Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1731 E. 2021/2367 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/04/2019
NUMARASI ……

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 10/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28/08/2016 tarihinde, dava dışı sürücü … idaresinde bulunan ve davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olan …. plakalı motosikleti ile davacı yayaya çarpması sonucunda davacının ağır şekilde yaralandığını, davalı sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine bir miktar ödeme yapılmış olsa da zararın tam olarak karşılanmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.500,00-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 1.100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 500,00-TL bakıcı giderinin kaza tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan …. plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, davadan önce davacıya %10 maluliyet oranı ve %25 kusur oranı dikkate alınarak yapılan hesaplama doğrultusunda 9.409,92-TL ödeme yapılarak tüm zararının karşılandığını ve davalının sorumluluğunun kalmadığını, bakiye tazminat tespit edilmesi halinde ise ödeme tarihi verileri dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, maluliyet durumunun ve hesaplamanın yürürlükte bulunan mevzuata uygun olarak belirlenmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri taleplerinin teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; dava dışı sürücü … idaresindeki motosikletin davacı yayaya çarpması ile meydana gelen kaza sonucunda davacının yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde dava dışı sürücünün kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile Ankara Batı 8.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/368 esas sayılı dosyasında verilen karar dikkate alındığında, TBK 74. maddesi uyarınca ceza mahkemesi kararı hukuku hakimini bağlamaz ise de tespit edilen maddi olguların, kesin delil niteliği taşıyacağı sürücünün olayda kusurunun olmadığının kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile sabit olduğu gözetilerek davanın reddine karar vermiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olan motosikleti kullanan sürücünün de kusurlu olduğuna dair alınmış kusur raporu bulunmasına rağmen, yerel mahkeme tarafından ceza yargılamasında kusura ilişkin olarak yapılan değerlendirme esas alınarak davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İlk derece mahkemesinde alınan 11/04/2018 tarihli kusur raporunda kazanın meydana gelmesinde davacı yayanın %75 oranında, davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olan motosikleti kullanan sürücünün ise %25 oranında kusurlu olduğu, Ankara Batı 8.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/368 Esas – 2017/651 Karar sayılı dosyasında alınan iki ayrı kusur raporunda ise, motosiklet sürücüsünün kusurunun olmadığı belirlenmiştir. İstinafa gelen davacı taraf, kazanın oluşuna ve kusur tespitine itiraz etmiştir.
Dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi gereğince; hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlı ise de; kusurun bulunup bulunmadığı ve oranına ilişkin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığı gibi, kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de bağlı değildir.
Somut olaya bakıldığında; ceza mahkemesinde alınan kusur raporundaki değerlendirme ile mahkeme tarafından alınan kusur raporu arasında çelişki olduğu ve ceza mahkemesinin “sanık sürücüsünün kusuru bulunmadığından” beraat kararı verdiği görülmüştür. Ceza mahkemesinin kusur kabulü hukuk hakimini bağlamasa da, aynı olay sebebiyle düzenlenen kusur raporları arasında çelişki bulunması halinde çelişkinin mutlaka giderilmesi gerekmektedir.
Bu durumda; ceza mahkemesince alınan bilirkişi raporları ile Mahkemece alınan bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğu gözetilerek, kazadaki tarafların kusur durumlarının belirlenmesi konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, çelişkileri giderir şekilde bilirkişi heyetinden kusur raporu alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan HMK’nun 297/2.maddesi ile; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar etmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüpheye ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi gereklidir.” hükmü kabul edilmiştir. Buna göre; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen kararların ve ayrıca taraflara yüklenen borç ve hakların açıkça, kuşku ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekmekte ve bu yön, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Yerel Mahkeme tarafından kurulan hükmün bu niteliklere uymadığı; hükmün gerekçe içerir şekilde oluşturulduğu görülmekle, HMK 297. maddeye uygun olarak karar verilmesi bakımından da kararın kaldırılması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, HMK’nun 353/1-a-6.maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ ile; Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 05/04/2019 tarih…. Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 09/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.