Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1831 E. 2022/225 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/04/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/02/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 12.02.2013 tarihinde davalı … adına kayıtlı, davalı sürücü … idaresinde bulunan….. plaka sayılı aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek yaya olarak kaldırımda bulunan davacıya çarptığını, meydana gelen kaza sonucu davacının yaralandığını, kazaya neden olan aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası tespit edilemediği için davanın … aleyhine açıldığını, davacının günlerce yoğun bakımda tedavi gördüğünü, maddi ve manevi olarak yıprandığını, ceza mahkemesindeki yargılamada davacıya kusur izafe edilmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 3.000,00-TL maddi tazminatının tüm davalılardan, 10.000,00-TL manevi tazminatın ise … dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında maddi tazminat taleplerini, 75.857,38-TL. olarak ıslah etmiştir.
Davalı … vekili, davacının başvuru yapması üzerine %10 maluliyet oranına göre 26.07.2013 tarihinde 13.603,00-TL ödendiğini, davacının yeniden aldığı rapor ile maluliyetinin %15 olduğunu belirterek tekrar başvurduğunu, %15 maluliyet oranına göre 06.05.2014 tarihinde 7.084,00-TL. ödendiğini ve ibraname alındığını, davalının başka borcu kalmadığını, ödeme tarihine göre hesaplama yapılması gerektiğini, davacının maluliyetine ilişkin raporun Adli Tıp Kurumundan alınmasını, SGK tarafından rücuya tabi olarak bağlanan bir gelir var ise mahsup edilmesi gerektiğini, sorumluluklarının kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, reeskont faizi talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar … ve …; duruşmalara katılmamış savunma yapmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; Ankara 40. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/504 E,2014/232 K sayılı dosyasında sanık …’ün aslı kusurlu olarak yaralamaya sebebiyet vermek suçundan 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği, … Başkanlığından alınan rapor ile davacının vücut genel çalışma gücünden %27 oranında kaybettiğinin, 6 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığının belirlendiği, bilirkişi heyetinden alınan raporda davalı sürücü …’ün %100 oranında kusurlu olduğu, davacının %27 oranında maluliyet oranı ve 6 ay süre geçici iş göremezlik süresi için davalı tarafça yapılan ödemenin güncellenmiş tutarının mahsup edilerek 75.257,38-TL tazminat hesaplandığı gerekçesi ile davacının maddi tazminat davasının kabulüne, 75.857,38-TL daimi ve geçici iş gücü kaybı tazminatının davalılardan tahsiline, 8.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı … vekili ve davalı … tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmış, davalı …’e istinaf peşin karar ve ilam harcını eksik yatırması nedeniyle muhtıra tebliğ edilmiş ancak …’ün süresi içerisinde eksik yatırdığı harcı tamamlamaması nedeniyle istinaf başvurusunun reddine dair ek karar verilmiş, ek karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmamıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kaza tarihinde 55 yaşında olan davacı için geçici iş göremezliğe hükmedilebilmesi için devam eden gelirin belgelendirilmesi gerektiğini, davacının memur olduğunu, memur kişilerin çalışamadığı döneme ilişkin zararı bulunmadığını, bu dönemde de maaş ödemeleri devam ettiğini, davacının kazanç kaybı ve geçici işgöremezlik zararı bulunmadığını, davalı kuruma başvuru sırasında sunulmuş olan rapora göre davacı tarafa ödeme yapılmış olduğundan, %27 maluliyete göre hesaplanan tazminat için dava öncesinde temerrüde düşülmediğini, ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, ödeme talebiyle yapılan başvuru sırasında davacının %15 maluliyet oranının bulunduğu ve buna göre ödeme yapıldığını, yargılama sırasında hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının maluliyet oranının %27 olduğunun tespit edildiğini, yargılama sırasında tespit edilen bu durumun ödeme tarihinde bilinmesi mümkün olmadığından ödeme tarihinde temerrüde düşmüş sayılamayacağını, maluliyet raporunun davalıya tebliğ edilmediğini, 30.09.2016 tarihli duruşma tutanağının tebliği ile haberdar olduklarını, UYAP sisteminde de maluliyet raporunun sureti bulunmadığından raporun içeriği hakkında bilgi edinemediklerini, mahkemeye 11.11.2016 tarihli dilekçe ile bildirdikleri halde rapor tebliğ edilmediği gibi UYAP sistemine de taranmadığını, davacının kuruma başvuru sırasında sunmuş olduğu raporla yargılama sırasında alınan arasında çelişki bulunduğu halde raporlar arasındaki çelişki giderilmeksizin hüküm kurulduğunu, yargılama sırasında alınan maluliyet raporu tebliğ edilmediğinden raporu inceleme ve itiraz imkanı tanınmadığını, raporlar arasındaki çelişkiye itiraz edemediklerini, davacıya %15 maluliyet oranına göre ödeme yapıldığını, yargılama sırasında bu oranın %27 olduğu tespit edildiğini raporlar arasında bariz çelişki bulunduğundan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden alınacak raporla bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı … vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası bulunmayan aracın kaldırımda yürüyen davacıya çarptığını belirterek maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiş, ön inceleme duruşmasında talebinin geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı olduğunu açıklamış, mahkemece davacının %27 oranında maluliyet oranı, 6 ay geçici iş göremezlik süresi için belirlenen tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
1-Mahkemece… Başkanlığından alınan raporun davalı … hesabına tebliğ edildiğine ilişkin belgeye dosyada rastlanmamıştır. 1982 T.C. Anayasa’sının 36 ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesi gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir. Başka bir deyişle taraflar dinlenmeden iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez. 6100 Sayılı HMK’nın 280. maddesi gereğince bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmesi, 281/1 maddesi hükmüne göre de; tarafların bilirkişi raporunun tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri hususları düzenlenmiştir.
