Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1827 E. 2021/2382 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 10/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 31/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 26/06/2010 tarihinde, sürücü …’nun sevk ve idaresindeki….. plakalı çekici ve….. plakalı dorse ile Ayaş yolunu takiben şehir merkezi istikametine seyir halindeyken ön ilerisinde kendisi gibi aynı yöne seyreden …’nın sevk ve idaresindeki…….plakalı araca en sağ şeritte arka sağ kısmından çarpması sonucu çift taraflı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazanın oluşumunda……. plakalı çekici sürücüsü …’nun KTK’nın 84/4 maddesini ihlal ettiği için asli ve tam kusurlu olduğunu, …… plakalı araç sürücüsü … ile …’nın aracında yolcu olarak bulunan davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığını, söz konusu kaza nedeniyle davacının yaralandığını, geçici ve sürekli iş göremez hale gelerek manevi açıdan mağdur olduğunu, kaza sebebiyle davacının uğramış olduğu maddi zararın tazmini talebiyle Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyası üzerinden açılan dava kapsamında davacının maluliyet oranının tespit edildiğini,……. plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalandığını, davacının kaza sonucu yaralanarak % 34,2 nispetinde vücut çalışma gücünü kaybetmiş olması ve 2 ay süre ile geçici iş göremez hale gelmesi sebebiyle uğramış olduğu manevi zararın davalı yanca tazmini gerektiğini belirterek, davacının yaralanması sebebiyle uğramış olduğu manevi zarara istinaden 80.000,00-TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketine ait …… numaralı ….. Poliçesinde yer alan manevi tazminat klozundan temerrüt tarihi olan 23/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını ,……plaka sayılı aracın davalı şirkete ….. ………… ile sigortalı olduğunu, bu poliçelerden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında ve 50.000,00-TL limitle sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığını, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, davacının yaralanmasında müterafik kusurunun mevcut olduğunu, davacının kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın, trafik kazası nedeniyle davacının uğradığı manevi zararın kasko poliçesi kapsamında davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu, kaza 26/06/2010 tarihinde gerçekleşmiş olup, iş bu davanın 30/11/2018 tarihinde ikame edildiği, davacının, kaza tarihi itibariyle faili öğrendiği, zararı ise Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin……… Esas sayılı dosyasında alınan 20/01/2012 tarihli maluliyet raporu ile öğrenmiş durumda olduğu, bu raporun öğrenilmesi ve dava sonucu verilen 04/10/2012 hüküm tarihi dikkate alındığında 2 yıllık sürenin çoktan dolmuş olduğu anlaşıldığından, davacı tarafından, maluliyetin öğrenildiği tarihten itibaren uzamış zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği savunulmuşsa da, failin ve zararın öğrenildiği tarih, 2 yıllık sürenin hesabında gözetileceğinden, davacının zamanaşımına uğramış taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğinden davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın 26.06.2010 tarihinde gerçekleştiğini, zararın ise davacı tarafından 20.1.2012 tarihli maluliyet raporu ile öğrenildiğini, taksirli yaralama suçunun TCK hükümleri gereğince 8 yıllık zamanaşına tabi olduğunu, eldeki davada uzamış zamanaşımı süresinin uygulaması gerektiğini eldeki dava yönünden zamanaşımının 20.01.2019 tarihinde dolduğunu davayı ise süresinde 30.11.2018 tarihinde açtıklarından davanın kabulü gerekirken zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava; trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nin 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” denilmektedir. Aynı kanunun 109/2. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. Yine 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun zamanaşımını düzenleyen 60. maddesinde de “Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ıttılaı tarihinden itibaren bir sene ve herhalde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene sonra istima olunmaz. Şu kadar ki zarar ve ziyan dâvası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsî dâvaya da o müruru zaman tatbik olunur.” hükmüne yer verilmiştir. Zamanaşımının oluşması için zararın ve tazminat sorumlusunun birlikte öğrenilmesi gerekir. Gerek 2918 sayılı KTK’nin 109/1. maddesi, gerekse 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 60. maddesinde öngörülen zamanaşımı ve gerekse ceza kanunları gereğince öngörülen ceza zamanaşımı süresinin, zararı ve faili öğrenme tarihinde başlayacağında duraksama bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, zamanaşımı süresinin başlangıç tarihinden itibaren kanunda öngörülen zamanaşımı süresi içinde olmak kaydıyla, her halde 10 yıl içinde davanın açılması gerekmektedir.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar dikkate alındığında; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, mahkemece kazanın 26/06/2010 tarihinde gerçekleşmiş olup, iş bu davanın 30/11/2018 tarihinde ikame edildiği, davacının, kaza tarihi itibariyle faili öğrendiği, zararı ise Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin …… Esas sayılı dosyasında alınan 20/01/2012 tarihli maluliyet raporu ile öğrenmiş durumda olduğu, bu raporun öğrenilmesi ve dava sonucu verilen 04/10/2012 hüküm tarihi dikkate alındığında 2 yıllık sürenin dolmuş olduğu, davacı tarafından, maluliyetin öğrenildiği tarihten itibaren uzamış zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği savunulmuşsa da, failin ve zararın öğrenildiği tarih, 2 yıllık sürenin hesabında gözetileceğinden, davacının zamanaşımına uğramış taleplerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf başvurusu nedeniyle davacıdan alınması gereken 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından başvuru sırasında peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL istinaf karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 361/1 maddesi gereğince kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere 10.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.