Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/231 E. 2021/869 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2018
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 29/04/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 21/05/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 03/07/2013 tarihinde müvekkilinin, içerisinde yolcu olarak bulunduğu ve davalı tarafından sigortalanan aracın sürücüsünün, virajda direksiyon hakimiyetini kaybederek, karşı şeride geçmesi neticesinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında, müvekkilinin yaralandığını, geçici ve kalıcı maluliyetinin meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, zararlarından davalının sorumlu olduğunu, kaza sonrasında müvekkilinin … Hastanesinde bir dizi operasyon geçirdiğini ancak eski sağlığına kavuşamadığını, Engelli Sağlık Kurulundan alınan raporda %8 malul kaldığı belirtilmiş ise de maluliyetinin bu oranın üzerinde olduğunu, davalı tarafından bir miktar ödeme yapılmış ise de yapılan ödemenin yetersiz olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 50,00 TL geçici ve 150,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalından tahsilini istemiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi, davalıdan 223.249,97 TL tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kaza yapan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, kazanın meydana gelmesindeki kusuru davacının ispatlaması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararlarının sigorta teminatı kapsamında olmadığını, ayrıca müvekkili tarafından meydana gelen yaralanma nedeniyle 20/04/2016 tarihinde 26.550,03 TL ödendiğini ve sorumluluğunun sona erdiğini, müvekkilinden kaza tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı olduğu, İstanbul Anadolu 26. Asliye Ceza Mahkemesinin…. Sayılı dosyasında, sigortalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edilerek, cezalandırılmasına karar verildiği, kusur bilirkişisinden alınan raporda da, sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu,… Başkanlığından alınan 13/12/2017 tarihli raporda, davacının yaralanması nedeniyle vücut çalışma gücünden %32,3 oranında kaybettiği, erişkin olması halinde 6 ay süre ile iş göremez kalacağının belirlendiği, aktüer bilirkişiden alınan rapora göre davacının kalıcı iş göremezlik zararının 325.705,57 TL olduğu ve sigorta limitine göre davalının sorumlu olduğu miktarın, sigorta şirketi tarafından daha önce yapılan ödeme miktarı sigorta limitinden mahsup edildiğinde 223.449,97 TL olduğu, davacının geçici iş göremezlik tazminatı da talep etmiş ise de, kaza tarihinde 1 yaşında olduğundan geçici iş göremezlik zararı talep edemeyeceğini, davacının kalıcı iş göremezlik zararından ise bakiye sigorta limiti ile davalının sorumlu olduğu gerekçesi ile, davanın kısmen kabul kısmen reddine, 223.449,97 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 20/04/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalından tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı sigorta şirketi tarafından istinaf edilmiştir
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; … Başkanlığından alına 13.12.2017 tarihli raporda, davacının vücut çalışma gücünü %32,3 oranında kaybettiğinin saptandığının belirtildiğini, söz konusu rapora itiraz edilmesine rağmen itirazlarının nazara alınmadığını, Müvekkili tarafından uzman doktorlardan alınan uzman görüşüne göre, kaza nedeniyle yaralanması ile davacıda nörolojik sekel arasında illiyet bağının bulunmadığı, davacının %0- %10,3 arasında kaybının olacağının belirtildiğini, alınan raporun yeterli olmadığını, bu nedenle kararın hatalı olduğunu, ayrıca müvekkilin tarafından yapılan ödemenin güncellenmiş değerinin sigorta limitinden düşülmesi gerektiği halde, yapılan ödeme kadar sigorta limitinden düşülmesinin de hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.
Cismani zarar nedeniyle iş göremezlik tazminatının belirlemesinde, davacının maluliyet durumunun gerçek durumu tam olarak yansıtacak şekilde belirlenmesi ve meydana gelen maluliyetinin kaza ile illiyet bağının tespit edilmesi gerekir. Maluliyet oranı tazminatın belirlenmesinde esas alındığından, Maluliyet ile kaza arasında illiyet bağında veya maluliyet oranında tereddüt olması ve/veya çelişki olması halinde, tereddüt oluşturacak veya çelişki yaratacak hususlar giderilmeden davanın esası hakkında karar verilmez. Diğer yandan davacının maluliyetine ilişkin farklı yönetmelikler çerçevesinde alınan raporlarda da, maluliyet oranlarının farklı belirlenmesi durumunda, özellikle raporlarda belirlenen maluliyet oranları arasındaki farkın yüksek olması durumunda raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilemez. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi ….)
