Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/176 E. 2021/741 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/09/2018
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat)
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 06/05/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 27/03/2013 tarihinde, davalı …’in işleteni olduğu ve diğer davalı tarafından ZMMS ile sigortalı araç ile geri geri manevra yaptığı sırada, müvekkiline çarpması neticesinde müvekkilinin ciddi şekilde yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün kusurlu olduğunu ve davalıların zararlarından sorumlu olduğunu, belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL iş göremezlik zararlarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 20.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı …’den tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 10/04/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak maddi tazminat talebini 2.411,04 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı … … AŞ vekili cevap dilekçesinde; sorumluluklarının … limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu davacının davasını ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı …; dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya süresi içerisinde cevap vermemiş, duruşmaya gelerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle iş göremezlik tazminatı ve manevi tazminat talep ettiği, kaza yapan aracın davalı tarafından ZMMS ile sigortalı olduğu, kusur bilirkişisinden alınan rapora kazanın meydana gelmesinde davalı …’in %100 oranında kusurlu olduğu ve kaza nedeniyle davacının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınan rapora göre sürekli maluliyetinin meydana gelmediği, 3 ay geçici iş görmezliğinin tespit edildiği, aktüer bilirkişiden alınan rapora göre davacının geçici iş göremezlik zararının 2.411,04 TL olarak hesap edildiğini, davacının bu miktarda iş göremezlik tazminatı talep etmekte haklı olduğu, ancak davacının talep artırım dilekçesinin mahkemece hatalı değerlendirilerek 1.411.04 TL talep ettiği düşünülerek kısa kararda bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar veriliği, davacının manevi tazminat talebi yönünden ise 500,00 TL manevi tazminatın uygun olduğu gerekçesi ile maddi tazminat talebinin kabulü ile 1.411,04 TL’nin davalı …’den 27/03/2013 tarihinden, davalı … … AŞ’den 31/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulü ile 500,00 TL manevi tazminatın 27/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece, hükmedilen manevi tazminatın somut olaya göre uygun olmadığı ve yetersiz olduğunu, kaza neticesinde müvekkilinin 8 kaburga kemiğinin kırıldığını, 5 tanesine platin takıldığını, diğerlerine ise dikiş atıldığını, kaburga kemiğinin akciğerine saplanması nedeniyle akciğerde zedelenme meydana geldiği ve iç kanama oluştuğunu, kazanın meydana gelmesinde davalının ağır kusuru olduğunu, müvekkilinin ise kusursuz olduğunu, davalının müvekkiline çarptıktan sonra olay yerinden kaçtığını bu nedenle belirlenen manevi tazminatın yetersiz olduğunu, ayrıca davalıların müteselsilen müvekkiline sorumlu olduklarını, maddi tazminat yönünden ise, maddi tazminat hesabının ise adli rapor göz önüne alındığında hatalı olup bu yönden de yerel mahkeme kararına itiraz ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davacının 2.411,04 TL maddi zararı hesap ediliği halde sehven 1.411,04 TL’ye hükmediliği belirtilmiş, manevi tazminat talebi açısından ise maluliyetinin meydana gelmemiş olması nedeniyle 500,00 TL manevi tazminatın uygun olduğu gerekçesi 500,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
27/03/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalının işleteni olduğu aracın, ceza davasındaki savunmasına göre cezaevi firarisi olduğunu beyan eden dava dışı dışı …’ın sevk ve idaresinde iken, geri manevranın yasak olduğu yolda, dikkatsiz ve özensiz şekilde geri geri ilerlediği sırada durakta otobüs beklemekte olan davacıya oluşa uygun kusur bilirkişi raporuna göre %100 kusurlu olarak çarpması neticesinde, davacının yaralandığı, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınan raporda davacının kaza nedeniyle maluliyetinin meydana gelmediği, 3 ay iş görmez kaldığı belirtilmiş ise de, tedavi evrakları ve ceza dosyasında alınan adli rapora göre davacıya trafik kazasından kaynaklanan multiple kot fraktörü, flail chest (yelken göğüs), travmatik Pnömotoraks tehsişi konulduğu, hastada 4,5,6,7,8 deplase kot fraktörleri ve …. tehşisi konulması üzerine tüp torakostomi uygulanarak yatış verildiği, multiple kot fraktörü nedeniyle opere edildiği, yaralanmasının hayati tehlike meydana getirdiği ve kemik kırığının yaşam fonksiyonlarının ağır (4) derecede etkilendiği anlaşılmaktadır.
