Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/06/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 16/02/2022
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ve davalı … (…) vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde;11/12/2017 tarihinde, davalı … …’in sevk ve idaresindeki, davalı …’e ait ve davalı … şirketi tarafından ZMMS ile sigortalı araç ile yaya olarak karşıya geçmekte olan … …’a çarparak ağır şekilde yaralanmasına ve sonrasında vefatına neden olduğunu, müvekkili …’in ölenin eşi, diğerlerinin ise çocukları olduğunu, kaza tespit tutanağında kusur tespiti yapılmamış ise de kazaya vefat edenin yeşil ışıkta karşıya geçtiği sırada aşırı süratli olan ve trafik kurallarına aykırı davranan davalının neden olduğunu ve hakkında ceza davası açıldığını, ölenin eşi olan müvekkilinin, ölüm nedeniyle eşinin ev hizmetlerinden yoksun kaldığını, Yargıtay uygulamarında eşin yaşamı boyunca ev hizmetleri yaparak eşine destek olacağının kabul edildiğini, müvekkilinin davadan önce davalı … şirketine müracaat etmiş ve sigorta şirketi tarafından 43.530,15 TL ödeme yapılmış ise de ödemenin yetersiz olduğunu, ayrıca müvekkilinin cenaze ve defin giderlerininden de davalıların sorumlu olduğunu, müvekkillerinin meydana gelen kaza ve ölüm nedeniyle manevi olarak ızdırap çektiklerini, davalıların zararlarından sorumlu olduklarını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 900,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 100,00 TL cenaze defin gideri olmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek olan değişen oranlarda avans faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkili …’e ödenmesine, yine müvekkili … için 100.000,00 TL, diğerleri için 50.000,00 TL manevi tazminatın ise sigorta haricindeki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkiline müracaatı üzerine 43.530,15 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödeme ile sorumluluğunun sona erdiğini, davayı kabul etmemekle beraber müvekkilinin sorumluluğunun sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının kusuru ve zararı kanıtlaması gerektiğini, tazminat hesaplanması halinde yapılan ödemenin güncellenerek mahsup edilmesi gerektiğini, davacının dava tarihinden önce faiz talebinin de haksız olduğu gibi avans faizi talebinin de haksız olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde; kazanın vefat edenin kendisine yanan kırmızı ışıkta karşıya geçtiği sırada meydana geldiğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, soruşturma dosyasındaki kamera kayıtları ile bu durumun sabit olduğunu, görüntüler mucibince alınan bilirkişi raporunda vefat edenin yanan kırmızı ışığı ihlal etmiş olması nedeniyle kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, tanık beyanlarının da bu yönde olduğunu, yoğun bakım hemşiresi olan müvekkilinin kazanın olduğu gün acil olarak çağrılması üzerine araçla yola çıktığını ve hastaneye yetişmeye çalıştığı sırada kazanın meydana geldiğini, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, müvekkilinin de kaza nedeniyle ızdırap duyduğunu, maddi tazminat taleplerini de kabul etmediklerini, ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Davalı Sedat …; dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemi olduğu, davalı …’nın sevk ve idaresindeki araç ile … …’a çarparak ölümüne neden olduğu, mahkemece alınan kusur raporunda kazanın meydana gelmesinde davalı …’nın %25 oranında, vefat edenin ise %75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, alınan raporun ceza dosyasında alınan raporla ve olayın oluşuna uygun olması nedeniyle yeterli olduğu, aktüer bilirkişiden alınan raporda, davalının kaza tarihinden önce yapmış olduğu ödeme ile davacının zararlarının karşılandığından, davacı …’in destek tazminatı talebinin haksız olduğu, cenaze ve defin giderleri yönünden ise … Belediyesi cevabi yazısına göre davacının talep ettiği 100,00 TL cenaze defin giderinin uygun olduğu, davacıların eşi/annelerinin vefatı nedeniyle manevi olarak zarara uğradıklarını, bu nedenle bir miktar manevi tazminat takdirinin uygun olduğu gerekçesi ile; davacı …’ın destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat isteminin reddine, davacı …’ın cenaze defin giderine yönelik talebinin kabulü ile 100,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davalı … şirketi yönünden ödeme tarihi olan 27/02/2018 tarihinden, diğer davalılar yönünden ise olay tarihi olan 11/12/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline; davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacı … için 15.000,00 TL, davacılar … ve … için 7.