Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2275 E. 2022/753 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2275
KARAR NO : 2022/753

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2019
NUMARASI : 2018/728 Esas 2019/655 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ : 24/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta AŞ. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03.11.2011 tarihinde davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün alkollü ve tam kusurlu olarak, bisikletli sürücü davacının oğlu …’ya çarparak 15.11.2011 tarihinde ölümüne neden olduğunu, müteveffanın özel şirkette çalıştığını, davalı … şirketine 16.07.2018 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 16.07.2018 başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesin talep etmiştir; 21.06.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 41.002,77 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … şirkete vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, daha önce desteğin eşi ve çocukları tarafından yapılan başvuru ve açılan dava neticesinde müteveffanın mirasçılarına toplamda 172.160,68-TL ödeme yaptıklarını, yapılan ödeme ile poliçe hükümlerinin tamamen yerine getirildiğini, davacının hak talep etmesinin mümkün olmadığını, müteveffanın eşi ve çocukları tarafından yapılan başvuru üzerine, nüfus kaydı dikkate alınarak ve anne …’nın da hak talep etme durumu göz önünde bulundurularak kendisine de pay ayrılarak tazminat hesaplaması yapıldığını müteveffanın eşi ve çocuklarına 08.03.2012 tarihinde 81.916,00-TL ödeme yapıldığını, daha sonra müteveffanın eşi ve çocukları tarafından Kayseri 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/172 esas sayılı dosyasıyla destekten yoksun kalma tazminatı talebi ile dava açıldığını, söz konusu dosyadan alınan bilirkişi raporunda müteveffanın gelirinin kendisi, eşi ve çocukları arasında paylaştırıldığını, anne …’ya pay ayrılmadan tazminat hesaplaması yapıldığını, ilgili dosyadaki rapor doğrultusunda mahkemece 90.244,68-TL’nin tahsiline karar verildiğini, söz konusu kararın Kayseri 6.İcra Müdürlüğü’nün 2014/8933 esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, icra dosyasına 18.06.2014 tarihinde 90.244,68-TL asıl alacak olmak üzere toplamda 133.533,83-TL ödeme yapıldığını, diğer mirasçılara yapılan ödemelerde annenin payının diğer mirasçılara ödendiğini, bu durumda aleyhe hüküm kurulması halinde davalı şirket tarafından mükerrer hatta fazla ödeme yapılmasının söz konusu olacağını, daha önce açılan davada anne …’ya pay ayrılmadan müteveffanın eşi ve çocukları arasında pay dağılımı yapıldığını ve buna göre karar verildiğini, karara istinaden ödeme yaptıklarını, poliçe hükümleri uyarınca üzerilerine düşen yükümlülüklerinin yerine getirildiğini, davacının destek tazminatı talep etme hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddini, aksi kanaate varılması halinde ise şirket tarafından ödenen miktarın olası bir tazminat miktarından tenzil edilmesi gerektiğini, bakiye poliçe limiti olan 27.839,32-TL’nin göz önünde bulundurulmasını, kusur raporu alınması gerektiğini, dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu tutulabileceklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin olduğu, Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/853 esas sayılı dosyalarında alınan 13/02/2012 tarihli Ankara Adli Tıp Kurumu Başkanlığı raporunda …’nın kusursuz olduğu, …’ın asli kusurlu olduğu belirlenmiş olup, anılan dosyada sanık … hakkında taksirle ölüme sebep olma suçundan dolayı ceza verildiği ve kararın 28/03/2012 tarihinde kesinleştiği, Kayseri (Kapatılan) 4. Ticaret Mahkemesi’nin 2013/172 esas sayılı dosyasında muris …’nın kendisi ve çocuklarına yönelik açtığı destekten yoksun kalma talepli davada davalı … tarafından ödenen 81.916,00-TL ödeme düşüldükten sonra davacılar …, … ve … için toplam 90.244,68-TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedildiği ve kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği, eldeki dosyada davacının murisin annesi olup, vefat eden oğlunun annesine destek olduğunun tartışmasız olduğu, bu bağlamda davalı … tarafından yapılan ödemeler gözetilerek hesap yapılması için dosyanın hesap bilirkişine tevdi edildiği, denetime elverişli bilirkişi raporu ile poliçe limitinin 200.000,00-TL olduğu, davaya konu poliçe tarihinin genel şartların yürürlüğe girmesinden önce tanzim edilmesi nedeniyle PMF tablosuna göre hesaplama yapıldığı, davalı … tarafından müteveffanın eş ve çocuklarına yönelik 08/03/2018 tarihinde 81.916,00-TL ödeme yapıldığı, davalı … şirketinin hasar dosyasında müteveffanın annesinin saklı payı tutularak müteveffanın eş ve çocuklarına ödeme yapılmış olması sebebiyle davalı … müteveffanın annesinin yaşadığının bilindiği, ancak Kayseri (Kapatılan) 4. Ticaret Mahkemesi’nin 2013/172 esas sayılı dosyasında hesaplama yapılırken davalı … yapılan destekten yoksun kalma hesaplarına ilişkin annenin