Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2284 E. 2022/378 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2019
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi)

KARAR TARİHİ : 17/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 18/10/2016 tarihinde, davalı …’ın sürücüsü, … … …Ltd Şti’nin işleteni olduğu ve davalı … … Sigorta A.Ş tarafından ZMMS ile sigortalı araç ile gidiş istikametine göre yolun solundan sağına geçmekte olan …’ya çarparak ölümüne neden olduğu, müvekkili …’in ölenin annesi, diğerlerinin ise kardeşi olduğunu, müvekkili …’in ölenin desteğinden mahrum kaldığı gibi, müvekkillerinin meydana gelen kaza nedeniyle manevi olarak ızdırap çektiklerini, müvekkillerinin zararlarından davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak; müvekkili … için 1.000,00 TL maddi tazminat ve 10.000,00 TL manevi tazminatın ve diğer müvekkilleri için 7.500,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalılardan (sigorta şirketi sigorta limiti ve maddi tazminat ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili Cevap Dilekçesinde; Kaza yapan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğu, davacıların kusur durumunu kanıtlaması gerektiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … ve davalı … …… ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde; Ceza davasının sonucunun beklenilmesi gerektiğini, müvekkilinin vefat edene çarpmadığını, çarptığına dair delil de olmadığını, bu nedenle kusuru kabul etmediğini, müvekkilinin eylemi ile desteğin vefatı arasında uygun illiyet bağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu; 18/06/2016 tarihinde davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın seyir halinde iken yaya olarak karşıya geçmekte olan davacı …’in oğlu, diğerlerinin kardeşi olan …’ya Asliye Ceza Mahkemesi dosyasındaki belirlemeye göre plakası tespit edilemeyen başka bir aracın çarpması sonucunda şeridine düşmesi sonrasında çarparak ölümüne neden olduğu, ceza dosyasında alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde ölenin asli, davalı sürücünün tali kusurlu olduğu kabul edilerek cezalandırılmasına karar verildiği ve hükmün kesinleştiği, kusur bilirkişisinden alınan kusur raporunda kazanın meydana gelmesinde ölenin %75 oranında, davalı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, Genel Şartlar çerçevesinde hazırlanan aktüer hesap raporuna göre davacı annenin zararının hesaplandığı, davacının hesaplanan destek zararını talep edebileceği, davacıların manevi olarak ızdırap çekmiş olması nedeniyle bir miktar manevi tazminatın uygun olduğu, gerekçesi ile; 16.216,02 TL maddi tazminatın davalı … şirketinden 07/03/2017 tarihinden, diğer davalılardan 18/10/2016 olan olay tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile tahsiline, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacı … için 7.500,00 TL, diğerleri için 2.000,00’er TL manevi tazminatın 18/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi müştereken ve müteselsilen sigorta şirketi haricindeki davalılardan tahsiline, sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece hükmedilen manevi tazminatın makul miktarda kabul edilemeyeceğini, anne için hükmedilen 7.500,00 TL ve kardeşler için 2.000,00’er TL manevi tazminatın uygun olmadığını, 38 yaşında vefat eden birisi için çok düşük kaldığını, ayrıca her bir davacı yönünden ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken tek vekalet ücreti takdirinin de hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak talepleri gibi kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat ve manevi tazminat istemidir.
Kaza tespit tutanağına göre; davacı …’in oğlu, diğer davacıların ise kardeşi olan …’nın 18/10/2016 tarihinde saat: 19.10 sıralarında, trafik yoğunluğu olan dört gidiş, dört geliş şeritli, kısmen fiziki engel (demir parmaklık) olacak şeklinde bölünmüş yolda, yolun karşısına geçmek istediği sırada, davalıların sürücüsü, işleteni ve ZMMS Sigortacısı olduğu aracın çarpması neticende vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Meydana gelen ölümlü kaza nedeniyle, araç sürücüsü hakkında taksirle ölüme neden olmak suçundan Ankara 35. Aliye Ceza Mahkemesinin 2016/1561 E. – 2017/1344 K. Sayılı dosyasında açılan davada, dinlenen tanık beyanları da değerlendirilerek vefat edenin, ilk geçiş hakkının taşıtlara ait olduğu yolda, yaya geçidi bulunmayan yerde, yolun karşı tarafına geçmek istediği, yol üzerindeki araçların hız ve yakınlıklarını dikkate almadan ve ilk geçiş hakkını araçlara vermeden yola giriş yaptığı ve henüz geçişi tamamlayamadan plakası tespit edilmeyen bir başka aracın çarpması neticesi, sanığın seyir halindeki şeridine düştüğü ve bu şeritte seyreden aracının çarpmasına maruz kaldığı olayda dikkatsizliği ve tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışı sebebiyle asli kusurlu olduğu, araç sürücüsünün ise beyanlarına göre refüjden yolan giren yaya gördüğü ve başka aracın çarpması üzerine kendi şeridine düşen yayayı son anda fark ettiğini, fren tedbirine başvurmuş ise de geciktiği kazaya neden olayda dikkat ve özen yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmediğinden bahisle tali kusurlu olduğu kabul edilerek, araç sürücüsünün eylemi ile ölüm arasında illiyet bağının varlığı da kabul edilerek sanığa alt sınırdan ceza tayin edilerek cezalandırılmasına karar verildiği, UYAP Sisteminden yapılan kontrolde sanığın istinafı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesi 2018/1035 E. 2018/2109 K. Sayılı ilamı ile istinaf talebinin reddi ile kararın kesinleştiği görülmüştür.
