapılmadığını, ilgili film ve grafilere bakılmadığının da açık olduğunu, ciddi bir şekilde muayene edilse ve filmleri düzgün çekilseydi sonuç değişeceğinden gerekli inceleme yapılmadan sakatlığının olmadığına dair raporu ve bu rapor nedeni ile davanın reddini kabul etmediklerini, sağlıklı bir sonuç almak adına davacının muayene edilerek rapor aldırılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; dava, trafik kazasından kaynaklanan bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı ile geçici iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacının davalıya ZMSS poliçesi ile sigortalı araçta yolcu konumunda iken gerçekleşen tek taraflı trafik kazası sonucunda yaralandığı, dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine yapılan başvuru nedeniyle davacıya 26.05.2014 tarihinde 32.878,02 TL iş göremezlik tazminatı ödendiği anlaşılmıştır. Davacının davalı tarafça yapılan ödemenin yetersiz olduğundan bahisle iş bu belirsiz alacak davasını açarak şimdilik 1.000,00TL sürekli ve 100,00TL geçici iş göremezlik tazminatı talep ettiği, davacının tüm tıbbi belgelerinin dosya içine alınarak AÜTF hastanesince davacının muayenesi de yapıldıktan sonra düzenlenen 23.06.2016 tarihli raporda, davacının vertebra (L3)kırığı nedeniyle ameliyat (kifoplasti) geçirdiği, bel ve bacağında ağrı şikayeti olduğu, korse ile tedaviye devam edildiği, davacının davaya konu trafik kazası sonucu yaralanması sebebiyle sürekli maluliyeti bulunmadığı, 6 ay süre ile geçici iş göremezliği olduğu belirtilmiştir. Davacı tarafın bu rapora itirazı ve İstanbul ATK ihtisas dairesinden rapor alınmasına yönelik talebi üzerine ilgili kurumun davacıdan film, MR ve muayenesinden sonra son durum raporu istemesi, buna ilişkin tıbbi evraklar tamamlanıp, davacının muayenesi ile son durum raporu alındıktan sonra İstanbul ATK 3. İhtisas dairesi tarafından düzenlenen 24.07.2017 tarihli raporda, yine davacının davaya konu trafik kazası neticesi yaralanması sebebiyle sürekli maluliyeti bulunmadığı, 6 ay süre ile geçici iş göremezliği bulunduğu yönünde tıbbi görüş bildirilmiş, davacı vekilinin bu rapora da itirazı ve İstanbul ATK genel kurulundan maluliyete dair rapor alınması talebi üzerine, İstanbul ATK Başkanlığı Adli Tıp İkinci Üst Kurulunca tanzim edilen 18.10.2018 tarihli raporda, davacının trafik kazasına bağlı yaralanmasının maluliyetine neden olacak düzeyde olmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği şeklinde tıbbi mütalaa belirtilmiştir.
Davacının maluliyet durumunun tespitine yönelik araştırma ve incelemenin yeterli bulunması, konusunda uzman sağlık kurum ve kuruluşlarınca üç ayrı rapor düzenlenmesi ve her üç ayrı raporda da aynı görüşün bildirilmesi, davacı tarafça dayanılan … engelli sağlık kurulunca düzenlenen raporun, maluliyete ilişkin olmayıp, engelli raporu olması, bu raporda vertebra kırığı nedeniyle %7 oranında engelli olduğunun belirtilmesi, iş göremezlik tazminatı hesabında nazara alınamaması, SGK yada Aile Bakanlığı tarafından düzenlenen bir kısım kolaylaştırıcı imkanlardan, muafiyetlerden faydalanmak amacıyla engelli raporlarının alınması, sürekli maluliyeti bulunmadığı anlaşılan davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmaması ve mahkemenin gerekçesine göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince (HMK.nın 355 maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı … vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 80,70TL maktu istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40TL maktu harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süresi içinde TEMYİZİ KABİL olmak üzere oy birliği ile 04.02.2022 tarihinde karar verildi.
….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.