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsiline fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkili …’in eşi, diğer müvekkillerinin ise annesi olan … …’ın meydana gelen kazada ağır şekilde yaralandığını ve ölmeden önce bacağının da ampute edildiği ve tedavi gördüğü hastanede vefat ettiğini, mahkemece cenaze ve def’in giderleri yönünden yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan karar verildiğini, cenaze ve defin giderlerinin gelenekler çerçevesinde hesaplanıp ödenmesi gerektiğini, vefat nedeniyle mevlüt okutulmasının ve yemek dağıtılmasının adet olduğunu, bu nedenle yapılacak hesaplamada dinsel kurallara göre yapılan hesaplama ile tazminatın belirlenmesi gerektiğini, ayrıca faiz hesaplanmasında sigorta şirketi yönünden başvuru tarihinden itibaren nazara alınması gerektiği halde ödeme tarihinden itibaren faiz başlatılmasının da hatalı olduğunu, mahkemece alınan kusur ve hesap raporunun da hüküm kurmaya elverişli olmadığını, kusurun ceza dosyasında dinlenen yanlı tanık beyanlarına göre tespit edildiğini, Adli Tıp Kurumu’ndan kusur raporu alınması talebinin haksız olarak reddedildiğini, ceza dosyasında dinlenen tanık …’ın ifadesine itibar edilemeyeceğini, mahkemece müvekkilleri ile her hangi bir bağlantısı ve ilgisi olmayan tesadüfen olay yerinde bulunan öğrenci tanıklar … ve …’ün davalının kırmızı ışıkta geçtiğini beyan ederek olayı açığa kavuşturmasına rağmen tanık beyanlarına itibar edilmemesinin yerinde olmadığını, söz konusu tanıkların, davacının 100-120 km hızla gittiğini beyan ettiklerini, davalı da aynı tarihte savunmasında acil bir doğuma yetişmeye çalıştığını belirterek esasen hızlı olduğuna ilişkin tevilli ikrarda bulunduğunu, davalının kaza öncesi fren tedbirine de başvurmadığını ve hız kesmeden maktule çarparak ölmüne neden olduğunu, ceza dosyasında kamera kayıtlarında ışıkların uzakta olması nedeniyle lambaların anlaşılmadığının tespit edilmesi üzerine, davalının yeşil ışıkta geçtiğini iddia ettiği, mahallinde keşif yapılarak, ATK’dan rapor alınarak kusur durumu belirlenmeksizin karar verilmiş olması nedeniyle kararın hatalı olduğunu, ayrıca dosya kapsamındaki hesap bilirkişi raporunun da karar vermeye elverişli olmadığını, davacının tazminata esas gelirinin eksik hesaplandığını, davacının tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere ev hanımı olmakla birlikte eşi dükkanda olmadığı zamanlarda dükkanda durduğunu, bu nedenle gelirinin asgari ücretin iki katı kadar hesaplanması gerektiğini, bu nedenle hesaplamanın eksik yapıldığını, müvekkili …’in yeniden evlenme ihtimali olmadığından hesaplanan tazminattan indirim yapılmasının da haksız olduğunu, müvekkilleri için hükmedilen manevi tazminatın da yetersiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davacıların istinaf taleplerinin yerinde olmadığını, ceza mahkemesince ve hukuk mahkemesince alınan raporlar ile vefat edenin kırmızı ışıkta geçtiğinin kanıtlandığını, kazaya sebebiyet verenin vefat eden olmasına göre toplamda 29.000,00 TL olarak hükmedilen manevi tazminatın haksız olduğunu, vefat edenin eylemi olmasaydı, kazanın meydana gelmeyeceğini, bu nedenle manevi tazminatın fahiş olduğunu, vefat edenin kırmızı ışıkta geçtiği sabit olmasına göre manevi tazminatın reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkemece reddedilen 171.000,00 TL üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin haksız olduğunu, belirterek davacıların istinaf talebinin reddine, müvekkilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir. Mahkemece, davacı …’in destek tazminatı talebi yönünden davadan önce davalı … şirketi tarafından yapılan ödeme ile davacının destek zararı karşılandığından talebin reddine, cenaze ve defin giderine yönelik talebin kabulüne, davacıların manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Kaza tespit tutanağına göre, 11/12/2017 tarihinde saat:13.00 sıralarında ışıklı yaya geçidinde, yolun karşısına yaya olarak geçmekte olan müteveffa … …’a, davalı …’nın sevk ve idaresindeki araç ile çarpması ile kazanın meydana geldiği kaza tespit tutanağından anlaşılmaktadır. Kaza tespit tutanağında sürücü ve yaya’nın ışık ihlali tespit edilemediğinden, bu hususta belirleme yapılmaksızın mahkeme huzurunda kusurlamanın yapılması gerektiğinin belirtildiği görülmüştür.
Olaya ilişkin yapılan savcılık soruşturmasında alınan15/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda, görgü tanığı olarak beyanda bulunan …, …’ın beyanları, davalı …’nın şüpheli olarak alınan ifadesi, kaza anını ve olay yerini gösterir kamera kayıtları incelenerek ışık kontrollü yaya geçidinde yayanın kendisine yanan kırmızı ışıkta karşıya geçmek için yola girdiği tespit edilerek, kazanın meydana gelmesinde vefat eden … asli kusurlu, araç sürücüsü …’nın ise tali kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Ceza mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, ceza dosyasındaki 29/12/2017 tarihli CD izleme tutanağı, 15/01/2018 tarihli rapor çerçevesinde, yaya … kendisine yanan kırmızı ışıkta yaya geçidinden geçmeye çalıştığının anlaşıldığından bahisle kazanın meydana gelmesinde vefat eden … asli kusurlu, araç sürücüsü sanık …’nın ise hızlı ve dikkatsiz seyrettiğinden tali kusurlu olduğu kabul edilerek, hakkında “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına” karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece, davacının dava dilekçesinde bahsetmediği ancak sonrasında verdiği dilekçe ile isimlerini bildirdiği tanıklar da dinledikten sonra alınan bilirkişi raporunda; kaza tespit tutanağı, mahkemece dinlenen tanıklar beyanları, ceza dosyasındaki ifade ve beyanlar, ceza dosyasında alınan rapor değerlendirilerek, vefat edenin ışık kontrollü yaya geçidinden kendisine kırmızı ışık yandığı esnada geçtiği, kanaatine varılarak, vefat edenin kazanın meydana gelmesinde %75 oranında, davalı araç sürücüsünün ise hızını kavşaklara yaklaşırken azaltmadığından ve gerekli dikkat ve özeni göstermediğinden %25 oranında kusurlu olduğunun tespit ediliği görülmüştür.
