Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2170 E. 2021/2517 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/01/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 27/08/2017 tarihinde sürücü …’un sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken sürücü …’in sevk ve idaresindeki motosiklet ile çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, kazada motosiklette yolcu olarak bulunan müvekkilleri … ve …’in ağır derecede yaralandığını, … ve …’in kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusurunun bulunmadığını, kazaya neden olan her iki aracın da davalı tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu ve davalının müvekkillerinin zararlarından sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya dair talep ve dava haklarını saklı tutarak …’in sürekli iş göremezliği için 100,00 TL, …’in sürekli iş göremezliği için 100,00 TL olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın davalı … şirketinin temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının başvuru koşullarını yerine getirmeden eksik evrak ile müracaat ettiğini bu nedenle KTK’nın 97. Maddesi gereğince dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, esas yönünden ise kaza yapan araçların müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu zararlarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacıların motosiklette sürücü ve yolcu olarak bulunduklarını, koruyucu tertibat tespit edilemediğinin açıkça tutanak altına alındığını, işbu sebeple gerek istiap haddinin aşılmış olması gerekse de koruyucu tertibat kullanılmaması sebebiyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacılar tarafından dava açılmadan önce davalıya müracaat etmişler ise de; eksik evrak ile maluliyet raporu alınmaksızın davalıya müracaat ettikleri, 2918 Sayılı Yasanın 97. maddesine uygun başvuru şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile davanın KTK’nın 97. maddesi ve HMK’nın 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemenin kararının hatalı olduğunu, müvekkilinin davalıya müracaat ettiği tarihte sürekli ve kesin maluliyet raporunu alabilmesinin mümkün olmadığını, rapor alınmasının beklenilmesinin müvekkilinin haklarının sürüncemede kalmasına neden olacağını, yargılama sırasında rapor alınarak eksikliğin giderilmesi nedeniyle mahkemece yargılamaya devam edildiği halde, davada sonrasında usulden ret kararı verilmesinin haksız olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece, ZMMS kapsamında sigorta şirketine karşı açılan davalarda, KTK’nın 97. Maddesi gereğince, davadan önce sigorta şirketine müracaatın dava şartı olduğu, davacı … şirketine müracaat etmiş ise de eksik evrak ile müracaat ettiğinden usulüne uygun dava şartını yerine getirmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi 26/04/2016 tarih 29695 sayılı … Gazetede yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih 6704 sayılı kanunun 5.maddesi ile değiştirilmiş; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu, başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez ya da verilen cevap zarar görenin talebini karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi, sigorta tahkim komisyonuna da başvuru yapabilir.
Düzenlemede yazılı başvurunun yapılmış olması yeterli görülmüş, Sigortanın temerrüdünü düzenleyen 99. maddeye atıf yapılmamış, başvuruda bulunması gereken evraka ilişkin bir düzenleme getirilmemiştir.
Diğer yandan; 6100 sayılı HMK’nın dava şartlarının düzenlendiği 114/2 maddesinde; “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.”denilmiştir.
Dava şartlarının incelenmesi başlıklı 115. maddesinde ise;
“(1)Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3)Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde yapılan değişiklik ile dava açılmadan önce sigorta şirketine başvurunun zorunlu olduğunun belirtilmesi, zarar görene seçimlik bir hak tanınmamış olması nedeniyle bu hususun HMK’nın 114/2. maddesinde belirtilen diğer kanunlarda düzenlenen dava şartları kapsamında değerlendirilmesi ve dava şartı niteliğinde olduğu, ancak HMK.nın 115/2. maddesi gereğince eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hakim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi ve bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğinin kabulü gerekir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/4932 Esas – 2018/12056 Karar sayılı kararında; “HMK’nin 114. maddesinde dava şartları gösterilmiş, 115/2. maddesindeki, ‘”Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder” denilmiş, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin emsal içtihatlarında da KTK’nın 97. Maddesi gereğince başvuru tamamamlanabilir dava şartı olarak kabul edilmiştir. (Yargıtay 4. H.D’nin 2021/4830 E. – 2021/8625 K. ; 2021/4560 E. 2021/7853K. 2021/4930 E- 2021/7701 K. Sayılı emsal kararları)
Bu halde, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hakim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir. HMK’nin 114. maddesinde gösterilen dava şartı olarak belirlenen bir çok hususun tarafça giderilebilecek bir noksanlık olarak görüldüğü madde gerekçesinden de anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı tarafından sigorta şirketine müracaat şartını yerine getirmiş olup, sigortanın temerrüdü açısından uygulanacak olan KTK’nın 99. maddesinden hareket ile maluliyet raporunun başvuru sırasında sunulmamış olması nedeniyle, dava şartının usulüne uygun yerine getirilmediğinden bahisle mahkemece davanın usulden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun olmadığından davacılar vekilinin istinaf talebi yerinde görülmüştür.
Buna göre; davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, davanın esası hakkında bir karar verilmesi için dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine, karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 08/05/2019 tarihli 2018/242 Esas 2019/423 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacılar vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacılar tarafından İstinaf peşin harcı olarak yatırlan 44,40-TL İstinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacılara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 23/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.