Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1890 E. 2021/2293 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: .
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2019
NUMARASI ……

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili, davalılar … ve … vekili ve davalı … … A.Ş vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 05/02/2015 tarihinde davacı ……… ile birlikte…… plakalı araçla seyrederken, dava dışı … idaresindeki … plakalı araca arkadan çarptığını ve her iki araç sürücüsünün araçlarına bakmakta iken davalılardan … idaresindeki ….. plakalı araç … plakalı araca arkadan çarptığını; davacıların doktor olduklarını; Davacı …’in hastanede yattığı 05/02/2015-13/02/2015 döneminde eşi …’in ikametgâhları … Mahallesinden … girişinde bulunan … Hastanesine yaklaşık 20 km. yol gidip gelerek benzin masrafı yaptığını ve sonra …’in 09/03/2015-03/04/2015 tarihleri arasında yine …… Rehabilitasyon merkezinde fizik tedavi gördüğünü ve yine eşi …’in her gün … Mahallesinden rehabilitasyon merkezine yaklaşık 20 km gidip geldiğini ve benzin masrafı yaptığını; … … marka araçta değer kaybı meydana geldiğini; bu sebeple, … için, döner sermaye kaybı zararı için 500,00 TL, çalışma gücü kaybı için 500,00 TL, ekonomik geleceğinin sarsılması zararı için 500,00 TL, ulaşım ve ekstra beslenme masrafları 1.000,00 TL tazminatın Davalılar … ve …’dan kaza tarihinden yasal faizi ile, … şirketi için kaza tarihinden ticari faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsilini; davacı … için, araç değer kaybından dolayı 500,00 TL’nin davalılar … ve …’dan kaza tarihinden yasal faizi ile … şirketi için kaza tarihinden ticari faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, … için 100.000,00 TL ve … için 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihinden yasal faizi müteselsilen tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosya-davacılar vekili dava dilekçesinde; 05/02/2015 tarihinde davacı …’in eşi … ile birlikte ……..plakalı araçla seyrederken, dava dışı … idaresindeki … plakalı aracın arkadan çarptığını; her iki araç sürücüsünün araçlarına bakmakta iken davalılardan … idaresindeki …….. plakalı aracın … plakalı araca arkadan çarptığını; davacıların doktor olduklarını; müvekkillerinin maddî kayıplarının tazmini için Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/329 E. sayılı dosyasından dava açıldığını ve ….. plakalı aracın davalı … şirketine kaskolu olması sebebiyle davanın açıldığını; geçici işgöremezlik, çalışma gücü kaybı, ekonomik geleceğin sarsılması ve iyileştirme giderleri kalemleri yönünden Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/329 E. sayılı dosyasından açılan davadaki talepleri tekrar ettiklerini ve şimdilik 500,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini; değer kaybı talebinin poliçe kapsamında olmaması nedeniyle talep etmediklerini; müvekkili … için 100.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunduklarını; … için 50.000,00 TL manevî tazminat talep ettiklerini ve bu tutarın kaza tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, talep etmiştir.
Asıl davada, davalı … ve … vekili, yanıt dilekçesinde; kusuru kabul etmediklerini, aracın … … şirketince ZMMS poliçesiyle, … … … AŞ. tarafından kasko sigortası ile sigortalandığını belirterek, davanın reddini istemişlerdir.