Davacı vekili, müvekkilinin 03/07/2013 tarihinde geçirdiği kaza sonrası, gözlerinde rahatsızlık meydana geldiği ve geçirdiği bir dizi operasyona rağmen malül kaldığını iddia etmiştir. Mahkemece, tedavi evrakları ile birlikte maluliyet raporu için …. bölümüne sevk edilerek öncelikle muayenesinin yapılarak adı geçenin sekel mahiyetinde arızasının olup olmadığı, sekel mahiyetinde arızası var ise trafik kazası ile bağı bulunup bulunmadığının bildirir ayrıntılı son durum raporu alındıktan sonra istenilen hususta rapor verilebileceğinin bildirilmesi üzerine, … Üni. Hastanesi Göz Hastalıkları Polikliğinide yapılan muyaenesi sonrasında tanzim edilen 02/03/2017 tarihli … sayılı Sağlık Kurulu Raporunda “Mevcut kaymanın kaza ile ilişkisinin olup olmadığı kaza öncesi şaşılık muayenesi olup olmadığı bilinmediğinden değerlendirilmemiştir. ” denilerek, davacının mevcut durumuna ilişkin değerlendirme yapılmış, ayrıca gözünde meydana gelen şaşılığın kalıcı olup olmadığına ilişkin bir açıklama da yapılmamıştır. Yine psikiyatri muayenesi neticesinde … …. Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından hazırlanan raporda “…’nun fiziksel ve dil gelişiminde yaşına göre aksama olduğu ve bunun büyük olasılıkla geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı olabileceği düşünülmüştür. Bu durumun, hastanın halen gelişim döneminde olması nedeniyle, ne kadar sekel bırakacağı izlem sürecinde daha iyi anlaşılacaktır. Bununla birlikte dil becerilerindeki mevcut aksamının şimdiki durmunda çocuğun yaşıtlarıyla olan işlevselliğini bozacağı ve sosyal gelişimini etkileyebileceği kannatine varılmıştır. Kazanın hastanın fiziksel gelişimindeki aksama ve davranış sorunlarına etkisinin değerlendirilmesi için nöroloji bölümüne yönlendirilmiştir.” şeklinde son durum raporları ile … tarafından düzenlenen 24/10/207 tarihli orbita MR tetkik raporunda ve konrastlı kranial MR-difizyon MR incelemesine değerlendirilerek … Başkalığı tarafından tanzim edilen 13/12/2017 tarihli … sayılı maluliyet raporunda ise söz konusu son durum raporlarından bahsedilmekle beraber, gerek gözünde meydana gelen rahatsızlığın gerekse de nörolojik muayenesinde saptanan bulguların kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin hiç bir değerlendirme yapılmaksızın “Şahsın olay anındaki yaşı:8 aylık, MNG:1, mevcut göz arızası için, A cetveli II. Liste, ASN:29, AAÖ:3, mevcut nörolojik arızası için A Cetveli 1. Liste, ASN:13-a AAÖ:30, SİGS:A olarak alındığında Balthazard formülü uygulandığında vücut genel çalışma gücünden kaybının %32,3 olarak hesaplanmıştır” denilerek, maluliyet durumunu belirtmiş, kaza ile maluliyet durumu açısından iliyet bağı değerledirilmemiştir. Raporda, söz konusu maluliyetin kalıcı olup olmadığına ilişkin değerlendirme de yapılmamıştır. Davacının geçirdiği kaza sonrasında alınan adli muayene raporlarında belirtilen hususlarda yaralanmasına ilişkin tespit bulunmamaktadır. Davacının olaydan yaklaşık 9 ay sonra gözünde meydana gelen şaşılık nedeniyle 10/04/2014 tarihinde … Hastanesine göz kayması şikayeti ile müracaat edilmiş, muayene evrakında hasta öyküsünde davacının ikiz olduğu, 7,5 aylıkken geçirdiği kazadan sonra göz kayması olduğu, doğumun 35 aylık olduğu, davacının 1950,00 gr doğduğu, amcasının torununda da göz kayması olduğu belirtilmiştir. Davacının gerek nörolojik durumunun değerlendirilmesinde, gerekse de göz rahatsızlığının değerlendirilmesinde, hastanın ikiz olduğu, erken doğum olması ve ailede bulunan şaşılık rahatsızlığı değerledirilmemiştir. Bu haliyle meydana gelen maluliyetin kazadan kaynaklandığı kesin olarak ortaya konulamamıştır. Öte yandan davacı tarafından delil olarak dosyaya sunulan … Üniversitesi İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan 30/12/2015 tarihli Engellli Sağılık Kurulu raporunda trafik kazası ile illiyet kurulmadan %8 oranında göz rahatsızlığı nedeniyle engel oranından bahsedilmiş, Hematopoetik Sistem değerlendirilmesinde ise “BEYİN CERRAHİ: 03/07/2013 de araç içi trafik kazası geçirmiş, serabral kontüzyon geçirmiş, nöroşirurjik defisit yok” denilerek, sadece göz rahatsızlığı nedeniyle %8 engel oranı olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece alınan raporlar arasında açıkça bir çelişki bulunduğu gibi, hükme esas alınan raporda davacının yukarıda bahsedilen öyküsü değerlendirilmeksizin ve kaza ile maluliyet arasında illiyet bağı kurulmaksızın düzenlenmiş olması nedeniyle rapor karar vermeye yeterli ve elverişli değildir. Mahkemece bu durumda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan olay tarihinde yürürlükte olan Yönetmelik hükümlerine uygun çelişkiyi giderecek, meydana gelen kaza nedeniyle davacının sürekli ve geçici maluliyetinin bulunup bulunmadığı, davacının maluliyeti bulunması halinde ise davacının doğum öyküsü ( ikiz ve erken doğum, doğum kilosu vs) ve ailesinde görülen şaşılık rahatsızlığı da değerlendirilerek kaza ile maluliyeti arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı, tedavi ile iyileşme imkanı olup olmadığı, özür oranının kalıcı olup olmadığı, maluliyetinin çalışma gücü ve meslekte kazanma gücüne ne oranda etkileyeceği, husunda maluliyet raporu alınarak, buna göre maluliyet durumunun tespit edilmesi halinde, belirlenen maluliyet oranına göre yapılacak hesaplama çerçevesinde belirlenecek tazminat miktarına göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek yukarıda açıklanan hususlardaki eksiklik ikmal edilerek, sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalı vekilinin sair itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 12/12/2018 tarihli… Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından istinaf peşin harcı olarak alınan 3.815,40 TL İstinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,
4-Ankara 12. İcra Müdürlüğünün….Sayılı dosyasına depo edilen 350.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 29/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.