Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1764 E. 2021/2184 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/04/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )

KARAR TARİHİ : 25/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde, dava dışı … ….. adına trafikte kayıtlı olup davalı … şirketi tarafından Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi düzenlenen … plaka sayılı aracın yaya olan …’ya çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek, ölenin anne ve babası olan davacılar için ayrı ayrı 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, Sigortalı araç sürücüsünün olayda kusurunun bulunmadığını, destekten yoksun kalma tazminatının sigorta genel şartları dikkate alınarak hesaplanması gerektiğini, davanın haksız fiilden kaynaklanması nedeni ile ancak yasal faiz talep edilebileceğini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, asıl ve ek rapora yönelik itirazlar da dikkate alınarak hazırlanan 04/03/2019 tarihli raporun denetime açık olması nedeni ile hüküm kurmak için uygun olduğu, ölenin mental davranış bozukluğu nedeni ile %70 oranında malul olması nedeni ile evlenme olasılığının hiç bulunmadığı, bu veriler dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre davacı …’nin 27.156,67 TL, davacı …’in ise 8.221,87 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep etmelerinin mümkün olduğu, davacı vekilinin 04/03/2019 tarihli rapor düzenlendikten sonra 13/03/2019 tarihli dilekçesi ile bu raporu esas alarak bedel artırım işlemi yaptığı, sigortalı aracın özel otomobil olması nedeni ile talep edilebilecek faizin türünün de yasal faiz olması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne davacı … için 27.156,67 TL ve davacı … için 8.221,87 TL destekten yoksun kalma tazminatının 04/12/2017 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda destek paylarının müteveffanın anne ve baba için %25’er pay oranları verilerek belirlendiğini, babanın destek sonu ile anne için %50 pay oranı verildiğini, müteveffanın 45 yaşında olması nedeniyle 1/8’er pay oranı üzerinden hesaplama yapılması ve babanın destek sonu ile annenin pay oranı 1/4’e yükseltilerek hesaplama yapılması gerektiğini, kişinin evlenme yaşından büyük olması yani kaza tarihinde 45 yaşında olması nedeniyle anne ve babasına %12,5’er pay verilmesi gerekirken bilirkişi tarafından %25 pay verildiğinden hatalı destekten yoksunluk tazminatının hesaplandığını, bilirkişi raporunda bilinen tüm dönemler için rapor tarihindeki net gelir esas alınmış olmasına rağmen, bilinen tüm dönemlerde dönemsellik ilkesi ile çalışılması gerektiğini, kusur oranına itiraz ettiklerini, anne babanın denetim görevini yerine getirmediğini belirterek kararın kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
1) Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte 6098 sayılı TBK m. 53’de öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatı Türk Borçlar Kanununun 53/3. maddesinde düzenlenmiş olup “ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nun 53/3. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Desteklenen (yardım gören) kimsenin TBK.53 gereğince tazminat isteme hakkının doğabilmesi için, destek sayılan kimsenin ya fiilen ilgiliye bir yardımda bulunması, bakması veya ileride böyle bir yardım veya bakma ihtimalinin ciddi olarak muhtemel olması lâzım ve yeterlidir. Bir kimseye kanun hükmü veya akdî bir mükellefiyet icabı ileride bakması çok muhtemel olanlar da destek sayılırlar. Doktrin bu tür desteklere “farazi destek” adını vermektedir. Bundan maksat, ölenin ölmemiş olması halinde davacıya bakma hususunda kanunî bir yükümlülük altında bulunmasıdır.
