Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/208 E. 2021/682 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2018
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/04/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … AŞ. vekili ve … … AŞ. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 21/12/2012 tarihinde, müvekkilinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu, davalı … … AŞ. tarafından ZMMS ile sigortalı aracın, davalı … … AŞ. tarafından ZMMS ile sigortalı araç ile karıştığı kaza neticesinde, müvekkilinin yaralandığı ve maluliyetinin meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde araç sürücülerinin kusurlu olduğunu ve davalıların zararlarından sorumlu olduğunu, müvekkilinin davalı şirketlere müracaat ettiğini ve davalı … … A.Ş. tarafından 15.197,56-TL ödenmiş ise de, ödemenin yetersiz olduğunu, bu nedenle dava açtıklarını, müvekkilinin geçirdiği trafik kazası neticesinde alınan rapora göre %19 oranında maluliyetinin meydana geldiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL sürekli kısmi iş göremezlik zararı tazminatının 21/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde talep ettikleri, 1000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatını, bilirkişi tarafından alternatifli olarak yapılan hesaplamadan, müvekkilinin 3 ay geçici iş göremez ve %20 sürekli maluliyet oranına göre hesaplanan 64.974,76 TL tazminat miktarına göre ıslah etmiştir.
Davalı … … AŞ. vekili cevap dilekçesinde; kaza yapan aracın kaza tarihinde müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının … limiti ile sınırlı olduğunu, davacının kusuru ve maluliyeti kanıtlaması gerektiğini, meydana gelen kazanın iş kazası olması nedeniyle, davalıya gelir bağlanmasının büyük ihtimal olduğunu, …’nın 5510 Sayılı Kanun gereğince, müvekkiline rücu hakkının bulunduğunu, … tarafından yapılan ödeme olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davacının kaza tarihinden itibaren faiz talep edemeyeceği gibi, avans faizi talebinin de haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … … A.Ş vekili cevap dilekçesinde; kaza yapan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının … limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının müvekkiline müracaatı üzerine %19 maluliyet oranına ve sigortalının %75 kusur durumuna göre hesaplama yapılarak 29/07/2013 tarihinde 15.197,56-TL ödeme yapıldığını ve sorumluluğunun sona erdiğini, ayrıca davacının kusuru, zararı ve maluliyeti kanıtlaması gerektiğini, davacı emniyet kemeri takmamış ise müterafik kusur indirimi yapılması, … tarafından rücuya tabi ödeme yapılmış ise indirilmesi gerektiğini, müvekkilinin yapılan ödeme ile sorumluluğunu yerine getirdiğinden faizin ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz olarak talep edilebileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazası nedeniyle cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğu, davacının dava konusu kaza sonucu yaralanarak, ….. Kurumundan alınan rapora göre %20 oranında çalışma gücünü kaybettiğinin ve 3 ay geçici iş göremez kaldığının belirlendiği, yine 08/11/2017 tarihli kusur bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davaya konu kazanın meydana gelmesinde davalı … … AŞ’ye ZMMS poliçesi ile sigortalı …..plakalı araç sürücüsünün %75 oranında, davalı … … …. ZMMS ile sigortalı …. plakalı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu oldukları, aktüer bilirkişiden alınan muhtemel yaşam süresi dikkate alınarak benzer olaylar ile ilgili Yargıtay uygulamasına uygun veriler esas alınarak hazırlanan bilirkişi raporunda yapılan alternatifli hesaplamada davacının geçici iş göremezlik + %19 maluliyet oranına göre zararının 82.032,20 TL, geçici iş göremezlik + %20 maluliyet oranına göre zararın 86.228,03 TL, sadece %19 maluliyete göre zararın 80.159,98 TL, sadece %20 maluliyete göre zararının 84.378,93 TL olduğunun tespit ediliği, Bilirkişi raporunun yukarıda belirtilen kriterlere ve dosya kapsamına uygun hüküm kurmak için yeterli olduğu, her ne kadar davacı vekilince dava dilekçesinde daimi iş göremezlik zararı talep edilmiş ise de, ıslah dilekçesinde geçici iş göremezlik zararı da talep ettiği anlaşılmakla, ıslah dilekçesinde belirtilen miktar üzerinden davanın kabulüne karar