Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2022 E. 2022/973 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 08/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı …… vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 20/11/2015 tarihinde ….üzerinde yapımı devam eden … …. ait ve davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı beton mikserinin, herhangi bir uyarı levhası ya da güvenlik şeridi bulunmaksızın inşaata beton döktüğünü, bu sırada müvekkilinin ve yakınlarının caddenin karşı tarafında bulunan camiye gitmek üzere, beton mikserinin 4-5 metre önünden yolun karşısına geçtikleri sırada müvekkilinin de yakınlarının arkasından karşıya geçmek için kaldırımdan yola indiğini, beton mikserinin müvekkiline doğru hareket ettiğini ve müvekkilinin tekrar dönüp kaldırıma çıkmak isterken beton mikserinin müvekkilinin sağ ayağının üzerinden geçmesi nedeni ile yere düştüğünü, bu kez yere düşünce sol bacağının üzerinden geçtiğini ve her iki bacağının ezildiğini, mikserin arka tekerlerinin de üzerinden geçmek üzere iken, müvekkilinin eşinin durumu görür görmez koşup eşini aracın altından çekip çıkardığını, müvekkilinin kaza sonrası önce …’nde, daha sonra da … Hastanesi’nde ameliyat olduğunu platinler konulduğunu, 3 ay kadar sonra da tekrar ameliyat edilerek bacağına yerleştirilen çivilerin çıkarıldığını, tutulan kaza tutanağı sonrasında davalı sürücünün tam kusurlu olduğunun belirlendiğini, davalıların araç maliki, sürücüsü ve davalı … şirketinin de … poliçesi kapsamında sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile hastane masrafları, iş ve güç kaybı ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan kapılar karşılığı 20.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tüm davalılardan, 60.000,00 TL manevi tazminatın ise yine dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ….. tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … A.Ş vekili cevap dilekçesinde; kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 22/01/2015- 22/01/2016 tarihleri arasında geçerli ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, … poliçesinin üçüncü kişilerin uğramış oldukları bedeni zararlardan poliçe limiti dahilinde veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusur oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, kazanın meydana gelmesindeki gerçek kusur oranının adli tıp kurumundan alınacak rapor ile belirlenmesi, yine davacının uğradığı kaza sonrası maluliyetinin ve maluliyet oranının belirlenmesi ve uzman aktüer bilirkişi tarafından davacının uğradığı gerçek zararların tespiti gerektiğini, tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanması gerektiğini, ayrıca davacının bakıma muhtaç olup olmadığının ve yardımcı kişinin fiili olarak çalışıp çalışmadığının da belirlenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, sorumluğunun dava tarihinden itibaren olacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalılar …… … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın kazanın meydana geldiği … mahkemelerinin yetkili olduğunu yetki yönünden davanın reddini, ayrıca müvekkili şirkete ait … plakalı aracın genişletilmiş kasko poliçesi ile … … A.Ş. nezdinde maddi ve manevi tazminat ayrımı yapmaksızın 1.000.000,00 TL’ye kadar sigortalı olması nedeni ile … … A.Ş.’ye davanın ihbar edilmesini, müvekkili şirketin işleten sıfatı ile davalı sürücü müvekkili … de kazanın meydana gelmesinde bir kusurlarının olmadığını, kusurun tamamen davacıda olduğunu, ayrıca yapılan sözleşmeye göre iş alanındaki tüm iş sağlığı ve güvenliği ve tedbirlerin alınmasının asıl işveren konumundaki …. … ait olduğunu, davacının yaya yolu olmayan yerde yola dikkatsiz ve kontrolsüz olarak çıkıp karşıdan karşıya geçmesi nedeniyle gerçekleşmiş olduğunu, hastane kayıtlarının ve SGK kayıtlarının getirtilerek kusur oranı ve maluliyet oranı konusunda adli tıp kurumundan rapor alınmasını, ayrıca istenilen manevi tazminat tutarının çok fahiş rakam olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, toplanan tüm deliller, dosya kapsamına uygun düzenlenen, kusur