Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1812 E. 2021/2189 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2019
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklı)

KARAR TARİHİ : 25/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 26/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı …’ın maliki olduğu …. plakalı aracın davacılar murisi …’ın sevk ve idaresinde iken 11/05/2017 günü saat 15:00 sıralarında….. yolunda yoldan çıkarak yol takip direğine çarptığını, kaza sonrasında polis tarafından kaza tespit tutanağı tutulduğunu…… plakalı aracın malikinin … olup ….. numaralı poliçe ile … Sigorta’dan sigortalandığını, adı geçen murisin ölümü sonucunda geride bıraktığı eşi … ve çocukları …….. murisin desteğinden yoksun kaldığını, murisin kaza tarihinde genç yaşta olup evde çalışan tek kişi olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 11/05/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müteveffanın davaya konu aracın sürücüsü olduğundan desteğinden yoksun kalanların taleplerinin teminat dışı olduğunu, müteveffa …’ın tamamen kendi kusuru ile tek taraflı olarak kaza yaptığını ve vefat ettiğini, hiçbir hukuk kuralının kişinin kendi kusuru ile sebep olduğu zarardan faydalanması durumunu düzenlenmediğini, davacı taraflara … tarafından maaş bağlanıp bağlanmadığı ve herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması gerektiğini, davacılara bir ödeme yapılmış ise veya maaş bağlanmış ise müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … süresinde cevap dilekçesi vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, muris sürücünün %100 kusuru ile meydana gelen tek taraflı trafik kazasında ölümü nedeniyle geriye kalan mirasçılarının 3. kişi sayılamayacağı, olay tarihinde yürürlükte bulunan KTK’nın 92/1-g maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.6-c. maddesine göre destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri teminat dışında bırakıldığı gerekçesiyle davalı 38 ST 898 plakalı aracın zmms poliçesini düzenleyen sigorta şirketi ve yine 38 ST 898 plakalı aracın maliki işleten trafik kazasında kusuru bulunmayan haksız fiil hükümlerine göre de tazminat talep edilemeyecek davalı … yönünden de davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, …’ın kazada %100 kusurlu olduğu ve bu sebeple herhangi bir tazminat hakları olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, oysaki cevaba cevap dilekçesinde belirtildiği üzere kazanın nedeninin desteğin kusuru olmayıp araçtan kaynaklanan mekanik arıza olduğunu,…. vermiş olduğu raporda murisin %100 kusurlu olduğunun belirtildiğini ancak rapor içeriğine dikkat edilecek olur ise araç ile ilgili teknik bir arızanın olup olmadığının incelenememesi sebebiyle bu yönde karar verildiğinin ifade edildiğini, araçta tespit yaptırılması gerekmekte olup tespit yapılmaması sebebiyle kusurlu bulunmasının hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacılar vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; dava trafik kazası neticesinde, ZMSS ile sigortalı araç sürücüsünün vefatı nedeniyle, desteğinden mahrum kalan davacı mirasçılar tarafından, vefat edenin sürücüsü olduğu araç sigortacısı ve işleteninden destekten yoksun kalma nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davacıların zararının ZMSS teminatı kapsamında kalmadığından, araç malikinin de kazada kusuru olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 09/02/2017 tarihinde davalı sigorta tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası tanzim edilen aracın, 11/05/2017 tarihinde meydana gelen tek taraflı kaza neticesinde vefat eden sürücünün desteğinden mahrum kalan davacıların zararlarının sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığına yöneliktir.
Davalı taraf, kaza yapan aracı ZMSS ile sigortalayan şirket olup sorumluluğu, 2918 Sayılı KTK’nun 91. ve devamı maddeleri gereğince, araç işleteni tarafından yaptırılması zorunlu olan ve 92. maddesi kapsamında belirtilen haller dışındaki işletenin sorumluluğunu üstlenen mali sorumluluk poliçesinden kaynaklanan zararlarla sınırlı olduğundan davalı ancak sigorta teminatı kapsamındaki zararlardan sorumludur.