payına ilişkin bir itiraz ileri sürülmediği, oysa bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada davacı anne …’nın 51.053,43-TL, eş …’nın 136.168,82-TL, çocuk …’nın 27.556,41-TL ve çocuk …’nın 34.245,60- TL destek zararı bulunduğu, poliçe limitinin ölüm halinde 200.000-TL oluşu ve garameten paylaştırma esasına göre alındığında davacı anne …’nın 41.002,77-TL, eş …’nın 109.361,89-TL, çocuk …’nın 22.131,51-TL ve çocuk …’nın 27.503,83- TL destek zararı bulunduğu, davalı … şirketinin dava dışı eş ve çocuklara yönelik fazla ödeme yapmasının davacının hukuki durumunu etkilemeyeceği, bu nedenle davalı … şirketinin bakiye poliçe limitinin 27.839,32-TL kaldığına yönelik savunmasına itibar edilemeyeceği, davacı tarafın 24/06/2019 havale tarihli talep artırım dilekçesi ile davasını 41.002,77-TL ye yükselttiği, her ne kadar davalı … bakiye poliçe limitinin 27.839,32-TL olduğunu bildirmiş ise de poliçe kapsamında daha önce yapılan ödemelerin davacıya yapılmamış oluşu gözetilerek davalının savunmasına itibar edilmediği, davacı tarafın sigorta şirketine başvurusunun 16/07/2018 tarihinde davalı şirkete ulaştığı 2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunduğu, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrütün gerçekleştiği anlaşılmakla davanın kabulü ile 41.002,77-TL destekten yoksun kalma tazminatının 27/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
03.11.2011 tarihli trafik kazası sonucu daha önce davalı şirkete yapılan başvuru ve açılan dava neticesinde dava dışı davacılara toplamda 172.160,68 TL ödeme yapıldığını, ödemelerin yapılmasına dayanak olan mahkeme ilamında işbu davanın davacısının destek payının hesaba katılmadığını, dava dışı mirasçılara davacı yokmuş gibi pay verilerek hüküm kurulduğunu, bir başka deyişle davalı şirket mahkemece tüm mirasçılar varmış gibi hesaplanan tazminatın tamamını mirasçılara ödemiş olduğundan davacının talepte bulunması gereken kişilerin dava dışı diğer mirasçılar olduğunu, davalı şirket tarafından yapılan ödeme ile sigorta poliçesi hükümleri tamamen yerine getirilmiş olduğundan davacının hak talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, eldeki davanın reddi gerekirken kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı şirket nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigortası tanzim edilen … plakalı aracın karıştığı 3.11.2011 tarihli kaza neticesinde …’nın vefat ettiğini, müteveffanın eşi ve çocukları tarafından daha önce davalı şirkete destekten yoksun kalma tazminatı talebi ile başvuru yapıldığını, yapılan başvuru neticesinde davalı şirket tarafından gerekli evrakların toplandığını, Yargıtay ve doktrinde kabul edilen hesaplama yöntemleri uyarınca o dönemki nüfus kayıt örneği de dikkate alınarak zarar hesabı yaptırıldığını, işbu tazminat hesaplamasında müteveffanın tüm yasal mirasçılarının göz önünde bulundurulduğunu desteğini annesi …’nın da hak talep etme durumu göz önünde bulundurularak kendisine de pay ayrılarak tazminat hesaplaması yapıldığını, desteğini eşi ve çocuklarına 8.3.2012 tarihinde 81.916 00-TL ödeme yapıldığını, daha sonra müteveffanın eşi ve çocukları tarafından ödemenin yetersiz olduğu gerekçesiyle Kayseri 4.asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/172 e. sayılı dosyasıyla destekten yoksun kalma tazminatı talebi ile dava ikame edildiğini, işbu dosyanın yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporunda müteveffanın gelirinin kendisi, eşi ve çocukları arasında paylaştırıldığını anne …’ya pay ayrılmadan tazminat hesaplaması yapıldığını, ilgili dosyadaki rapor doğrultusunda mahkemece 90.244,68-tl’nin tahsiline karar verildiğini, davacı taraflarca kararın icraya konu edildiğini davalı şirket tarafından Kayseri 6.icra Müdürlüğü’nün 2014/8933 e. sayılı dosyasına 18.06.2014 tarihinde 90.244,68 TL asıl alacak olmak üzere toplamda 133.533,83 TL ödeme yapıldığını, davalı tarafından diğer mirasçılara yapılan ödemelerde annenin payının diğer mirasçılara ödendiğini, bir başka deyişle davacılar destek payı diğer mirasçılara mahkeme ilamı sonucu ödenmiş olup davacıların talepte bulunabilecekleri tarafın ödeme yapılan mirasçılar olduğunu, şirket tüm sorumluluğunu yerine getirmiş olup aleyhe hüküm verilmesi halinde mükerrer, hatta fazla ödeme yapılmasının söz konusu olacağını, davacının hukuken destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunmadığını işbu nedenle davacı tarafça ikame edilen davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi kanaate varılması halinde ise davalı şirketçe ödenen miktarın olası bir tazminat miktarından tenzil edilmesi ve bakiye poliçe limiti olan 27.839,32 TL’nin göz önünde bulundurulması gerektiğini,
Vuku bulan trafik kazası sonucu davalı şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında ve sigorta poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, doğru ve geçerli tespitin yapılabilmesi için hem Adli Tıp 3. ihtisas Dairesi’nden hem de Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, oysa ki yerel mahkemece tüm itirazlarının göz ardı edilerek kusura ilişkin raporun yetkili mercilerce tanzim ettirilmeden hüküm kurulduğunu, dosyada mübrez bilgi ve belgelerin hiçbirinin kusur oranlarını tespit etmeye elverişli bulunmadığını,