ve maluliyet ile ilgili alınan rapor içerikleri, yine belirlenen maluliyet oranı ve kusur oranı dikkate alınarak aktüer bilirkişinin raporu ile davacının talebi dikkate alındığında, alınan raporlarda kazanın meydana gelmesinde, davacının %20 oranında müterafik kusurlu olduğunun dikkate alınmasının mahkemece de uygun olacağı kanaatine varılmakla, belirlenen kusur oranı ve davacının kaza sonrası 12 ay süre ile mutat iş ve gücünden kaldığı tıbbi şifa süresinin 12 ay olduğu, vücut genel çalışma gücünden % 36,4 oranında kaybettiği, tedavi giderleri ve bakıcı masraflarının davacının % 20′ lik kusur oranı da dikkate alınarak sürekli iş görmezlik zararının 98.199,16 TL, geçici iş görmezlik zararının 11.450,00 TL, bakıcı gideri zararının 11.450,04 TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin de 3.000,00 TL, olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı, davacının davasının, 98.199,16-TL sürekli iş göremezlik zararı, 11.011,65-TL geçici iş göremezlik zararı, 11.450,04-TL bakıcı gideri zararı ve 3.000,00-TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri zararı olmak üzere toplam 123.660,85-TL maddi tazminatın davalı … … A.Ş.’nin ZMMS poliçesi teminat limiti ile sınırlı sorumlu olması koşulu ile tüm davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında ev hanımı olduğu anlaşılan ve kaza tarihinde 56 yaşında olan davacının geçirdiği kaza nedeniyle ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararı olduğu, kaza nedeniyle giysi ve gözlük zararı olduğu ve fazlaya ilişkin tedavi gideri zararı ispat edilemediğinden, davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiği, manevi tazminat talebi yönünden ise; manevi tazminat koşullarının oluştuğu, davacının davalılar … ve … …. … ve Tic. A.Ş hakkındaki manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 30.000,00 TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan 30/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … …. … ve Tic. A.Ş’den mütesessilen alınarak davacıya verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davacının maddi tazminat talebine ilişkin davasının KISMEN KABULÜ ile 98.199,16-TL sürekli iş göremezlik zararı, 11.011,65-TL geçici iş göremezlik zararı, 11.450,04-TL bakıcı gideri zararı ve 3.000,00-TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri zararı olmak üzere toplam 123.660,85-TL maddi tazminatın davalı … … A.Ş.’nin ZMMS poliçesi teminat limiti ile sınırlı sorumlu olması koşulu ile tüm davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının, davalılar … ve … …. …. ve Tic. A.Ş. hakkındaki manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 30.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … …. …. ve Tic. A.Ş.’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkilinin 13 kez ameliyat geçirdiğini ve yürüyemediğini hükmedilen manevi tazminatın yetersiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar … ve … …. … ve Tic. A.Ş vekili istinaf dilekçesinde, dosyada bulunan birçok kusur raporu bulunduğunu, bunların çelişkili olduğunu, yayanın tam kusurlu olduğunu, aktüer bilirkişi raporunun isabetsiz olduğunu, 9 ay bakıcı gideri hesaplandığını, bakıcı tutulduğuna dair belge sunulmadığını, bakıcının SGK kaydının talep edilmesi gerektiğini, yoksa bakıcı zararının hesaplanamayacağını, manevi tazminat miktarına itiraz ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatı ve İstinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Kusur oranlarına ilişkin olarak yapılan incelemede, dosyada bulunan kusur raporları ve ceza dosyasında alınan raporlar incelendiğinde, davacının % 20, davalı yanın % 80 kusurlu olduğu anlaşılmakla kusur oranına ilişkin istinaf sebeplerine itibar edilememiştir.
Ayrıca, mahkeme kararında hükmedilen tazminata dava tarihi olan 30/5/2016 tarihinden itibaren faiz yürütüldüğü açık olduğu gibi, gerekçede de dava tarihi olan 30/5/2016 tarihinden itibaren faiz yürütüleceği açıkça belirtildiğinden gerekçede sehven bu tarihin kaza tarihi olduğunun belirtilmesinin maddi hataya dayalı olduğu anlaşıldığından bu husus kaldırma sebebi yapılmamıştır.
