Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1871 E. 2021/2378 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:…..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/05/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 09/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/01/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 11.08.2017 tarihinde davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan ,,,, plaka sayılı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu araçta yolcu olarak bulunan ,,,,, ve ,,,,,n vefat ettiğini, davacıların müteveffa,,,, annesi, babası ve oğlu olduğunu, sigorta şirketine başvuru yapılmasına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek HMK.nın 107. Maddesi gereğince müteveffanın babası davacı … için 100,00 TL, annesi davacı… için 100,00 TL ve oğlu davacı … için 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında maddi tazminat talebini davacı … için 49.744,44 TL, davacı… için 85.910,27 TL ve davacı … için 5.048,76 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davalı şirkete usulüne uygun başvuru yapılmadığını, davacıların tazminat talep etme haklarının olmadığını, olayda hatır taşımacılığı bulunduğunu, davacı anne babanın ölenin desteğinden yoksun kalmadıklarını, davacı çocuğun yüksek öğrenimini tamamlamış olması nedeniyle desteklikten çıkmış olduğunu, belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalıya sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, ölen …’ın davacılar … ve…’nın kızı, davacı …’ın ise annesi olduğu, ölümü nedeniyle davacıların destekten yoksun kaldığı, davacı …’ın üniversiteden mezun olması nedeniyle çalışabilir hale geldiği, bu nedenle de destekten yoksun kalmadığı iddia edilmiş ise de, dosyaya sunulan belgelerden davacı …’ın halen yüksek lisans öğrencisi olduğu ve yerleşik Yargıtay kararları uyarınca 25 yaşına kadar destekten yoksun kalacağı belirtilerek davanın kabulü ile davacı … için 5.048,76 TL, davacı … için 49.749,44 TL, davacı… için 85.910,27 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde; ilk derece mahkemesi tarafından müterafik kusur indirimi yapılmamasının hatalı olduğunu, olayda hatır taşımacılığı mevcut olmuş olsa da her halükarda müterafik kusur değerlendirilmesi yapılıp buna göre sonuca gidilmesi gerektiğini, eksik inceleme ile hüküm verildiğini, yargılama sırasında adil yargılanma ve savunma hakkının ihlal edildiğini, bilirkişi raporlarına itiraz ederek yeniden rapor alınması taleplerinin hukuki yeterli gerekçe gösterilmeksizin reddedildiğini, bilirkişi raporundaki aleyhe hesaplamayı kabul etmediklerini, davacı …’ın tazminat isteme hakkı olmadığını, dava dilekçesinde 26.06.1993 doğumlu …… olduğu, üniversite öğrencisi olması göz önünde bulundurularak müteveffa …’ın desteğinde 25 yaşına kadar yoksun kalacağı iddia olunarak, davacı çocuk için 25 yaşına kadar tazminat hesabı yapılması talep olunduğunu, davacının yüksek öğrenimini tamamladığını ve inşaat mühendisi olduğunu, annesinin destekliğinden çıktığını, davacı …’ın SGK dökümlerinin celp edilmediğini, davacılar anne ve babanın müteveffanın desteğinden yoksun kalmadığını, hesaplanan tazminatın fahiş olduğunu, müteveffanın evli ve iki çocuk annesi olduğunu, anne ve babasına destekliği bulunmadığını, fahiş tazminat hesabının hukuka aykırı olduğunu, destekten yoksunlukta desteğin yaşam süresi ile aktif ve pasif dönemi, destekten yoksun kalanların yaşam süreleri ile her birinin özelliğine göre ne kadar süre ile destek göreceklerinin tazminat hesabının temel unsurlarından biri olduğunu, bilirkişi raporunda destek olduğu iddia edilen …’ın bakiye yaşam süresi kadar davacı 10.02.1935 doğumlu baba … ile davacı 01.03.1945 doğumlu…’nın bakiye yaşam süresinin de dikkate alınması gerektiğini, olayda hatır taşımacılığı mevcut olup davalı şirketin sorumluluğu bulunmadığını, aksi halde %40 indirim yapılması gerektiğini, bilirkişi raporunda kullanılan yöntem ve yapılan hesaplamalarda beklenen ömür süresi sonu ve müteveffanın emekli olacağı tarih tam tarih olarak dikkate alındığını, davacılar lehine hukuka fazla hesaplama yapıldığını, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamada işlemiş dönem hesabı 31.12.2019 tarihine kadar yapıldığını, daha sonra işleyecek dönem hesabında peşin değer faktörleri hesaplanırken, hesaplama tarihi yerine raporun