verildiği, gerekçesi ile; davanın kısmen kabulü ile, 64.974,76 TL daimi iş göremezlik zararının (davalı … … AŞ. yönünden 29/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … … AŞ. yönünden 26/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş hüküm davalı … … AŞ vekili ve … … AŞ. vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacı tarafın iş kazasında yaralandığını, bu nedenle … tarafından bağlanan peşin sermaye değerli gelirin hükmedilen tazminatın mahsup edilmesi gerektiğini, buna rağmen … tarafından yapılan ödeme olup olmadığı araştırılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğinden kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, diğer yandan müvekkili tarafından davacıya 29/07/2013 tarihinde 15.197,65 TL ödeme yapıldığını ve bu ödeme ile davacının zararlarının karşılandığını, bu nedenle de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi durumda dahi mahkemenin ödeme tarihi itibariyle yapılan ödeme ile müvekkilinin sorumluluğunun sona erip ermediğini değerlendirmediğini, zarar karşılanmamış gibi hesaplama yapıldığını, bu nedenle de alınan raporun yeterli olmadığını, mahkemece müvekkilinin müteselsil sorumluluğuna karar verilmiş ise de müvekkilinin sigortalı aracın sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduğunu, kararın bu nedenle de hatalı olduğunu, mahkemece hükme esas alınan aktüer hesaplamasının da tekniğine uygun yapılmadığını, ayrıca davacının dava dilekçesinde %19 maluliyeti kabul ettiğine göre davacının zararının %20 maluliyete göre hesaplanmasının da hukuka aykırı olduğunu, HMK gereğince hakimin tarafların talebi ile bağlı olduğunu talepten fazlasına karar vermeyeceğini, davacı dava dilekçesinde sadece daimi maluliyete ilişkin talepte bulunmuş olmasına rağmen, geçici iş göremezlik zararlarına ilişkin karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca geçici iş göremezlik tazminatının …. sorumluluğunda bulunduğundan müvekkilinden talep edilemeyeceğini, bunların yanı sıra davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle müerafik kusurunun bulunduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … … … AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kazanın iş kazası olduğunu, davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini ödemenin olması halinde tazminattan indirilmesi gerektiğini, davayı kabul etmemekle birlikte müvekkilinin sorumluluğunun, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, müteselsil sorumluluğa hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacı dilekçesinde %19 maluliyete göre tazminat talep etmiş olmasına göre taleple bağlılık ilkesi gereğince %19 maluliyet üzerinden karar verilmesi gerektiğini, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, içerisinde yolcu olarak bulunduğu aracın çift taraflı karıştığı kazada yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini iddia etmiş, dava dilekçesinde açıkça belirtilmemiş ise de, içerisinde yolcu olarak bulunduğu aracın çalıştığı fabrikanın servis aracı olduğu ve kazanın da fabrika çıkışında eve dönüşleri sırasında meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Davacının, 21/12/2012 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olup olmadığı mahkemece değerlendirilmediği gibi, … tarafından meydana gelen kaza nedeniyle davacıya geçici iş göremezlik ödemesi ve/veya rücuya tabi gelir bağlanması yahut ödeme olup olmadığı araştırılmamıştır.
… tarafından iş kazası nedeni ile yaralanan kişiye bağlanan aylığın niteliği ve bağlanan aylığın rücuya tabi ödemelerden olup olmadığının belirlenmesi, zararın tazmininden sorumlu olanların mükerrer ödeme yapmasının önüne geçilmesi ve zarar görenlerin gerçek zararlarının üzerinde sebepsiz zenginleşmemesi için önemlidir.
Nitekim, tazminatın hesaplanmasında ve belirlenmesinde esas alınan TBK’nın 55/1. maddesi “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” denilerek rücu imkanı olan ödemeler ile ifa amacı taşıyan ödemelerin zarardan mahsup edilmesini gerekli kılmaktadır.
Bu nedenle, cismani zarar nedeniyle açılan davalarda da, … tarafından, meydana gelen kaza nedeniyle geçici iş göremezlik ödemesi, rücuya tabi gelir bağlanması gibi ödemelerin bulunup bulunmadığı, uyuşmazlığın çözümünde etkili delil niteliğinde olduğundan toplanılmadan karar verilemez.
