Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1914 E. 2021/2422 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2019
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 16/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/01/2022

Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde;16/04/2015 tarihinde davacının içinde bulunduğu ve sürücü …’in sevk ve idaresinde olan araçla sürücü …’ın sevk ve idaresindeki çekicinin çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını belirterek davacının kaza nedeniyle uğradığı cismani zarar ve beden gücü kaybı nedeniyle 1.000,00-TL tazminatın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine; söz konusu alacağa davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden, diğer davalılar açısından olay tarihinden itibaren bankalarca uygulanacak en yüksek işletme kredisi temerrüt faizinin uygulanmasına, 30.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte araç sürücüsünden ve işleteninden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın davalı şirket nezdinde sigortalı olduğunu, davalı şirketin davacıya daha önce bir ödeme yaptığını, beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; kaza tespit tutanağında davacı aleyhine bir kusur tespiti yapılmadığını, dava konusu kaza nedeniyle cismani zararın maddi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin uzman bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde; davalı firma bakımından davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davalı şirketin araç üzerinde zilyet olmadığı gibi onun sevk ve idaresine müdahale edebilecek durumda olmadığını, dava dışı ……. Şti ile 09/03/2015 – 20/04/2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere çekici kiralama sözleşmesi imzalandığını, aracın kiralanmakla teslim edildiğini, kiracı tarafından kullanıldığı sırada dava konusu kazanın meydana geldiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece; yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesi, davacının maddi tazminat istemleri yönünden davanın tüm davalılar için feragat nedeni ile reddine, manevi tazminat isteminin davalı … yönünden kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın bu davalıdan olay tarihi olan 16/04/2015 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, davalı …. hakkında açılan manevi tazminat davasının reddine karar verilmiş, hükme karşı davalı … vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, hükmedilen manevi tazminatın fahiş miktarda olduğunu, davaya konu olayın meydana gelmesinde davacının bulunduğu aracı kullanan şoför ile sinyalizasyonu yol durumuna göre belirlemeyen Belediye Başkanlığının da ortak kusurları bulunduğunu, kusur raporlarında çelişkiler bulunduğunu, hükmün denetime elverişli olmadığını, davacıya ödenen maddi tazminat ile hükmedilen manevi tazminatın mahkemece karşılaştırılmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının istinaf yolu ile kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava; yaralanma ile sonuçlanan trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, kaza tespit tutanağı uyarınca 16/04/2015 tarihinde, davacının da içinde bulunduğu, dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki araç ile davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki çekicinin çarpışması neticesinde dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, her iki sürücünün yeşil ışıkta geçtiğini beyan etmiş olması nedeniyle kusur belirlemesi yapılmadığı, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/13448 dosyasında trafik bilirkişisinden alınan raporda, kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ın tam kusurlu olduğunun belirlendiği, Ankara 8 ASCM’nin 2016/305 Esas dosyasında yapılan yargılamada……görev yapan bilirkişiden alınan raporda, sanık …’ın, meydana gelen olayda asli ve tam kusurlu olduğu, sürücü …’in ise kusursuz olduğunun belirlendiği, ceza dosyasında yapılan yargılamada sanık …’ın taksirle yaralamaya neden olmak suçundan cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, mahkemece yapılan keşfe binaen hazırlanan 16.06.2017 tarihli bilirkişi raporu uyarınca, keşif sırasında olay mahalli kavşak trafik ışık yapısının kaza tarihindekinden farklı olduğu, ışık sisteminin dönüşleri de kapsayacak şekilde yeniden düzenlendiği yolun yapım ve bakımından sorumlu kurum veya kuruluşun olay yerindeki kavşağı trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmaması, davalı