Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2289 E. 2021/2616 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/04/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 29/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/01/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı …Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 08/11/2017 tarihinde davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı aracın davacı …’ın sevk ve idaresindeki motorsiklete çarparak ağır derecede yaralanmasına neden olduğunu, sürekli olarak iş göremezliğe uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiş; 05.03.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 62.203,70 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından davalı şirkete yapılması gereken zorunlu başvurunun usulüne uygun yapılmadığını, kazaya karışan … plakalı aracın 24.02.2017-24.02.2018 arası davalı şirkete zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının kusur ve poliçe limitiyle sınırlı olup kusur ve maluliyet oranının belirlenmesini, tazminatın da yeni genel şartlara göre hesaplanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, kusur bilirkişisi tarafından hazırlanan 18/07/2018 tarihli rapora göre, davacının %70, davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün ise %30 oranında kusurlu olduğunun rapor edildiği, tarafların mahkemece aldırılan kusur raporuna itiraz etmesi üzerine dosyanın Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderildiği, söz konusu kurum tarafından hazırlanan 19/12/2018 tarihli rapora göre, davacının %25 oranında, davalı … şirketine sigortalı araç sürücüsünün ise %75 oranında kusurlu olduğunun rapor edildiği, söz konusu Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce hazırlanan raporun usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması, denetime elverişli olması nedeniyle mahkemece kabul gördüğü, sonrasında davacıda meydana gelen maluliyet oranının tespiti için ….. ATK tarafından düzenlenen 17/09/2018 tarihli rapora göre, davacıda meydana gelen sürekli iş göremezlik maluliyet oranının %10 olduğunun rapor edildiği, söz konusu ATK raporunun usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması, denetime elverişli olması nedeniyle mahkemece kabul gördüğü sonrasında davacının maddi zararının hesaplanması için dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, söz konusu bilirkişi tarafından 18/10/2018 tarihli raporun hazırlandığı sonrasında kusur oranının değişmesi nedeniyle aynı bilirkişiden 25/02/2019 tarihli ek raporun aldırıldığı, söz konusu ek rapora göre, davacının sürekli iş göremezlikten kaynaklı zararının 62.203,70-TL olduğunun rapor edildiği, söz konusu aktüer bilirkişi ek raporunun usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması, denetime elverişli olması nedeniyle mahkemece kabul görmüş olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının davasının Ankara Adli Tıp Kurum Trafik İhtisas Dairesi’nin 19/12/2018 tarihli kusur raporu, Hacettepe ATK maluliyet raporu ve aktüer bilirkişinin 25/02/2019 tarihli ek raporu doğrultusunda ıslah dilekçesi de göz önüne alındığında davanın kabulü ile 62.203,70-TL’nin 06/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
İlk derece mahkemesinin verdiği 2018/270E-2019/392K. Sayılı kararındaki aleyhe olan hususları kabul etmediklerini,
İlk derece mahkemesinin verdiği kararın, hatalı kusur raporunu hükme esas alınması sebebiyle doğru olmadığını, Aydın 2. Asliye Ceza Mahkemesinden alınan kusur raporu yönünden dosya incelendiğinde; bilindiği üzere Ceza muhakemesinde amaç; meydana gelen somut olayla ilgili maddî gerçeğe ulaşmak ve hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde olayın delillerle ispat edilmesini sağlamak olduğunu, kovuşturma evresindeki delil, meydana gelen somut olayın ispatlanması ve hâkimin kanaati için gerekli olan ispat vasıtası olduğunu, bu nedenle ceza muhakemesinde alınan kusur raporu hukuk muhakemesinde alınan kusur raporundan kat ve kat daha nitelikli olduğunu,
Aydın 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018-991E. Sayılı dosyasında alınan kusur bilirkişi raporunda davacı …’nin %100 kusursuz olduğunun belirtildiğini, Aydın 2. Asliye Ceza Mahkemesinde alınan bilirkişi raporu düzenlenmeden önce kazanın meydana geldiği yerde uzman bilirkişi ile keşif yapıldığını ve olayın meydana gelmesi, maddi gerçeğin daha net ortaya çıkartıldığını, kazaya ilişkin düzenlenen mahkemece alınan kusur bilirkişi raporuna itirazları olduğunu, davacının kazanın oluşumunda hiçbir kusuru bulunmadığını, davacının kendi istikametinden trafik kuralları çerçevesinde farları da yanar vaziyette normal seyir halinde ilerlerken, davalı sigortalı araç sürücüsünün geçiş önceliği kendisinde olmadığı halde dikkatsiz ve kurallara aykırı olarak, motosiklet sürücüsü davacının can güvenliğini hiçe sayarak, kendi aracının motosikletten büyük olmasından kaynaklı özgüvenle geçiş önceliğinin kendisinde olduğunu varsayarak dikkatsiz bir şekilde toki yönüne döndüğü esnada davacının kullanmış olduğu motosiklete çarpması neticesinde dava konusu kazanın meydana geldiğini, bilirkişi tarafından sadece dava dışı araç sürücüsünün hiçbir belgeye dayandırılmayan, tamamen suç bastırma psikolojisiyle ileri sürülen gerçeğe aykırı beyanlarının rapora esas alındığını, öyle ki; dosya içeriğinde sadece dava dışı sürücünün gerçeğe aykırı olan” davacının motosikletinin ışıklarının yanmadığı” iddiasının bilirkişi tarafından sanki gerçekmişçesine rapora esas alındığını, bilirkişi raporunda hiçbir somut veriye dayanmadan davacının kaza anında farlarının yanmadığını ve hızlı olduğunun belirtildiğini, davacının kaza anında farları açık bir şekilde olağan hızda kendi şeridinde kontrollü bir şekilde seyrederken iş bu kazanın meydana geldiğini, bilirkişi raporunda davacını kask kullandığının belirsiz olduğunu söylemiş olmasına rağmen buna dayanarak kusur atfedildiğini, tüm bunlar ışığında bilirkişinin ehil olmadığı ve yeterli teknik bilgiye sahip olmadığı, söz konusu raporun hükme esas alınamayacağının aşikar olduğunu, tüm bu nedenlerle tamamen hukuka ve kanunlara aykırı, tek taraflı değerlendirmeler içeren hatalı bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne kara verilemesin talep etmiştir.
