Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1950 E. 2021/2406 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE … … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 16/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 06.06.2016 günü müvekkili …’ın yolcu olarak bulunduğu … sevk ve idaresindeki … plakalı sigortalı aracın kazaya karıştığını, … plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde davalı … şirketine trafik (Z.M.M.S.) sigortası ile sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle sakatlandığını, müvekkilinin uğramış olduğu bedensel zararlar neticesinde, geçici ve sürekli iş göremezliğe ilişkin maddi zararların sigorta şirketince karşılanmasının gerektiğini beyanla, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte şimdilik 3.000,00 TL maddi tazminatın davalı … şirketinden tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili 20.02.2019 tarihli harçlandırılmış dilekçesiyle; talebini sürekli iş göremezlik karşılığı 43.286,84 TL, geçici iş göremezlik karşılığı 5.203,96 TL olmak üzere toplam 48.490,80 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS ile sigortalı olduğunu, avans faizi talebinin reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin sigorta poliçesinden sorumluluğunun poliçe vadesi, teminat limitleri ve kusur oranları ile sınırlı bulunduğunu, kusur oranlarını kabul etmediklerini, hesaplamanın asgari ücret esas alınarak yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 06.06.2016 tarihinde, davacı …’ın içerisinde yolcu olarak bulunduğu dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı sigortalı aracın kazaya uğraması neticesinde meydana gelen trafik kazası sonucunda davacının yaralandığı ve 4 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı ve vücut genel çalışma gücünden ise %7 oranında kaybettiğinin Adli Tıp Kurumu raporu ile tespit edildiği davalı … şirketinin davacının oluşan bu zararını gidermekle yükümlü olduğu, davacı tarafından davalı … şirketine yapılan başvuru dilekçesi ve eklerinin 20.06.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı … şirketinin kendisine yapılan tebliğ tarihi olan 20.06.2016 tarihine 8 iş günü ilave edilmesi neticesinde; 01.07.2016 tarihi itibariyle temerrüde düşmüş olacağı ve kazaya neden olan sigortalı aracın ticari nitelikte olduğu nazara alınarak; avans faizine hükmedilebileceği gerekçesiyle Davanın kabulüne, geçici iş göremezlik bedeli olarak 5.203,96 TL, kalıcı iş göremezlik bedeli olarak 43.286,84 TL olmak üzere toplam 48.490,80 TL’nin 01/07/2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, dava konusu kaza iş kazası niteliğinde olduğundan sosyal güvenlik kurumu tarafından davacı tarafa yapılacak sürekli iş göremezlik tazminat ödemesinin peşin sermaye değeri tespit edilerek, hesaplanan tazminat tutarından tenzil edilmeksizin hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, evden eve nakliyat şirketi çalışanı davacı …’ın , dava konusu kaza esnasında … plakalı araçla eşya taşıması işi yaptığını, kazanın iş kazası niteliğinde olduğunu, dava konusu kazada … plaka sayılı aracın şoförlüğünü yapan …’ye ait 06.06.2016 tarihli ifade tutanağında ve davacı …’a ait 08.06.2019 tarihli ifade tutanağında da bu hususun ikrar edildiğini, yerel mahkeme kararında davacı taraf lehine geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderine ilişkin zararlar poliçe teminat kapsamında bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, kusur oranına itiraz ettiklerini, davacı tarafın sigortalı araçta yolcu olması sebebiyle kaza sırasında emniyet kemeri takılı olmadığından ve sigortalı araçta istiap haddi aşıldığından, müterafik kusur nedeniyle tazminattan ayrı ayrı indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının hukuka aykırı olduğunu, kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerekirken, 01.07.2016 tarihinden itibaren avans faize hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Öncelikle görev konusunun incelenmesi gerekmiştir. Davacı tarafından, haksız fiil teşkil eden trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak davalı ZMMS sigortacısı olan sigorta şirketine karşı dava açılmıştır. Davalı …, sigorta poliçesi nedeniyle sorumlu tutulmuş olup, zorunlu sigortalar, TTK’nın 1483 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. TTK’nın 4/1-(a) ve 5. maddeleri gereğince mutlak ticari nitelikteki bu davada asliye ticaret mahkemesi görevli bulunmaktadır. Ayrıca davacı tarafından işverene karşı iş mahkemesinde açılmış herhangi bir dava da bulunmadığından, eldeki davada da işveren taraf olmadığından mahkemenin görevli olduğu anlaşılmakla mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi yerindedir.
Faize yönelik istinaf isteminin incelenmesinde;
İşletilecek faiz türünün tespitinde, zarara neden olan aracın trafik kaydı ve kaza tarihindeki gerçek kullanım amacının değerlendirilmesi, bu değerlendirme neticesinde aracın kullanım amacının hususi olması durumunda yasal faize, ticari olması ve avans faizi talebi bulunması halinde avans faizine hükmedilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, aracın ruhsatında ticari araç olduğu belirtilmiş olup, olay sırasında da bu amaçla kullanıldığı sürücünün beyanından anlaşılmakla, avans faizine hükmedilmesi de yerindedir.
Faiz başlangıcı yönünden ise, kaza tarihinde yürürlükte bulunan KTK’nın 98/1, 99/1 maddeleri ile ZMSS poliçesi Genel Şartlarının B.2 maddesi uyarınca rizikonun belge ve bilgileri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 işgünü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmekte olması ve davacı tarafından sigortaya başvuru üzerine başvurunun davalı … şirketine tebliğinden itibaren 8 iş günü içinde ödeme yapılmamış olması nedeniyle mahkemece temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK’nın 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken,… ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, somut olayda hükme esas alınan aktüer raporunda tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle aktüer raporunda %1,8 teknik faiz tatbik edilmesi doğru görülmemiş ise de, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21/6/2021 tarih ve…. Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, karara esas alınan rapordaki hesap biçiminin davalı lehine olması ve aleyhe hüküm kurma yasağı gereği tazminat hesap biçimi kaldırma sebebi yapılamayacağından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Geçici iş göremezlik ödeneği ve geçici bakıcı giderine ilişkin olarak, … sorumlu olduğu tedavi giderlerinin neler olduğu, 2918 Sayılı yasanın 98. maddesinde düzenlenmiş olup, sorumluluğunun kanunda belirtilen giderlerle sınırlı olması, geçici iş görmezlik zararlarından ve bakıcı giderlerinden … sorumlu olacağına dair kanunda düzenlenme bulunmaması, ayrıca 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının ve geçici bakıcı giderlerinin sigorta teminat kapsamı dışında olduğuna ilişkin bir düzenlemenin de yer almaması, ikincil norm olan Genel Şartlar ile kanunla belirlenen sorumluluğun daraltılması mümkün olmadığı gibi kanunen sorumluluğu bulunmayan … sorumlu olduğuna da karar verilemeyeceğinden, davalı vekilinin geçici bakıcı giderinden ve geçici iş göremezlik ödeneğinden sorumlu olmadığına ilişkin istinaf sebeplerine de itibar edilememiştir.
Bu gerekçelerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3312,40 TL karar harcından peşin alınan 829,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2483,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurma harcı peşin yatırıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 16/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.