Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1961 E. 2022/224 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2019
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/02/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta AŞ. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 21.08.2016 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olduğu aracın davacı idaresinde bulunan araca çarpması sonucu davacının yaralandığını, davalı araç sürücüsünün kazada tam kusurlu olduğunu,…….Başkanlığınca hazırlanan 24.07.2017 tarih raporda çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %3.3 olduğu, bakıcı ihtiyaç suresinin 3 ay ve geçici iş göremezlik süresinin 9 ay olduğunun belirlendiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000,00TL sürekli iş göremezlik, 500,00TL geçici iş göremezlik tazminatı, 500,00 TL bakım giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında sürekli iş göremezlik talebini 61.086,99 TL, geçici iş göremezlik talebini 8.665,00 TL, bakıcı gideri talebini 3.902,97 TL olmak üzere toplam 73.590,61 TL olarak belirlemiştir.
Davalı … Sigorta AŞ. vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığını, davalının sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve sigorta teminatı ile sınırlı olduğunu, sigortalıya ait araç sürücüsünün kazada kusuru bulunmadığını, davacı …’in alkollü araç kullanarak kazanın meydana gelmesine kusurlu eylemi ile sebebiyet verdiğini, 21.08.2016 tarihinde davacının 1.38 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, Karayolları Trafik Kanunun 48/5 maddesi gereği işlem yapılarak ehliyetinin 6 ay süreli olarak geri alındığını ve idari para cezası uygulandığını, davacının alkollü olmasının yanı sıra kaza tespit tutanağında emniyet kemeri takıp takmadığının belirlenmemiş olduğunu, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davanın reddini savunmuştur.
Davalılar … ve … ayrı ayrı sundukları cevap dilekçelerinde; yetkili mahkemenin Erdek Mahkemeleri olduğunu, görevli Mahkemenin ise Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının olay günü almış olduğu alkolün etkisi ile sürüş yeteneğini kaybettiğini ve kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, kazanın meydana gelmesinde davacının tam kusurlu olduğunu, maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; … Dalı başkanlığından alınan raporda davacının Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre bedensel özür oranının % 8, iyileşme süresinin 9 ay olduğu, bakıcı ihtiyacı süresinin 3 ay olduğunun belirtildiği, kazanın meydana gelmesinde davacının kusursuz olduğu, kazanın alkollü araç kullanma ile arasında illiyet bağının olmadığı, araç sürücüsü diğer davalı …’ın ise trafik kazasının oluşumunda % 100 kusurlu olduğu, aktüer bilirkişi tarafından 3.902,97 TL bakıcı gideri tazminatı, 8.600,65TL geçici iş göremezlik tazminatı, 61.086,99TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığı, davalı sigorta şirketine yapılan başvuru dilekçesi ve eklerinin 17.11.2017 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında 30.11.2017 tarihinde davalı sigorta şirketinin temerrüde düşmüş sayıldığı ve kazaya neden olan sigortalı aracın ticari nitelikte olduğundan avans faizine hükmedilebileceği gerekçesi ile davanın kabulüne, 8.600,65 TL geçici iş görmezlik, 61.086,99 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 3.902,97 bakıcı gideri olmak üzere toplam 73.590,61 TL’nin, davalılar … ve … kaza tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş’den ise 08.12.2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, 15.000,00 TL manevi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı … Sigorta AŞ. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davanın zorunlu dava şartı yerine getirilmeden açıldığını, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının Rizikonun Gerçekleşmesi Halinde Sigortalı ve/veya Sigorta Ettirenin Yükümlülüklerini düzenleyen B.1.1.c maddesi ve Ek.6. maddesi gereğince başvuruda gerekli olan belgelerin sunulmadığını, davacı tarafından usulüne uygun başvuruda bulunulmadığını, heyet raporu, epikrizleri, kusura ilişkin bilirkişi raporu, savcılık iddianamesi, ifade tutanakları, gerçek zararın tespitine yarar ve gerekli görülen tüm belge ve bilgilerin gönderilmediğini, bu durumda usulüne uygun başvuruda bulunulmadığından özel dava şartı gerçekleştirilmeden davanın kötü niyetli ve yasal mevzuata aykırı olarak açıldığını, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, usulüne uygun başvuru yapılmadığından temerrüde düşmediklerini,08.12.2017 tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, davacının 1.38 promil alkollü olması nedeniyle kazanın meydana gelmesine