Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1741 E. 2022/299 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/03/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 10/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 25/02/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili, asıl dava dosyasında davalı … vekili ve birleştirilen dava dosyasında davalı … Genel Müdürlüğü vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Asıl dava dosyasında davacı vekili, 16.05.2013 tarihinde davalı …’ün idaresindeki dolmuş ile dava dışı sürücü … idaresinde bulunan aracın kaza yaptıklarını, kazadan 3-5 dakika sonra … plakalı belediye otobüsünün yaralılara yardım için olay yerinde bulunan davacı ve diğer şahıslara çarparak yaralanmalarına sebep olduğunu, Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/670 E. sayılı dosyasında Ankara Trafik İhtisas Daire Başkanlığı’ndan alınan raporda …’in tali kusurlu, …’ün asli kusurlu, …’ın kusursuz olduğu görüş ve kanaatinin bildirildiğini, ceza mahkemesinin, iki tane farklı kaza olmasına rağmen tek kaza gibi kusur oranları belirleyen bilirkişi raporuna göre karar verdiği için kararın davacı tarafından temyiz edildiğini, davacının yaralanması nedeniyle tüm kazançlarından mahrum kaldığını, malul duruma düştüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı sigorta şirketlerinin poliçe limitleri dahilinde maddi tazminattan sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen dava dosyasında davacı vekili, 16.5.2013 tarihinde … idaresinde bulunan dolmuş ile … idaresinde bulunan aracın kaza yaptığını, bu kazadan dolayı yol ortasında bulunan araç ve yardım eden davacı ve diğer kişilere davalı … Genel Müdürlüğüne ait … plakalı belediye otobüsünün çarpması sonucu davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminat ile 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili yargılama aşamasında maddi tazminat talebini 35.618,14 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı …, husumet yönünden itirazları bulunduğunu, idaresindeki dolmuş ile …’ın kullandığı aracın kaza yaptığını, kaza sonrası davacı …’nun yardım için kaza mahalline geldiği sırada diğer davalı … idaresindeki belediye otobüsünün dolmuşa ve yardım için gelen yayalara çarptığını, …’nun meydana gelen bu ikinci kazada yaralandığını, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Anonim … Sigorta Şirketi vekili, … plakalı belediye otobüsünün davalıya Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortanın araç sürücüsünün kusuru oranında sorumluluğu bulunduğunu, dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine herhangi bir başvuru yapılmadığını savunmuştur.
Davalı … Sigorta vekili, … plakalı aracın davalıya Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı olduğunu, araç sürücüsünün kusuruz olması halinde davalı şirketin tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını belirtmiştir.
Davalı … vekili, davalının otobüs sürücüsü olduğunu, rampadan çıkışı sırasında güneşin gözünü alarak görüş açısını kısıtladığını, davalının ayağını gazdan çekerek kontrollü olarak geçişini sağlamak için yavaşladığını ve kazayı fark ettiğini, ancak aradaki mesafe duramayacak kadar yakın olduğu için çarpmanın önüne geçilemediğini, öncesinde gerçekleşen kazaya ilişkin yolda hiçbir şekilde tedbir ya da uyarı işareti/levha bulunmadığından rampa üzerinde gerçekleşen kazayı son ana kadar davalının fark edemediğini, olaya ilişkin ceza yargılamasının Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/670 esas sayılı dosyası kapsamında görüldüğünü, ancak henüz temyiz aşamasında olduğundan kesinleşmediğini, davalının sevk ve idaresindeki … otobüsünün yine davalı … Sigorta A.Ş.ne Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet Sigortası ile maddi ve manevi tazminatları da kapsar şekilde sigortalı olduğunu, bu nedenle manevi tazminatlar açısından da davanın sigorta şirketine ihbarı gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen dosya davalısı … Genel Müdürlüğü vekili, dava konusu kazanın oluşumunda yalnızca sürücü …’in kusurlu olmadığını, kazaya karışan … plakalı otobüsün … Anonim … Sigorta Şirketi tarafından Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile teminat altında olup sigorta şirketinin tüm tazminatlardan sorumlu olduğunu, tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan delillere göre; Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığından alınan raporda davalı sürücü …’in %25 oranında, davalı sürücü …’ün %75 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı raporunda davacının yaralanması neticesinde vücut genel çalışma gücünden %5.2 oranında kaybettiği, 6 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, iş göremez kaldığı 6 ay süresince başka birinin bakımına muhtaç olduğunun bildirildiği, aktüer raporunda davacının geçici iş gücü kaybı zararının 4.776,08 TL, sürekli iş gücü kaybı zararının 24.777,41 TL, bakıcı gideri zararının 6.064,65 TL olduğunun tespit edildiği, davacının hak kazandığı maddi tazminat tutarından 35.618,14 TL olduğu gerekçesi ile asıl ve birleşen davada maddi tazminat davasının kabulüne, 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren 34.618,14 TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, sigorta şirketlerinin poliçe limitleri ile sınırlı olarak sorumlu tutulmasına 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacı vekili, asıl dava dosyasında davalı … vekili ve birleştirilen dava dosyasında davalı … Genel Müdürlüğü vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkeme kararında davalılardan … Genel Müdürlüğünün ve sigorta şirketlerinin de manevi tazminattan sorumlu tutulması gerektiğini, davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğunu ileri sürmüştür.