Dava konusu olayda mahkemece ….. alınan maluliyet raporunun davalı … Hesabına tebliği ile itiraz süresinin beklenmesi ondan sonra gerekli işlemler yapılarak karar verilmesi gerekirken Anayasa ve HMK ile koruma altına alınan hukuki dinlenilme ve savunma hakkı ihlal edilerek hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2-Dava konusu kazadan sonra davacı tarafından …na yapılan başvuru sırasında sunulan 13.05.2013 tarihli… alınan özürlü sağlık kurulu raporunda davacının %10 maluliyetin bulunduğu belirlenmiş, yine Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden alınan 13.03.2014 tarihli engelli sağlık kurulu raporunda ise %15 oranında maluliyetinin bulunduğu belirtilmiştir. Mahkemece… alınan 06.12.2016 tarihli raporda ise davacının Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre %27 oranında maluliyetin bulunduğu belirlenmiş ve bu maluliyet oranına göre belirlenen tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiş ise de dosyada bulunan raporları ile belirlenen maluliyet oranları arasında açık çelişki meydana gelmiştir. Bu hale göre maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi ve her ne kadar farklı yönetmelik hükümleri uygulanmış olsa da maluliyet oranları arasındaki farkın dayanağının açıklanması için Adli Tıp Kurumu veya başka bir üniversite hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkalığından ayrıntılı gerekçeli ve denetime uygun rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
3-Davacı vekili davacının yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece maluliyet raporu ile belirlenen 6 ay geçici iş göremezlik süresi ve %27 maluliyet oranına göre davacının geliri asgari ücretin 2.59 katı olduğu kabul edilerek yapılan hesaplamaya göre davanın kabulüne karar verilmiş ise de hükme esas alınan rapor Yargıtay uygulamalarına ve yasaya uygun değildir.
Davalı zarar görenin gerçek zararından sorumludur. Davacının geçici iş göremezlik süresince mahrum kaldığı kazanç kaybından davalının sorumlu tutulabilmesi için bu dönem zararının karşılanmamış olması ve zarar görenin aynı zarar nedeniyle iki kez ödeme almamış olması gerekir.
Mahkemece davacının kaza tarihinde …’da çalıştığı belirlenmiş, 2013 yılı ocak ve şubat aylarına ait maaş bordrosu dosyaya getirilmiştir. Davacıya ait sosyal ve ekonomik durum araştırma raporunda da davacının memur olarak çalıştığı belirtilmiştir.
Bu durumda davacının belirli bir işyerine bağlı olarak çalıştığının anlaşılmasına göre, olay tarihinden 3 ay öncesinden itibaren ilk derece mahkemesince alınan rapor tarihine kadar olan tüm maaş bordrolarının ve ek ödemelere ilişkin ödeme belgelerinin işyerinden istenerek davacının hesaplamaya esas alınacak gerçek gelirinin belirlenmesi, davacının memur, sözleşmeli memur ya da işçi statüsünde çalışıp çalışmadığı ve kazadan sonra geçici iş göremezlik süresi içerisinde maaşını almaya devam edip etmediğinin sorulması ve sonucuna göre geçici iş göremezlik süresi içinde maaşını almaya devam etmiş ise bu süre için kazanç kaybı olmayacağından mahrum kaldığı ek ödeme, fazla mesai gibi ücretler varsa belirlenerek tazminat hesabının buna göre yapılması gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4-Dava açılmadan önce davacı tarafından …na başvuru yapılmış ve davacıya 26.07.2013 tarihinde 13.603,00-TL, 06.05.2014 tarihinde 7.084,00-TL olmak üzere toplam 20.687,00-TL’nin ödendiği anlaşılmıştır. Dava açılmadan önce davalı tarafından ödeme yapıldığından, öncelikle ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin davacının zararını karşılayıp karşılamadığının belirlenmesi gerekir.
Bunun için ödeme tarihi verileri dikkate alınarak gerçek zarar hesabı yapılması ve bulunacak tutar ile ödeme miktarının karşılaştırılması ve sonucuna göre ödenen tazminat bedelinin yeterli olması halinde zarar görenin zararı karşılanmış sayılacağının dikkate alınması, dava açılmadan önce yapılan ödemenin yetersiz olduğunun anlaşılması halinde ise karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminatın hesaplanması, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak güncellenmesi ve hesaplanan tutardan mahsup edilmesi gerekir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ödeme tarihi itibariyle davacının zararın karşılanıp karşılanmadığının belirlenmesi için hesaplama yapılmamış olması da doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.