Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2253 E. 2022/310 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/06/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 11/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/02/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 01/06/2018 tarihinde davacının içinde yolcu olarak bulunduğu, … sevk ve idaresindeki araç ile gerçekleşen trafik kazası sonucu davacının yaralandığını, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihinde … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı olduğunu, kaza nedeniyle meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın davalı … şirketince karşılanması hususunda 16/08/2018 tarihinde başvuru yapıldığını ve ödeme yapılması için tüm evrakların davalı kuruma teslim edildiğini, ancak sigorta şirketince herhangi bir dönüş yapılmadığını belirterek iş gücü kaybından doğan şimdilik 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 1.000,00-TL daimi maluliyet (sakatlık) tazminatının davalı şirkete başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligatın yapıldığı, davalının cevap vermeyerek, davacının iddialarını inkar ettiği ve temel savunmanın davanın reddi dileğinden ibaret olduğu kabul edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazasından kaynaklı tazminat istemine ilişkin olduğu, iş bu davanın TTK’nın 4/2. maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğu, HMK’nın 320/4 maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilen dosyanın yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine dair düzenleme olduğu, mahkemenin 24/05/2019 tarihli celsesinde davacı vekilinin soyut mazeret dilekçesi reddedilmiş olup, davacı vekilinin yenileme dilekçesi göndermesi nedeniyle yeni duruşma gününün taraflara tebliğ edildiği, davacı vekili 28/06/2019 tarihli duruşmaya yönelik yine mazeret dilekçesi göndermiş ise de davacı vekilinin son 3 celsedir mazeret dilekçesi vererek dosyayı sürümcemede bıraktığı, 24/05/2019 tarihli celse mazeretin kabul edilmeyerek dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesine rağmen davacı vekilince yeniden mazeret dilekçesi sunulduğu, başka bir mahkemede duruşma olmasının, bu dosya için sürekli mazeret gösterilemeyeceği gerekçesi ile davacı vekilinin mazeretinin reddine ve HMK’nın 150/6 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 22.02.2019 tarihli 1. celseye katılındığını, 05.04.2019 tarihli 2. celsesine ise UYAP üzerinden mazeret dilekçesi gönderildiğini, mahkeme 05.04.2019 tarihli duruşmada mazeret dilekçesi kabul edilmekle birlikte duruşma gün ve saatinin öğrenilmesi için dosyada masraf olması halinde duruşma zaptının taraflarına tebliğine karar verildiğini, mahkemenin mazeret dilekçesine ilişkin düzenlemelerde ve yerleşik yüksek yargı kararlarında yanılgıya düştüğünü, Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2015/29624 Esas, 2015/30479 Karar ve 09.11.2015 tarihli kararında, “mazeret dilekçesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde keşfi bulunduğu yönünde geçerli bir mazeret bildirildiği – aynı yöntemle belirlenecek duruşma gününün öğrenilmesi mümkün olup yeni duruşma gününün tebliği için masraf yatırılmamış olmasının mazeretin reddini gerektirmeyeceği” yönünde olduğunu, mahkemenin aksine mazeret dilekçesi neticesinde tebligatın yapılma şartını aramayıp aynı yöntemle öğrenmesine karar verilebileceğini, başka bir mahkemede duruşma olmasının bu dosya için sürekli mazeret gösterilemeyeceği gözetilerek mazeret dilekçesinin reddine karar verildiğini, bu kararın da usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini (Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2015/29624 Esas, 2015/30479 Karar ve 09.11.2015 tarihli kararı), geçerli bir mazeretin bildirilmesi halinde mazeretin reddedilemeyeceğini, 28.06.2019 tarihli mazeret dilekçesinde aynı gün Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/583 Esas sayılı dosyasında duruşma olduğunu, duruşma olduğuna dair aynı mahkemenin 1 nolu duruşma zaptını mazeret dilekçesine ekleyerek yerel mahkemeden mazeretin kabulünün talep edildiğini, mahkemece ‘başka bir mahkemede duruşma olmasının bu dosya için sürekli mazeret gösterilemeyeceği’ gerekçesi ile mazereti reddederek davanın açılmamış sayılmasına karar verdiğini, Usul ve yargıtay içtihatlarında da açıkça belirtildiği üzere geçerli bir mazeret bildirilmesi halinde bunun kabulünün zorunlu olduğunu, mahkemenin soyut gerekçe ile mazereti reddetmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