Davalı … … … AŞ. vekili yanıt dilekçesinde; … plakalı aracın, 24/07/2014-29/04/2015 tarihleri arasında 4101401163981 numaralı ZMMS poliçesiyle … adına sigortalı olduğunu, şahıs başına teminat limitinin 290.000,00 TL olduğunu, manevi tazminat taleplerinin poliçe kapsamında bulunduğunu, … şirketinin kusuru oranında poliçe limiti ile sorumluluğunun bulunduğunu, maluliyet oranının tespitini istediklerini yol masrafı ve gıda masraflarının doğrudan zarar olmaması nedeniyle sorumlu olmadıklarını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla değer kaybından kusur oranında ve poliçe limiti ile sorumlu olduklarını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Birleşen dosya-davalı … … … AŞ. vekili yanıt dilekçesinde; … plakalı aracın kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu ve manevi tazminat dahil teminat limitinin 60.000 TL olduğunu; raporların alınmasını; manevi tazminat isteminin fahiş olduğunu ileri sürerek; davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, asıl dava yönünden, Davacı … yönünden açılan davada, maddî tazminat istemi yönünden, 33.492,69 TL geçici işgöremezlik tazminatı, 188.521,74 TL sürekli işgöremezlik tazminatı ve 1.588,17 TL tedavi gideri istemleri yönünden davanın kabulüne karar verilmesi, davalı “… … A.Ş.” yönünden 01/06/2015 dava tarihinden itibaren ve Davalı … ile Davalı … yönünden 05/02/2015 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alacağa hükmedilmesi gerektiği, davacı … yönünden, 500,00 TL araç değer kaybı dava edildiği, davacı vekilinin, 21/11/2018 tarihinde araç değer kaybı için belge sunmayacaklarını beyan ettiği, zararı ve miktarını ispat yükünün davacıda olduğu, araç değer kaybı için açılan davanın reddi gerektiği, asıl davada, davalı … … … … Şirketi’nin 29/04/2015 başlangıç tarihli poliçesinde kişi başına sakatlanma ve ölüm tazminatının 268.000,00 TL olup, davacının uğradığı zarar miktarının … teminatı içerisinde kaldığının belirlendiği, davalı … şirketine yapılan başvuru bulunmadığından … şirketi yönünden dava tarihleri itibariyle, diğer davalılar yönünden olay tarihi itibariyle ve yasal faizleri oranında faize karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığı, manevî tazminat istemleri yönünden ise yapılan değerlendirmede; asıl davada … için 100.000,00 TL, … için 50.000,00 TL manevî tazminat talep edildiği, kazada davacı …’in kusursuz olduğu, …’in davacının eşi olup kaza anında yanında olduğu, 02/02/1956 doğumlu, … cerrah olan evli ve iki çocuklu Davacı …’in kusursuz olarak maruz kaldığı kazada, vücut … çalışma gücünden %23,2 oranında kaybettiği ve altı ay işgöremez kaldığı dikkate alındığında, davacının yaralanmalarının niteliği, kaza tarihi, tarafların konumu, davalıların geliri ve ekonomik ve sosyal durumu ile özellikle … cerrah olan ve sağ kolda hasara uğrayan davacı yönünden, benzer olaylarda hüküm altına alınan manevî tazminat miktarları dikkate alındığında davacı için 50.000,00 TL manevî tazminatın olaya uygun bir miktar olduğu, 12/11/1961 doğumlu, doktor olan evli ve iki çocuklu …’in kusursuz olarak maruz kaldığı kazada, yaşadığı stres ve psikolojik etkilerinin yanı sıra eşinden dolayı da çektiği acı, elem ve üzüntü dikkate alınarak, kaza tarihi, tarafların konumu, davalıların geliri ve ekonomik ve sosyal durumu ile benzer olaylarda hüküm altına alınan manevî tazminat miktarları dikkate alındığında bu davacı için de 10.000,00 TL manevî tazminatın olaya uygun bir miktar olduğu, birleşen dava yönünden, asıl davada, davalı … … … … Şirketi’nin 29/04/2015 başlangıç tarihli poliçesinde kişi başına sakatlanma ve ölüm tazminatı 268.000,00 TL olup, davacının uğradığı zarar miktarının … teminatı içerisinde kaldığı belirlendiği, bu sebeple birleşen dava yönünden, maddî tazminat istemleri ZMMS Poliçe kapsamında kaldığından, davalı “… … … A.Ş.” hakkında ihtiyari mali mesuliyet sigortası yönünden (kasko) açılan davanın, HMK m.114/(1)-d atfı ile HMK m.115/(2) gereğince, pasif husumet yokluğundan dolayı usulden reddine karar verilmesi gerektiği, manevî tazminat istemi yönünden ise, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; asıl dava yönünden tahsilde tekerrüre esas olmamak kaydıyla, … yönünden davanın kısmen kabulü ile 50,000,00 TL manevî tazminatın 18/04/2017 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerektiği, … yönünden açılan davada ise, yine asıl dava yönünden tahsilde tekerrüre esas olmamak kaydıyla, davanın kısmen kabulü ile, 10,000,00 TL manevî tazminatın 18/04/2017 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle;
1-Asıl davada:
A)Davacı … yönünden açılan davada Maddi tazminat istemi yönünden davanın kısmen kabulü ile, 33.492,69 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 188.521,74 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.588,17 TL tedavi gideri, davalı “… … … AŞ.” yönünden 01/06/2015 dava tarihinden itibaren ve davalı … ile davalı … yönünden 05/02/2015 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınıp, davacıya verilmesine, ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı kanıtlanamayan istemin reddine, Manevi tazminat istemi yönünden davanın kısmen kabulü ile, 50.000,00 TL manevi tazminatın 05/02/2015 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … ve davalı …’dan müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
