Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2105 E. 2022/300 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ …..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/06/2019
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 10/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 25/02/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı asıl ve birleştirilen dosya davalısı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Asıl dava dosyasında davacı vekili, 02.11.2014 tarihinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plakalı araç sürücüsünün neden olduğu kaza sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, kısmi ve kalıcı şekilde iş göremez hale geldiğini, davacı tarafından yapılan başvuru üzerinde sigorta şirketi tarafından 21.09.2015 tarihinde 76.923,00 TL ödeme yapıldığını, ödemenin davacının zararını karşılamadığını, ibranameyi kabul etmediklerini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere miktarı belirsiz tazminatın hesaplamasını ve şimdilik geçici iş göremezlik, daimi iş göremezlik, tedavi ve bakım giderleri için 100,00 TL maddi tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında dava değerini 103.076,79 TL olarak belirlemiştir.
Birleştirilen dava dosyasında davacı vekili, Ankara 6 Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında davayı ıslah ettiklerini, bilirkişi raporu ile 118.254,82 TL daimi iş göremezlik, 10.754,69 TL bakıcı gideri, 1.896,60 TL tedavi gideri belirlendiğini, asıl davada talep edilmeyen tazminatların davalıdan tahsili gerektiğini belirterek, 15.078,03 TL daimi iş göremezlik farkı, 10.754,69 TL bakıcı gideri, 1.896,60 TL tedavi giderinin temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacıya 21.09.2015 tarihinde 76.923,83 TL ödeme yapıldığını, ödeme ile davalı şirketin üzerine düşün sorumluluğu yerine getirdiğini, kusur oranlarının tespiti için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınması gerektiğini, maluliyet oranının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Üçüncü İhtisas Kuruluna gönderilmesini, davacıya yapılan ödemenin güncellenerek hesaplanacak tazminattan düşülmesini, geçici iş göremezlik tazminatının tedavi giderlerinden sayılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, …..Başkanlığınca hazırlanan raporda davacının vücut çalışma gücünden %38 oranında kaybettiği, 9 ayda iyileşeceği, devamlı surette başka birinin bakımına muhtaç olmadığının belirlendiğini, dava konusu kazanın 02.11.2014 tarihinde meydana geldiği, poliçenin 22.08.2014 tarihinde tanzim edildiğinden yeni genel şartlar kapsamında yapılan değişiklikler dikkate alınmaksızın hesaplama yapıldığı, davadan önce sigorta şirketince yapılan ödeme tarihi itibariyle davacının maluliyet zararının ve geçici iş göremezlik zararı toplamının 138.303,19 TL olduğu ve bu kapsamda sigorta şirketince yapılan ödemenin zararı karşılamadığı, hesaplama tarihine kadar ve hesaplama tarihindeki veriler esas alınmak suretiyle davacının geçici, kalıcı maluliyete dayalı tazminat tutarı ile bakıcı ve tedavi giderleri kapsamında doğan alacağı belirlenip, davalı sigorta şirketince yapılan ödeme, rapor tarihine kadar yasal faiz uygulanmak suretiyle güncellenerek mahsup edildiği, davacının 8.480,31 TL geçici iş göremezlik zararı, 204.243,30 TL kalıcı maluliyet zararı, 10.754,69 TL bakıcı gideri alacağı, 1.896,60 TL. SGK tarafından ödenmediği tespit edilen tedavi ve ulaşım gideri alacağı doğduğu, bu tutardan davalı sigorta şirketince ödenen miktarın güncellenmiş değeri olan 94.468,79 TL.nin mahsubu sonrasında davacının 118.254,82 TL maluliyete dayalı bakiye zararının olduğu, 9 ay süresince bakıcı giderinin 10.754,69 TL ve SGK tarafından ödenmeyen TBK 50/2. Maddeye göre tahmini olarak belirlenen 1.896,60 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 130.936,11 TL alacağının bulunduğu ve bu tutarın asıl ve birleşen davada talep edilen toplam tutar kadar olduğu, davalı tarafın, emniyet kemeri takılı olmadığı yönündeki savunmasını destekler herhangi bir beyan ya da tespit olmadığından tazminat tutarından müterafik kusura dayalı indirim yapılmasına gerek olmadığı ve davalı sigorta şirketinin en geç kısmi ödemenin yapıldığı tarihte temerrüde düştüğü gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, 103.176,79 TL.nin 21.