Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2058 E. 2021/2503 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2019
NUMARASI …..
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 23/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/01/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 01/07/2016 tarihinde sürücü…’ın, sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde olduğu sırada sürücü …’ın sevk ve idaresinde olan çekici ve ekindeki dorse ile çarpışması sonucu çift taraflı kaza meydana geldiğini, sürücü…’ın kullandığı araç içinde yolcu olan davacının yaralandığını, davacının kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığını, davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün dikkatsizliği sonucu kazanın meydana geldiğini, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, başvuru sonucu tazminat ödenmeyeceğinin bildirildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile sürekli iş göremezlik için 3.000,00 TL, geçici iş göremezlik için 1.000,00 TL, bakıcı gideri için 200,00 TL tazminatın kaza tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; geçici iş göremezlik tazminatının trafik sigortası genel şartları gereği teminat dışı olduğunu, tüm sorumluluğun SGK’de olduğunu, sürekli iş göremezlik talebi ile ilgili olarak, teminat kapsamında bulunduğunu ancak kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olunduğunu, maluliyet oranlarının tespitinde meydana gelen sakatlığın kalıcı hale gelip gelmediğinin de tespit edilmesi gerektiğini, tüm tedavi ve bakım giderlerinin SGK tarafından karşılanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacının sürekli maluliyete konu tazminat davasının reddine, geçici iş göremezliğe konu tazminat davasının kabulü ile 1.000,00 TL’nin 17/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının geçici bakıcı giderine konu tazminat davasının kabulü ile 200,00-TL’nin 17/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının trafik kazası neticesinde sakat kaldığını, devam eden süreçte özürlülük oranının arttığını, mevcut işini yapmakta giderek zorlandığını, mahkemece alınan ilk maluliyet raporu ile davacının %4 kalıcı işgöremezliği bulunduğu ve bu sürede başkasının bakımına ihtiyaç duyacağının belirlendiğini, rapora davalı tarafça itiraz edilmediği halde davalının süresinden sonra yaptığı sözlü itiraza itibar edilerek yeniden maluliyet raporu alındığını, bu kez alınan raporda davacının sürekli işgöremezliği bulunmadığı, 3 ay geçici işgöremezliği bulunduğu ve bu sürede başkasının bakımına ihtiyaç duyacağının belirlendiğini, davacının kaza neticesinde uğradığı özürlülük ve sakatlık ile ilgili olarak kazadan sonra oluşan ayak kısalığı ve ayağına yapılan özel ayakkabı (şişkinlik ve platinden dolayı) problemi ve bel kayması problemine ilişkin kendilerince sunulan hastane kayıtları, özürlülük ve maluliyet oranı artışına ve davacının fiziki yapısı üzerinde değerlendirme yapılmadan rapor düzenlendiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemidir.
Davacı, olay tarihinde içerisinde yolcu olarak bulunduğu araç ile davalı tarafından ZMMS ile sigortalanan aracın karıştığı kaza neticesinde yaralandığından bahisle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri talep etmiş, mahkemece; davanın trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderine ilişkin olduğu, kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsünün ve davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün kusurlu olduğunun belirtildiğ….. Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan 16.03.2018 tarihli raporda Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının sağ tibia kırığına bağlı %4 oranında maluliyetinin meydana geldiği, iyileşme süresinin 3 ayı bulabileceği, bu süre zarfında bir başkasının bakımına ihtiyaç duyacağının tespit edildiği, davalının ön inceleme celsesinde raporu kabul etmediğini bildirdiği, ön inceleme celsesinde davalı vekiline beyanda bulunmak üzere 7 gün süre verildiği, davalının süresinden sonra maluliyet raporuna itiraz ettiği, akabinde mahkemece Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre rapor alınmak üzere dosyanın….. gönderilmesine karar verildiği….. Başkanlığı’nın 25/12/2018 tarihli maluliyet raporu uyarınca Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının kaza nedeniyle sağ ayak bileği kırığı, doğumsal kalça çıkığı, kazadan önce buna bağlı yürüme bozukluğu olduğu, trafik kazasına bağlı kalıcı işgöremezliği bulunmadığı, 3 ay geçici işgöremezliği bulunduğu, 3 ay süresince başkasının bakımına ihtiyaç duyduğunun belirlendiği, bilirkişi heyetinden alınan 15/07/2018 tarihli raporda, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kapsamında %4 oranında maluliyeti ve 3 ay geçici iş göremezlik de nazara alınarak davacının toplam geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının 69.813,37 TL, bakıcı giderinin 5.035,02 TL olarak hesaplandığı, mahkemece anılan raporun hükme esas alınmasıyla birlikte, davacının sürekli işgöremezliği bulunmadığının da kabulü ile yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Cismani zarar nedeniyle iş göremezlik tazminatının belirlemesinde, davacının maluliyet durumunun gerçek durumu tam olarak yansıtacak şekilde belirlenmesi gerekir. Maluliyet oranı tazminatın belirlenmesinde esas alındığından, maluliyet oranında tereddüt olması ve/veya çelişki olması halinde, tereddüt oluşturacak veya çelişki yaratacak hususlar giderilmeden davanın esası hakkında karar verilemez. Diğer yandan davacının maluliyetine ilişkin farklı yönetmelikler çerçevesinde alınan raporlarda da, maluliyet oranlarının farklı belirlenmesi durumunda, özellikle raporlarda belirlenen maluliyet oranları arasındaki farkın yüksek olması veya tespit edilen rahatsızlıkların çelişmesi durumunda raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilemez. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/292 E. 2020/6372 K., 2019/3629 E. 2020/5191 K., 2016/13576 E. 2019/6279 K.)
