Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No…..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
……
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2019
NUMARASI :…..
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 17/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 10/03/2022
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde;13.04.2015 tarihinde davalı Sigorta şirketine ZMMS poliçesiyle sigortalı olan … sevk ve idaresindeki aracın yaya olan müvekkiline çarpması sonucu davacının yaralandığını, meydana gelen zararından davalının sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketine müracaat etmesine rağmen zararının karşılanmadığını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, geçici ve sürekli iş göremezlik zararı ile bakıcı gideri olarak toplam 5.000,00 TL tazminatın temerrü tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının müvekkiline eksik evrakla başvurduğundan başvurunun usulüne uygun olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, esas yönden ise kaza yapan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu davacının kusuru, zararı ve maluliyeti kanıtlaması gerektiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; Davanın, 13.04.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasına dayalı olarak bakıcı gideri, sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin olduğu, deliller toplanarak kazaya karışanların kusur durumlarının tespiti açısından … Fen Heyetinden kusur konusunda uzman bilirkişiden alınan 13/05/2019 tarihli raporda özetle; dava dışı sigortalı araç sürücüsü …’ın kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğunun tespit ediliği, 13.04.2015 günü meydana gelen kazaya ilişkin dosya kapsamında araç sürücüsünün beyanı dışında başkaca bir delilin bulunmadığı, kazanın … takiben … istikametine seyir halinde olan dava dışı sürücünün aracı ile … AVM önüne geldiği, davacı yaya çocuğun AVM’nin içinden koşarak çıkıp aniden yola girdiği, davacı ve dava dışı çocuk anlatımlarına göre, aracın çocuğa çarptıktan sonra çocuğun yere düşüp kalkarak AVM içindeki annesinin yanına gittiği, dava dışı sürücünün fren tedbirine başvurduğu, olayın oluş şekline göre hızını da yolun konum ve koşullarına göre ayarladığı, ancak olayın oluşuna engel olamadığının anlaşıldığı, kazanın meydana gelmesinde davacı çocuğun, dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde yaya geçidi bulunmayan yolda, üzerine doğru gelen araca rağmen koşarak yola çıkması nedeniyle 2918 sayılı KTK’nın 68. maddesi (b) bendi ile … Trafik Yönetmeliğinin 138. maddesi (b) bendi hükümlerine aykırı davranışı nedeniyle %100 kusurlu olduğu, dava dışı sigortalı araç sürücüsü …’ın kusursuz olduğu, olayın oluş biçimi itibariyle sürücüye herhangi bir kusur atfedilemeyeceğinin tereddütsüz bir şekilde tespit edildiği, davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün kusurunun bulunmaması nedeniyle davalının, davacının zararlarından sorumluluğu olmadığı gerekçesi ile; davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece davanın kusur yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi tarafından davacının tam kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiş ise de, bahse konu raporda davacının aracın birden önüne çıktığı, kaza neticesinde davacının yaralanmasının hafif olduğu, bu şekilde araç sürücüsünün aşırı hızlı olmadığı yönündeki değerlendirmeleri çerçevesinde belirlendiğini, araç sürücüsünün bu yöndeki beyanlarının kusurun belirlenmesinde tek başına yeterli olmadığını, raporun olay mahallinde keşif dahi yapılmadan hazırlandığını, rapora bu nedenlerle itiraz etmelerine rağmen söz konusu rapora göre karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece, araç sürücüsünün beyanın, davacının annesinin beyanı ve yaralanmasının ağırlığına göre kazanın araç sürücünün beyan ettiği şekilde olduğu kabul edilerek, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün kusursuz olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
13/04/2015 tarihinde … … AVM önünden meydana gelen kazaya ilişkin olarak, davacının annesi olan … kolluk ifadesinde “… kapıdaki … AVM yanında bulunan giyim mağazasına 2003 D.lu oğlum … ile birlikte gitmiştim. Oğlum bir anda yanımdan ayrıldı ve dışarı çıktı. Kısa bir süre sonra tekrar işyerine geldiğinde elinde sıyrıklar olduğunu ve ayağının ağrıdığını gördüm. Hemen arkasından ismini olay nedeniyle öğrendiğim … içeri girdi. Aracıyla çocuğa hafifçe çarptığını söyledi ve bizi hastaneye götürmeyi teklif etti. …Tedavisinde oğlumda herhangi bir kırık olmadığı anlaşıldı. Şu anda durumu iyidir.” Şeklinde olaya ilişkin beyanda bulunduğu görülmüştür.
Kazaya ilişkin araç sürücüsü ise şüpheli olarak alınan ifadesinde “…saat 15 sıralarında … AVM önünden …’a doğru kullanımımda bulunan araçla normal hızla giderken, yolun sol tarafından gelen ismini sonradan öğrendiğim … … birden koşarak önüme fırladı, ben frene bastım, benim durmamla birlikte çocuğun araca çarpması bir oldu, Çocuk yere düştü aksayarak kaldırıma yürüdü. O esnada bir iş yerine girdi. Annesi oradaydı. Bende peşinden girdim. Sonra çocuğu kucaklayıp aracıma alarak annesi ile birlikte Palandöken Hastanesine götürdüm….” şeklinde kazanın oluş şeklini aktardığı görülmüştür.
Kaza sonrası tedavi evraklarına göre de; kaza nedeniyle bir kısım yüzeysel abrazyonların (sıyrıklar) bulunduğu belirtilerek, her hangi bir patolojisinin bulunmadığı, kemik yapısının doğal olduğu, ortopeti doktorunun önerisi üzerine sağ bacağın atele alınarak taburcu edildiği belirtilmiştir.
Mahkemece alınan kusur raporunda da, davacının yaralamasına ilişkin evraklar, davacının annesinin, davacının bir an yanından ayrıldığı ve kısa bir süre aksayarak yanına geldiğine yönelik beyanları ile araç sürücüsünün beyanlarının birbirini teyit etmesine göre, davacı tarafından dayanılan deliller çerçevesinde kazanın oluş şeklini davacının koşarak yola girmesi neticesinde meydana geldiği ve araç sürücüsünün başkaca alabileceği önlem olmadığı ve kusurlu olduğuna dair delil de olmamasına göre, kazanın meydana gelmesinde yola koşarak giren davacının kusurlu olduğu, araç sürücüsünün ise kusuru olmadığı tespit edilmiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, davacının annesinin beyanlarının ve tedavi evraklarında tespit edilen yaralanmasının, araç sürücüsünün beyanlarını teyit eder mahiyette olmasına, davacının kazanın dosyada mevcut deliller haricinde sürücünün kusuru ile meydana geldiğine dair delil sunmamasına davacının açıkça dava dilekçesinde keşif delilline dayanmamış olması yanı sıra mahallinde yapılacak keşfin de olayın oluş şeklinin belirlenmesine katkı sağlamayacak olmasının anlaşılmasına göre; davacı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren İKİ HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU açık olmak üzere 17/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…..
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.