Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2269 E. 2022/323 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2019
NUMARASI ……
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 11/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/02/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/01/2013 tarihinde, davalı … idaresinde bulunan …. plakalı araç ile seyir halindeyken, …. plakalı aracı ile yolcu almak için yolun sağında duran ve aracından inip müşterinin bagajını koymak için aracının arkasına geçen davacıya çarpması ile meydana gelen kaza sonucunda davacının ağır şekilde yaralandığını, geçici ve sürekli iş göremezliğe uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100,00-TL maddi tazminatın ve davalı sigorta şirketi manevi tazminattan sorumlu olmamak üzere, 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın kaza tarihinden önce, diğer davalı … ile düzenledikleri satış sözleşmesiyle satıldığını ve aracın mülkiyetinin devir edildiğini, araç üzerindeki hakimiyetinin sona ermesi nedeni ile kazadan doğan zarardan sorumluluğunun olmadığını, kazanın oluşuna ilişkin kusur durumu ve davacının maluliyetinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiğini, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olması nedeni ile davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmaya görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu, kazaya karışan ….. plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, zarar hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, kazanın oluşuna ilişkin kusur durumu ile davacı tarafın yaralanmasına ilişkin maluliyet durumunun yürürlükteki mevzuata uygun olarak belirlenmesi gerektiğini, davalı şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, uygulanması gereken faizin ise yasal faiz olduğunu, davacının müterafik kusuru var ise belirlenerek tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davalı … idaresindeki sigortalı aracın davacıya çarpması ile meydana gelen kazanın oluşunda davalı sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, kaza nedeni ile davacının vücut genel çalışma gücünü %25 oranında kayıp edecek ve 12 ay süre ile iş ve gücünden kalacak şekilde yaralandığını, davacının talep edebileceği tazminat miktarının aktüer bilirkişi tarafından hesaplandığını belirterek, davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, mahkemece 05/12/2015 tarihinde, B.K.’nun 76. maddesi kapsamında karar verilen 15.000,00-TL geçici maddi tazminatı ödenmesi tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere; 93.502,78-TL sürekli iş göremezlik, 20.312,11-TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 113.814,89-TL’nin davalı … Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, diğer davalılar … ve … yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 7.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müteselsilen tahsiline karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu kaza nedeni ile ağır şekilde yaralanan davacı için takdir edilen manevi tazminat miktarının davacının yaralanmasının boyutlarına ve manevi tazminatın belirlenmesi ilkelerine aykırı ve çok düşük olarak belirlenmesi nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf dilekçesinde özetle; kazaya karışan sigortalı aracın kamyonet olmasının kullanım amacını belirlemeye yetmeyeceğini, kullanım amacının araç ruhsat bilgileri ile belirlenmesi gerektiğini, bu belirleme yapılmaksızın yerel mahkeme tarafından hükmedilen maddi tazminat için avans faizi yürütülmesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili ile davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı sigorta şirketi tarafından hükmedilen tazminata avans faizi yürütülmesine itiraz edilmiş olup; davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenmiş olan zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesine göre kazaya karışan aracın “kamyonet” olarak nitelendirildiği, araç ruhsatında ise “yük nakli” ibaresinin yer aldığı, bunun yanında araç maliki olan davalı …’ın oto galericisi olarak ticari faaliyette bulunduğu bir arada değerlendirildiğinde, kazaya karışan sigortalı aracın ticari amaçla kullanıldığı anlaşılmakla, hükmedilen tazminatlara avans faizi yürütülmesi usul ve yasaya uygun görülmüştür.
İstinaf isteminde bulunan davacı vekili ise mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarına itiraz edilmiştir.
Davacının tazminat istemi BK 56.maddeye dayanmakta olup, bu maddeye göre belirlenecek tazminatın zarara uğrayanda bir giderim duygusu yaratması gerektiği açıktır. Ancak tazminat belirlenirken sadece zarara uğrayan yönünden bakılmayıp, karşı taraf açısından da değerlendirme yapılmalıdır. Bu nitelikte bir tazminat miktarı ise, tarafların kusur oranına, ekonomik ve sosyal durumlarına, duyulan acıya, olay tarihindeki paranın satın alma gücüne vb. gibi verilere göre belirlenebilecektir. Tüm bu kriterlere göre belirlenecek tazminat -aynı anda- tarafların ikisini de memnun etmese dahi, adil olacağı için, hukuk tarafından kabul edilen ve uygulanan sistem haline gelmiştir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, kaza nedeni ile davacının diz hareket kısıtlılığı yaşadığı ve sol bacağında kısalık oluştuğu, vücut genel çalışma gücünü %25 oranında kaybettiği ve 3 ay süre ile iş ve gücünden kaldığı görülmüştür. Kazanın meydana gelmesinde davacının kusuru bulunmadığı gibi, davalı sürücü tam kusurludur. Kaza tarihinde 55 yaşında olan davacının hayatının geri kalanında o güne kadar yapabildiği pek çok eylemi yapamaz hale geldiği de açıktır. Davacının yaralanmasının boyutu, kazanın oluşundaki davalı taraf kusuru yanında, olay tarihi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda, davacı için belirlenen tazminat miktarının hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha yüksek olması gerektiği sonuna varılarak, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile davacı lehine belirlenen tazminatın 15.000,00-TL olarak artırılmasına karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davacı vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf isteminin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, istinaf konusu yapılmayan kısımlar baki kalmak üzere, HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
ll-Davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 30/01/2019 tarih, 2014/1868 Esas 2019/67 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Dava dilekçesi ve talep artırım dilekçesi ile talep edilen maddi tazminata ilişkin davanın kabulü ile;
Mahkememizce 05/12/2015 tarihinde B.K.’nun 76. maddesi kapsamında 15.000,00-TL geçici maddi tazminatın ödenmesi için davalılardan müteselsilen tahsiline karar verildiği görülmekle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla; 93.502,78-TL sürekli iş göremezlik, 20.312,11-TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 113.814,89-TL’nin davalı … Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihi olan 01/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, diğer davalılar … ve … yönünden olay tarihi olan 23/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline,
2-Maddi tazminat yönünden alınması gereken 7.774,70-TL harçtan peşin alınan 68,70-TL ve 388,39-TL tamamlanan peşin harcın mahsubu ile 7.317,61-TL harcın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Maddi tazminat yönünden davacı tarafından yatırılan 407,09-TL peşin ve 60,20-TL başvurma harcının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Maddi tazminat yönünden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 11.855,19-TL nispi vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminat yönünden davacı tarafından yapılan toplam 814,50-TL (bilirkişi ücreti: 400,00-TL ve tebligat müzekkere gideri: 414,50-TL) yargılama giderinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 15.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
7-Manevi tazminat yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.024,65-TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Manevi tazminat yönünden, kabul edilen miktar üzerinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 10/1.maddesine göre belirlenen 5.100,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminat için davacı tarafından yapılan toplam 41,00-TL yargılama giderinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,

İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
lll-Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
lV-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafça yapılan 107,00-TL istinaf yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
V-İstinaf talebi red edilen davalı … Sigorta AŞ yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 7.774,69-TL karar harcından peşin alınan 1.943,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.831,69-TL harcın bu davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Vl-İstinafa gelen davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Vll-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Vlll-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğine,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere 11/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.