Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2311 E. 2022/629 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2311 – 2022/629
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2311
KARAR NO : 2022/629

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/04/2019
NUMARASI : 2016/711 Esas 2019/331 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI : 1-… Sigorta A.Ş.
VEKİLİ :
DAVALI : 2-… Sigorta A.Ş.
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 10/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 31.03.2014 tarihinde davacının içinde yolcu olarak bulunduğu davalı … Sigorta A.Ş.’ne zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı araç ile diğer davalı … Sigorta AŞ’ne zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı aracın karıştığı trafik kazasında yaralandığını ve malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 25,00 TL geçici işgöremezlik tazminatı, 50,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatı ve 25,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 100,00 TL tazminatın her iki davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 28/02/2019 tarihli bedel artırım dilekçesiyle; bakıcı gideri talebini 4.456,20-TL’ye, geçici işgöremezlik tazminatı talebini, 4.226,58-TL’ye ve sürekli işgöremezlik kaybı tazminatı talebini ise 96.167,04-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … Sigorta vekili, kazaya karışan … plakalı aracın 13.12.2013-13.12.2014 tarihleri arasında şirket nezdinde ZMMS poliçesiyle sigortalı olduğunu, şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru, poliçe limiti ve gerçek zarar ile sınırlı olduğunu, olayda hatır taşıması olması nedeni ile indirim yapılması gerektiğini, şirketin herhangi bir temerrüdünün söz konusu olmadığını, kazanın meydana gelmesindeki kusur oranlarının ve davacının maluliyet oranının tespit edilmesi gerektiğini, davacının maluliyet nedeni ile bakıcıya ihtiyacı olmadığını, aksinin kabulü halinde de bakıcı giderinden %50 indirim yapılması gerektiğini, geçici işgöremezlik isteminin teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, kazaya karışan davacının içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın 01.07.2013-01.07.2014 tarihleri arasında şirkete ZMMS ile sigortalı olduğunu, şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru, poliçe limiti ve gerçek zararın tazmini ile sınırlı olduğunu, geçici iş göremezlik ve tedavi giderleri yönünden şirketin bir sorumluluğunun olmadığını, şirket yönünden temerrüdünün söz konusu olmadığını, kazanın meydana gelmesindeki kusur oranlarının ve davacının maluliyet oranının tespit edilmesi gerektiğini, şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu tutulabileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, tüm dosya kapsamı, dava, cevaplar, maluliyet raporu, kusur raporu ve hesap raporu birlikte değerlendirildiğinde; 31/03/2014 tarihinde davacının, davalı … sigortaya ZMMS poliçesiyle sigortalı … plakalı araç içerisinde yolcu konumunda bulunduğu sırada, bu araç ile diğer davalı … Sigorta A.Ş.ne ZMMS poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın karşılıklı kusurlarıyla gerçekleştirdikleri trafik kazasında yaralandığı ve vücut genel çalışma gücünün %16 sını kaybettiği 4 ay iş ve gücünden geri kaldığı, yine 4 aylık tedavi sürecinde refakatçi yardımına ihtiyacı bulunduğu, davacının kazadan önce kalıpçı ustası olarak çalıştığı, geçici iş gücü kaybı zararının SGK’ca yapılan ödeme düştükten sonra bakiyesi ile kalıcı iş gücü zararının tamamını ve bakıcı giderinin davalılardan müteselsilen talep edebileceği, davadan önce davalı … sigorta A.Ş.ne başvurulduğu, temerrüdün 19/08/2016 tarihinde oluştuğu, diğer davalıya başvurunun olmadığı, araçların ticari vasıfta bulunmadıkları, yine TBK’nun 61.maddesi hükmü de nazara alınarak zararın davalılardan müteselsilen tahsiline karar vermek gerektiği anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulü ile; 102.386,76 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den 19.08.2016 dava tarihinden, davalı … Sigorta’ A.Ş.den 23.10.2015 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davaya konu kazanın, davalı sigorta şirketine trafik sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile seyir halindeyken karıştığı kaza sonucu meydana gelmiş olup kaza sonucu davacının yaralandığını, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 86. maddesi gereğince araç işleteninin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmadığını,