Taraflarca kusur durumuna itiraz edilmiş ise de; maddi vakanın ve olayın oluş şeklinin olay yerine ilişkin kamera kayıtları incelenerek bilirkişi tarafından değerlendirilmiş olmasına, kamera kayıtlarının, davalı …’nın ve tanıklar Yusuf ve …’ın ifadelerini teyit eder mahiyette olmasına, mahkemece dinlenen davacı tanıklarının olaydan bir yıl sonra verdikleri ifadelerin soyut mahiyette olmasına ve dosyadaki delillerle çelişmiş olmasına göre, mahkemece vefat edenin kendisine yanan kırmızı ışıkta karşıya geçtiğinin kabul edilmesinden isabetsizlik olmaması yanı sıra, kaza tespit tutanağında tespit edilen fren izine, davalının ceza dosyasındaki ifadelerine ve CD görüntülerine göre kavşak noktasına yaklaşırken hızını yavaşlatmayan davalının tali kusurlu bulunmasında isabetsizlik bulunmamasına, tespit edilen kusur oranlarının da dosya kapsamına uygun olmasına göre davalı … vekilinin ve davacılar vekilinin kusur oranına ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davacılar vekilinin, müvekkil … için talep ettikleri destek tazminatının, vefat edenin gelirinin düşük hesaplanması nedeniyle hatalı olduğuna yönelik istinaf sebepleri ile cenaze ve defin giderlerinin mevlüt okutulması ve yemek verilmesi gibi giderler nazara alınmadığından bahisle uygun olmadığına yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; davacı, dava dilekçesin eşinin vefatı nedeniyle destek talebini eşinin ev hanımı olması nedeniyle talep ettiği gibi, asgari ücretin üzerinde bir desteğinin olduğunu da kanıtlayamadığından desteğin gelirinin asgari ücrete göre hesaplanmış olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı … şirketi tarafından dava tarihinden önce ödeme davacıya yapılmış, mahkemece ödeme tarihindeki verilerek göre ve Yargıtay tarafından benimsenen yöntem ile yapılan hesaplamaya göre yapılan ödeme ile davacının destek zararının karşılandığı tespit edilmiştir. Yapılan ödeme ile davalıların sorumluluğunun sona ermiş olmasına, davacı …’in kabul edilen evlenme ihtimalinin AYİM evleme tablosuna uygun olmasına, kaldı ki evlenme ihtimali düşülmese dahi yapılan ödemenin davacının destek zararını karşılayacak miktarda olmasına göre mahkemece destek tazminatı talebinin reddine karar verilmesi yerindedir. Diğer yandan TBK’nın 53/1 maddesi kapsamında, zarar verenden talep edilebilecek cenaze ve def’in giderleri, salt cenaze ve def’in için yapılacak giderler olup, örf adet gereği yapılan cenaze merasimi giderlerinin TBK’nın 53/1 maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği Yerleşik Yargıtay içtihatları ile kabul ediliğinden, mahkemece bu kapsamdaki giderler yönünden değerlendirme yapılmamış olması eksik inceleme olarak değerlendirilmeyeceğinden davacılar vekilinin bu nedenlerle ileri sürdüğü istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Taraf vekillerinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf taleplerine gelince; 6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü ile aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne göre, somut olayda olay tarihi, olayın oluş şekli, kazada davalı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olması, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacıların vefat eden ile yakınlıkları ve kazada vefatı nedeni ile çektikleri acı ve duymuş oldukları üzüntünün boyutu, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve davacıların uğradığı manevi zarar göz önüne alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarlarının usul ve yasaya uygun bulunmasına göre davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, reddedilen manevi tazminat üzerinden davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin AAÜT’nin 10/2 maddesine uygun olarak belirlenmiş olmasına, davacının cenaze giderine yönelik davadan önce sigorta şirketinden talepte bulunmadığından istinaf edenin sıfatına göre faiz başlangıç tarihinin uygun bulunmasına göre; davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin ve davalı … (…) vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf eden davacılardan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf eden davalı … (…)’den alınması gereken 1.980,99 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 496,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1484,99 TL harcın davalı … (…)’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Taraflarca yapılan istinaf giderlerinin giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usullen tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU açık olmak üzere 03/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.