Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2162 E. 2021/2415 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE :…… (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/04/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklı)

KARAR TARİHİ : 16/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 24/04/2017 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeniyle müvekkilinin desteği …’ın vefat ettiğini, …’ın vefatı nedeniyle müvekkilinin destekten yoksun kaldığını belirterek şimdilik 7.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacıya 25/07/2018 tarihinde 22.849,00-TL ödeme yapıldığını, kazadaki kusur oranının tespitinin gerektiğini, müteveffanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanmasının gerektiğini, davacının talebinin fahiş olduğunu, müterafik kusur indirimi yapılmasının gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda, desteğin meydana gelen kazada yolcu olarak bulunması kazanın tek taraflı trafik kazası olması nedeniyle kusur raporuna gerek olmadığının kabul edildiği, dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, söz konusu bilirkişi tarafından hazırlanan 15/03/2019 tarihli rapora göre, ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre, davacının destek zararının davalı … tarafından yapılan ödeme ile karşılanmadığı, davacının destekten yoksun kalma zararının 43.360,76-TL olduğu, sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme düşüldükten sonra bakiye destekten yoksun kalma zararının 19.199,04-TL olduğunun rapor edildiği, davacının davasının 15/03/2019 tarihli aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda ıslahı da göz önüne alınarak 19.199,04-TL yönünden kabulüne, söz konusu bedele sigorta şirketinin temerrüt tarihi olan 25/07/2018 tarihinden itibaren aracın cinsi göz önüne alındığında avans faizi işletilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 19.199,04-TL’nin 25/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … AŞ vekili istinaf dilekçesinde, KTK m. 92 ve karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortası genel şartlarında bu sigorta poliçesinin teminat kapsamı dışında kalan hallerin düzenlediğini, “b) hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,”nin teminat kapsamında bulunmadığını, somut uyuşmazlıkta tazminat talep eden davacının, tek taraflı trafik kazasında sürücü olup kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, kazaya kendi kusuru ile sebebiyet veren davacının yine bu dava ile kazada kaybettiği yakını için tazminat talep etmesinin ilgili sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Öncelikle, 2918 sayılı kanun ve ZMMS Genel Şartlarına göre ZMM sigortacısı, trafik kazaları sonucunda üçüncü kişilerin uğradıkları maddi zararlardan işletenin sorumluluğunda olanları üstlenmektedir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinde; “Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler,
g) (Ek: 14/4/2016-6704/4 md.) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h) (Ek: 14/4/2016-6704/4 md.) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
i) (Ek: 14/4/2016-6704/4 md.) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” hükmü yer almaktadır. (Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal)
Somut olayda, davalı vekili tarafından “Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri”nin teminat kapsamında bulunmadığı, davacının sürücü olduğu ve % 100 kusurlu olduğu belirtilmişse de, davacı …’ın destek …’ın babası olduğu, sürücünün ise ölen desteğin oğlu … … olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK’nın 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken,…da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih…. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 Esas – 2021/34 Karar sayılı ilamı) Bu itibarla, somut olayda hükme esas alınan aktüer raporunda tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle aktüer raporunda %1,8 teknik faiz tatbik edilmesi doğru görülmemiş ise de, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21/6/2021 tarih ve….Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, karara esas alınan rapordaki hesap biçiminin davalı lehine olması ve aleyhe hüküm kurma yasağı gereği tazminat hesap biçimi kaldırma sebebi yapılamayacağından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Bu gerekçelerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1311,48-TL karar harcından peşin alınan 328,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 983,48-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurma harcı peşin yatırıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 16/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.