B)Davacı … yönünden açılan davada; maddi tazminat istemi yönünden davanın reddine, 1.2-Manevi tazminat istemi yönünden: Davanın kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın 05/02/2015 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … ve davalı …’dan müteselsilen alınıp davacıya verilmesine 2-Birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/288 esas, 2017/280 karar sayılı dava dosyasında, A)Davacı … yönünden açılan davada Maddi tazminat istemi yönünden, trafik poliçesi limiti aşılmadığından, davalı “… … … AŞ.” hakkında açılan davanın, HMK m114/(1)-d atfı ile HMK m115/(2) gereğince, pasif husumet yokluğundan dolayı usulden reddine, manevi tazminat istemi yönünden asıl dava yönünden tahsilde tekerrüre esas olmamak kaydıyla, davanın kısmen kabulü ile 50.000,00 TL manevi tazminatın 18/04/2017 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davacı … yönünden açılan davada, manevi tazminat istemi yönünden:
Asıl dava yönünden tahsilde tekerrüre esas olmamak kaydıyla, davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın 18/04/2017 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davanın öncelikle aracın sahibi …, sürücüsü … ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı … … … A.Ş.’ye yöneltildiğini, davanın 14/07/2015 tarihinde ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı … … … A.Ş.’ye ihbar edildiğini, … … … A.Ş. tarafından davanın ihbarına karşı verilen yazılı beyan dilekçesi ile poliçenin manevi tazminat klozu içerdiğinin öğrenildiğini, bunun üzerine 18/04/2017 tarihinde, … … … A.Ş.’ye dava açılarak, manevi tazminatın ve maddi tazminatın zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçe limitini aşan kısmının, kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte, poliçe limiti dahilinde sorumlu tutulmak kaydı ile … … … A.Ş.’den tahsilinin talep edildiğini, yargılama sonucunda, maddi-manevi tazminat taleplerin kısmen kabulüne ve davacı … lehine 10.000 TL, davacı … lehine 50.000 TL manevi tazminatın, asıl davada davalı Aydoğanlar’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, birleştirilen davada davalı …’dan birleştirilen davanın açıldığı 18/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilde tekerrür olmamak üzere tahsiline karar verildiğini, dava çok önceden 14/07/2015 tarihinde davalı …’ya ihbar edilerek bu şirket temerrüde düşürülmüş olmasına rağmen birleştirilen davanın açıldığı 18/04/2017 tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, birleşen davada, manevi tazminat yönünden davalı … lehine karşı avukatlık ücreti takdir edildiğini, birleşen davanın davalı …’nun poliçe limiti ile sorumlu tutulması talep edilerek açılmış olup Davalı …’ya yöneltilen tazminat talebinin poliçe limiti ile sınırlandırıldığını, davalı … … …’nın poliçe limitinin 60.000 TL olduğunu, bu durumda davalı …’ya yöneltilen tazminat talebinin 60.000 TL ile sınırlı olduğunu, Mahkemece her iki davacı için toplamda 60.000 TL manevi tazminata hükmedildiğini, yani birleşen davada manevi tazminat yönünden reddedilen bir kısım bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde; kendilerine kusur atfedilemeyeceğini ve hükmedilen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; davacı … yönünden açılan davada, maddi tazminat istemi yönünden; davanın kısmen kabulü ile, 33.492,69-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 188.521,74-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.588,17-TL tedavi gideri davalı … … A.Ş. yönünden 01.06.2015 dava tarihinden itibaren ve davalı … ile davalı … yönünden 05.02.2015 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınıp, davacıya verilmesine” karar verildiğini, söz konusu kararda davacı … lehine hükmedilen 1.588,17-TL tedavi gideri ile 188.521,74-TL’lik sürekli iş göremezlik tazminatının 18.238,00-TL’si hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğundan bu miktarlar için (toplam:19.826,17-TL) yerel mahkemenin 20.03.2019 tarihli kararının istinaf incelemesi neticesinde “kaldırılmasını” talep ettiklerini, davacı … lehine belirlenen 33.492,69-TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 188.521,74-TL’lik sürekli iş göremezlik tazminatının 170.283,74-TL’si hukuka uygun olduğundan belirtilen tazminat kalemlerine herhangi bir itirazları bulunmadığını, mahkemenin hesap raporunda davacı …’in beklenen yaşam süresi 15,5 yıl olarak tanımlanmış olup aktif dönem hesabının 65,82 yaşında sona erdiğini, normal şartlarda kamu görevlisi memur bir kişinin aktif dönem hesabının 65 yaşına kadar yapılması gerektiğini, 65 yaş sonrası ise emeklilik dönemi olduğundan pasif dönem olarak tanımlanarak pasif dönem hesabına geçilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda bu hususa dikkat edilmemiş olup davacı …’in aktif dönem hesabı hatalı olarak 65.82 yaşına kadar yapıldığını, hal böyle olunca aktif dönem – pasif dönem maaş farkıyla fazladan 0.82 yıla ilişkin tazminat hesaplandığını, 0.82 yıla ilişkin fazladan yapılmış olan bir hesaplamada tazminat hesabı da davacının maluliyet oranı ve geliri dikkate alındığında 18.238,00-TL’lik fazla bir tazminat hesabına denk geleceğini, ayrıca davacı lehine hükmedilen 1.588,17-TL tedavi giderinin hatalı olup hukuka aykırı olduğunu, belgeye bağlanan ve bağlanamayan tedavi giderlerinin dolaylı zararlar kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatı ve İstinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Asıl ve birleşen dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1) Faiz başlangıcı yönünden;