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davanın kabulüne, 27.729,32 TL.nin 21.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı asıl ve birleştirilen dosyada davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl ve birleştirilen dosyada davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı tarafından yapılan ödeme ile zararın karşılandığını, 03.04.2018 tarihli hesap raporunun hatalı olduğunu, zorunlu mali mesuliyet sigortacısının ancak gerçek zarar tutarından sorumlu olduğunu, rapor tarihinde ekonomik değişmelerden ve asgari ücretteki kaynaklı olarak zararın karşılanmamış gibi gözüktüğünü, bilirkişi tarafından bakiye zararın bulunduğu yönünde görüş bildirildiğini, öncelikle ödemenin yapıldığı tarihte zararın karşılanıp karşılanmadığının belirlenmesi gerektiğini, davacının ev hanımı olduğunu, yapılacak olan tazminat hesabında davacının geliri yönünden asgari geçirim indirimi uygulanmaması gerektiğini, dava aşamasında yerel mahkeme tarafından davacıya ait ekonomik ve sosyal durum araştırması yaptırıldığını, davacının ev hanımı olduğu ve gelirinin bulunmadığının tespit edildiğini, davacının geliri hesaplanırken asgari ücrete asgari gelir indirimi eklendiğini, doktrin ve Yüksek Mahkeme karar ve içtihatlarına göre ev hanımı davacı için hesaplanacak tazminatta gelir olarak … hariç asgari ücretin esas alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik, bakıcı gideri, tedavi ve ulaşım giderlerinin davalının sorumluluğunda olmadığını, SGK tarafından ödenmemiş olmasının davalının sorumluluğunu doğurmayacağını, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerinin de tedavi gideri sayıldığından SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, dosyada yer alan ….. tarafından düzenlenen 13.06.2016 tarihli raporda, davacının bakıma muhtaç durumunun olmadığı yönünde görüş bildirildiğini, buna karşın bakıcı giderinin hesaplandığı hatalı bilirkişi raporunun göre bakıcı giderine hükmedildiğini, geçici iş göremezlikten doğan zararların, tedavi gideri olarak değerlendirildiğini, davalının herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, geçici iş göremezlik giderlerinin tedavi giderleri kapsamında sayılan giderlerden olduğunu, iyileştirme ve tedavi giderleri hususunda 6111 sayılı yasanın 59. Maddesi ile değişik 2918 sayılı KTK 98. Maddesi gereğince SGK’nın sorumlu olduğunu, kusur raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Asıl ve birleştirilen dosyada davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Asıl ve birleştirilen dosyada dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan geçici, sürekli iş göremezlik, bakıcı ve tedavi giderine ilişkindir.
Davacı vekili asıl dava dosyasında 02.11.2014 tarihinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan araç sürücüsünün neden olduğu kaza sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek miktarı belirsiz tazminatın hesaplamasını ve geçici iş göremezlik, daimi iş göremezlik, tedavi ve bakım giderlerinin davalıdan tahsilini talep etmiş, yargılama aşamasında aktüerya bilirkişiden alınan rapor ile geçici ve sürekli iş göremezlik zararının 103.176,79 TL olduğu belirlenmiş, davacı tarafından asıl dava dosyasında dava değeri 103.176,79 TL olarak ıslah edilmiş, davacının tedavi ve bakıcı gideri ile geçici ve sürekli iş göremezlik zararının belirlenmesi için alınan rapor ile geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının artması üzerine birleştirilen davada 15.078,03 TL daimi iş göremezlik, 10.754,69 TL bakıcı gideri, 1.896,60 TL tedavi giderinin tahsilini talep etmiş, mahkemece asıl dava dosyasında 103.176,79 TL.nin birleştirilen dava dosyasında 27.729,32 TL.nın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde, mahkeme kararların tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri, hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini, hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını, gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E, 2007/611 K.).
