Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1960 E. 2021/2262 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/05/2019
NUMARASI : ……

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 02/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 23.08.2016 tarihinde dava dışı … idaresindeki … plakalı aracın yaya konumundaki davacılara çarpması neticesinde müvekkillerinin yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde müvekkillerinin kusuru bulunmadığını, kazaya neden olan aracın sigortasının mevcut olmaması nedeni ile davalının kaza neticesi gerçekleşen zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilleri için ayrı ayrı olmak üzere, sürekli iş göremezlik karşılığı 100,00’er TL, geçici iş göremezlik karşılığı 3.800,00’er TL, bakıcı gideri için 100,00’er TL maddi tazminatın davalı … hesabından tahsilini istemiştir.
Davacı vekili talebini, … için; sürekli iş göremezlik karşılığı 41.559,65 TL, geçici iş göremezlik karşılığı 16.433,13 TL, bakıcı gideri için 2.020,91 TL olmak üzere toplam 60.013,69 TL olarak belirlemiş, … için; Talep artırımı yapılmayarak toplam 4.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava açılmadan evvel dava dışı araç sürücüsü tarafından davacılara ödeme yapıldığını, bu nedenle … hesabının sorumluluğu kalmadığını, davacılar tarafından ibraname imzalandığını, davacı …’ın maluliyeti bulunmadığını, geçici iş göremezlik tazminatından sorumlulukları bulunmadığını, kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 23.08.2016 tarihinde dava dışı … idaresindeki … plakalı aracın yaya konumundaki davacılara çarpması neticesinde davacıların yaralandığı, dosya kapsamına uygun olmakla hükmün tesisinde esas alınan adli trafik bilirkişisinin raporunda ifade edildiği üzere kazanın meydana gelmesinde davacıların kusurunun bulunmadığı, kaza neticesinde ATK raporlarında belirtildiği üzere davacı …’ın 6 ay süre ile geçici iş göremezlik halinde kaldığı ve vücut genel çalışma gücünden ise %8 oranında kaybettiği, bakıcı ihtiyaç süresinin 1 ay olduğu, davacı …’ın ise geçirmiş olduğu trafik kazası neticesinde maluliyetinin bulunmadığı, 2 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, bakıcı ihtiyaç süresinin olmadığı, kazaya neden olan aracın sigortasının mevcut olmaması nedeni ile davalı … Hesabının kaza neticesi gerçekleşen zararlardan sorumlu olduğu, dava açılmadan evvel dava dışı araç sürücüsü tarafından davacılara ödeme yapıldığı bu nedenle davalı … hesabının sorumluluğu kalmadığı, yine davacı … tarafından imzalanan ibraname ile zararın giderildiği ve sorumluluğun kalmadığı ileri sürülmüş ise de; Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesi …… Sayılı dosyasında, davacılar ile davalı sürücü … arasında kaza nedeniyle davacılara toplam 15.000,00 TL manevi tazminat ödemesi yapılmış olduğu, eldeki davanın maddi zararların giderilmesine yönelik dava olduğu bu nedenle manevi tazminat adı altında yapılan ödemenin maddi tazminattan mahsubunda dikkate alınmasının mümkün olmadığı, davacı … yönünden; geçici iş göremezlikten kaynaklanan tazminat alacağının 16.433,13 TL, güncellenmiş … Hesabı ödemesinin indiriminin sağlanmasından sonra sürekli işgücü kaybından kaynaklanan bakiye tazminat alacağının 41.559,65 TL, geçici bakıcı giderinden kaynaklı tazminat alacağının ise 2.020,91 TL olduğu, buna göre davacı …’a davalı … hesabı tarafından yapılan ödemelerin oluşan zararı karşılamadığı, davacı … yönünden ise; ……tarafından yeterli ödeme yapıldığından geçici iş göremezlikten kaynaklanan tazminat alacağının olmadığı, ATK raporunda da belirtildiği üzere sürekli işgücü kaybı bulunmadığından bu nedenle tazminat alacağının ve bakıcı giderinden kaynaklı tazminat alacağının olmadığı gerekçesiyle Davacı … yönünden, geçici iş göremezlik tazminatı olarak 16.433,13 TL, kalıcı iş görmezlik tazminatı olarak 41.559,65 TL, bakıcı gideri karşılığı 2.020,91 TL olmak üzere toplam 60.013,69 TL’nin dava tarihi olan 07.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, karara esas alınan bilirkişi raporunda davacının son üç aylık geliri tespit edilmeksizin 2016 yılı asgari ücretin 1.33 katı üzerinden hesaplama yapılması usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda davacının gelirin son üç aylık gelir ortalamasının tespit edilmeksizin, 2016 yılı geliri esas alınarak asgari ücretin 1,33 katı üzerinden hesaplama yapıldığını, kişinin net maaşı belirlenemiyorsa hesaplama asgari ücret üzerinden yapılması gerektiğini, ödeme tarihindeki veriler esas alınarak asgari ücret üzerinden hesaplama yapıldığında Kurum tarafından yapılan ödemenin zararı karşıladığının görüleceğini, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin E. 2014/15366 K. 2016/11711 kararı ), maluliyet oranları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, ….. tarafından ödenen 2184,00 TL geçici iş göremezlik ödeneğinin hesaplamadan düşülmediğini, geçici iş göremezlik ödeneğinden sorumlu olmadıklarını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nın 111.maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Bu durumda, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme tarihi itibariyle davacının zararının ve hak kazanacağı tazminat hesabının ödeme tarihindeki verilere göre yapılması, hesaplanan bu bedel ile sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin KTK 111.maddede belirtildiği şekilde yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi, yeterli olduğunun tespiti halinde davacının maddi tazminat istemi yönünden davanın reddine karar verilmesi, yetersiz olduğunun tespiti halinde bu kez hesap tarihindeki verilere göre tazminat hesabı yapılması, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacıya dava tarihinden önce yapılan ödeme tutarının, ödeme tarihinden tazminatların hesaplandığı tarihe kadar geçen süredeki işlemiş yasal faiziyle birlikte güncellenmiş değerlerinin, davacı için hesaplanan tazminatlardan düşülmesi suretiyle davacının gerçek zararının belirlenmesi gerekir.
Somut olayda anılan ilkelere göre davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme tarihi itibariyle davacının zararı hesaplanmamış ise de, davalı … Hesabı tarafından davacıların % 3 maluliyet oranına göre ödeme yapıldığı, maluliyet oranının Mahkemece % 8 olarak belirlendiği gözetildiğinde bu husus sonuca etkili görülmemiştir.
Yine, tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK’nın 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, …… ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, somut olayda hükme esas alınan aktüer raporunda tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle aktüer raporunda %1,8 teknik faiz tatbik edilmesi doğru görülmemiş ise de, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21/6/2021 tarih ve…… Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, karara esas alınan rapordaki hesap biçiminin davalı lehine olması ve aleyhe hüküm kurma yasağı gereği tazminat hesap biçimi kaldırma sebebi yapılamayacağından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Bu gerekçelerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.009,50 TL karar harcından peşin alınan 1102,38 TL harcın mahsubu ile bakiye 2907,12 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurma harcı peşin yatırıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 02/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.