Haksız fiil neticesinde, bir başkasına bedensel olarak zarar verilmesi halinde, zarar görenin, zarara kusuru ile neden olandan manevi tazminat talep edebileceği TBK’nın 56. maddesinde kabul edilmiştir. Haksız fiilin trafik kazasından kaynaklanması halinde, manevi zararlarından kusuru ile zarar neden olan sürücü yanı sıra KTK’nun 85/son maddesi gereğince sürücünün kusurlarından kendi kusuru gibi sorumlu olan araç işleteni de sorumludur. İşletenin manevi tazminat sorumluluğu da TBK hükümleri çerçevesinde belirlenir. TBK’nın 56/1 maddesinde; “Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi halinde, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Aynı Kanunun 51. maddesinde de “Hakim, tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini, durumun gerçeğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirler.”şeklinde düzenleme getirilmiştir. Buna göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut olayda, yukarıda açıklanan şekilde meydana gelen kaza neticesinde, davacının sürekli maluliyeti meydana gelmemiş olmakla birlikte hayati tehlikeye neden olacak ve ağır bedensel yaralanma meydana getirecek şekilde yaralanmasına, kaza nedeniyle iki kez operasyon geçirmiş olmasına, kazanın meydana gelmesinde araç sürücünün ağır kusuruna, olayın ağırlığına ve davacının hayati tehlikesinin varlığına rağmen araç sürücünün ölüme neden olabilecek bir kazada yaralıya yardımcı olmaksızın olay yerinden kaçmış olmasına göre davacının talep ettiği manevi tazminat miktarı uygun olmasına göre talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken, olaya ve davacının yaralanmasına uygun düşmeyecek şekilde 500,00 TL manevi tazminata hükmedilerek, takdirde hata edilmiş olması uygun görülmediğinden, davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Diğer yandan davacı istinaf dilekçesinde manevi tazminattan davalıların müteselsilen sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürmüş ise de, … şirketinin manevi tazminattan sorumlu olmaması yanı sıra davacının dava dilekçesinde bu yönde talebi de olmadığından buna ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Davacının maddi tazminata ilişkin istinaf talepleri yönünden ise, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınan 07/07/2017 tarih ve 14018 sayılı rapora göre davacının kaza nedeniyle sürekli maluliyeti meydana gelmeksizin ve 3 ay geçici iş görmez kaldığının tespit edilmiş olmasına ve raporun karar vermeye yeterli ve elverişli olmasına göre davacının fazlaya ilişkin maddi zarara ilişkin talepleri yerinde değil ise de, aktüer hesap bilirkişi tarafından davacının 3 ay geçici iş göremez kaldığı süreye ilişkin maddi zararları 2.411,04 TL olarak tespit edilmesine, davacı vekili tarafından da ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 2.411,04 TL talep edilmiş olmasına rağmen, ıslah dilekçesine farklı anlam vererek davanın 1.411,04 TL üzerinden kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmediğinden bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Buna göre, davacı vekilinin yukarıda açıklanan nedenlerle istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan hatanın yeniden yargılamayı gerektirmeyecek olmasına göre ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, esas hakkında yeniden karar verilmesi gerekmiştir.
Bu itibarla, davacının alınan aktüer hesap bilirkişi raporuna göre 2411,04 TL iş göremezlikten kaynaklanan zararı olduğu anlaşıldığından, ıslah dilekçesi de nazara alınarak 2411,04 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat talebi yönünden ise kazanın meydana gelmesindeki araç sürücünün ağır kusuruna, olayın ağırlığına ve davacının hayati tehlikesinin varlığına rağmen araç sürücünün ölüme neden olabilecek bir kazada yaralıya yardımcı olmaksızın olay yerinden kaçmış olmasına göre davacı tarafından talep edilen 20.000,00 TL manevi tazminat uygun olduğundan, manevi tazminat talebinin kabulü ile davalı …’den tahsiline karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 07/09/2018 tarih,…. Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile; 2.411,04-TL maluliyete ilişkin maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak ( davalı … yönünden olay tarihi olan 27/03/2013 tarihinden itibaren, davalı … … A.Ş. yönünden dava tarihi olan 31/05/2013 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle) davacıya verilmesine,
2- Davacının manevi tazminat talebinin kabulü ile; 20.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1530,90 -TL harçtan, peşin alınan 71,75-TL ve 35,90-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 1423,85 -TL’nin (… … 57,65 TL ile sınırlı sorumlu olmak üzere ) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafından yapılan 28,05-TL harç (vekalet harcı, başvuru harcı), 443-TL posta ve tebligat gideri ile 650-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.121,05-TL yargılama giderinin (… … 120,60 TL ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar ve ilam harcından mahsup edilen, peşin harç ve tamamlama harcı toplamı olan 107,05 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Maddi tazminat davasında davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden AAÜT’nin 13/2 maddesi uyarınca 2411,04-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Manevi tazminat davasında davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden AAÜT’nin 10/1. 13/1 maddesi uyarınca 4080,00-TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
6- HMK m. 333 gereğince, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf başvuru harcı ve 53,73 -TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 151,83 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
lV-HMK’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın taraflara usulüne uygun tebliğine
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU açık olmak üzere 08/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.