Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2167 E. 2021/2605 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2019
NUMARASI ….

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/02/2013 tarihinde, dava dışı …’in, idaresinde bulunan ….. plakalı araç ile yapmış olduğu tek yanlı kaza sonucunda, araçta yolcu olarak bulunan davacının ağır şekilde yaralandığını, davadan önce davalı … şirketine başvuru yapılmış olmasına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacının cismani zararından kaynaklanan 1.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça kazadan önce usulüne uygun başvuru yapılmaması nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, kazaya karışan…..plkacın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı … şirketi tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı talepleri yönünden sorumluluğunun bulunmadığını, kazanın oluşuna ilişkin kusur durumu ile davacı tarafın yaralanmasına ilişkin maluliyet durumunun yürürlükteki mevzuata uygun olarak belirlenmesi gerektiğini, hesaplamanın asgari ücret üzerinden yapılması ve SGK’dan davacıya yapılan ödemelerin sorulması gerektiğini, davacı ve araç işleteni arasındaki ilişki bakımından hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davacının müterafik kusuru olup olmadığının araştırılması gerektiğini ve kaza tarihinden avans faizi isteminin yasal dayanağının olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dava dışı … idaresinde bulunan sigortalı aracın yaptığı tek taraflı kaza sonucunda, araçta yolcu olarak bulunan davacının vücut genel çalışma gücünü %6.3 oranında kaybedecek ve 120 gün iş ve güçten kalacak şekilde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde dava dışı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğunu, kaza nedeni ile davacının 55.170,03-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 3.092,04-TL efor tazminatı talep edebileceğine dair hesaplama yapıldığını, davacının kaza tarihinde çalıştığı belirlenmekle, bu bedelden SGK tarafından yapılan 2.044,19-TL ödemenin düşülmesi gerektiğini, davacının annesi ile birlikte teyzesinin eşinin arabasında yolcu olarak bulunması ve taşımanın ahlaki bir görev niteliğinde olması nedeni ile hatır taşıması indirimi yapılması gerekmediğini belirterek, davanın kısmen kabulüne, 55.170,03-TL daimi iş göremezlik, 1.047,85-TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 56.217,88-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 12/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kaza tarihi itibari ile araç malikinin Ayhan Temelci olduğunu, hatır taşımasının araç malikine göre belirlendiğini ve davacı ile işleten arasındaki ilişkinin hatır taşıması indirimi yapılmasını gerektirmesine, sürücü ile davacı arasındaki ilişkinin bu durumu ortadan kaldırmasının mümkün olmamasına rağmen aksi yöndeki değerlendirmenin usule aykırı olduğunu, tazminat hesabı yapılırken davacının askerlik yapacağı dönemin de tazminata esas alınmasının, 18 yaşına kadar olan ve efor kaybı için yapılan hesaplamada … asgari ücretin esas alınmasının ve emniyet kemeri takmayan davacı yönünden müterafik kusur indirimi yapılmamasının da usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacının yolcu olarak bulunduğu ve davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı olan aracın yapmış olduğu kaza sonucunda davacının vücut genel çalışma gücünü %6.3 oranında kaybedecek ve 120 gün iş ve gücünden kalacak şekilde yaralanmıştır. Kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsü tam kusurludur.
Davacının tazminat miktarının belirlenmesi bakımından hesap bilirkişisinden alınan 06/12/2018 tarihli raporda; kaza tarihinde 17 yaşında olan davacının SGK kayıtlarına göre fiilen çalışıyor olması nedeni ile ….. asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasında ve maluliyet tazminatı belirlenmesinde askerlik dönemi için de hesaplama yapılmış olmasında usulsüzlük bulunmayıp, hükme dayanak alınan 3.092,04-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 55.170,03-TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesabı usulüne uygun bulunmuştur.
Kaza nedeni ile sol kolundan yaralanan ve çalışma gücü kaybına uğrayan davacının kaza sırasında emniyet kemeri takmadığı subut bulmadığı gibi, kazanın oluş şekli ile davacının yaralanma şekline göre, belirlenen tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmaması yerindedir.
Davalı vekilinin hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğine dair istinaf talebi bakımından ise; hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle bu gibi taşımalarda TBK’nin 51.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de indirim yaptığı takdirde indirim oranını objektif ölçüler içinde takdir etmek zorundadır.
Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir.
Somut olayda; davacının teyzesinin kocası olan sürücünün aracında bulunduğu, davacı ile sürücü arasında yakın akrabalık bağı olduğu, yakın aile bireylerinde olduğu gibi maddi ve manevi menfaatin bulunduğu akrabalar arasındaki ücretsiz taşıma ahlaki bir ödev niteliğinde olduğundan, belirlenen tazminat miktarından hatır taşıması indirimi yapılamamasında da bir usulsüzlük görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, olaya ilişkin alınan bilirkişi raporlarının dosya kapsamına uygun olduğu, davalı vekilinin ileriye sürdüğü istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı ve ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 3531-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.840,23-TL karar harcından peşin alınan 960,07-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.880,16-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 30/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.