Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1717 E. 2021/2150 K. 19.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2018
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )

KARAR TARİHİ : 19/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 24/10/2009 tarihinde davalı şirkete sigortalı olan aracın sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle meydana gelen tek taraflı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, davacının meydana gelen trafik kazasından dolayı sürekli iş göremezlik oranının %20 oranında olduğunu, 10/02/1991 doğumlu davacının kaza tarihinde 18 yaşında olup PMF tablosuna göre tahmini yaşam süresinin 47 yıl olduğunu, davacının kaza tarihinde milli tekvandocu olduğunu belirterek şimdilik 1.000,00 TL malullük, sakatlık, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş; 22/06/2018 tarihli talep artırım dilekçesi ile dava değerini 1.662,51 TL ye çıkarmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; hatır taşıması ve davacının müterafik kusuru göz önünde bulundurularak tazminattan gerekli indirimlerin yapılmasını, davacının geçici iş göremezlik zararına yönelik taleplerinden davalı şirketin sorumluluğu bulunmadığını, davacının kaza sonucu ortaya çıkan maluliyeti bulunmadığını, dava konusu kaza sebebiyle davacı tarafa … tarafından yapılan ödemelerin zarar miktarından mahsup edilmesi ve davacının gelirinin resmi belgelerle ispatının gerektiğini,avans faizi istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, davanın ZMMS şirketine karşı açılmış iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin olduğu, olay tarihinde davacının babasının yakınına ait olan aracı alarak arkadaşları ile eğlenmeye gittiği, kendisi alkollü olduğu için aracı arkadaşı olan ve kazada ölen …’e kullanması için verdiği, ölen …’ın direksiyon hakimiyetini kaybederek tek taraflı trafik kazası yaptığı, soruşturma dosya kapsamında aracı davacının kullandığı iddia edilmiş ise de, soruşturma dosyasında aracı kullanan kişinin … olduğundan takipsizlik kararı verildiği, takipsizlik kararına yapılan itirazın da Konya Ağır Ceza Mahkemesinin 24/12/2010 tarihli değişik iş sayılı kararı ile reddedildiği, tek taraflı kaza olduğu, ölenin kusuru ile meydana geldiği anlaşıldığından yeniden kusur raporu alınmadığı, … alınan 11/04/2016 tarihli maluliyet raporu ile itiraz nedeniyle İstanbul Adli Tıp 3. İhtisas Dairesinden yeniden alınan 30/10/2017 tarihli raporda; Davacının vücut genel çalışma gücü kaybı olmadığı, 3 ay süre ile iş göremez halinde kaldığının belirlendiği, aktüer bilirkişi raporunda; davacının geçirmiş olduğu kaza nedeniyle 3 ay süre ile geçici iş göremezlik dönemi için 1.662,51 TL tazminat hesaplandığı, davalı … tarafından düzenlenen ZMMS poliçesinin kaza tarihi itibariyle teminat limiti 150,000.00 TL olup, hesaplanan tazminatın teminat limitleri dahilinde olduğu, soruşturma dosyasındaki beyanlardan davacının sigortalı araçta hatır için taşındığı sabit olduğundan denetime elverişli hesap bilirkişi raporuna göre hesaplanan tazminattan %20 oranında indirim yapıldığı, hususi araç olduğundan yasal faiz işletildiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne; 1.330,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı … vekili istinaf dilekçesinde; yargılamada alınan ve hükme esas teşkil eden maluliyet raporunda davacının kaza dolayısı ile maluliyet tayinine mahal olmadığı yönünde görüş bildirildiğini,davacı tarafından davadan önce başvurularak alınmış olan, … Hastanesince tanzim edilmiş rapora göre %20 maluliyeti bulunduğunu, Bu sebeple …. düzenlenen raporun maluliyet hususuna ilişkin çelişkileri gidermekten uzak olduğunu, söz konusu rapora karşı itirazları