Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1818 E. 2021/2261 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/05/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 02/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 03/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 20/05/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının sakatlanarak kalıcı şekilde iş göremez halde kaldığı, kazanın oluşumunda davalı yana Karayolları Zorunlu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalanmış olan ….. plakalı motorlu aracın kusurlu olduğu, davacının araçta yolcu konumunda olduğundan müterafık kusuru bulunmadığı ve davalının aracın poliçesinde teminatın belirli olduğunu, aracın ZMM Sigorta poliçesini tanzim eden … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan 6 ATM’nin….. sayılı dosyasında alınan 01/06/2017 tarihli raporda; dava dışı … Sigorta A.Ş.’nin Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortacısı olduğundan mevzuat uyarınca B sırasında yer aldığı, poliçe limitinin 200.000,00-TL olduğu, müvekkilinin bakiye zararının poliçe limitleri kapsamında dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından karşılanması gerektiğinden davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun bulunmadığı tespitinin yapıldığı ve raporda geçici iş göremezlik zararının 5.413,50-TL, … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödemenin güncellenmiş hali düşüldükten sonra 121.646,54-TL daimi maluliyet zararı olmak üzere toplam 127.060,04-TL olarak hesaplama yapıldığı, … Sigorta A.Ş.’ye yaptıkları başvuruya rağmen bir ödeme yapılmadığı, davada kusur dereceleri ve sorumluluk sebepleri ne olursa olsun mevcut ve muhtemel tüm zincirleme sorumlular yönünden müteselsil sorumluluk hükümlerine dayandıklarını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla miktarı belirsiz olan tazminatın hesaplanmasını, 127.060,04-TL geçici ve daimi iş göremezlik, 100,00-TL tedavi gideri, 100,00-TL geçici ve daimi bakım ve bakıcı gideri olmak üzere toplam 127.260,04-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 10/12/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile bakıcı giderini 10.234,54-TL’ye, tedavi giderini 125,00-TL’ye çıkarmak suretiyle toplam talebini 137.419,54-TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, 6704 Sayılı Kanunun 97. maddesi gereğince şirkete gerekli belgelerle başvurulmamış olması nedeniyle kanun ile düzenlenen emredici nitelikteki özel dava şartını yerine getirmeyen davacı talebinin dava şartının yerine getirilmemiş olması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddini, davacı tarafından kanun maddesinde belirtilen evrakların hiçbiri ibraz edilmeden şirketin tazminatı belirleyerek ödeme yapmasının mümkün olmadığını, evrakların eksik olduğunun bildirilmesine rağmen bu eksiklikler giderilmeden dava açıldığını, 20/05/2011 tarihli kazaya karıştığı belirtilen….. plakalı aracın 04/04/2011-2012 tarihleri arasında geçerli olan ….. no.lu poliçe ile sigortalı olduğunu, poliçede limitinin 200.000,00-TL olduğunu, sigortacının kişilerin uğradığı bedeni zararlardan poliçede belirtilen azami limit ve işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminattan sorumlu olacağından manevi tazminatın poliçe kapsamında olmadığını, şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru bulunması halinde söz konusu olacağından öncelikle kusur tespitinin yapılmasını, kusur tespiti için dosyanın …’ya gönderilmesini, kusur tespiti halinde maluliyetin geçici olup olmadığı, kaza ile illiyet bağı olup olmadığının belirlenmesini, maliyetin tazminat gerektirip gerektirmediğini tespitini açıkladıkları nedenlerle dava şartı noksanlığından davanın reddini, aksi kanaat halinde, kusur için dosyanın …’ya gönderilmesini, maluliyet oranı tespiti için davacının …’ya 3.İhtisas….. bölümüne sevkini, kusurun ve maluliyetin tespiti halinde alanında uzman bilirkişilerce azami poliçe limiti ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasını, şirketin temerrüdü bulunmadığından dava tarihinden yasal faize hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, ayrıca kusur raporu alınmasına gerek görülmeyerek …..esas sayılı dosyadaki rapor ile yetinildiğini,……. esas sayılı dosyada düzenlenen……27/06/2012 tarihli raporu ile kaza ile maluliyet arasında illiyet bağı olduğu ortaya konulduğunu, yine …..esas sayılı dosyada …. Üniversitesince düzenlenen 13/05/2015 tarihli raporda davacının vücut genel çalışma gücünden %35,2 nispetinde kaybettiği, 9 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı belirlendiğini, ancak talepler arasında bakıcı gideri olduğundan ve raporda davacının ne kadar süre bakıma muhtaç olduğu belirtilmediğinden bu kez 22/10/2018 tarihli ek rapor alındığını