Gerekçeli kararda … Sigorta A.Ş. ile diğer davalının müteselsil sorumlu tutularak yapılan tespite ve hesaplanan tutara itiraz ettiklerini, ZMMS sigortacısı olarak araç sürücüsünün kusuru oranında tazminat hesaplaması yapılması gerekirken müteselsil olarak hüküm kurulmasının kabul edilmeyeceğini, kusur atfedilen diğer araç sürücüsünün kusurunun da davalı … Sigorta A.Ş.’ye yükletilmesini kabul etmediklerini,
Kusur raporuna yaptıkları itirazlar değerlendirilmeden ve gerçek kusur değerlendirmesi yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde dikkatsiz ve tedbirsizliği ile kusurlu olan davacı iken, sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusur oranının hakkaniyete aykırı olduğunu, bu durumda kaza tespit tutanağı ile bilirkişi raporları arasındaki kusura ilişkin çelişkinin giderilmesi gerekirken, itirazları dikkate alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi tarafından kusur oranına göre değerlendirme yapıldığı halde, mahkeme tarafından müşterek müteselsil sorumluluğa hükmedilmesinin kabul edilemeyeceğini,
Mahkemece alınan 05.07.2018 tarihli … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından hazırlanan raporda, davacının özür oranının %16 olduğu, 4 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı şeklinde rapor düzenlendiğini, Mahkemece verilen hükümde dosyaya sunulmuş bulunan rapor esas alınarak %16 meslekte kazanma gücü oranı üzerinden hesaplama yapmışsa da dava konusu olayda özür oranı dikkate alınarak hesap yapılması gerektiğini, hesaplamanın daha önceki itirazlarında da belirttikleri gibi özür oranı üzerinden yapılması gerektiğini,
12.02.2019 tarihli hesap bilirkişisi raporunda; geçici iş göremezlik zararının asgari ücret esas alındığında 780,44 TL geçici, 20.193,23 TL kalıcı iş görmezlik tazminatı, … sendikasından gelen müzekkere cevabındaki ücret esas alındığında 1.056,64 TL geçici 24.041,76-TL kalıcı iş görmezlik tazminatı bulunduğu kanaatine varılmış olup bu hesabın mahkemece de benimsendiğini, ayrıca mahkemece diğer davalı yönünden hesaplanan tutara da müşterek ve müteselsilen hükmedilmesinin hatalı olduğunu, usule ve yasaya uygun olmayan yönetmelik esas alınarak belirlenen maluliyet oranı üzerinden ve gerçek kusur tespiti yapılmadan tazminat hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu, ayrıca hesap raporunun hatalar içerdiğini, hesap raporunda sendika yazısına göre yapılan hesaplamaların kabul edilemeyeceğini, raporun sonuç kısmında ücrete ilişkin belgenin dosyaya girmediği tespitinin kabul edilemeyeceğini, SGK’dan gelen yazıda görülebileceği üzere davacının geliri düzensiz olup, kabul anlamına gelmemekle birlikte asgari ücretin esas alınması gerektiğini, davacının gerçek zararının tespiti için gerçek gelirinin esas alınması gerektiğini, sendikadan gelen yazıya göre farazi gelirle hesaplama yapılmasının kabul edilemeyeceğini, ayrıca yapılan hesaplamanın fahiş olduğunu, bilirkişi tarafından hesaba hangi yaşam tablosunun esas alındığının dahi belirtilmediğini, bilirkişi raporunun açık ve net olmadığını, davacı yanın gelir durumunu somut belgelerle ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, gelir durumuna ilişkin olarak somut belge ve delil sunulamaması halinde yasal asgari ücret esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini bu noktada … sendikasından gelen müzekkere cevabına göre yapılmış olan tazminat hesabının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı