Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1954 E. 2021/2356 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:.
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

.

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 09/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 13.06.2016 tarihinde, davacının kullandığı motosiklet ile, dava dışı sürücü …’nın kullandığı aracın çarpışması sonucunda meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını, aracın davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS sigortası ile sigortalı bulunduğunu, davacının geçirdiği kaza neticesinde geçici ve kalıcı iş göremezlik zararı bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı karşılığı olarak 30.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 13.03.2019 tarihli dilekçesiyle; kalıcı iş göremezlik talebini 159.685,00 TL, geçici iş göremezlik tazminatını 9.002,31 TL, bakıcı gideri tazminatı talebi olarak 2.927,22 TL olmak üzere toplam tazminat taleplerini 171.614,53 TL olarak arttırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacının müterafik kusuru bulunup bulunmadığını tespiti gerektiğini, temerrüt söz konusu olmadığını, dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davanın kısmen kabulü ile; geçici iş göremezlik tazminatı olarak 9.002,31 TL, sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 159.685,00 TL olmak üzere toplam 168.687,31 TL’nin dava tarihi olan 14.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; geçici işgöremezlik zararının poliçe teminatı kapsamında olmadığını, hükmedilen tazminata avans faizi işletilemeyeceğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. Maddesinde “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” denilmektedir.
Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik, kalıcı sakatlık yada maluliyet nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85. maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” denilmiştir, aynı kanunun 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı 98. maddenin başlığı “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi “olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde … tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, …, tüm tedavi giderlerinden değil, söz konusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi yada özel sağlık kuruluşlarında yapılan sağlık hizmet bedellerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup, 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi, iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan, zarar sorumluları KTK.nın 85. maddesi ve 91. maddesi gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. maddesinde belirtilen SGK’nın sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ve tüm tedavi giderleri zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyecektir.
Nitekim Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Somut olayda davacının kazaya bağlı yaralanması nedeni ile, % 27 oranında kalıcı işgücü kaybı ve 9 ay geçici işgöremezliğe uğradığı 30.03.2013 tarihli maluliyet raporu ile belirlenmiş olup, bu rapor doğrultusunda hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatından davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Yine, davalı tarafından sigortalanan aracın ruhsat kaydında kullanım amacı yük nakli-ticari ibaresi bulunduğundan hükmedilen tazminata avans faizi işletilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
Hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda Yargıtay uygulamaları gereğince TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanması yerinde olmakla birlikte, hesaba 1.8 teknik faiz uygulaması doğru görülmemiş ise de bu türde yapılan hesaplama davalı lehine olmakla istinafa gelenin sıfatına göre bu husus kaldırma sebebi yapılmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı ve ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 3531-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 11.523,03-TL karar harcından peşin alınan 2.880,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.643,03-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf eden davalı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
5- Karar taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyizi kabil olmak üzere 09.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.