ve bu raporda davacının ayrıca 9 ay süreyle bakıma muhtaç olduğu tespiti yapıldığını, davacı tarafça belgelendirilemeyen ve …’ca karşılanmayan sağlık giderleri de talep edildiğinden tedavi evrakları incelenerek yapılması mümkün harcamaların belirlenebilmesi için doktor bilirkişi…’dan 27/11/2018 tarihli rapor alındığını ve söz konusu raporda; bu tip giderlerin toplam bedelinin 125,00-TL olacağı tespit edildiğini ayrıca 10.359,50-L bakıcı gideri de hesaplandığını, tazminat tutarının 15/02/2019 tarihli rapor ile PMF 1931 yaşam tablosu esas alınarak belirlendiği, ve davacının 5.413,51-TL geçici iş göremezlik zararı 235.780,71-TL kalıcı maluliyete dayalı zararı olmak üzere 241.194,22-TL tazminat hak ettiği, davadan önce dava dışı ZMMS poliçesi düzenleyen … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 35.766,00-TL tutarındaki ödemenin güncel değeri olan 52.001,80-TL ödemenin … poliçesi limiti üzerinde kalan kısım için geçerli olacağı, davalının sorumluluğuna etkisinin bulunmayacağı, bakıcı gideri ve tedavi gideri ile birlikte toplam tazminat tutarının limitin üzerine çıkmadığı gözetilerek 127.060,04-TL geçici ve kalıcı maluliyete dayalı tazminat, 10.234,50-TL bakıcı gideri, 125,00-TL tedavi gideri olmak üzere toplam 137.419,54-TL’nin … genel şartları B-4 maddeye göre müracaat sonrası 8 iş günü geçtikten sonra davalı temerrüdünün oluşacağı, davalıya 08/06/2017 tarihinde müracaat edildiği gözetildiğinde temerrüt tarihinin 19/06/2017 olduğu, aracın ticari vasfı itibariyle avans faizi uygulanması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 127.060,04-TL geçici ve kalıcı maluliyete dayalı tazminat, 10.234,50-TL bakıcı gideri, 125,00-TL tedavi gideri olmak üzere toplam 137.419,54-TL’nin 19/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde, müvekkil şirketin kazaya karışan aracın … poliçesini tanzim etmiş olmakla, dava konusu talebin … poliçesinin teminatı dışı olduğunu, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 17. Ve 18. ve buna bağlı Yönetmeliğin 63. ve 64.maddelerinde Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası’nın taşımacının yolculara karşı sorumluluğunu karşılayacağının düzenlendiğini, 19.01.2004 tarihinde yürürlüğe konulan sigorta Genel Şartları A1.maddesinde de; ”Bu sigorta ile sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların duraklamalar da dahil olmak üzere kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10.07.2013 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunundan doğan sorumluluğunu, poliçede yazılı sigorta tutarına kadar temin eder” denilerek, bu sigortanın yalnızca yolcular için yapıldığının vurgulandığını, yolcunun ücret ödeyerek taşıta binen kişi olduğunu, dolayısıyla davacı yanın davaya konu poliçe bakımından yolcu sayılmayacağını, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu 6.maddesinde ”Yolcu taşımaları biletsiz ve taşıma sözleşmesiz yapılmaz” denildiğini ve Taşıma Sigortası Genel Şartları A.2 maddesinde yolcunun ”biletli kişiler” olarak tanımlandığını, bilet kesilmese dahi taşımanın ücretli yapılmış olmasının ön koşul olduğunu, hem davacıların hem de görgü tanıklarının ifadelerinden anlaşılacağı üzere kazaya karışan aracın aynı mahalle içerisinde market müşterilerini taşıma görevi gerçekleştiren bir servis aracı olduğunu, ücret alınmaksızın taşıma işi yapan servis aracının sebebiyet verdiği kazadan doğan zararın taşımacılık poliçesinin sorumluluğunda bulunduğunun kabulünün haksız olduğunu, geçici iş göremezlik zararı müvekkil şirket teminatında olmadığını, bakıcı giderinin müvekkil şirket teminatında bulunmadığını, davacının tedavi gideri ve bakıcı gideri talebinin bu yönüyle reddi gerektiğini, davacı yanın emniyet kemeri takmadığı için müterafik kusurlu olduğunu, davacıya … tarafından rücuya tabi herhangi bir ödemenin yapılıp yapılmadığı veya gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmemesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazası sonucu oluşan iş göremezlik sebebiyle maddi tazminatın kazaya sebep olan aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 18. Maddesine göre taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanunun 17. maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar. Anılan Kanunun 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.8. maddeleri hükümlerine göre, meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için, sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.1. maddesinde, “Bu sigorta ile sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelebilecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10.07.2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunundan doğan sorumluluğunu, poliçede yazılı sigorta tutarlarına karar temin eder.” denilmiştir.
Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğu doğmayacaktır. Ancak limit aşımında sırasıyla zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacaktır.
Somut olayda, davacının yolcu olduğu markete ait servis aracı, taşıma esnasında tek taraflı kaza yapmıştır. Bu durumda aracın servis aracı olmasına göre, ücretsiz taşımanın olduğu düşünülemez, taşıma ticaridir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/01/2020 tarih ve 2019/4919 Esas, 2020/162 Karar sayılı ilamı)
Geçici iş göremezlik zararlarını sigorta teminatı kapsamında olmadığına yönelik istinaf incelemesinde,
6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş göremezlik zararları da bu kapsamdadır. Sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince sigortanın sorumluluğu TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından davalı sigorta şirketinden talep edilebilir. Her ne kadar, davalı vekili tarafından geçici iş göremezlik zararlarının 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları gereğince sağlık giderleri teminatı kapsamına alındığından, sorumluluğun 6111 Sayılı Yasa ile değişiklik yapılan 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi gereğince Sosyal Güvenlik Kurumunda olduğu ileri sürmüş ise de, Yargıtay Yerleşik İçtihatlarında geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmadığı gibi 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının …’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenleme de yer almamaktadır.
Nitekim, Yargıtay 10. H.D.’nin ….. Karar sayılı ve 24.12.2019 tarihli kararında, “6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır.” denilerek, Yargıtay 4. ve 17. Hukuk Dairesinin içtihatlarından farklı bir değerlendirme yoluna gidilmemiştir.
Bu itibarla, davalının üçüncü kişilerin zararlarından sorumluluğu zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortasından kaynaklanması, kanun ile belirlenen sigortanın sorumluluk sınırları, ikincil norm olan genel şartlar ile daraltılamaması nedeniyle, davalı tarafından talep edilen geçici iş göremezlik zararlarından davalının sorumlu olmayacağına yönelik istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Geçici bakıcı giderine ilişkin olarak, …’nın sorumlu olduğu tedavi giderlerinin neler olduğu, 2918 sayılı yasanın 98. maddesinde düzenlenmiş olup, sorumluluğunun kanunda belirtilen giderlerle sınırlı olması, geçici iş görmezlik zararlarından ve bakıcı giderlerinden …’nın sorumlu olacağına dair kanunda düzenlenme bulunmaması, ayrıca 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının ve geçici bakıcı giderlerinin sigorta teminat kapsamı dışında olduğuna ilişkin bir düzenlemenin de yer almaması, ikincil norm olan Genel Şartlar ile kanunla belirlenen sorumluluğun daraltılması mümkün olmadığı gibi kanunen sorumluluğu bulunmayan …’nın sorumlu olduğuna da karar verilemeyeceğinden, davalının geçici bakıcı giderinden sorumlu olmadığına ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Faturalandırılmayan tedavi giderine ilişkin olarak ise, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır, ancak sigortanın … tarafından karşılanmayan belgesiz tedavi giderlerinden sorumluluğu devam etmekte olup buna yönelik mahkeme kabulü de yerindedir.
Bu itibarla; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin içtihat değişikliği nedeniyle muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde TRH 2010 Yaşam tablosu uygulanması gerekir ise de, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda PMF 1931 Yaşam Tablosu uygulanarak muhtemel yaşam süresinin belirlenmiş olmasının davalı lehine olmasına, yerel mahkeme kararında bir usulsüzlük bulunmamasına ve mahkemenin gerekçesine göre davalı vekilinin tüm istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalıdan alınması gereken 9.387,13-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 2.350,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.037,13-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333 maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın HMK’nın 359/4. maddesi gereğince taraflara tebliğine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 02/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.