taraf olay tarihinde davacının kalıp ustası olarak çalıştığına dair beyanda bulunmuşsa da söz konusu durumu somut delillerle ispatlayamadığını, davacının SGK kaydında da kalıp ustası olduğuna dair herhangi bir husus bulunmadığını, … sendikasından gelen müzekkere cevabındaki ücret esas alınarak yapılmış olan tazminat hesabının hatalı olup tazminat hesaplaması yapılırken yasal asgari ücretin dikkate alınması gerektiğini, davacının geliri düzensiz olduğundan kabul anlamına gelmemek kaydıyla asgari ücretin esas alınması gerektiğini, yine dosyada asgari ücret fazlası alınan ücretlere ilişkin olarak somut belge ve delil sunulamadığından ve davacının kaza tarihinde işçi olduğu iddia edildiğinden yasal asgari ücret esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini,
Davalı şirket aleyhine hükmedilen geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri Sosyal Güvenlik Kurumu sorumluluğunda olduğundan verilen kararın haksız olup trafik kazalarından kaynaklanan bu taleplerin SGK tarafından karşılanması gerektiğini,
KTK 98. maddesi ve 6111 sayılı yasanın geçici 1. maddesi kapsamında davalı şirketin geçici iş göremezlik tazminatı bakımından sorumluluğu bulunmadığını, davacı sigortalı araçta karşılıksız taşındığı için hatır taşıması indirimi yapılması gerekirken, yerel mahkemece bu husus dikkate alınmadan karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, olayda hatır taşıması olup olmadığı hususu Mahkemenizce araştırılarak, tespiti halindelayda hatır taşıması olup olmadığı araştırılarak, tespiti halinde Türk Borçlar Kanunu’nun 51. ve 52. maddeleri uyarınca hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken bu yönde araştırma yapılmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/711 E. – 2019/331 K. sayılı ve 18.04.2019 tarihli ilamının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı giderine ilişkindir.
Davacı vekili, 31.03.2014 tarihinde davalılara zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan araçların neden olduğu kaza sonucu davalı … Sigorta AŞ’ne sigortalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 25,00 TL geçici iş göremezlik, 50,00 TL daimi iş göremezlik, 25,00 TL bakıcı giderlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, yargılama aşamasında aktüerya bilirkişiden alınan 12.02.2019 tarihli rapor ile davacının bakıcı giderinin toplam, 4.456,20 TL olduğu, kusur tenziline göre … Sigorta A.Ş.nin (%75 kusura göre) 3.342,15 TL, … Sigorta A.Ş.’nin (%25 kusura göre) 1.114,05 TL bakıcı giderinden sorumlu olduğu; asgari ücret üzerinden hesap yapılması halinde … Sigorta A.Ş.’nin 2.341,34 TL geçici, 60. 5S79,69 TL kalıcı iş göremezlik tazminatından; … Sigorta A.Ş. 780,44 TL geçici, 20.193,23 TL kalıcı iş göremezlik tazminatından sorumlu olduğu; … Sendikası müzekkere cevabında öngörülen ücretler esas alındığında … Sigorta AŞ’nin 3.169,94 TL geçici, 72.125,28 TL kalıcı iş göremezlik tazminatından; … Sigorta A.Ş.’nin 1.056,64 TL geçici, 24.041,76 TL kalıcı iş göremezlik tazminatından sorumlu olduğu belirlenmiş, davacı tarafından anılan rapor gereğince dava dosyasında dava değeri sürekli işgörmezlik yönünden 96.167,04 TL, geçici işgörmezlik yönünden 4.226,58 TL, bakıcı gideri olarak da 4.456,20 TL olmak üzere toplam 104.849,82 TL olarak ıslah edilmiş, mahkemece Yol–İş Sendikası tarafından gönderilen ücret üzerinden yapılan hesaplama esas alınarak SGK tarafından yapılan geçici ödemenin mahsubu ile davasının kısmen kabulü ile; 102.386,76 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den dava tarihi olan 19.08.2016, davalı … Sigorta’dan temerrüt tarihi olan 23.10.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde, mahkeme kararların tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri, hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini, hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını, gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E, 2007/611 K.).
