Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1807 E. 2022/465 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 24/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/02/2014 tarihinde, birden çok aracın karıştığı kazada … plakalı aracı kullanan davacının ağır şekilde yaralandığını, davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olan…. plakalı araç sürücülerinin kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduklarını, kaza nedeni ile iş göremez durumuna gelen davacı için davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, ancak ödemede bulunulmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00-TL geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan ….plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kusur tespitinin ve davacının maluliyeti olup olmadığının ve oranının usulün uygun olarak yapılaması gerektiğini, kaza tarihinden avans faizi isteminin yasal dayanağının olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı aracın sürücü … idaresindeyken direksiyon hakimiyetini kaybederek, yolun sağ şeridinde duraklamış olan yaya-sürücü davacıya çarpması ile meydana gelen kazanın oluşunda … plakalı sigortalı aracı kullanan sürücüsünün %85 oranında, davacının ise %15 oranında kusurlu olduklarını, kaza sonucunda yaralanan davacının vücut genel çalışma gücünü %8 oranında kaybettiğinin ve 90 gün süre ile iş ve gücünden kaldığının belirlendiğini, davacının talep edebileceği tazminat miktarının aktüer bilirkişi raporu ile belirlendiğini, ceza soruşturmasında 400,00-TL nakdi yardım karşılında varılan uzlaşmanın sadece ceza soruşturmasını sona erdirmeye yönelik uzlaşma niteliğinde olduğunu belirterek, davanın kısmen kabulüne, 500,00-TL geçici iş göremezlik tazminatının 28/05/2016 tarihinden bakiye 1.433,32-TL geçici iş göremezlik tazminatının ıslah tarihi olan 06/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ve 500,00-TL daimi iş göremezlik tazminatının 28/05/2016 tarihinden bakiye 48.782,07-TL daimi iş göremezlik tazminatının ise ıslah tarihi olan 06/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 6704 sayılı yasa ile 2918 sayılı yasada yapılan değişiklik ile dava açmadan önce gerekli belgeler ile sigorta şirketine başvuru yapılmadan dava açılamayacağına dair düzenlemeye rağmen davacı tarafın usulüne uygun başvuru yapmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmemesinin hatalı olduğunu, ceza soruşturmasında verilen takipsizlik kararı doğrultusunda taraflar arasında uzlaşma olduğundan yine davanın CMK 253/19. maddesine göre red edilmemesinin de yasaya aykırı olduğunu, karara dayanak yapılan adli tıp raporunda geçici iş göremezlik belirlenmemesine ve davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlikten sorumluluğunun bulunmamasına rağmen geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı vekili, davacı tarafından davadan önce sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş, bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre, davalının da kabulünde olduğu gibi, dava açılmadan önce, davacı tarafından, davalı sigorta şirketine 20/09/2016 tarihinde yapılan başvuru ile iki ayrı poliçe için …. nolu hasar dosyaları açıldığı anlaşıldığından, KTK.nın 97. maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Dava konusu trafik kazası çok taraflı bir kaza olup; … plakalı aracın sürücüsü davacı …’in kendi beyanına göre, plakasını bilmediği bir araç tarafından sıkıştırılınca direksiyon hakimiyetini kaybederek, gidişe göre yolun en sağ şeridine paralel olarak aracını durdurup, ne olduğuna bakmak için aşağı indiği, sağ şeritten seyreden ve şeridinin kapalı olduğunu gören … plakalı araç sürücüsü…’ün fren yaparak davacının aracına çarpmadan durduğu, …’ün kullandığı sağ şeritten ve arkasından gelen … idaresindeki … plakalı ve davalı sigorta şirketine sigortalı aracın önünde duran … plakalı araca arkadan çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, sigortalı aracın arkasından seyir eden … plakalı aracın ilk kazayı görerek kimseye çarpmadan sağ şeritte durduğu, tüm bu araçların arkasından, orta şeritten seyir eden … idaresindeki … plakalı ve yine davalı sigorta şirketine sigortalı olan aracın ise duran araçları fark etmeyerek en arkada bulunan … plakalı aracın sol arka köşe kısmına çarptıktan sonra direksiyon hakimiyetini kayıp ederek yine önünde bulunan ve daha önce kaza yapmış olan … plakalı araca sağ ön kısımları ile sol kapı ve çamurluk kısımlarına çarptığı ve aracına bakmak için aşağı inen ve önünde bulunan … plakalı araç sürücüsü yaya …’e çarpması ile meydana geldiği. Mahkemece alınan ve itiraz edilmeyen 20/01/2019 tarihli kusur raporuna göre; davacının yaralanmasına neden olan kazanın oluşunda davacının %15 ve davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olan … plakalı aracı kullanan sürücü …’ın ise %85 oranında kusurlu oldukları, diğer sürücülerin ise kusurunun bulunmadığı belirlenmiştir.
Buna göre; davacının yaralanmasına neden olan kazanın oluşunda davalı sigorta şirketine sigortalı olan ve iş bu dava ile tazminat talebinde bulunulan … plakalı araç sürücüsünün kusuru bulunmazken, … plakalı araç sürücüsü …’ın %85 oranında kusurlu olduğu sabittir.
Ancak, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/21347 soruşturma dosyasında uzlaşma nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi uyarınca kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, yine dosya içinde bulunan 12/05/2014 tarihli uzlaştırma raporunda mağdur …’in şüpheli …’dan ihtiyaç sahibi bir aileye 400,00-TL maddi yardım yapması karşılığında uzlaşmak istediği yönünde beyanı olduğu, şüpheli …’ın da uzlaşmayı kabul ettiği ve verilen süre içerisinde 400,00-TL nakdi yardımı yaptığı, böylece 5271 sayılı CMK’nun 253. maddesi kapsamında uzlaşma usulünün tamamlandığının anlaşıldığı, bu durumda CMK’nın 253/19. maddesindeki uzlaşmanın sağlanması nedeniyle “soruşturma konusu suçtan dolayı tazminat davası açılamaz ve açılmış olan davadan feragat etmiş sayılır” hükmü nazara alındığında davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve yerel mahkeme kararı kaldırılarak davanın reddine dair yeniden hüküm kurulmuştur.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
l-Davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 26/03/2019 tarih 2016/552 Esas – 2019/196 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-CMK.nın 253/19. maddesi gereğince davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın peşin ve ıslah ile yatırılan harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, fazla yatan 533,50-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, red edilen miktar üzerinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 13/4.maddesine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddeye göre yatırana iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
ll-Davalı tarafından yatırılan 874,70-TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 23,63-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
lV-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğine,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 24/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.