Davalı … … … A.Ş., ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olup, ihtiyari mali sorumluluk sigortasına uygulanacak hükümleri düzenleyen 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 100. maddesinde aynı kanunun 98 ve 99. maddelerine atıf yapılmamış olması ve … şartlarda da bu hükümlere paralel bir düzenleme bulunmaması nedeniyle bu tür sigortada tazminat alacağının muacceliyeti … hükümlere göre saptanmalıdır.
Sigortacının … bedelini ödeme borcuna ilişkin TTK’nun 1427/2. maddesi hükmü uyarınca, … tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446. maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur. … sigortaları için bu süre onbeş gündür. Sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme gecikmiş ise süre işlemez. Davadan önce ihbar bulunmadığı takdirde davalı sigortanın dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16/05/2019 tarih ve 2016/12563 Esas, 2019/6224 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda, faiz başlangıcının ihbar tarihi ve yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu hüküm kurulması isabetsiz bulunmuştur.
2)Tazminat hesabı yönünden yapılan incelemede, davacı … “doktor” olup, emeklilik yaşı 65’dir. Bu nedenle davacı için 65 yaşa kadarki dönem aktif, 65 yaş sonrası dönem ise pasif (emeklilik) dönemidir. Bilirkişi raporunda ise aktif dönemin 65 yaşın doldurulduğu tarihe kadar değil takvim yılı sonuna kadar hesaplandığı bu nedenle bilirkişi raporunun hatalı olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi; TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010”adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, … Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan … şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan … şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS … Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemi kullanılarak (taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış haklar da gözetilerek) hak sahiplerinin bakiye muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi ve buna göre tazminat hesabı yapılması gerekirken, davacıların bakiye ömür hesabında PMF Yaşam Tablosu’nun kullanılması doğru görülmemiştir.
3-Faturalandırılmayan tedavi giderine ilişkin olarak ise, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle … şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. … şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır, ancak sigortanın SGK tarafından karşılanmayan belgesiz tedavi giderlerinden sorumluluğu devam etmekte olup buna yönelik mahkeme kabulü yerindedir.
4-Kabule göre de, davacılar vekilinin poliçe limitiyle sınırlı olarak dava yöneltmiş olması gözönüne alınarak, manevi tazminat yönünden davalı … şirketi lehine ret vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetli değildir.
Anılan nedenlerle davacılar vekili, davalılar … ve … vekili ve davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, mahkemece aktüer bilirkişiden TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanmak ve taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış haklar da gözetilerek davacının talep ettiği tazminat kalemlerinin belirlenmesi amacıyla rapor alınması, faiz başlangıç tarihinin yöntemince belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, istinaf eden vekillerinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekili, davalılar … ve … vekili ve davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ ile, Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 20/03/2019 tarihli 2015/329 Esas – 2019/270 sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, istinaf eden taraf vekillerinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacılar tarafından yatırılan 44,44 TL istinaf karar ve ilam harcının davacıya iadesine,
4-İstinaf eden davalı … … AŞ. tarafından yatırılan 338,56+44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının bu davalıya iadesine,
5-İstinaf eden davalılar … ve … tarafından yatırılan 1.021,00 TL istinaf karar ve ilam harcının bu davalılara iadesine,
6-İstinaf eden taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
7-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
8-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 23/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.