Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/219 E. 2021/677 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2018
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)

KARAR TARİHİ : 01/04/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 26/04/2021

İlk derece mahkemesinden verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün işlerden olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 05/02/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında dava dışı …’na ait aracın, davalı şirkete sigortalı araca çarpması sonucu …’na ait araçta hasar ve değer kaybı oluştuğunu, davacının hasar değer kaybı ve ekspertiz ücreti alacağını …’ndan temlik aldığını iddia ederek şimdilik 1.000,00 TL hasar bedeli ile 100,00 TL değer kaybının kaza tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsili ile 354,00 TL ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporu doğrultusunda davasını hasar alacağına ilişkin 4.936,61 TL üzerinden ıslah ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davadan önce davalıya usulüne uygun başvuru yapılmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, araçta oluşan değer kaybının teminat kapsamı dışında olduğunu, davalının sorumluluğunun poliçe limit ile sınırlı olduğunu, hasar ve değer kaybı miktarı ile kusur durumunun ispatlanması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Yerel mahkemece; davanın kısmen kabulüne ,1.841,00 TL hasar bedeli ile 1.125,00 TL değer kaybı bedeli olmak üzere toplam 2.966,00 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 08/06/2017 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili ve davalı vekili ayrı ayrı istinaf talebinde bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; ilk derece mahkeme kararında dosyaya sunulan bilirkişi ek raporu doğrultusunda hüküm kurulduğunu ancak ek raporun davacıyı büyük hak kaybına uğratacak nitelikte olduğunu, bilirkişinin kök raporunda davacıya ait araçta KDV dahil 4.936,61 TL hasar meydana geldiğini tespit ettiğini, akabinde davalı yanın rapora itirazı sonucu bilirkişi ek raporu tanzim edildiğini ve davacıya ait araçta KDV dahil 1.841,00 TL hasar meydana geldiğinin belirtildiğini, bu değerlendirmeyi kabul etmediklerini, davalı sigorta şirketinin kendi sorumluluğunu en aza indirmek adına orijinal parça olmayan parçalar ve iskontolu fiyatlarla hasar bedeli tespiti yaptığını, halbuki davalının ZMSS kapsamında davacıya ait araçta meydana gelen gerçek zararı ödemekle mükellef olduğunu, değişim yapılacak parçaların orijinal fiyatlar üzerinden ve iskontosuz olarak tespiti gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda tamamen davalı tarafından sunulan ekspertiz raporu dikkate alınarak ve davalı lehine bir değerlendirme yapıldığını, hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda davacının temlik alacaklısı olduğu araçta meydana gelen hasar sonucu değişimi gerekli parça bedeli toplamından yaklaşık %60 oranında iskonto yapıldığını, bunu kabul etmediklerini, ilk derece mahkemesi kararında yargılama giderlerine ilişkin hüküm kurulmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece, değer kaybı yönünden ıslah olmamasına rağmen davacının talebinden fazlasına hükmedildiğini, meydana gelen kazada davacıya ait aracın kusursuz olmasının imkansız olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun; 01.06.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve ekine göre tanzim edilmediğini, yerel mahkemece avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu davalının, haricen tanzim edilen ekspertiz raporu sonucu, ekspertize ödenen ücretten sorumlu tutulamayacağını, davacının taleplerinin ayrı ayrı reddi ile her talebe ilişkin ayrı red vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, dava konusu talep içeriğinin 4.936,61 TL hasar, 100,00 TL değer kaybı ve 354,00 TL ekspertiz ücreti olması nedeniyle kararın kesin olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasar,değer kaybı ve ekspertiz ücreti tazminine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne 1.841,00 TL hasar bedeli ile 1.125,00 TL değer kaybı bedeli olmak üzere toplam 2.966,00 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 08/06/2017 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ve davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı yasanın 44.maddesiyle eklenen Ek Madde 1 de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2018 yılı için 3.560,00 TL dir.
Davacı tarafça istinafa konu edilen miktarın 2.070,61 TL olması nedeniyle, davalı tarafça istinafa konu edilen miktarın ise 2.966,00 TL olması nedeniyle 15.11.2018 tarihli karar her iki taraf yönünden kesin niteliktedir. HMK’ nın 346.maddesi gereğince kesin olan karara ilişkin istinaf dilekçesi ilk derece mahkemesi tarafından reddedilebileceği gibi 352.maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da istinaf isteminin reddine karar verilebilir.
Bu bakımdan davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibarıyla kesin olan karara ilişkin olması nedeniyle HMK nın 341/2, 352. maddeleri gereğince ayrı ayrı reddi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinin miktar itibarıyla kesin olan karara ilişkin olması nedeniyle HMK nın 341/2 ve 352. maddeleri gereğince ayrı ayrı REDDİNE ,
2-Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde ilgilisine iadesine,
3-6100 sayılı HMK nın 359/3. maddesi uyarınca kararın temyizi kabil olmaması nedeniyle ilk derece mahkemesince istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekiline ve davalı vekiline ayrı ayrı tebliğine ,
HMK’nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinden, yapılan ön inceleme sonunda KESİN olmak üzere 01.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.