Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2126 E. 2021/2340 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/03/2018
NUMARASI :…..
DAVANIN KONUSU : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 10/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacı vekili dava dilekçesinde; …’ın maliki olduğu babası ….. kullandığı ….. plakalı araca 26/11/2015 tarihinde …..idaresinde bulunan….. plakalı davalı ……. maliki olduğu, diğer davalıya ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın çarpması sonucu davacıya ait araçta ağır hasar meydana geldiğini, olayın meydana gelişinde ………. plakalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile değer kaybı için 5.000,00 TL’nin sigorta şirketi için dava tarihi, diğer davalı için olay tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, araç mahrumiyet zararı olarak 500,00 TL’nin araç maliki…….. olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı ……. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket şoförünün olayda tam kusurlu olduğuna ilişkin iddianın yersiz ve dayanaksız olduğunu, davacıya ait aracın 2011 model olup kazanın olduğu tarih itibariyle aracın 5 yıllık olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere davacının müvekkili şirkete daha önce başvuru yapmadığını, kaza tarihinden itibaren faiz istenilmesinin hatalı olduğunu, yasal faiz istenebilecekken avans faizi istenilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan ……. plakalı aracın müvekkili sigorta şirketine 01/02/2015-2016 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, değer kaybının sigorta bedeline dahil olmadığını, davacıya ait araçta değer kaybı oluşmasının mümkün olmadığını, araç mahrumiyeti talebinin poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, davacının gerçek zararını ispatla yükümlü olduğunu, davacının avans faizi talebinde haksız olduğunu, davacı tarafın, araç işleteninden talep edemeyeceği avans faizini işleten gibi sorumlu olan müvekkili şirketten talep etmesinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, bilirkişi heyetinin 02/02/2018 tarihli raporunda; …….olayda %100 oranında kusurlu olduğunu, davacı sürücü ……. olayda kusursuz olduğunu, davalı araç malikinin araç mahrumiyet zararı ve değer kaybı talepleri yönünden sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketinin trafik sigortasını tanzim eden şirket olması münasebetiyle poliçe kapsamından kalan araç değer kaybı talepleri yönünden sorumlu olduğunu, dava konusu aracın hasarına bağlı olarak 2.500,00 TL değer kaybına uğrayacağı, araç mahrumiyeti zararının 525,00 TL olacağının bildirildiğini, ….. maliki olduğu babası …… kullandığı……. plakalı araç ile 26/11/2015 tarihinde …’in idaresinde bulunan….. plakalı davalının maliki olduğu, diğer davalıya ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen kazada davacıya ait aracın hasarlandığı, davacının olayda kusurunun bulunmadığı, dava dışı araç sürücüsü …’in %100 oranında kusurlu olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda araç hasarına bağlı değer kaybının kaza öncesi ve kaza sonrası arasındaki fark 2.500,00 TL, araç mahrumiyeti zararının 525,00 TL olarak hesaplanmakla, değer kaybına ilişkin davanın 2.500,00 TL üzerinden kısmen kabulüne, alacağa davalı ……… yönünden olay tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren araç kamyonet olmakla avans faizi işletilmesine, bu kalemden fazlaya ilişkin istemin reddine, araç mahrumiyeti zararı 525,00 TL olarak hesaplanmış ise de; dava açılırken 500,00 TL talepte bulunulduğu, dava değerinin de buna yönelik olarak arttırılmadığı anlaşılmakla 500,00 TL üzerinden davanın kabulüne, alacağa olay tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, bilirkişi raporunda aracın kaza anındaki piyasa rayicinin önce 46.000.00 TL olarak kabul edildiğini, sonrasında da önceki hasarlardan dolayı 6.000.00 TL değer kaybı da var olduğu kabul edilip 40.000.00 TL üzerinden hesaplama yapıldığını, raporda önceki küçük kazalardan dolayı 6.000 TL değer kaybı kabul edilip, davaya konu 15.000.00 TL hasar toplamı kazadan dolayı 2.500.00 TL değer kaybı kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybı ve araç mahrumiyet bedeli istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, hasarlı trafik kazasından kaynaklanan haksız eylem nedeniyle değer kaybı ve araç mahrumiyet bedelinin tazmini isteğine ilişkindir.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli……. sayılı iptal kararı ile 2918 sayılı KTK nun 90. maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlede yeralan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin anayasaya aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmiş, bu iptal kararı 09/10/2020 tarihli … Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anayasanın 153. maddesinde “iptal kararları geriye yürümez” hükmü, iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olup, elde bulunan uyuşmazlığın devam ettiği davalarda “geriye yürümeme kuralı” uygulanamaz. Diğer bir anlatımla bir davada uygulanması gereken kanun maddesi başka bir dava vesilesi ile iptal edilmiş ise bu madde artık eldeki davada da uygulanamaz. Zira davanın yasal dayanağı kalkmıştır ve Anayasa’ya aykırı olduğu tespit edilmiştir. Davacının iptal edilen maddeden dolayı sağlayacağı hukuki yararı da kalmamış olur. (Hukuk Genel Kurulunun 17.05.1989 tarihli ve 1989/10-250 E., 1989/361 K. sayılı kararı, Hukuk Genel Kurulunun 25.02.2020 Tarih 2017/8-1863 E. 2020/206 K sayılı kararı ) Bu itibarla Anayasanın 153. maddesi gereğince bu iptal kararı bağlayıcı olup derdest davalara ve kesinleşmemiş hükümlere de etki edecektir. Bu durumda usuli kazanılmış haktan bahsetmek mümkün değildir.
2918 Sayılı Yasanın 90. maddesinin Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonraki son hali “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir. Anayasa Mahkemesi İptal kararından sonra genel şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmamıştır. Bu durumda Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları dikkate alınarak kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre vasıtanın kazadan önceki rayici ile onarım sonrası değeri arasındaki farkın araç değer kaybı olarak belirlenmesi gerekmektedir.
Kural olarak araçta meydana gelen “değer kaybı” (istikrar kazanan yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre); aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle önceki kazalar araştırılarak niteliği ve etkisi göz önüne alınarak, tartışılarak hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, modeli, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak kazadan sonraki tamir edilmiş halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmadan ibarettir. Daha somut bir ifade ile aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark kriteri esas alınmalıdır. (Yargıtay 17. HD’nin 2016/16876 E – 2017/12161 K sayılı, 27/12/2017 tarihli ve 2015/5301 E – 2017/11098 K sayılı, 28/11/2017 tarihli kararları)
Somut olayda, davacıya ait aracın ikinci el piyasa rayicine göre kaza öncesi değerinin 40.000,00 TL, kaza sonrası değerinin ise 37.500,00 TL olduğu, bu nedenle değer kaybının 2.500,00 TL olduğunun belirlendiği, hesabın yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre yapıldığı, mahkemece anılan raporun hükme esas alınmasıyla davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinafa başvuran tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın talep halinde yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 09/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.