2-Maddi tazminat yönünden yapılan incelemede,
a) Bakıcı giderine ilişkin olarak,
Cismani zarara uğrayan kişinin aile birliği içinde bakılmış olsa dahi, aile bireylerine böyle bir yükümlülük yüklenemeyeceği gibi, dışarıdan bir bakıcı tutulmuş olsa idi ne kadar zararının olduğu belirlenerek hüküm verilmesi gerekmekte olup, yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre aile içi bakım nedeniyle 6098 sayılı TBK md. 52 gereğince hakkaniyet indirimi de yapılamayacaktır. (17. Hukuk Dairesi 2017/1726 E 2017/11442 K 2016/8190 e 2019/3646)Belirtilen nedenlerle, bakıcı giderine ilişkin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
b) Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK’nın 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, …’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17. HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 Esas – 2020/8874 Karar sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 Esas – 2021/34 Karar sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90.maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” bölümündeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle aktüer raporunda %1,8 teknik faiz tatbik edilmesi doğru görülmemiş ise de, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21/6/2021 tarih ve 2021/2457 Esas, 2021/3304 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, karara esas alınan rapordaki hesap biçiminin davalı lehine olması ve aleyhe hüküm kurma yasağı gereği tazminat hesap biçimi kaldırma sebebi yapılamayacağından, davacının ise münhasıran manevi tazminata yönelik istinaf talebinde bulunduğu anlaşılmakla bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
3-Manevi tazminat miktarına ilişkin olarak;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 56. maddesinde bedensel zararlardan doğan manevi tazminat düzenlenmiş ve bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, Hâkimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği, ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde ise zarar görenin veya ölenin yakınlarının da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesini talep edebileceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda olay tarihi, olayın oluş şekli, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, kaza nedeniyle davacının çektiği acı ve duymuş olduğu üzüntünün boyutu, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve davacının uğradığı manevi zarar göz önüne alındığında davacı yönünden takdir edilen manevi tazminat miktarı az olup, lehine 50.000 TL manevi tazminatın hakkaniyete daha uygun düşeceği sonucuna varıldığından, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görüldüğünden, istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesine, davalılar vekilinin istinaf isteminin ise esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda, infazda tereddüt olmaması için yerel mahkeme kararının Dairemizce düzeltilen ve kaldırılan kısımları dışında kalan hüküm fıkrası aynen yazılmıştır)
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Davalılar vekilinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
B-Davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/05/2019 gün ve 2016/973 Esas – 2019/526 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-Davacının maddi tazminat talebine ilişkin davasının KISMEN KABULÜ ile 98.199,16-TL sürekli iş göremezlik zararı, 11.011,65-TL geçici iş göremezlik zararı, 11.450,04-TL bakıcı gideri zararı ve 3.000,00-TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri zararı olmak üzere toplam 123.660,85-TL maddi tazminatın davalı … … A.Ş.’nin ZMMS poliçesi teminat limiti ile sınırlı sorumlu olması koşulu ile tüm davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat istemlerinin reddine,
3-Davacının, davalılar … ve … …. …. ve Tic. A.Ş. hakkındaki manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 50.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … … müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının, davalılar … ve … …. …. ve Tic. A.Ş. hakkındaki fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine,
5-Maddi tazminat yönünden alınması gereken 8.447,27 TL karar harcından peşin alınan 478,17 TL harcın ve ıslah ile alınan 377,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.591,13 TL harcın tüm davalılardan müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
6-Karar altına alınan manevi tazminat yönünden ise alınması gereken 3415,5 TL harcın davalılar … ve …… müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından maddi tazminat talebine ilişkin olarak yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 4.181,50 TL posta giderleri, adli tıp ücreti ve bilirkişi ücretleri toplam 4.210,70 TL yargılama giderinin kabul oranına göre, 3.958,05 TL’ lik kısmı ile peşin alınan 478,17 TL harç ile ıslah ile alınan 377,97 TL harç olmak üzere toplam 4.814,19 TL yargılama gideri ile davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince kabule göre hesap ve taktir olunan 12.642,86 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, davacının yatırdığı delil avansından artan olması halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
8-Davalılar … … … ve Tic. A.Ş ve … tarafından maddi tazminat talebi yönünden yapılan 124,00 TL yargılama giderinin ret oranına göre 7,44 TL’lik kısmının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, diğer davalı … … A.Ş. tarafından yapılan gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Maddi tazminat talebi yönünden davalılar kendileri vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince ret edilen miktar nazara alınarak hesap ve taktir olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
10-Takdir olunan manevi tazminat yönünden yapılan ayrıca bir gider olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
11-Hükmedilen manevi tazminat yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince kabule göre hesap ve taktir olunan 7.500,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve … …. …. ve Tic. A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
12-Ret edilen manevi tazminat yönünden davalılar …. ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … …. …. ve Tic. A.Ş. ve …’a ödenmesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN;
I-Davalılar … ile …’dan alınması gerekli 10.496,57 TL istinaf karar harcından, davalılar tarafından yatırılan toplam 2.625,00 TL istinaf peşin karar harcının mahsubu ile bakiye 7.871,57 TL’nin anılan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
II-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
III-İstinaf talebi kabul edilen davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
IV-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan tebligat ve posta giderleri toplamı 104,00 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
V-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
VI-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere 08/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.