Asıl dava dosyasında davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; bilirkişi raporlarına itirazlarının dikkate alınmadığını, kaza yerinde daha önce gerçekleşen kaza nedeniyle hiçbir şekilde tedbir ya da uyarı aracı bulunmadığını, davalının idaresinde bulunan otobüs ile rampa yukarı tırmanırken zaten süratli olmasının mümkün olmadığını, kaza mahalli tam rampa üzeri olup öncesinde bir ikaz-uyarı amacıyla tedbir alınmadıkça fark edilmesinin mümkün olmadığını, davalının bütün dikkat ve özeni gösterdiğini, olayın asıl sebebinin … ve …’ın vakitleri olmasına rağmen ikaz işaretleri koymamaları olduğunu, gerçeğe aykırı kusur oranlarına göre yapılan hesaplamaların kabulünün mümkün olmadığını, davacıda meydana gelen zarar ile tespit edilen iş göremezlik oranı, süresi ve bakıcı ihtiyacına dair tespitlerin fahiş olduğunu, birleşen dosya davalısı … Genel Müdürlüğü’nün de manevi tazminatlara ilişkin sorumluluğu bulunduğunu, kararda … Genel Müdürlüğü’nün manevi tazminat sorumlusu olarak geçmediğini, manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu ileri sürmüştür.
Birleştirilen dava dosyasında davalı … Genel Müdürlüğü vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davaya konu olayda davalının herhangi bir kusur ve sorumluluğu bulunmadığını, maddi tazminatın kusur oranlarına göre tespit edilmesi gerektiğini, otobüs şoförünün sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak manevi ve maddi tazminat miktarının belirlenmesi gerektiğini, bilirkişi raporuna yaptıkları itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Taraf vekillerinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Asıl ve birleştirilen dosyada dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili asıl dava dosyasında 16.05.2013 tarihinde davalı … idaresinde bulunan … plakalı dolmuş ile davalı … Sigorta A.Ş.ne Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı, dava dışı sürücü … idaresinde bulunan … plakalı aracın kaza yaptıklarını, bu kaza nedeniyle yaralananlara yardıma giden davacıya, davalı … Anonim … Sigorta Şirketine Zorunu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı davalı … idaresinde bulunan … plakalı belediye otobüsünün çarptığını belirterek yaralanan davacı için maddi ve manevi tazminat talep etmiş, birleştirilen dava dosyasında ise davacıya çarpan … plakalı belediye otobüsünün işleteni olan … Genel Müdürlüğünden davacının yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.
Mahkemece asıl ve birleşen dava dosyasında maddi tazminatın kabulüne, manevi tazminatın kısmen kabulü ile asıl dava dosyası davalıları … ve …’den tahsiline karar verilmiştir.
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde, mahkeme kararlarının tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri, hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini, hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını, gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ile barışını olumsuz yönde etkileyecektir. (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E.- 2007/611 K.)
6100 Sayılı HMK’nun karşılık 297/1-2 maddeleri gereğince mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi, ayrıca, HMK’nun 166. maddesi gereğince birleştirilen dava dosyaları birbirlerinden bağımsız ayrı birer dava olup, birleştirilen her dava hakkında usul hükümlerine göre ayrı ayrı hüküm kurulması, harç ve diğer yargılama giderlerinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir. Yukarıda belirtilen ilkeler gözardı edilerek asıl ve birleştirilen davalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiştir.
Ayrıca davacı vekili dava dilekçesinde maddi tazminat talep etmiş, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri hesaplanmış, mahkemece hüküm fıkrasında hangi zarar kalemi için hüküm kurulduğu açıklanmadan bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesine göre toplam tazminat miktarı üzerinden karar verilmiş olması da doğru olmadığından, mahkemece davacıya dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi açıklatılarak maddi tazminat talebinin hangi zarar kalemlerinden ibaret olduğunun belirlenmesi ve sonucuna göre talep edilen her zarar kaleminin miktarı ayrı ayrı belirtilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması da doğru görülmemiştir.
2-Kabul şekline göre; davacı vekili asıl ve birleştirilen dava dosyasında davacının yaralanması nedeniyle manevi tazminat talep ettiği halde birleştirilen dosya davalısı … Genel Müdürlüğünden talep edilen manevi tazminat talebine ilişkin olumlu ya da olumsuz karar verilmemiş olması doğru görülmediğinden davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebeplerinin kabulü gerekmiştir.
3-Mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Ankara Şube Başkanlığından alınan raporda davalı …’in seyir yolu üzerinde daha önce gerçekleşen kazayı görmesine rağmen dikkatli seyretmemesi, hızını azaltmaması ve etkin önlem almaması nedeniyle %25 oranında, davalı sürücü …’ün ise U dönüşü yapılmaz işaret levhasına rağmen U dönüşü yaptığı ve … plakalı araçla çarpması nedeniyle %75 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş ise de rapor hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Dava konusu olayda önce … idaresinde bulunan … plakalı dolmuş ile … idaresinde bulunan … plakalı aracın çarpıştığı, bu kazadan bir süre sonra davalı … idaresinde bulunan belediye otobüsünün kaza yerinde bulunan araca ve yayalara çarptığının anlaşılmasına göre olayda iki ayrı kaza olduğu değerlendirilerek, iki ayrı kazadaki sürücülerin kusurlarının ayrı ayrı belirlenmesi ve sonucuna göre istinafa başvuran taraflar yararına oluşan kazanılmış haklarda dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiğinden davalı … vekilinin bu yöne ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle, HMK.nın 355. maddesi gereğince tarafların istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar değerlendirilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda davacı vekili, asıl dava dosyasında davalı … ve birleştirilen dava dosyasında davalı … Genel Müdürlüğü vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, tarafların diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekili, asıl dava dosyasında davalı … vekili ve birleştirilen dava dosyasında davalı … Genel Müdürlüğü vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 06/05/2019 tarih, 2019/5470 Esas sayılı dosyasına yatırılan teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.