kabul edilmeksizin raporun hükme esas alındığını, bilirkişi raporunda belirlenen tutardan kaza dolayısı ile hatır taşıması indirimi yapılarak hüküm kurulduğunu, maddi zararından hatır taşımasına ilişkin indirim yapılmasının isabetli olmadığını, yakınlar arasında hatır taşımasının olmayacağını, davacının arkadaşları ile birlikte eğlenmeye gittiğini ve bu esnada kazanın meydana geldiğini, dolayısı ile araç sürücüsü olan şahsın,davacının beraber eğlenmeye gittiği arkadaşı olması münasebetiyle davacıdan bir ivaz elde edebilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle, yerel mahkemece hatır taşıması indirimi yapılmasının uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı tarafça dava dilekçesinde dayanılan … Hastanesince tanzim edilmiş %20 maluliyeti bulunduğuna dair 26.08.2011 tarihli özürlü sağlık kurulu raporunun astım teşhisi ile düzenlendiği, davacının son durum raporu ve muayenesi sonucu AÜTF hastanesince düzenlenen raporda göğüs hastalıkları yönünden sekel mahiyetinde araz olmadığı ve 3 ay süre ile geçici iş göremezliği olduğu tespit edilmiş, davacı tarafın itirazı ve talebi üzerine yine davacının son tedavi belgeleri de temin edildikten ve davacının davaya konu trafik kazasından dolayı gördüğü tedavisine ilişkin tüm tıbbi belgeler incelendikten sonra, İstanbul ATK 3. İhtisas Dairesince tanzim edilen raporda da aynı şekilde davacının geçirdiği trafik kazası sonucu sürekli maluliyeti bulunmadığı, 3 ay süre ile geçici iş göremezlik hali olduğunun belirlenmiş, davacının maluliyetine ilişkin hükme esas alınan raporların konusunda uzman sağlık kurumlarınca, yöntemine uygun şekilde düzenlendiği denetime ve hükme elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Kazaya karışan aracın davacının kız kardeşi …kayınpederine ait olmasına, trafik kayıt maliki …’nin hazırlık soruşturması sırasında alınan beyanında, davacının babası ile dünür olduklarını, olay günü kendi tarlasındaki işlere yardım etmeleri için aracı ile davacıların evine gittiğini, dünürünün eşi ile diğer çocuklarını alıp bir başka araç ile köye götürdüğünü, davacı ile dünürünün o sırada evde olmadığını, dünürü işte olduğundan iş çıkışında köye gelmesi için araç ve anahtarını davacıların evine bıraktığını, telefonla bu durumu dünürü …’e haber verdiğini, sonrasında davacının evdeki anahtarı ve aracı alıp, arkadaşları ile birlikte gezerlerken kazaya karıştıklarını öğrendiğini beyan etmiş, davacının arkadaşları ile birlikte alkol aldıktan sonra aracı kullanması için alkolsüz olduğunu (aksi somut delille kanıtlanmayan) belirttiği arkadaşı …’a vermiş, aracın … yönetiminde iken tek taraflı kazanın meydana geldiği anlaşılmıştır. Araç sahibinin dünür olması nedeniyle olayda hatır taşıması bulunmamakta ise de, tutanak tanıklarının kaza anında araçta bulunan davacı dahil 3 kişinin de araçtan fırladığını beyan etmeleri, davalı … şirketi vekilinin cevap dilekçesinde hatır indiriminin yanı sıra, açıkça davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle araçtan fırladığını ve zararı arttırdığını, bu nedenle de tazminattan indirim yapılmasını talep etmesi, kaldı ki bu durumun mahkemece resen gözetilmesi gereken hususlardan olması, aynen hatır taşımasında olduğu gibi müterafik kusurun varlığı halinde de yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince %20 oranında tazminattan indirim yapılmasının gerekmesi ve sair hususlarda mahkemenin gerekçesine göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı … vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansı varsa kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süresi içinde temyizi kabil olmak üzere 19.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.