TTK’nın 4/2 maddesi gereğince, “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.”şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Davacı tarafça şimdilik toplam 1.100,00-TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talep edilmiş ise de, dava davacının içinde yolcu konumunda olduğu aracın ZMSS şirketi aleyhinde açılmış olup, davalı … en fazla 330.000,00-TL olan azami poliçe limiti kadar tazminattan sorumludur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150/1. maddesinde; “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar duruşmaya gelmedikleri ve gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri taktirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir” hükmü yer almakta olup, anılan Kanun’un 320/4. maddesinde; “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, iş bu davanın 03.11.2018 tarihinde açılmış, mahkemenin 05.11.2018 tarihli tensiple (1 nolu ara kararı) değişik TTK’nın 4/2 maddesi gereğince davada basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilmiştir. Ön inceleme duruşması 28.12.2018 tarihine bırakılmış, davacı vekili ön inceleme duruşmasına katılmış, sonraki duruşmanın 22.02.2019 tarihinde yapılması kararlaştırılmıştır. Davacı vekili bu duruşmada maluliyet raporunun dönüşünün beklenmesini talep etmiş, duruşma 05.04.2019 tarihine ertelenmiştir. Bu duruşmada davacı için düzenlenen maluliyet raporunun geldiği ve taraflara tebliğ edildiği tutanağa geçirilmiş, raporda davacının sürekli maluliyeti bulunmadığının belirtilmiştir. Davacı vekili 05.04.2019 tarihli duruşmaya şehir dışında bulunan mesleki işleri sebebiyle katılamayacağını ve duruşmanın başka bir güne talikini talep etmiş, mahkemece davacı vekilinin mazeretinin kabulü ile duruşma gün ve saatinin masraf olması halinde tebliğine ve duruşmanın 24.05.2019 tarihine ertelemiştir. Davacı vekili 24.05.2019 tarihli duruşma için yine şehir dışında bulunan mesleki işleri sebebiyle katılamayacağını ve duruşmanın başka bir güne talikini talep etmiş, mahkemece davacı vekilinin bir önceki celse için de mazeret verdiği, mazeretinin soyut olduğu gerekçesi ile mazeretin reddine ve dosyanın HMK’nın 150/1 maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacı vekilinin 27.05.2019 tarihli dilekçe ile dosyayı yenilediği, mahkemece yenileme tensip tutanağı düzenlenerek duruşmanın 28.06.2019 tarihine bırakıldığı ve yeni duruşma günü taraflara tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili bu duruşma günü için aynı tarihli mazeret dilekçesi vererek, Kahramanmaraş 3.AHM’nin 2017/569 esas sayılı dosyasında da aynı gün duruşması olması sebebiyle duruşmaya katılamayacağını, mesleki mazeretin kabulü ile duruşmanın başka bir güne ertelenmesini talep etmiş, dilekçenin altına Kahramanamaraş 4.AHM’nin (Ticaret Mahkemesi sıfatı ile) 2018/583 esas sayılı dosyasına ait 09.04.2019 tarihli duruşma tutanağı çıktısını eklemiş, bu dosyada tahkikat duruşmasının 26.09.2019 tarihine bırakıldığı, davacı vekilinin mazeret dilekçesinde belirttiği dosya ile mazeret dilekçesi ekindeki Kahramanmaraş 4.AHM (Ticaret sıfatı ile) dosya esas numaraları uyumlu olmadığı gibi, ekli dosyanın tahkikat duruşmasının da 26.09.2019 bırakıldığı görülmüştür. Mahkemece 28.06.2019 tarihli duruşmada davacı vekilinin son 3 celsedir mazeret dilekçesi vererek dosyayı sürüncemede bıraktığı, geçen celse mazereti kabul edilmeyerek dosya işlemden kaldırıldığı halde, davacı vekilince yeniden mazeret dilekçesi verildiği, başka bir mahkemede duruşma olmasının, iş bu dosya için sürekli mazeret gösterilemeyeceği gerekçesi ile davacı vekilinin mazeretinin reddine ve HMK’nın 150/6 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
TTK’nın 4/2 maddesi gereğince davada basit yargılama usulünün uygulanması, davacı vekilinin 05.04.2019, 24.05.2019 ve 28.06.2019 tarihli birbirini izleyen üç ayrı duruşma günü için mazeret dilekçesi sunduğunun anlaşılması, mahkemece 05.04.2019 tarihli celseye sunulan mazeretin kabul edilmesi, bir sonraki duruşma için (24.05.2019) davacı vekilince verilen mazeretin reddine ve dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi, davacı tarafça yenilenen dosya için 28.06.2019 tarihinin yeni duruşma günü olarak belirlenmesi, davacı vekilinin bu duruşma günü içinde Kahramanmaraş 3.AHM’nin 2017/569 esas sayılı dosyasında duruşması olması sebebiyle duruşmaya katılamayacağını, mesleki mazeretin kabulü ile duruşmanın başka bir güne ertelenmesini talep etmesi, dilekçenin altına çıktısını eklediği 09.04.2019 tarihli duruşma tutanağının Kahramanmaraş 4.AHM’nin (Ticaret Mahkemesi sıfatı ile) 2018/583 esas sayılı dosyasına ait olup, mazeret dilekçesinde belirttiği dosya ile ilgisinin bulunmaması, bu nedenle soyut mazeret olduğunun kabulünün gerekmesi, HMK’nın 320/4 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmaması ve mahkemenin gerekçesine göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince (HMK.nın 355 maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı … vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40-TL maktu harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yatırılan 200,00-TL gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK SÜRESİ İÇİNDE TEMYİZİ KABİL OLMAK ÜZERE 11.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.