Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1814 E. 2021/2190 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 25/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 29/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … … AŞ vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 19/07/2016 tarihinde ….., sevk ve idaresindeki…. plakalı araç ile kendi şeridinde seyir halinde iken bölünmüş yoldan ters yönden gelen… idaresindeki…. plakalı araca çarpması neticesinde çift taraflı, yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini…. plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin kaza sebebi ile yaralandığını, kaza tespit tutanağına göre kazanın meydana gelmesinde… plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun, …. plakalı araç sürücüsünün ise kusurunun bulunmadığının tespit edildiğini, kazaya karışan …. plakalı aracın davalı … şirketine sigortalandığını, davalının müvekkilinin zararından sorumlu olduğunu, davacının zararlarının tazmini için davalıya başvurmalarına rağmen herhangi bir cevap verilmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 500,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının başvuru tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsile karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 03/04/2018 tarihli talep artırım dilekçesi ile, maddi tazminata ilişkin dava değerini 21/11/2017 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda artırarak 151.654,24TL sürekli ve geçici iş göremezlikten oluşan maddi tazminatının başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;…. plakalı aracın müvekkili tarafından ZMMS ile teminat altına alındığını, kaza ile sakatlık arasında illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında ve poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatının trafik sigortası genel şartları gereğince teminat dışı olduğunu, hesaplanacak tazminattan hatır taşıması indiriminin yapılması gerektiğini, hükmedilen tazminata avans faizi değil yasal faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, karar vermeye elverişli kusur raporu, 14/03/2018 tarihli maluliyet raporu ve en son alınan aktüer raporuna ve tüm dosya kapsamına göre, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu araç kendi şeridinde seyir halinde iken davalıya sigortalı araç sürücüsünün olay mahalli tek yönlü yola tersten giriş yapması sebebiyle araçların çarpışması sonucu meydana gelen kazada davalıya sigortalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğu, araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının ise kazanın oluşumuna etkisi olmaması sebebiyle kusursuz olduğu, her ne kadar davalı olayda hatır taşıması olduğunu iddia etse de, davacının davalıya sigortalı araçta olmayıp diğer araç içerisinde bulunduğu anlaşılmakla somut uyuşmazlıkta hatır taşımasının varlığı düşünülemeyeceği, kaza tarihinin 19/07/2016 olması sebebiyle…göre hazırlanan maluliyet raporu esas alınarak hazırlanan aktüer raporu bu nedenle hükme esas alınmadığı, Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre alınan maluliyet raporundaki tespitler dikkate alınarak hazırlanan denetime elverişli 03/01/2019 tarihli aktüer raporunda yapılan hesaplamaya göre, davacının 12.083,40 TL geçici iş göremezlik zararı ile muhtemel yaşam süresine göre hesap edilen 111.558,75 TL sürekli iş göremezlik zararının olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 12.083,40 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 111.558,75 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 123.642,15 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 07/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … … AŞ vekili dava dilekçesinde, geçici iş göremezlik ödeneğinin teminat dışında olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Davalı … şirketi vekili davacının geçici iş göremezlik zararının zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamında olmadığını savunmuştur.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde … K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. Davalı geçici işgöremezlik tazminatının … kapsamına olmadığını iddia etmiş ise de 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinin atfı ile tazminatın kapsamının TBK. hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, TBK.nın 54. maddesinde geçici işgöremezlik kazanç kaybının, tedavi giderlerinin zarar sorumlularından istenebileceğinin düzenlendiği, 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde SGK.nın trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinden sorumlu olduğunun düzenlendiği, geçici işgöremezlik zararından SGK.nın sorumlu olduğuna dair bir düzenlemenin olmadığı, sigortanın sorumluluğunun kapsamı dışında olan hallerin düzenlendiği KTK.nın 92. maddesinde geçici işgöremezlik tazminatından sigortanın sorumlu olmadığına dair bir düzenleme bulunmadığından davalı … şirketi vekilinin bu husustaki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken,….. ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih …. sayılı kararı ile; KTK’nun 90.maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değil ise de istinaf talebinde bulunanın sıfatı ve istinaf sebeplerine göre bu hususa girilmemiştir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda) davalı … şirketi vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … … … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … … … A.Ş.’den alınması gereken 8.446,00TL istinaf karar harcından, peşin alınan 2.115,00 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 6.331,00 TL harcın davalı … şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ayrı ayrı kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğine,
6-Kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere 25/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.