Destekten yoksun kalma tazminatının önemli şartlarından biri bakma unsurudur. Bir başkasına bakma, destek sayılmanın en önemli şartıdır. Bakma fiilen mevcut olabileceği gibi, ileride gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel de bulunabilir. Bu anlamda tazminat talebi, ölenin bakım gücüne sahip olması şartına bağlıdır. Bu nedenle, ölümün gerçekleştiği anda veya ileride bakım gücü olmayan kişi, destek sayılamaz. Bu durumun ispatı da davacıya düşer. Ancak destek olunan kişiye ne şekilde yardımda bulunulduğu önemli değildir. Destek görene yapılan yardım, beslenme, giyinme veya barınmaya yönelik olabileceği gibi, eğitim, sağlık, kültür gibi alanlarda da olabilir. Bu anlamda yardımın para verilerek yapılması da şart değildir. Ayni yardımlar gibi hizmet edimleri de destek niteliği taşıyabilir (GÖKYAYLA Kadir Emre, Destekten Yoksun Kalma Tazminatı, Ankara 2004, s. 102-107; EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 16, Ankara 2014, s. 759).
Yapılan açıklamalar dikkate alınarak somut olay değerlendirildiğinde, davacıların desteği olduğu iddia edilen müteveffanın engelli olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Bu bakımdan destek olduğu iddia edilen müteveffanın sözü edilen bakıma muhtaç olup olmadığı, bakıma muhtaç değil ise bakım gücüne sahip olup olmadığı ve yukarıda açıklandığı gibi müteveffanın davacılara hizmet edimleri de dahil olmak üzere destek olup olamayacağının Adli Tıp Kurumundan da rapor alınmak suretiyle değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 22.1.2015 tarih ve 2014/23993 Esas, 2015/873 Karar sayılı ilamı)
2) Desteğin evlenme ihtimali bulunup bulunmadığı konusuna gelince, engelli olduğu anlaşılmasına rağmen destek olduğu kabul edilen müteveffanın yukarıdaki bent uyarınca yapılan araştırma neticesinde destek sayılacağı kanaatine varılırsa, mevcut rahatsızlığının Türk Medeni Kanunu kapsamında evlenmesine engel olup olmayacağı konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor alındıktan sonra evlenme ihtimaline ilişkin bir değerlendirme yapılması gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu karar verilmesi de isabetsiz bulunmuştur.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu(TMK)’nun 133 üncü maddesi “akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbi sakınca bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemezler” hükmünü içermektedir. Bu hükümden anlaşılacağı üzere, akıl hastalığı kural olarak kesin evlenme engellerinden biridir. Ancak bu engel her türlü akıl hastalığını kapsamamaktadır. Gerçekten, mevcut akıl hastalığının evlenme bağlamında herhangi bir sakınca doğurmayacağı resmi sağlık kurulu raporuyla belgelendiği takdirde, bu hastalığa yakalanmış olan bir kişinin evlenmesine engel olunamayacaktır. Mahkemece, bu yönde inceleme yapılması gerekmektedir.
3) Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK’nın 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda…. çalışmaları ile “TRH 2010”adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, somut olayda hükme esas alınan aktüer raporunda tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle davalı lehine mahkemece usuli kazanılmış haklar gözetilerek, %1,8 teknik faiz uygulanmadan, progressif rant formülü uygulanmak suretiyle ve ilk hükme esas alınan rapor tarihindeki verilere göre davacıların hak kazanacağı tazminat hesabının yapılması amacıyla hüküm kurmaya ve denetime elverişli ek rapor alınması suretiyle tüm deliller değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekir.
4-Diğer taraftan, davacı … , ilk derece mahkemesince karar verildikten sonra, 1/9/2021 tarihinde vefat etmiştir. Davacının 1/9/2021 tarihinde öldüğü anlaşıldığına göre zararının da ölüm tarihine kadar hesaplanması gerekmekte olup; hükme esas alınan hesap raporu verilerine göre, bilirkişiden ek rapor alınarak, davacının ölüm tarihine kadar oluşan gerçek zararının belirlenmesi ve mirasçılar davaya dahil edilerek buna göre yeniden hüküm kurulması gerekmektedir.
Bu gerekçeler ile davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, sair istinaf nedenleri incelenmeksizin, HMK’nun 353/1-a-6.maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 15/04/2019 tarih… Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde davalı tarafa iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davalı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 25/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.