şirkete ait çekiciye bağlı yarı römorkun sürücüsü …’ın yönetimindeki aracı ile olay yeri kavşakta geçiş önceliğine riayet etmemesi, diğer sürücünün ise yerleşim yeri içinde yüksek bir hızla seyretmesine bağlı olarak dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü İlhan’ın %50 oranında, sürücü …’in %10 oranında kusurlu olduğu, yolun yapım ve bakımından sorumlu kurum veya kuruluşların ise %40 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, 07/09/2017 tarihli Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi raporunda; sürücü …’in sevk ve idaresindeki kamyonet ile gece vakti, meskun mahalde, bölünmüş yolu takiben seyredip aydınlatmanın olduğu olay mahalline geldiğinde, aracın hızını mahal şartlarına göre ayarlamayıp, kavşağa hız azaltarak uygun hızla yaklaşmayarak, karşı istikametten gelen, kontrolsüzce sola dönüş yapan ve önünü kapatarak kendisine geçiş hakkı bırakmayan davalı sürücünün kullandığı çekiciye fren tatbik etmesine rağmen hızından dolayı duramayarak çarpması sonucu meydana gelen olayda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketi ile %25 oranda kusurlu olduğu, davalı sürücü …’ın ise idaresindeki çekici ile olay mahalli kavşakta sola döndükten sonra refüj aralığında, karşı istikametten gelen araçlara kırmızı ışığın yanmasını bekleyip, ondan sonra kavşağa girmesi gerekirken, aksine hareketle kavşağa girmesi ve önünü kapattığı kamyonet ile çarpışması sonucu meydana gelen olayda, dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareketi ile %75 oranda kusurlu olduğunun belirlendiği, itiraz üzerine alınan 17.12.2018 tarihli Adli Tıp raporunda ise; aynı açıklamalar yapılarak dava dışı sürücünün kusur oranının %10, davalı sürücünün kusur oranının ise %90 olduğunun belirlendiği, mahkemece 17.12.2018 tarihli ATK raporunda belirlenen kusur oranının hükme esas alındığı, ATK’dan alınan rapor uyarınca davacının kazada leğen kemiği ve kaburga kırıkları nedeniyle vücut genel çalışma gücünden %9,1 oranında kaybettiği, 3 ay geçici işgöremezliğinin meydana geldiğinin belirlendiği, mahkemece yapılan yargılama neticesi maddi tazminat talebine ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine, …. aleyhine açılan davanın uzun süreli kira sözleşmesi gereğince reddine, manevi tazminat davasının davalı … yönünden kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, hükme esas alınan 17.12 2018 tarihli ATK raporu uyarınca, kazanın oluşumunda davalı sürücü …’ın % 90, davacının, bulunduğu aracının sürücüsünün ise % 10 oranda kusurlu olduklarının anlaşılmasına, ATK raporu uyarınca davacıda kaza neticesi leğen kemiği ve kaburga kırıkları nedeniyle %9,1 oranında vücut genel çalışma gücünden kayıp ve 3 ay geçici işgöremezlik meydana geldiğinin anlaşılmasına, mahkemece hükme esas alınan kusur raporunun olayın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun bulunmasına, hükme esas alınan maluliyet raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmasına, hükmedilen manevi tazminat miktarı yönünden; 6098 TBK’nun 56/1. maddesi hükmüne göre “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmü ile aynı Yasanın 51. maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne göre, somut olayda olay tarihi, olayın oluş şekli, kazada davacının bulunduğu araç sürücüsünün % 10 oranında, davalı sürücünün % 90 oranında kusurlu olması ve davacının kaza neticesi % 9,1 oranında maluliyetinin oluşması vücudunda kırıklar meydana gelmesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının kazada yaralanması nedeni ile çektiği acı ve duymuş olduğu üzüntünün boyutu, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve davacının uğradığı manevi zarar göz önüne alındığında, hükmedilen manevi tazminat miktarının usul ve yasaya uygun bulunmasına göre HMK 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda davalı … vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı …’dan alınması gereken 1.021,50-TL harçtan peşin alınan 256,16-TL harcın mahsubu ile bakiye 765,34-TL istinaf karar ve ilam harcının bu davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı … tarafından istinaf kanun yoluna başvurma harcı peşin yatırıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf eden davalı … tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde bu davalıya iadesine,
5-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK ‘nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.