asli kusurlu olduğunu, yüksek promil alkol sebebiyle güvenli sürüş yeteneklerini kaybettiğini, müterafik kusur indirimi yapılmamasının hatalı olduğunu, davacının alkollü olmasının yanı sıra kaza tespit tutanağında davacının emniyet kemeri takıp takmadığı hususunun açıklığa kavuşturulmadığını, davacının emniyet kemerinin takılı olmaması halinde hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, maluliyet raporları arasındaki çelişkilerin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, raporu da kabul etmemekle birlikte, davacı … tarafından Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na yapılan müracaat neticesinde hazırlamış bulunan 24.07.2017 tarihli maluliyet raporunda davacının maluliyet oranının kaza tarihindeki yaşına göre %3,3 olarak bulunduğu, 04.02.2018 tarihli yine …… Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen maluliyet raporunda ise davacının bedensel özür oranının %8 olduğunun bildirildiği, ikisi de aynı üniversite hastanesinden alınmış raporlar arasında açık bir çelişki bulunduğunu, zaman geçmesiyle kişinin maluliyet oranının düşmesi gerekirken sonraki tarihli raporda daha yüksek oran olan %8’in belirlenmiş olduğunu, raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeden, itirazları da dikkate alınmaksızın karar verildiğini, daimi maluliyet oranının tespitinin ancak kişinin tedavi süreci bittikten sonra belirlenmesi gerektiğini, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğe göre, kişinin tüm tedavileri tamamlandıktan sonra sakatlığın 12 ay boyunca stabil ve kalıcı olması gerektiğini, davacının geçici iş göremezlik tazminatından ve bakıcı giderlerinden davalının sorumlu olmadığını, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi ve ZMSS Poliçesi Genel Şartları A.6.k. maddesine göre SGK’nın sorumlu olduğunu, davacı tarafından bakıcı giderini belgelendirir delil sunulmadığını, HMK’ya göre iddiada bulunanın iddiasını ispatlamakla mükellef olduğundan belgelendirilmeyen, soyut bir iddia olarak kalan talebin kabulünün mümkün olmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı … Sigorta AŞ. vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacı idaresinde bulunan araca çarpması sonucu davacının yaralandığını, …… Dalı Başkanlığınca hazırlanan 24.07.2017 tarih raporda çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %3.3 olduğu, bakıcı ihtiyaç suresinin 3 ay ve geçici iş göremezlik süresinin 9 ay olduğunun belirlendiğini belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi; davacı tarafından davadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru olmadığını, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre dava açılmadan önce, davalının da kabulünde olduğu gibi davacı tarafından sigorta şirketine başvuru yapıldığı anlaşıldığından KTK.nın 97. maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin itiraz yerinde görülmemiştir.
Dava konusu kazadan sonra davacı tarafından yapılan başvuru üzerine….Başkanlığı tarafından düzenlenen 24.07.2017 tarihli raporda davacının 21.08.2017 tarihli kazada yaralanması nedeniyle Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre komplikasyonsuz tibia kırığı, alt ekstremitede 1 cm uzunluk farkı olduğu belirtilerek %3,3 oranında maluliyetinin bulunduğu, 9 ayda iyileşeceği, 3 ay bakıcıya ihtiyacı olacağı belirtilmiştir.
Mahkemece davacının maluliyetinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi için … Dalı Başkanlığından alınan 04.02.2019 tarihli raporda ise davacının sağ tibia kırığı, alt ekstremite 1 cm uzunluk farkı nedeniyle Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre %8 oranında maluliyetinin bulunduğu, 9 ayda iyileşeceği, 3 ay bakıcı ihtiyacı olduğu belirlenmiş ve bu maluliyet oranına göre belirlenen tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiş ise de davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 24.07.2017 tarihli rapor ile mahkemece alınan 04.02.2019 tarihli raporda belirlenen maluliyet oranı arasında açık çelişki bulunmaktadır.
Bu durumda, mahkemece maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi ve her ne kadar farklı yönetmelik hükümleri uygulanmış olsa da maluliyet oranları arasındaki farkın dayanağının açıklanması için Adli Tıp Kurumu veya başka bir üniversite hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkalığından ayrıntılı gerekçeli ve denetime uygun rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmediğinden davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 6. İcra Müdürlüğünün 2019/8540 Esas sayılı dosyasına yatırılan 123.000,00 TL teminatın (teminat mektubu) yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup ve iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.