Davalı … şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
Eldeki davadan önce davacının davalı şirkete usulüne uygun bir başvurusu olmadığından davanın KTK’nun 97.maddesi gereğince usulden reddi gerekirken kabulünün yasaya aykırı olduğunu, dava konusu poliçenin tanzim tarihi itibarıyla yeni genel şartların uygulanması gerektiğini, davacının maluliyet oranının 28603 Sayılı Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümleri göre belirlenmesi gerekirken hükme esas alınan maluliyet raporunun ilgili yönetmeliğe uygun olmadığını, sürekli işgörmezlik tazminatının teminat dışı olduğundan davalının sorumluluğu bulunmadığını, kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden ve rapora itirazları değerlendirilmeden sigortalı araç sürücüsünün aleyhine olan kusur raporunun hüküm esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı ve davalı vekillerinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan sürekli iş görmezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Olay mahallinde tutulan trafik kazası tespit tutanağında; kazada….alakalı minibüs sürücüsü …’nın KYTK.nun 57/1-a maddesini ihlal ettiği, motosiklet sürücüsü …’nin kusuru olmadığı görüş ve kanaatinin belirtildiği, mahkemece aldırılan KGM eski fen heyeti üyesi … tarafından düzenlenen 18.07.2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı sürücü …’nin %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu, davalı şirkete sigortalı minibüsün dava dışı sürücüsü …’nın %30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaati belirtildiği, Aydın 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/991 Esas – 2019/433 Karar sayılı dosyasında keşif sonucu uzmanlığı belli olmayan bilirkişi … tarafından düzenlenen 06.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda motorsiklet sürücüsü …’nin kusursuz, davalı şirkete sigortalı minibüsün sürücüsü …’nın %100 oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaati belirtildiği, hükme esas Ankara ATK’nın 19.12.2018 tarihli raporunda ise; yukarıdaki bilirkişi raporlarının değerlendirilidiği, ceza dosyasının incelendiği, dosya kapsamında mevcut ifadeler, trafik kazası tespit tutanağı ve bu tutanak içeriğindeki kaza yeri krokisi, bilirkişi raporu ile tüm verilerin heyetlerince incelenip durum değerlendirmesi yapıldığında; “Sürücü …’ın ifadesinde motosikletin farlarının yanmadığını belirttiği görülmüş, bu hususta dosya kapsamında tespit bulunmadığı, mahal şartlarında hız sınırının 30 km/h ve aydınlatmanın mevcut olduğu kavşak mahallinde dönüş yapan araç sürücüsü …’ın asli kusurlu; kavşağa müteyakkız yaklaşmayan motosiklet sürücüsü …’nin tali kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı, mevcut verilere göre; Sürücü … sevk ve idaresindeki …plakalı minibüs ile seyrederek geldiği olay yeri kavşakta sola dönüşünü yapmadan önce yolu kontrol etmesi ve doğru seyreden araçların hız ve yakınlığını kontrol ederek, ilk geçiş hakkını bu araçlara bıraktıktan sonra geçişini yapması gerektiği halde bu hususlara gereken özeni göstermemiş, karşı istikametten seyir halinde olan motosiklete rağmen geçişine başlayarak önünü kapattığı bu aracın, otomobilinin sağ ön kısmına çarpmasına sebebiyet verdiği olayda; dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı hareketleri nedeniyle asli kusurlu (% 75); Sürücü … sevk ve idaresindeki tescilsiz motosikleti ile her ne kadar ilk geçiş hakkına sahip biçimde seyir halinde ise de kavşak yaklaşımında aracının hızını azaltarak müteyakkız seyretmesi gerekirken aksine hareketle geldiği kavşakta, kontrolsüzce kavşağa giren sürücü … yönetimindeki minibüse çarptığı olayda tali kusurlu (% 25) olduğu” bildirilmiş olup; anılan raporda diğer raporların ve ceza dosyasındaki ifadelerin değerlendirildiği, davacı tarafından kullanılan motorsikletin ışıklarının yandığının ispatlanamaması ve ATK raporunun dosya kapsamı ve olayın oluş şekline uygun olması nedeniyle mahkemece hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının davalı … şirketine 13.02.2018 tarihinde usulünü uygun olarak başvurmuş olmasına, Hacettepe Üniversitesi ATK’nın 17.09.2018 tarihli raporu ile davacının sürekli maluliyetinin Sayılı Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmiş olmasına, sürekli işgörmezlik tazminatının uzman aktüer bilirkişi tarafından yeni genel şartlara göre hesaplanmış olmasına, sürekli işgörmezlik tazminatının poliçe teminatı kapsamında olmasına, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekili ile davalı … şirketi vekilin istinaf başvurusunun ayrı ayrı HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekili ile davalı … şirketi vekilinin İstinaf başvurularının ayrı ayrı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.249,13 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 1.062,29 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.186,84 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça istinaf harcı peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Başvuran taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırdıkları oranda başvuranlara iadesine,
6-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 29.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.