Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar NO…..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
……
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
……
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2019
NUMARASI : …..
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 04/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/02/2022
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … A.Ş. tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıya ait plakasız motosiklet ile davalı … şirketine ZMMS poliçesiyle sigortalı aracın 21/09/2015 tarihinde kaza yapması sonucu davacının yaralandığını, geçici ve sürekli iş gücü kaybı zararına uğradığını, kusurun davalı tarafa sigortalı araç sürücüsünde olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacının geçici ve sürekli iş gücü kaybı zararından dolayı 1.000,00TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 12.05.2017 tarihli artırım dilekçesi ile toplam 111.006.80-TL (3.821,24-TL geçici, 107.185,56-TL sürekli iş göremezlik olmak üzere) tazminatın tazminini istemiştir.
Davalı vekili, öncelikle zamanaşımı itirazında bulunarak davanın esastan da reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece 08/06/2017 gün ve 2016/252 Esas – 2017/432 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulü ile 111.006.80-TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği, hükmün davalı … şirketi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 04/07/2018 gün ve 2017/1876 Esas – 2018/1130 Karar sayılı kararı ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, kararın kaldırılma sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin incelenmediği, hükme esas alınan Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin raporuna göre, meydana gelen kaza da davalı tarafa sigortalı araç sürücüsünün %90, davacının ise %10 kusurlu olduğunun belirlendiği,….. Hastanesi’nin 05/12/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; dava konusu kazada yaralanan davacının meslek grup numarası 16 (takım tezgah işçisi) olduğu, arızasının yaşına göre %43 oranında kalıcı sakatlık (sürekli iş göremezlik) niteliğinde olduğu, kişide dosya kapsamında fatura edilmiş tedavi masraflarının olmadığı, kişiye verilecek toplam kaçınılmaz tedavi masrafının 5.000,00-TL olduğu ve bu miktara 9 (dokuz) ay boyunca kazanç kaybının ve bakıcı giderlerinin de eklenmesinin uygun olacağı, bu hesaplanan giderin SGK tarafından karşılanmayacağı, giderlerin … şirketi veya kusurlu tarafça kusur oranında paylaştırılmasının uygun olacağının bildirildiği, davacının kaza sırasında motosiklet kullanırken kask takmaması ve bu hususun zararın artmasına sebebiyet vermesinin davacı yönünden müterafik kusur olarak kabul edildiği, Adli Tıp kusur raporunda bu husus değerlendirilmek suretiyle kask takmadığı için davacıya %10 kusur atfedilmesi karşısında, mahkemece bu oran yerinde görülerek, müterafik kusurdan dolayı tazminattan %10 indirim yapılması gerektiği sonucuna varıldığı,kusur dağılımında bu husus gözetildiğinden ayrıca (2. kez) müterafik kusurdan indirim yapılmadığı, tazminat bilirkişisinin 14/03/2019 tarihli raporuna göre; davacının geçici iş göremezlik zararının (21/09/2015 – 20/06/2016 tarihleri arası) 9.658,11-TL, sürekli iş göremezlik zararının (21/06/2016 – 30/06/2040 tarihleri arası) 209.319,46-TL. olduğunun anlaşıldığı, davacının talep artırım dilekçesiyle sürekli iş gücü kaybı zararı yönünden raporlara uygun olarak 111.006,80-TL. tazminat talebinde bulunduğu, davacı tazminat talebine dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesini istemiş olup; davalı tarafa sigortalı aracın ticari araç olması nedeniyle talebin yerinde görüldüğü gerekçesi ile davacının davasının kabulü ile, 21/09/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacı …’ın geçici ve sürekli iş gücü kaybı zararından dolayı toplam 111.006,80-TL. tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı … şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … şirketi vekili istinaf dilekçesinde; olayın ve zararın meydana geliş şekli dikkate alındığında, mahkeme tarafından yapılan Müterafik Kusur indiriminin eksik ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı …’ın kaza esnasında kaskının takılı olmadığını, 20/10/2016 tarihli Adlı Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen raporda; davacı motosiklet sürücüsü …’ın kasksız vaziyette seyre çıkmakla kendi can güvenliğini tehlikeye atmış olup kendi yaralanmasında kusurlu olduğunun tespit edildiği belirtilmiş olup, ancak %10 oranında hakkaniyete aykırı olacak şekilde eksik bir kusur durumuna kanaat getirildiğini, yargılama kapsamında alınan 18.08.2016 tarihli ve 05.12.2018 tarihli bilirkişi raporlarında beyinde minimal ödem olduğu, ayrıca 30.05.2017 tarihli raporda kaskın daha çok motosiklet kazalarında beyin dokusunu ve kafa bölgesini koruyacak şekilde dizayn edildiği, kişide mevcut maluliyete neden olan yaralanmanın da kafa ve beyin dokusundaki yaralanmasından kaynaklandığı dikkate alındığında kişinin kask takmamasının maluliyete etkili olacağının tespit edildiğini, Davacı kullanılması kanunen zorunlu olan kask ve koruyucu tertibatı kullanmamış olup, davacının maluliyetinin kafa ve beyin dokusundaki yaralanmadan kaynaklandığını, bu halde davacının maluliyetin meydana gelmesine kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, bu hususların yanı sıra Adli Tıp Kurumu raporunda davacının kask takmadığı ve kendi can güvenliğini tehlikeye atmış olup, yaralanmasına neden olduğu açıkça yer almakta olmasına rağmen, zararın meydana gelmesinde ana etken olan kask kullanılmaması durumunun gereği gibi dikkate alınmadığını ve %10 gibi kanuni düzenlemelere ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olacak şekilde eksik bir müterafik kusura kanaat getirildiğini, mahkeme tarafından bu oranın hükme esas alınmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 16.04.2015 tarihli 2013/15362 Esas – 2015/5997 Karar sayılı kararı), kask ve emniyet kemeri müterafik kusur kapsamında değerlendirilmekte olup; Yargıtay genel uygulamaları ve içtihatları dikkate alındığında bir başka müterafik kusur türü olan emniyet kemerinin takılmaması halinde %40’a varan indirime hükmedilebildiğini, kask unsurunun da tıpkı emniyet kemeri gibi müterafik kusur kapsamında yer aldığı dikkate alındığında, %40’a varan indirim uygulanabilmesi mümkün iken ve maluliyet neticesinin meydana gelmesinde kaskın kullanılmamasının etkisi tartışılmayacak derece açık iken %10 oranında bir müterafik kusur indiriminin uygulanmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının, karşı aracın ZMSS şirketi olan davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir. Müterafik kusur indirimi; her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Ayrıca yasal düzenlemeler gereği, TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilemeyeceği hususunun da gözönünde bulundurulması gerekir.
Somut olayda; Davacı motosiklet sürücüsü olup, davalıya trafik sigortalı aracın önünde seyreden davacı yönetimindeki motosikleti gayrinizami şekilde yakından solladığı sırada, motosiklette yolcu konumunda olan dava dışı …’ın dizine çarpması nedeniyle motosiklet devrilmiş ve motosiklet sürücüsü olan davacı bu şekilde yaralanmıştır. Davacının kaza sonucu kafasından yaralandığı, beyinde hasar olduğu, bu nedenle davacıda maluliyet oluştuğu anlaşılmıştır. Kusur yönünden hükme esas alınan Ankara ATK tarafından düzenlenen 20.10.2016 tarihli raporda, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumuna neden olan yukarıda açıklanan eyleminden dolayı %90 oranında, davacının ise olay anında kask takmayarak can güvenliğini tehlikeye attığından yaralanmasında %10 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Söz konusu kusur raporunda, davacının kask takmaması nedeniyle kazanın meydana gelmesinde değil, yaralanmasında yani bir başka ifade ile zararın artmasında % 10 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Zira dosya arasındaki belgelerden de açıkça anlaşılacağı üzere davacının kask takmaması kazanın meydana gelmesinde başlı başına bir etken ya da kusur değildir. Davacı kask takmış olsaydı dahi bu durum kazanın meydana gelmesini engelleyecek bir faktör olmayacaktır. Koruyucu kaskın bulunmaması başlı başına bir kusur olmayıp zararın doğmasına veya artmasına neden olan bir etken olduğundan, bu durumda davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğunun, davacının da yaralanmasında ve zararın artmasında müterafik kusurlu olduğunun kabulü ile, davalı tarafın olayda %100 oranında kusuruna tekabül eden tazminattan, davacının kask takmaması nedeniyle %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak sonuç tazminata karar verilmesi gerekir. Mahkemece