Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1983 E. 2021/2537 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2019
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/01/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … … Sigorta Şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 23.05.2016 tarihinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacı idaresinde bulunan araca çarptığını, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralanarak sakat kaldığını, davalıya başvuru yapıldığını ancak sonuç alınamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 2.200,00-TL geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini 1.766,19-TL geçici, 18.847,01-TL sürekli işgöremezlik tazminatı olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafça dava öncesi başvuru yapılmadığını, dava şartı eksikliğinden davanın reddi gerektiğini, davalının sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu savunarak davanın zamanaşımı nedeniyle esastan reddine, aksi taktirde müterafik kusur, hatır taşıması değerlendirilerek ayrı ayrı indirim yapılması gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan delillere göre; Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen raporda Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğe göre özür oranının %10 olduğu, 2 ay süre ile iş göremez halde kaldığının belirtildiği, bilirkişi heyet raporuna göre davalı sigorta şirketine sigortalı aracın sürücüsü…’nun olayda %75 oranında, davacı sürücü …’nin %25 oranında kusurlu olduğu, davacının geçici iş göremezlik zararının 1.766,19 TL, kalıcı iş göremezlik zararının ise 18.847,01 TL belirlendiği, müterafik kusurun ispatlanmadığı, ada hatır taşıması bulunmadığı gerekçesi ile; davanın kabulüne 1.766,19 TL geçici iş göremezlik, 18.847,01 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 20.613,20 TL maddi tazminatın 11.07.2016 temerrüt tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde; 01.06.2015 yürürlük tarihli ZMM Genel Şartları A.5.c maddesi ile 2918 sayılı KTK md.90 gereği, tazminat hesabında “sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat” hükümlerine göre düzenlenmiş bir maluliyet raporunun esas alınması gerektiğini, maluliyet hususunda esas alınan rapor, Meslekte Kazanma ve Çalışma Gücü Kaybı Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlendiğini, TRH 2010 yaşam tablosunda, “muhtemel yaşam” gibi bir sınıflandırma bulunmadığını, TRH yaşam tablosuna göre davacının kaza tarihindeki “Beklenen” yaşam süresinin 69 yaşında olması nedeniyle 11,47 (11 Yıl 6 Ay 10 Gün) yıl olduğunu, davacı için, 99 yaşına kadar yaşama ihtimali değerlendirilerek hesaplama yapılmış olup, anılan yaşın TRH 2010 tablosunda herhangi bir karşılığı bulunmadığını, geçici iş göremezlik tazminatı poliçe teminatında yer almadığını, geçici iş göremezlik tazminatından 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince SGK.nın sorumlu olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri, bakıcı gideri vs. gibi taleplerin SGK’nın karşılayıp karşılamadığına bakılmaksızın davalı bakımından reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili 23.05.2016 tarihinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacı idaresinde bulunan araca çarptığını, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralandığını belirterek geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı talep etmiştir.
1-Davalı sigorta şirketi geçici iş göremezlik tazminatının zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları gereğince teminat kapsamında olmadığını ileri sürmüş ise de geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup 2918 sayılı KTK.nın 98. Maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. Maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85 ve 91. Maddeleri gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. Maddesinde belirtilen SGK.nın sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyeceğine, ayrıca davacının maluliyetinin davalı sigorta şirketinin talebi gibi Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenen özür oranına göre yapılan hesaplamanın hükme esas alınmış olmasına, dosya kapsamı, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davalı sigorta şirketinin bu hususlara ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin incelenmesinde; Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E.-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Ancak TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarının, desteğin ve hak sahiplerinin olay tarihindeki bakiye ömürleri, destek alacakları süre, destek payları esas alınarak hesaplanması gerekmektedir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Yargıtay 4 Hukuk Dairesi (Kapanan 17 Hukuk Dairesi) tarafından tazminat hesaplanmasında esas alınacak yaşam tablosu ile ilgili görüş değişikliğine gidilmiş, (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) “destek ve hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda 1931 tarihli “PMF yaşam tablosuna göre belirlenmekte iken Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, … Kurumunca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına” karar verilmiştir. Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yönteminin esas alınması gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için TRH 2010 Yaşam Tablosu esas alınarak davacının bakiye ömür süresi belirlendiği belirtilmiş, hem “beklenen ömür süresi” hem de “muhtemel ömür süresine” göre hesaplama yapılmış, mahkemece 99 yaş esas alınarak bu yaşa göre devre başı ödemeli belirli süreli rant formülüne göre yapılan hesaplama esas alınarak hüküm kurulmuş ise de tazminat hesabı Yargıtay uygulamalarına uygun değildir.
Mahkemece TRH 2010 yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye yaşam süresinin belirlenmesi, bilinmeyen / işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilerek progresif rant yöntemi kullanılarak hesaplanması gerekir ise de zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre %1,8 teknik faiz ve devre başı ödemeli belirli süreli rant yöntemine göre hesaplama yapılmış olması davalı sigorta şirketi lehinde olup istinafa başvuran aleyhine değerlendirme yapılamayacağından; bilirkişi raporunda belirtilen davacının TRH 2010 yaşam tablosuna göre “beklenen yaşam süresi” esas alınarak davalıya ait araç sürücüsünün kusur oranına göre belirlenen 14.247,65 TL sürekli işgöremezlik tazminatının kabulü gerekirken 99 yaşa göre yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulması doğru görülmediğinden davalı sigorta şirketinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.353/1.b.2. maddesi gereğince kesinleşen ve davalı lehine olan yönler korunarak 14.247,65 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline ilişkin yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davalı … … … Sigorta Şirketi vekilinin İstinaf başvurusunun KABULÜ ile, ilk derece mahkemesi KARARININ KALDIRILMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Buna göre;
1-Davanın kısmen kabulüne, 1.766,19 TL geçici iş göremezlik, 14.247,65 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 16.013,84 TL maddi tazminatın 11.07.2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.093,90 TL harçtan, peşin yatırılan 29,20 TL peşin harcın ve 62,90 TL ıslah harcından mahsubu ile kalan 1.001,80 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir olarak kaydına,
3-Davacı yargılamada vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davalı yargılamada vekil ile temsil edildiğinden reddine karar verilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin gereğince belirlenen 4.599,36 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 249,40 TL posta ücreti, 1.200,00 TL bilirkişi masrafı, 100,00 TL ATM muayene ücretinden oluşan 1.549,40 TL yargılama gideri ile 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç ve 62,90 TL ıslah harcı toplamı 370,70 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 285,43 TL. nın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nın 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
II-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan harç ve masraflar yönünden;
1-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 42,70 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
3-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 23.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.