Mahkemece, trafik kusur bilirkişinden alınan raporda, kazanın ceza dosyasında kabul edilen şekilde meydana geldiği kabul edilerek, kazanın meydana gelmesinde vefat eden yayanın asli %75 oranında kusurlu, davalı araç sürücüsünün ise tali %25 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Mahkemece, tarafların sosyal ekonomik durumları tespit edilerek dosyaya kazandırıldığı görülmüştür.
1-Davacılar vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; 6098 sayılı TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre; “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü ile aynı yasanın 51. maddesinde de; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne göre, somut olayda olay tarihi, olayın oluş şekli, vefat edenin kazanın meydana gelesinde kusurunun ağırlığı yanı sıra araç sürücüsü davalının gece vakti trafiğin yoğun olduğu yol üzerinde başka bir aracın çarpması neticesinde önüne gelen vefat edene çarpmasındaki kusurun azlığı, tarafların sosyal ekonomik durumu, davacıların kazada oğlunu ve kardeşlerini kaybetmeleri nedeniyle çektikleri acı ve duymuş oldukları üzüntünün boyutu, ödenecek tazminat miktarları, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve davacıların uğradığı manevi zarar göz önüne alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarlarının usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacılar vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Davacılar vekilinin müvekkilleri lehine hükmedilen vekalet ücretine yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olup, HMK’nın 58. maddesi gereğince ihtiyari dava arkadaşlığında davalar birbirinden bağımsızdır. Bu nedenle ihtiyari dava arkadaşı olan her bir davacı yönünden kabul edilen manevi tazminat miktarlarına ilişkin olarak davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davacılar lehine hükmedilen toplam manevi tazminat üzerinden 2.725,00-TL tutarında tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından, davacılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmüştür.
Buna göre; davacılar vekilinin sair istinaf sebeplerinin reddi ile yukarıda 2 no’lu bentte açıklandığı üzere her bir davacı yönünden kabul edilen manevi tazminat miktarları yönünden davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan hatanın yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmamasına göre HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının istinaf eden davacılar yönünden kaldırılmasına, her bir davacı yönünden kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden lehlerine ayrı ayrı vekalet ücreti hükmedilmesi suretiyle, ayrıca hüküm fıkrasında davacılar tarafından yatırılan peşin harcın, davalılardan alınarak hazineye irat kaydedilmesine karar verilmiş olması da maddi hata niteliğinde olduğundan davacılar tarafından yatırılan peşin harcında davalılardan alınarak davacıya verilmesi şeklinde karar düzeltilerek, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararda kesinleşen yönler korunarak yeniden esas hakkında karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 08/05/2019 tarihli, 2017/677 Esas 2019/338 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
Davanın kısmen kabulüne,
1-16.216,02 TL maddi tazminatın davalı … … Sigorta A.Ş.’den 07.03.2017 temerrüt tarihinden, … ve … ….18.10.2016 olay tarihinden yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
Alınması gereken 1.107,71 TL harçtan peşin alınan 166,42 TL harcın düşümü ile eksik kalan 941,29 TL harcın davalılar … … Sigorta A.Ş., … ve … … … alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan toplam 197,82 TL harcın davalılar … … Sigorta A.Ş., … ve … ……nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılar … … alınarak davacıya verilmesine,
2-… … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan manevi tazminat davasının reddine,
Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile ilgili olarak Anne … için 7.500 TL, …, …, … için 2.000 TL’den 6.000 TL olmak üzere toplam 13.500 TL manevi tazminatın, … ve ….. 18.10.2016 tarihinden yasal faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alınması gereken 922,18 TL harcın davalılar … ve … … … alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davacı … için 2.725,00 TL, davacı … için 2000,00 TL, davalı … için 2000,00 TL, davacı … için 2.000,00 TL vekalet ücretinin … ve … …… müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
Davalılar kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacı tarafından yapılan kabule göre hesaplanan takdiren 758,64 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar tarafından yapılan masraf olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Talep halinde artan avansın iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davacılar tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı ve 57,70-TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 179,00 TL’nin davalılar … ve …..n müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
lV-HMK’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 17/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.