Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2169 E. 2021/2614 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2019
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 30/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/01/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 10.06.2018 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacılara çarparak yaralanmasına neden olduğunu, dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak ödeme yapılmadığını belirterek şimdilik davacı … ve … için ayrı ayrı 100,00-TL tedavi gideri, 100,00-TL kazanç kaybı, 100,00-TL çalışma gücünün azalmasından doğan kayıp bedeli, 100,00-TL ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıp bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davacılar tarafından açılan davanın usulüne uygun başvuru yapılmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı tarafından dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine kaza ile ilgili başvuru yapıldığı, davalı şirket tarafından kendisine yapılan başvurudan itibaren süresi içerisinde davacı tarafa eksik evrak bildiriminde bulunulduğu, özürlü raporuna ilişkin eksikliğin 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Sigorta Genel Şartları’ndaki başvuruda bulunulması gereken zorunlu evraklardan olduğu, sigorta tarafından eksik evrak bildirimine rağmen davacı tarafından eksik giderilmediğinden davacı tarafından dava açılmadan önce davalı sigortaya eksik evrak ile başvuru yapılması ve 2918 sayılı KTK 97.maddesi göz önüne alındığında davacının davasının usulüne uygun başvuru yapılmadan açıldığından davalı sigorta yönünden usulden reddi gerektiği, diğer davalı…… yönünden ise davacı vekiline HMK 119/2 gereği davalıların adreslerini bildirmesi için 1 haftalık kesin süre verildiği, verilen süre içerisinde davacı tarafından eksikliğin giderilmediği, davalılar yönünden açılan davanın davalı adreslerinin davacı tarafa verilen kesin süreye rağmen bildirilmemesi nedeniyle HMK 119/2.maddesi gereği açılmamış sayılmasına karar vermek gerektiği belirtilerek davalı … Sigorta A.Ş yönünden açılan davanın usulden reddine, davalı …….yönünden açılan davanın ise HMK 119/2 .maddesi gereği açılmamış sayılmasına,karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı sigorta şirketi yönünden davacı tarafça eksik evrak ile sigorta şirketine başvurulduğu ve eksikliğin giderilmediği gerekçesi ile dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verildiğini, HMK 115/2 maddesi gereğince bir süre verilmeden karar verildiğini, davalı … ve … yönünden; kaza tespit tutanağında sürücü …’ya ait TC kimlik numarasının hatalı olması ile ruhsat sahibi …’nın TC kimlik numarası ile adres bilgilerinin kaza ile ilgili tanzim olunan evraklarda yer almaması nedeni ile mahkemeden Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalıların doğru TC kimlik numaralarının öğrenilmesi ile mernis adreslerine tebligat yapılmasını talep ettiklerini, mahkemece Ankara Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalıların TC kimlik bilgileri ile adres bilgilerinin öğrenildiğini, mahkemece verilen gerekçeli kararda da davalıların adres bilgilerinin yer aldığını, nitekim davalıların adreslerinin mahkemece tespit edildiğini ve gerekçeli kararda dahi davalıların adreslerine yer verildiğini, davalıların adreslerinin bildirilmemesi nedeni ile davanın reddinin usul ekonomisine de aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacılar vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacılara çarpması sonucu davacıların yaralandıklarını belirterek maddi tazminat talep etmiştir. Mahkemece sigorta şirketi yönünden KTK.nın 97. Maddesi gereğince dava açılmadan önce gerekli belgelerle davalıya başvuru yapılmadığı gerekçesi ile usulden reddine, diğer davalılar yönünden de davacı tarafından davalıların adreslerinin belirtilen süre içerisinde bildirilmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın doğrudan doğruya talep ve dava hakkı başlıklı 97.maddesinde; “Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklindeki düzenleme 26.04.2016 tarih 29695 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14.04.2016 tarih 6704 sayılı kanunun 5.maddesi ile değiştirilmiş “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez yada verilen cevap zarar görenin talebinin karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi sigorta tahkim komisyonuna da başvuru yapabileceği belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın dava şartlarının düzenlendiği 114/2 maddesinde; Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.”denilmiştir.