Müteveffanın davacı annesine destek olduğu hususunun ispatı zaruri olup yerel mahkemece verilen kararda bu hususun dikkate alınmadığını, müteveffanın annesine destek olduğuna dair somut bir veri bulunmadığını, destekten yoksun kalma tazminatı hesabının son derece birçok teknik bilgi ve uzmanlık gerektirdiğini, yerel mahkeme hükmüne esas alınan raporun birçok eksiklik ve hata içerdiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, hatalı bilirkişi raporunun esas alındığı yerel mahkeme kararının da hatalı olduğundan istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak davalı şirket açısından söz konusu davanın reddi gerektiğini, hükme esas bilirkişi raporunda pay oranları yanlış belirlenerek, davacı annenin payına ölen babanın payının eklendiğini, işbu hususun Yargıtay içtihatları ile de çelişkili olduğunu, babanın payının anneye eklenmesinin mümkün olmadığını, müteveffanın gelirine dair herhangi bir somut delil ve belge sunulamadığı belirtilmesine rağmen, asgari ücretin üzerinde olarak çalışıldığını, bilinen dönem hesabının henüz içinde olmadığımız 31.12.2019 tarihine kadar yapıldığını, oysa Yargıtay İçtihatları uyarınca bilinen dönem hesabının ancak rapor tarihine kadar yapılması gerektiğini, davalı şirket tarafından yapılan ödemeler göz ardı edilerek bakiye poliçe teminat limiti olan 27.839,32 TL’nin üzerinde tazminat hesabı yapıldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, son derece hatalı olan işbu hesap raporunun esas alınarak kurulan hükmün son derece hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme karının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava ölümlü trafik kazasından kaynaklanan davacı anne tarafından oğlunun ölümü nedeniyle açılan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili 03.11.2011 tarihinde davalıya ZMMS ile sigortalı aracın, davacının desteğine çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek, müteveffanın annesi için destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Destekten yoksun kalanların destek paylarını belirlerken desteğin gelirinin bir kısmını kendisine bir kısmını da eş ve çocukları ile anne ve babasına ayıracağı varsayılmalıdır. Bunun dışında destekten yoksun kalanlardan bir kısmının davacı olup diğer kısmının davacı olmadığı durumda talepte bulunmayan destek görenlerin paylarının da hesaplamada göz önünde tutulması gerekmektedir.
Destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında, destek payları doğru belirlenerek, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış/sağlayacak olduğu yardımın miktarı da doğru şekilde hesaplanmalıdır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile ortak paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise destek gelirden eşi ile birlikte 2’şer pay alırken, çocuklara birer pay verileceği, yine eş ve çocuklar ile anne – babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1’er pay, anne ve babaya 1’er pay ayrılarak, böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay, hem de eş ve çocuklar ile anne ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak, anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine uygun düşmektedir. Çünkü Türk aile sisteminde desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükselecektir. Anne ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, anne ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay, eşe 2 pay esasına göre %50 pay desteğe, %50 pay eşe verilerek varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak tazminat bu ilkelere göre hesaplanmalıdır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, eldeki davada desteğin annesinin sağ ve davacı olduğu, babası …’nın ise 30.08.1991 tarihinde destekten (15.11.2011) önce öldüğü gözönüne alınarak desteğin gelirinin destek, dava dışı eş ve çocuklar ile desteğin annesi arasında paylaştırıldığı, Yargıtay uygulamalarına uygun tazminat hesaplaması hususunda ayrıntılı ve denetime elverişli aktüer raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, anılan ilkelere aykırı olarak (destekten önce ölen babanın payının davacı anneye verilerek ) hesaplanan tazminata hükmedilmesi doğru görülmediğinden davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.07.2019 tarih 2018/728 Esas 2019/655 Karar sayılı kararının HMK.nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
Davanın yeniden görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Kararın kaldırılma sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,
4-İstanbul 9. İcra Müdürlüğünün 2019/29395 esasına yatırılan 66.000,00 TL teminatın yatırana iadesine,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 24.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.