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan Ankara Ünv. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 25/12/2018 tarihli maluliyet raporu uyarınca Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının kaza nedeniyle sağ ayak bileği kırığı, doğumsal kalça çıkığı, kazadan önce buna bağlı yürüme bozukluğu olduğu, trafik kazasına bağlı kalıcı işgöremezliği bulunmadığı, 3 ay geçici işgöremezliği bulunduğu, 3 ay süresince başkasının bakımına ihtiyaç duyduğunun belirlendiği, tespit edilmiş rapora davacı tarafça itiraz edilmiş, davalı tarafça süresinden sonra itiraz edilmiş, davacı itirazında mahkemece daha önce 16.03.2018 tarihinde Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan raporda Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının sağ tibia kırığına bağlı %4 oranında maluliyetinin meydana geldiği, iyileşme süresinin 3 ayı bulabileceği, bu süre zarfında bir başkasının bakımına ihtiyaç duyacağının belirlendiğini, her iki rapor arasında farklılıklar bulunduğunu belirtmiştir.
Her ne kadar, mahkemece alınan raporlar farklı yönetmelik hükümlerine tabi ise de, raporlar arasında tespit edilen maluliyet oranı, davacıda sağ tibia kırığı bulunduğuna ilişkin kayıtlar ve bu kırığın davacının doğumsal kalça çıkığına etkilerinin her iki raporda detaylı şekilde irdelenmemiş olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer yandan davacının tazminat talebi TBK’nın 54. Maddesi gereğince Çalışma Gücünün azalması ve yitirilmesi kapsamında sürekli iş göremezlik ve geçici iş görmezlik zararlarına ilişkin olup, her ne kadar ZMMS Genel Şartlarında sigortanın sorumluluğunun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği belirtilmiş ise de, AYM’nin 90. Maddesindeki kısmi iptal kararına göre zararın belirlemesinde Genel Şartlar değil, TBK hükümleri ve Yargıtay tarafından gerçek zararın belirlenmesinde esas alınan ilkelerin nazara alınması gerekir. Alınacak raporun da hangi yönetmelik hükümlerine göre alınması gerektiğinin bu çerçevede değerlendirilmesi gerekmektir.
Talebin “çalışma gücünün azalması veya yitirilmesine” ilişkin olması nedeniyle alınacak raporun bu kapsamdaki zararların tespiti açısından alınması gereken yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerekir. Bu kapsamda “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” ve “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümleri değerlendirilerek, “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği”, “iş kazası ve meslek hastalığı” açısından halen yürürlükte bulunduğundan (aksi görüşler bulunmakla birlikte) ve “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” ise kişinin engel oranını belirleyen yönetmelik olmasına göre çalışma gücüne etki edecek “meslek kodu” cetvellerinin bulunmaması nazara alınarak, her iki yönetmelik hükümlerine göre maluliyet/engel durumunun, davacıda kaza neticesi oluşan sağ tibia kırığının davacıda doğumsal olarak bulunan kalça çıkığı rahatsızlığına etkisinin ve davacının bakıcı ihtiyacı olup olmadığı ile varsa süresinin tespit edildiği rapor alınarak, oranların farklı olması halinde davacının talep ettiği tazminat kalemleri yönünden uygulanacak maluliyet/engel oranı değerlendirilerek; ayrıca, mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporu da hesaplama teknik ve yöntemlerine uygun olmaması nedeniyle (PMF 1931yaşam tablosu esas alınarak hesaplama yapılmış olması gibi) dosyanın yeni bir aktüerya uzmanı bilirkişiye tevdi ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin, AYM’nin KTK’nın 90. maddesindeki kısmi iptal kararı sonrasında içtihat değişikliğine giderek TRH2010 Yaşam Tablosuna göre muhtemel yaşam süresinin belirlenerek “…” yöntemi ile hesaplamanın yapılması gerektiği kabul edildiğinden, (Yargıtay 4. H.D.’nin 2021/15052 E. 2021/8338 K.; 2021/14384 E. – 2021/6476 K. Emsal kararları) buna göre rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, eksik inceleme ile verilen kararda isabet bulunmamaktadır.
Bu nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili olan delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, yukarıda açıklandığı üzere maluliyet/engellilik raporları arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde alternatifli maluliyet/engellilik raporu alınarak, davacının talepleri çerçevesinde, uygulanacak maluliyet/engellilik oranı, bakıcı ihtiyacı ve varsa süresi, geçici iş göremezlik süresi değerlendirilerek, yeni bir bilirkişiden denetime ve hüküm kurmaya elverişli aktüer raporu alınarak, usulü kazanılmış haklar da korunarak davanın esası hakkında karar verilmek üzere yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davacı vekilinin sair istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 13/03/2019 tarihli 2017/469 Esas – 2019/196 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının isteği halinde yatırana iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 23/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.