Dava şartlarının incelenmesi başlıklı 115. maddesinde ise;
“(1)Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3)Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.”şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Bu nitelikleri gereği de eksiklik bulunması halinde tamamlanabilir olup olmadıklarına göre ve 6100 sayılı HMK’nın 114 ile 115. maddelerindeki düzenlemeler kapsamında ele alınmaları gerekir. Davanın esasına girilmesine engel olacak nitelikteki dava şartı eksiğinin giderilmesinin her zaman mümkün olduğu durumlarda, HMK’nın 115/2. maddesi gereği eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilip sonucuna göre karar verilmelidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi hâlinin dahi HMK’nın 115/2. maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğu Yargıtay uygulamaları ile kabul edilmektedir. Bu başvurunun yapıldığı; ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda ise usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksikliğin her halükarda tamamlanabileceği açıktır.
Yargıtay 4. (kapatılan 17. H D) Hukuk Dairesi tarafından da 2918 sayılı KTK.nın 97. Maddesinde belirtilen başvuru zorunluluğunun dava açılmadan önce davacı tarafından sigorta şirketine hiç başvuru yapılmamış olması halinde dahi bu eksikliğin tamamlanabilir dava şartı olduğu ve davanın bu nedenle reddedilemeyeceği belirtilmiştir.
Dava konusu olayda kaza 10.06.2018 tarihinde meydana gelmiş, dava 13.08.2018 tarihinde açılmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde davalı sigorta şirketine başvurduklarını, sigorta şirketi tarafından taleplerini karşılayacak cevap verilmediğini iddia ederek dava açmış, sigorta şirketinden dosyaya gönderilen yazı cevaplarına göre her iki davacı için 13.07.2018 tarihinde hasar dosyası açıldığı anlaşılmıştır. Bu hale göre dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. Maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre davalı sigorta şirketi ve mahkemenin de kabulünde olduğu gibi davacı tarafından sigorta şirketine başvuru yapıldığı anlaşıldığından dava şartının yerine getirilmiş olması nedeniyle davaya devam edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Diğer davalılar yönünden ise; HMK.nun 119. maddesinde dava dilekçesinde nelerin bulunması gerektiği düzenlenmiş, dava dilekçesinde davalı tarafın adresinin hiç yazılmamış, bildirilmemiş olması durumunda davacı tarafa verilecek bir haftalık kesin süre içinde bu eksikliğin tamamlanmasının gerektiği, tamamlanmaması halinde dava açılmamış sayılacağı belirtilmiştir.
Ancak dava konusu olayda davacılar vekili dava dilekçesinde davalı sürücü …’nın TC kimlik numarasının kaza tespit tutanağına yanlış yazıldığını bu nedenle adresinin belirlenemediğini, diğer davalı araç sahibinin bilgilerinin Ankara Emniyet Müdürlüğünden sorulmasını istemiştir. Yargılama aşamasında mahkemece Ankara Emniyet Müdürlüğünden araç kaydı istenmiş, gelen yazı cevabında davalı …’nın TC kimlik numarası belirtilmiş, mahkemece bu kimlik numarasına göre nüfus kayıtları çıkarılmış, gerekçeli kararda mernis adreslerine tebliğe çıkarılmıştır..
Dava dilekçesinde davalı tarafın gerçek adresinin gösterilmesi ve gerekli tebligat giderlerinin verilmesi davacı tarafa ait bir görev ve yükümlülük ise de, davalı tarafın adresinin davacı tarafından bilinmemesi veya bilinen adreste davalıya tebligat yapılamaması halinde dosyadaki bilgi ve belgelerden de yararlanılarak davalının bilinen en son adresinin tespiti için zabıta araştırması yaptırılması, kamu kurum ve kuruluşlarından adres sorulması ve bu yolla davalı tarafın tebligat adresinin bulunması, dava dilekçesi ve duruşma oturum gününün davalı tarafa tebliğe çıkarılması işlemleri mahkemenin görevidir. (Yargıtay 8. HD.2017/11600 E-2020/5969 K.- 3 H D 2014/15537 E- 2015/1862)
Bu durumda mahkemece davalıların nüfus kayıtlarına da ulaşıldığına göre, davalılar yönünden dosyadaki bilgi ve belgelerden de yararlanılarak bilinen adrese tebligat çıkarılması, bilinen en son adresinin tespit edilememesi halinde zabıta araştırması yaptırılması, kamu kurum ve kuruluşlarından adreslerinin sorulması ve bu şekilde davalıların tebligat adreslerinin bulunması ve dava dilekçesinin davalılara tebliğe çıkarılması gerekirken HMK’nin 119/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılması kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30.12.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.