yazıldığı tarih olan 05.03.2019 tarihinin esas alındığını, bu nedenle 05.03.2019 tarihi ile 31.09.2019 tarihleri arasında mükerrer hesap yapıldığını, dava açılmadan önce Karayolları Trafik Kanunu 97. Maddesine göre usulüne uygun başvuru yapılmadığını, usulüne uygun bir başvuru yapılmadığı ve dava şartının gerçekleşmemesi sebebiyle temerrüt tarihinin 18.10.2017 olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilirken birden fazla olacak şekilde ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, 11.08.2017 tarihinde davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan…..plaka sayılı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu araçta yolcu olarak bulunan …’ın vefat ettiğini, davacıların müteveffanın annesi babası ve oğlu olduğunu, belirterek destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi davacı tarafından davadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru olmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; Dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. Maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre davacı tarafından dava açılmadan önce, davalının da kabulünde olduğu gibi davacı tarafından sigorta şirketine başvuru yapıldığı anlaşıldığından KTK.nın 97. Maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin incelenmesinde; Mahkemece davacıların zararının belirlenmesi için 12.06.2018 tarihli bilirkişi raporu alınmış davalı sigorta şirketinin rapora itiraz etmesi üzerine alınan 05.03.2019 tarihli ek rapora göre hüküm kurulmuş ise de bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosuna göre ve %1,8 teknik faiz esas alınarak zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında belirtilen hesap yöntemine göre hesaplama yapılmış, davacı anne ve babanın destek zararı belirlenirken bilinen dönem sonu 2019 yılı sonu olarak alınmış, bilinmeyen dönem başı ise 2020 yılı olarak alınmasına rağmen bilinmeyen dönem hesabında davacıların 2020 yılındaki yaşı esas alınması gerekirken 2019 yılındaki yaşları esas alınarak fazla ve mükerrer hesaplama yapılmış, davacıların ve desteğin yaşı ve destek süreleri belirlenirken gün ay yıla göre belirlenmesi gerekirken yıl olarak hesaplama yapılmış, davacı anne için 10 yıl, baba için 5 yıl bakiye ömür belirlendiği halde desteğin geliri ve destek pay oranları dikkate alındığında hesaplama yöntemi denetlenmeye uygun olmadığı anlaşılmış ve ek raporda da davalı sigorta şirketinin itirazlarının değerlendirilmediği görülmüştür.
Her ne kadar bilirkişi raporu ile zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında belirtilen hesaplama yöntemine göre destekten yoksun kalma tazminatı belirlenmiş ise de 2918 sayılı KTK.nın genel şartlara atıf yapan 90. Maddesi Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Ancak gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Yargıtay 4 Hukuk Dairesi (Kapanan 17 Hukuk Dairesi) tarafından tazminat hesaplanmasında esas alınacak yaşam tablosu ile ilgili görüş değişikliğine gidilmiş, (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) destek ve hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda 1931 tarihli “PMF” yaşam tablosuna göre belirlenmekte iken Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, ….. da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına” karar verilmiştir. Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yönteminin esas alınması gerekir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmesi için ve davacıların destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması için TRH 2010 Yaşam Tablosu esas alınarak muhtemel bakiye yaşam süresinin belirlenmesi, bilinmeyen / işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp %10 iskonto edilerek progresif rant yönteminin kullanılması ve davalı yararına oluşan kazanılmış haklar gözetilerek hesaplama yapılması için konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hatalı yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulmuş olması doğru görülmediğinden davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davalı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2019/7879 Esas sayılı dosyasına yatırılan teminatın yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 353/1.maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…..
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.