Davalının sorumluluğunun belirlenmesinde 01.06.2015 tarihinden önceki ZMSS Genel Şartlarında ve 2918 Sayılı KTK’nun 92. maddesinde sigortalı araç sürücüsünün kendi kusuru ile vefatını da kapsayacak şekilde hak sahiplerinin zararlarının sigorta teminatı kapsamında olmayacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığından, gerek Yargıtay HGK’nun, gerekse Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin içtihatları ile sigortalı araç sürücüsünün kendi kusuru ile vefatında, desteğinden mahrum kalan hak sahibi üçüncü kişilerin zararlarının nitelik itibariyle yansıma zarar olmadığı, hak sahiplerinin doğrudan zararı olduğu belirtilerek, sigorta teminatı kapsamında olduğu kabul edilerek sigortanın sorumluluğuna gidilmiştir. 01.06.2015 tarihinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında değişiklik yapılarak Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” açısından sigortanın sorumlu olmayacağı düzenlenmiştir. Sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile vefatı nedeniyle hak sahiplerinin destek zararları da bu kapsamdadır. Nitekim poliçenin düzenlenme tarihinden ve kaza tarihinden önce 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 Sayılı Kanun 4. maddesi ile 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesine eklenen “h” ve “i” maddelerinde de bu konuda düzenleme yapılmış, ilgili maddelerin Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle yapılan iptal başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesince….. Karar sayılı 17/07/2020 tarihli kararda teminat kapsamının belirlenmesine ilişkin 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesinin “i” bendinin Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmişken, “h” bendinde yer alan sigorta teminatı kapsamında kalmadığı belirtilen “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” maddesine ilişkin gerekçede “2918 sayılı Kanun’un 92. maddesinin itiraz konusu (h) bendinde ilgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olmadığı belirtilmektedir. Kanun’da ilgililerin kimler olduğu belirtilmemiş ise de anılan ibareyle ifade edilenin kazaya uğrayan kişi dışında tazminat talep edebilecek kişiler olduğu anlaşılmaktadır. Kuralda yer alan “…sigortalının sorumluluk riski…” ibaresinin anlamı da değerlendirilmelidir. Yukarıda da açıklandığı üzere zorunlu mali sorumluluk sigortasının amacı işletenin Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluğunu güvence altına almaktır. Dolayısıyla bu hukuki sorumluluğunu sigorta ettirmekle yükümlü olan işletenin sigortalı konumunda olduğu, sigortalının sorumluluk riskinin ise Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluk kapsamında gerçekleşmesi olası risklerle sınırlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu yönleriyle kuralın belirsiz olduğu söylenemez.” denilerek 2918 Sayılı yasanın 85. maddesi kapsamında kalmayan, üçüncü kişilerin zararlarının sigorta kapsamında kalmadığına yönelik bir düzenleme olduğundan bahisle düzenlemenin belirli olduğu ve Anayasaya aykırı olmadığından iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Buna göre, davalıya sigortalı aracın sürücüsünün meydana gelen ölüm olayında, hak sahibi üçüncü kişilerin destek zararlarından sigortanın sorumlu olup olmadığı, 2918 Sayılı Yasanın 92/h maddesinin 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe girmiş olması ve Anayasa Mahkemesi gerekçesine göre söz konusu zararların 92. maddenin “h” bendi kapsamında değerlendirilecek olması karşısında, bu tarihten sonra meydana gelen kazalarda 2918 Sayılı Yasanın 85. maddesi kapsamında işletenin sorumlu olmadığı hususların, sigorta teminatı kapsamında olmayacağı kanun ile düzenlenerek açıklığa kavuşturulmuştur. Bu nedenle 26.04.2016 tarihinden sonraki tek taraflı kazalarda zarar dolaylı yada doğrudan olsun, 2918 Sayılı Yasanın 85/1. maddesi gereğince işletenin sorumluluğu olmadığı durumlarda, sigortacının da sorumluluğu olmayacaktır.
Bu itibarla, 2918 Sayılı Yasanın 91. maddesinde işletenin 85/1 maddesi kapsamında oluşan sorumluluğu yönünden ZMSS yaptırmasına ilişkin zorunluluk bulunması, 2918 Sayılı Yasanın 85/1 maddesi kapsamı dışındaki zararlar yönünden ise kanunda ZMSS yaptırılmasına ilişkin emredici hüküm bulunmaması, 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 2918 Sayılı KTK’nın 92/h bendi ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.6. maddesi (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle %100 kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücünün tam kusuruna isabet eden destek tazminatının sigorta teminatı kapsamında olmayacaktır. Bununla birlikte, somut olayda kusura yönelik olarak yapılan inceleme yetersizdir.
Davacılar, kazanın frenin patlaması sonucu meydana geldiğini iddia etmişler, bu konuda dinlenen tanık da bu hususu ifade etmiştir. Kaza tespit tutanağının incelenmesinden aracın aşırı yüklü olduğunun belirtildiği de anlaşılmaktadır. Mahkemece, soruşturma dosyası da getirtilerek araçtaki teknik arıza, bozukluk ya da bakım eksikliğin kazaya etkisi irdeleyen İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyetinden gerekçeli, ayrıntılı, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu hüküm kurulması isabetsiz bulunmuştur.
Belirtilen nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 04/04/2019 tarih, …… Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 25/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.