Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1781 E. 2021/2368 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2019
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 10/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/12/2014 tarihinde, davalı … idaresinde bulunan ….. plakalı aracın park halinde bulunan …… plakalı araca çarpması ile meydana gelen kazada, park halindeki araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, tedavi sonrası belli bir seviyede iyileşse de kırık nedeni ile burnunda eğrilik kaldığını ve burnundan nefes almakta zorlandığını, burnundaki izin sabit kalacağını, davacının öncelikle burnundan nefes alması için tedaviye ihtiyaç duyacağını, ameliyat dahil tedavi giderlerinin yapılacak inceleme ile belirlenmesi gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini, 10.000,00-TL manevi tazminatın ise olay tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıla….. müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı … … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan …… plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı … şirketi tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kazaya ilişkin kusur tespitinin usulüne uygun olarak yapılması gerektiğini, davalı … şirketinin tedavi giderlerinden sorumluluğunun bulunmadığını ve kaza tarihinden faiz isteminin yasal dayanağının olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davalı sürücü … … idaresindeki araç ile park halinde bulunan araca çarpması sonrasında bu aracın da davacının içerisine yolcu olarak bulunduğu araca çarpması ile meydana gelen kaza nedeni ile davacının yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, kaza nedeni ile yaralanan davacının vücut genel çalışma gücünü %2.3 oranında kayıp ettiğinin ve 1 ay süre ile iş ve gücünden kaldığının belirlendiğini, davacı vekilinin dava dilekçesindeki talebinin tedavi ve ameliyat giderine ilişkin olduğunu, tam ıslah ile dava değiştirilmediğinden maluliyet zararlarının istenemeyeceğini belirterek davacının maddi tazminat istemlerinin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne; 7.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve … … müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu kaza nedeni ile kalıcı maluliyeti bulunan davacı için dava dilekçesi ile geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı talep edilmiş olmasına rağmen sadece tedavi gideri talep ediliyormuş gibi kabul edilerek maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, talep edilen manevi tazminat için faiz talebi bulunmuş olmasına rağmen, hükmedilen rakama faiz işletilmemesinin de usule aykırı olduğunu belirterek, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle tedavi gideri ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf isteminde bulunan davacı vekili; dava ile geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı talep edilmiş olmasına rağmen, mahkemece taleplerinin haksız olarak reddine karar verildiğini savunmuştur.
Dava dilekçesinde: davacının yaralanması ile ilgili olarak yapılan tedavi sonrasında belli bir seviyede iyileştiğini, ancak burnunda kırık sebebiyle eğrilik oluştuğunu ve nefes almakta zorlandığını, burnundaki izin ise estetik operasyon ile dahi geçmeyeceğinin belirtildiğini, davacının öncelikle burnundan nefes alması için ayrı bir tedaviye ve ameliyata ihtiyaç duyduğunu ve estetik dahil bütün tedavilerin özel hastanelerde yapılması gerektiğini, kamu hastanelerinin bu tedavilere bakmadığını ve ücretlerini karşılamadığını, bu sebeple tedavilerin karşılanmasına dönük maddi bir zararının mevcut olduğunu, bu hususun davacının hastahaneye sevki ile gerekli olan tedavi miktarının ne kadar olacağının belirlenmesini istediklerini ve şimdilik, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 100,00-TL maddi tazminat talep ettiklerini, ayrıca davacının olay sebebi ile tedavi masrafları dışında, yaşanan kaza sonucunda duyduğu elem ve acı nedeni ile 10.000,00-TL manevi tazminatın ise kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … … talep ettiklerini belirtmiş olup, 12/05/2016 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında aynı taleplerini tekrarlamıştır. Dava dilekçesinin yazılışı ve talep kapsamı itibari ile davacı tarafın maddi tazminat olarak sadece tedavi gideri talep ettiği aşikardır.
Her ne kadar davacı vekili tarafından ön inceleme duruşmasından sonra, 27/02/2017 tarihinde verilen dilekçe ile taleplerinin; 50,00-TL tedavi gideri, 50,00-TL kalıcı maluliyet olduğu açıklanmış olsa da; bu talep, iddianın genişletilmesi kapsamındadır. Zira, HMK 141/2. maddesi gereğince, ön inceleme duruşmasından sonra karşı tarafın açık rızası olmadan iddianın genişletilmesi mümkün olmadığı gibi, davanın tam ıslahı da yapılmadığından, yerel mahkeme tarafından, davacının maddi tazminat talebinin sadece “tedavi giderine ilişkin olduğuna dair” kabulü usul ve yasaya uygun görülmüştür.
Kaza nedeni ile yaralanan davacının vücut genel çalışma gücünü %2.3 oranında kaybettiği ve iyileşme süresinin 1 ay olduğu, burun dorsumunda var olan skarın estetik kusura neden olsa da ameliyat gerektirmediği, zira yara iyileşmesinin tamamlanmış olduğu ve skarın ameliyat ile giderilemeyeceği usulüne uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporları ile belirlenmiş olup, davacının tedavi giderine ilişkin tazminat isteminin reddine karar verilmiş olmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Ancak, davacı vekilinin dava dilekçesi ile manevi tazminat için kaza tarihinden itibaren işleyecek şekilde yasal faiz talep etmiş olmasına rağmen, yanılgılı değerlendirme ile hükmedilen tazminata faiz yürütülmemiş olması usul ve yasaya aykırı görülerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin sair istinaf istemlerinin reddine, mahkemece hükmedilen manevi tazminata faiz yürütülmesine yönelik istinaf istemi bakımından ise yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, istinaf konusu yapılmayan kısımlar baki kalmak üzere, HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
l-Davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 07/03/2019 tarih, 2016/79 Esas 2019/160 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davacının tüm maddi tazminat istemlerinin reddine,
2-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulüne; 7.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 12/12/2014 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … … müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
3-Maddi tazminat davası yönünden;
a-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 44,40-TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b-Davalılar … … ve … … A.Ş.’nin kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara ödenmesine,
4-Manevi tazminat davası yönünden;
a-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 478,17- TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 34,15-TL harcın mahsubu ile bakiye 444,02-TL karar ve ilam harcının, davalılar … ve … … alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 34,15-TL peşin harcın davalılar … ve … … tahsili ile davacıya verilmesine,
b-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul olunan kesim üzerinden takdir ve hesap edilen davacı… için 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve … … alınarak davacıya ödenmesine,
c-Davalı … …’nun kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/2 maddesi gereğince reddedilen miktara göre hesap edilen 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacı…’dan alınarak bu davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 477,00-TL tebligat ve posta gideri ile 950,00-TL bilirkişi ücreti ile 514,50-TL adli tıp muayene ücreti olmak üzere toplam 1.941,50-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 1.345,59-TL’nin davalılar … ve … … tahsili ile davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
ll-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 108,50-TL istinaf yargılama giderinin davalılar … ve … … müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
lV-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde TEMYİZİ KABİL olmak üzere 09/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.