6100 Sayılı HMK’nun 297/1-2 maddeleri gereğince mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir. Yukarıda belirtilen ilkeler göz ardı edilerek davacının davada talep edilen zarar kalemleri ile ilgili ayrı ayrı miktar belirtilerek denetime uygun şekilde her biri hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm altına alınan zarar kalemleri ayrı ayrı belirtilmeden toplam miktar üzerinden hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
2-Kabul şekline göre; haksız fiil sonucu meydana gelen yaralanma nedeniyle cismani tazminat talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının ve tazminat miktarının doğru biçimde belirlenmesi açısından, çalışma gücü kaybı zararının hesabında, yaralanan veya malul olanın (zarar görenin) kaza anındaki gerçek gelirinin belirlenmesi, doğru biçimde saptanması, tazminatın doğru tespitinde büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle gerçek zararın belirlenmesi için, davacının kaza tarihindeki işinin, mesleğinin ve gelir durumunun net ve ispata yarar somut delillerle tespit edilmesi ve ortaya konulması gerekmektedir. Kural olarak davacının, gerçek gelirinin mevcut olduğu durumda, emsale göre gelir belirlenmez. Davacı gerçek gelirini ispatlamakla yükümlüdür. Gelirin asgari ücret üzerinde olduğu, bir başka anlatımla herhangi bir işyerinde çalıştığı ya da bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde edildiği iddia ediliyorsa bunun ispat edilmesi gerekir. Ancak mahkeme bedensel zararların tazmini davalarında zarar görenin zararını resen belirlemek durumundadır. Bu nedenle mahkeme, zarar gören asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia etmiş ise SGK’dan trafik kazasının olduğu tarihteki zarar görenin ücret ve tüm gelirlerini gösterir kayıtlar getirilmelidir.
Somut olayda, davaya konu kaza 31.03.2014 tarihinde meydana gelmiş, iş bu dava 19.08.2016 tarihinde açılmıştır. Davacı vekili davayı açarken, davacının kalıp ustası olduğunu belirterek, davacının dava dışı … İnşaat San. Ltd. Şti.’de 05.01.2008-15.06.2015 tarihleri arasında çalışmasını gösterir çalışma belgesi sunmuştur. Davacı yönünden yapılan SED araştırmasına verilen 19.09.2016 tarihli cevapta, davacının aylık ortalama 1,200,00-1.300,00 TL geliri olduğu, maaş bordrosu bulunmadığı, emekli olduğu belirtilmiştir. Dosyada mevcut SGK hizmet dökümünde davacının 4/a inşaat elemanları kalıpçı olarak kazadan önce başlayan ve 2017 yılına kadar devam eden işyeri kayıtları olduğu anlaşılmış olmasına rağmen mahkemece SGK hizmet dökümünde belirtilen işyerlerinin ne olduğu, hangi tarihlerde hangi işyerlerinde çalıştığı hususları hiç araştırılmamış ve bu dönemlere ait ücretine dair belge ve bilgiler ile varsa ücret belgeleri getirilmemiştir. Hükme esas alınan aktüer raporunda davacının asgari ücret ve Yol-İş Sendikasından bildirilen gelir durumuna göre olasılıklı rapor hazırlanmış, mahkemece … Sendikasından gelen yazı cevabına göre hesaplanan tazminat miktarı esas alınarak hüküm kurulmuştur. Dosyada davacının SGK hizmet dökümü ve işyerleri belli olduğundan varsayıma göre değil gerçek gelire göre tazminat hesabı yapılması gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece kaza tarihi olan 31.03.2014 tarihinden 12.02.2019 rapor tarihine kadar davacının çalıştığı işyerlerinden ücret belgeleri istenerek bu belgeler ile saptanan geliri üzerinden usulü kazanılmış haklarda gözetilerek aktüer bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, HMK.nın 355. maddesi gereğince davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar değerlendirilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davalının diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi KARARININ KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, davalının diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine.
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
5-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 30. İcra Dairesinin 2019/6934 Esas sayılı dosyasına yatırılan 43.000,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,

Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.