Mahkemece, ….. tarafından meydana gelen kaza nedeniyle geçici iş göremezlik ödemesi ve rücuya tabi gelir yahut ödeme yapılıp yapılmadığı ilgili kurumdan sorulmamış, soruşturma dosyasında davacının fabrikadan iş çıkışında serviste kazanın meydana geldiğinin belirtilmiş olmasına göre 5510 Sayılı Yasanın 13/1-e maddesi gereğince iş kazası olup olmadığı değerlendirilmemiştir.
Mahkemece davacıya … tarafından bağlanan maaşın rücuya tabi olup olmadığının ve geçici iş görmezlik ödemesi olup olmadığının araştırılması, rücuya tabi ödemenin ve/veya geçici iş göremezlik ödemesinin olduğunun anlaşılması halinde, meydana gelen kazanın iş kazası olması halinde, bağlanan gelirin/ödemenin rücuya tabi olup olmadığı, rücuya tabi olması halinde 5510 Sayılı Yasanın 21. maddesi kapsamında … tarafından bildirilen ilk peşin sermaye değerlerinin hesaplanan tazminattan ne oranda mahsubunun gerektiği değerlendirilerek ve varsa geçici iş göremezlik ödemesinin de mahsubu için ek rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
Kabule göre ise; 6100 sayılı HMK 176. ve devamı maddeleri ile düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya talep sonucunun değiştirebilmesi imkanını sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Bu hale göre yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmadığı gibi, ıslahla dava dilekçesinde talep edilmeyen geçici iş göremezlik tazminatı da istenemez. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi …….)
Davacı, dava dilekçesinde, %19 oranında malul kaldığını belirterek, sürekli iş göremezlik zararlarını talep etmiş, dava dilekçesinde maluliyetinin daha fazla olduğuna dair bir iddiada bulunmadığı gibi, sadece sürekli iş görmezlik tazminatı talep etmiştir. HMK’nın 26. maddesi gereğince taleple bağlı kalınarak %19 maluliyet oranı üzerinden kaza tarihinden itibaren sürekli iş göremezlik tazminatına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile 3 ay geçici iş göremezlik ve %20 maluliyet oranına göre hesap edilen miktar üzerinden hesap edilen tazminat miktarına göre karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
Buna göre, yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı … … AŞ vekilinin ve davalı … … AŞ. vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmaksızın ve değerlendirilmeksizin karar verilmiş olması nedeniyle HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen deliller toplanarak, kazanın iş kazası olup olmadığı, davacıya geçici iş görmezlik ödemesi ve/veya rücuya tabi gelir bağlanıp bağlanmadığı bağlanmış ise peşin sermaye değerinin ne kadar olduğu hususları araştırılarak, iş kazası olması halinde rücuya tabi gelir bağlanmış ise 5510 Sayılı Yasanın 21. maddesi gereğince rücuya tabi … tarafından yapılan ödemeler yukarıda açıklanan şekilde değerlendirilerek, Yargıtay 17. HD …. K. sayılı kararı ile tazminat hesabı yönünden içtihat değişikliğine giderek TRH2010 Yaşam Tablosuna göre muhtemel yaşam süresi belirlenerek ve “Progresif Rant Yöntemi” uygulanarak tazminatın belirlenmesi gerektiği benimsediğinden, hüküm sadece davalılılar tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle usulü kazanılmış haklar korunarak, öncelikle davalı … … tarafından yapılan ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yeterli olup olmadığı, davalıların sorumluluğunun sona erip ermediğinin değerlendirildiği, sorumluluğun sona ermediğinin tespiti halinde ise, istinafa konu hükme esas alınan rapor tarihindeki verilere göre hesaplamanın yapıldığı, aktüerya konusunda uzman farklı bir bilirkişiden gerekçeli, dosya kapsamına uygun, denetlenebilir, hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilemek üzere, davanın yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre sair itirazların incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … … AŞ. vekilinin ve davalı … … AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 19/04/2018 tarih … Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, Davalı … … AŞ vekilinin ve davalı … … AŞ vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalılar tarafından istinaf peşin harcı olarak yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde istinaf edenlere ayrı ayrı iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Ankara 13. İcra Müdürlüğünün….esasına depo edilen 140.000,00 TL teminat mektubunun yatıran … … AŞ’ye iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 01/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.