Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2140 E. 2021/2411 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/06/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 16/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 24.10.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkilinin eşi olan …’in vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde ve vefatta …. plakalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davalı şirkete müvekkilinin maddi zararlarının karşılanması için müracaat edildiğini, hasar dosyası açılarak bir miktar ödeme yapıldığını, ancak ödemelerin yetersiz kaldığını, müteveffanın vefat etmeden önce aylık gelirinin en az 5000,00 TL olduğunu, davalı şirket tarafından müvekkiline herhangi bir ek ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak ve maddi tazminat talepleri teminat limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile, müvekkili … için 24.10.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde eşi …’in vefat etmesinden dolayı şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın (destekten yoksun kalma) olay tarihi olan 24.10.2017 tarihinden itibaren…kısa vadeli kredilere uygulanan reeskont (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılara 03.01.2018 tarihinde 158.120,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun son bulduğunu, müvekkili şirketin münakit sigorta poliçesinden sorumluluğunun, poliçe vadesi, teminat limitleri ve kusur oranları ile sınırlı olduğunu belirterek, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 24/10/2017 günü saat 15.20 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı kamyoneti ile Sarıcakaya istikametinden Eskişehir istikametine doğru seyri sırasında, kaza mahalline geldiğinde virajı alamayarak yolun da ıslak olması nedeniyle aracını kaydırarak yolun karşı şeridine geçerek aracının ön sol kısımları ile karşı şeritte Eskişehir istikametinden gelmekte olan sürücü …. sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu davacı desteğinin vefat ettiği… plakalı araç sürücüsü …’ın tam ve asli kusurlu, müteveffa sürücü …’in kusursuz oldukları, bilirkişi raporu ile belirlendiği üzere davacı …’in 345.234,93 TL destekten yoksun kalma tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle tahsilde tekerrür olmamak ve poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla 154.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının sigortanın ödeme tarihi 03/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde, bilirkişi raporunda müteveffanın ve hak sahiplerinin muhtemel yaşam süreleri TRH-2010 ölüm tablosuna göre belirlenmesine rağmen aktüeryal olmayan hesaplama yapıldığını, Yargıtay kararları gereğince müteveffanın ölmeden önce sahip olduğu arazilerden elde edilen gelirlerin destek hesaplarına konu edilmemesi gerektiğini, çünkü müteveffanın ölümünden sonra sahip olduğu tarım arazilerinin miras yoluyla hak sahibine intikal edecek olup hak sahibinin söz konusu tarım arazisinden gelir elde etmeye devam edeceğini, bu durumda müteveffanın yerine üçüncü bir kişinin çalıştırılması durumunda ödenecek ücret yani müteveffanın söz konusu tarım arazilerinden kazanılacak gelirin elde edilmesindeki bedeni ve fikri katkısı belirlenerek buna göre hesaplama yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğinde istinaf edenlerin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
TBK’nın 53. maddesi gereğince destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Destekten yoksunluk zararının hesabında, müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır.
Bu nedenle desteğin kaza tarihi itibariyle mesleği ve gelirinin tespit edilmesi gerekir. Müteveffanın gelirinin ispat edilememesi halinde hiç kimsenin asgari ücretin altında gelir elde etmeyeceği kabul edilerek asgari ücret üzerinden hesaplama yapılacaktır. Eğer desteğin gelirinin asgari ücret üzerinde olduğu, herhangi bir işyerinde çalıştığı ya da bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde edildiği iddia ediliyorsa bunun ispat edilmesi gerekir. Ancak mahkeme bedensel zararların tazmini davalarında zarar görenin zararını resen belirlemek durumundadır.
Destek gibi aylık net sabit geliri olmayan tarımsal faaliyet icra eden, ticari işletmesi bulunan veya serbest olarak mesleki çalışma yapan kişiler yönünden öncelikle desteğin gelirinin net olarak belirlenmesi için davacı tarafa ispat imkanı verilmesi, işletmesine ilişkin bilgiler ile, işletme defteri ve vergi kayıtları toplanarak, yapılan işten sağlanan bir gelirin bulunması halinde bu gelirin elde edilmesinde destek kişinin bedensel ve yönetsel katkısı belirlenip, kişinin yerine başkasının çalıştırılması olanağı göz önüne alınarak ona yapılacak ya da yapılması gereken ücret temel esas alınarak bu miktar üzerinden çalışma gücü zararının hesaplanması gereklidir.
Bu durumda mahkemece, desteğin tarımsal faaliyette bulunduğu taşınmazlarının miktarı, yapılan zirai üretimin niteliği, yılın hangi döneminde ne kadar süreyle tarım yapılabildiği, davacının kişisel özellikleri, kaç yaşına kadar zirai üretimde bizzat çalışmaya devam edebileceği, bedensel katkısının ne oranda olduğu, davacının yerine işin görülmesi için başka birisinin çalıştırılması halinde, ilgili meslek odalarından sorularak bu iş için ne kadar ücretle başka birisinin çalıştırılabileceği ziraat mühendisi ve aktüerya konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle desteğin çiftçilik mesleğinde fiili emeği ile elde edeceği net gelirin ne kadar olacağı tespit edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen hususlardaki eksiklikler tamamlanarak yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4- Eskişehir 1. İcra Dairesinin… esas sayılı dosyasına yatırılan 226.000,00 TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 16/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.