önceki hükümde davacının %30.2 oranında sürekli maluliyeti bulunduğu, 4 ay geçici iş göremezlik süresi olduğunun kabulü ile davacı tarafın artırım dilekçesi de dikkate alınarak 111.006.80-TL tazminata karar verildiği, hükmün sadece davalı … şirketi tarafından istinaf edildiği, bu şekilde önceki hükümde belirlenen maluliyet oranı ve geçici iş göremezlik süresi yönünden davalı lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, Ankara BAM 22. Hukuk Dairesi’nin kararın kaldırılmasına ilişkin kararından sonra her ne kadar davacı için daha fazla maluliyet oranı ve geçici iş göremezlik süresi belirlenmiş ve dolayısı ile yeniden raporun düzenlendiği tarihe göre daha fazla tazminat hesabı yapılmış ise de, davalı lehine oluşan usulü kazanılmış hak gözetilerek önceki hükme esas alınan 16.02.2017 tarihli aktüer bilirkişi, raporunda davacı için hesaplanan tazminatların %10 indirimsiz miktarları olan 4.245,82-TL geçici iş göremezlik tazminatı ile sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden hesaplanan 14.701,19TL işlemiş dönem, 206.958,44-TL işleyecek aktif dönem, 172.694,93TL işleyecek pasif dönem tazminatlarından, davacının %30.2 maluliyet oranına göre tespit edilen sırası ile 4.439,75-TL, 62.501,44-TL ve 52.153,86-TL tazminat toplamı olan 119.095,05-TL sürekli iş göremezlik ve 4.245,82-TL geçici iş göremezlik zararından yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak bakiye 95.276,04-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 3.396,66-TL geçici iş göremezlik tazminatı toplamı 98.762,70-TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi Ankara ATK raporunda müterafik kusur olarak kabul edilen %10 indirimle yetinilip, yerleşik Yargıtay uygulamaları gereği yukarıda izah edildiği üzere tespit edilecek tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmaması doğru görülmediğinden; davalı … şirketi vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görüldüğünden istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda, infazda tereddüt olmaması için yerel mahkeme kararının Dairemizce düzeltilen ve kaldırılan kısımları dışında kalan hüküm fıkrası aynen yazılmıştır.)
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.04.2019 gün ve 2018/718 Esas – 2019/223 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-Davanın KABULÜ ile, davacı …’ın geçici (3.396,66-TL) ve sürekli iş gücü kaybı zararından (95.276,04-TL) dolayı toplam 98.67,70-TL. tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Davalıdan alınması gereken 6.740,33-TL. nispi karar ve ilam harcından, ıslah harcı dahil peşin alınan 404,93-TL. harcın mahsubu ile bakiye 6.335,40-TL. harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 62,70-TL ilk yargılama harcı ve 375,73-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 438,43-TL yargılama giderinin (… şirketinin sorumluluğunun poliçe limitleriyle sınırlı olması kaydıyla) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından istinaf incelemesi öncesinde ve sonrasında yapılan toplam 2.893,75-TL. yargılama gideri ile faturalandırılan 189,00-TL.tedavi gideri olmak üzere toplam 3.082,75-TL. yargılama giderinin (… şirketinin sorumluluğunun poliçe limitleriyle sınırlı olması kaydıyla) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan (istinaf incelemesi sonrası) yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kendisini dava ve duruşmalarda vekil ile temsil ettiren davacı lehine takdir ve tespit edilen 11.203,99-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin istek halinde ilgili tarafa iadesine, karar kesinleşinceye kadar iade alınmaz ise gider avansının artan kısmının 6100 sayılı HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde re’sen ilgili taraflara iadesine,
İSTİNAF YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Davalı … şirketince yatırılan 44,40-TL maktu, 1.851,32-TL nispi istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davalıya iadesine,
2-Davalı … şirketi tarafından yapılan toplam 18,00-TL istinaf yargılama giderinin, davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
3-Davalı tarafından yatırılan 150,00-TL gider avansından kullanılmayan kısmın, davalıya iadesine,
4-Kararın tebliği,harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 04.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
……
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.