6100 Sayılı HMK’nun 297/1-2 maddeleri gereğince mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi, ayrıca, HMK’nun 166. maddesi gereğince birleştirilen dava dosyaları birbirlerinden bağımsız ayrı bir dava olup, birleştirilen her dava hakkında usul hükümlerine göre ayrı ayrı hüküm kurulması, harç ve diğer yargılama giderlerinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir. Yukarıda belirtilen ilkeler gözardı edilerek davacının asıl ve birleştirilen davada talep edilen zarar kalemleri ile ilgili ayrı ayrı miktar belirtilerek denetime uygun şekilde her biri hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı gösterilmesi ve asıl ve birleştirilen dosyalar yönünden harç ve yargılama giderlerinin ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm altına alınan zarar kalemleri ayrı ayrı belirtilmeden toplam miktar üzerinden hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
2- Kabul şekline göre; dosya kapsamından davacı …’ın 1975 tarihinde doğduğu, olay tarihinde 39 yaşında olduğu, olay tarihinde ve yargılama aşamasında gelir getiren işte çalıştığı iddia ve ispat edilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının aktif çalışma devresi olarak kabul edilen süre için … bedeli dahil edilmiş asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmıştır. Yargıtay uygulamalarında (Yargıtay 4. HD. 2021/14818 E- 2021/3367K. 2021/3792 E-2021/4956K., 2021/4972 E-2021/7363K ) asgari geçim indirimi bedeli, fiili çalışmanın karşılığı olan bir ödeme olup, fiilen çalışmayan kişiler için efor kaybı tazminatı hesaplanırken ücrete dahil edilmesinin doğru olmadığı kabul edilmektedir. Bu itibarla; ev hanımı olan ve gelir getirici bir işte fiilen çalışmayan davacı için, işgücü kaybı tazminatı hesabı yapılırken aktif ve pasif dönem için … dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden hesap yapılması gerekirken Yargıtay uygulamalarına aykırı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- Kabul şekline göre; Davacı vekili asıl ve birleştirilen dava dosyasında davacının yaralanması nedeniyle tedavi gideri ve bakıcı gideri talep etmiştir. Davacının yaralanması nedeniyle yapmak zorunda olduğu tedavi giderlerinin belirlenmesi için alınan 11.09.2017 tarihli raporda davacının hastane dışında tedavisi için gerekli olan bakıcı ücreti için 30 gün üzerinden asgari ücret esas alınarak 1.071,00 TL bakıcı gideri belirlenmiştir. Davacının talebi üzerine davacının bakıcıya ihtiyacı olup olmadığının belirlenmesi için Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 22.01.2018 tarihli raporda davacının yaralanması nedeniyle 9 ay geçici bakıcı ihtiyacı olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece tedavi ve bakıcı giderlerinin belirlenmesi için 03.04.2018 tarihli aktürya uzmanı ve adli tıp uzmanı doktor bilirkişiden alınan raporda davacı için hem 9 ay geçici bakıcı gideri hesaplanmış hem de tedavi giderleri içinde de 30 gün için hastane dışında tedavisi için gerekli bakıcı ihtiyacı hesaplanarak tedavi giderlerine eklenmiş olup 30 gün için mükerrer bakıcı giderinin davalıdan tahsiline karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, HMK.nın 355. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar değerlendirilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda asıl ve birleştirilen dosyada davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davalının diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl ve birleştirilen dosyada davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi KARARININ KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine.
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2019/9747 esasına yatırılan 214.591,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.