Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1711 E. 2021/2280 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2019
NUMARASI
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 02/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 03/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 28.03.2017 tarihinde davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacı yayaya çarparak yaralanmasına neden olduğunu, kazanın araç sürücüsünün kusuru ile meydana geldiğini belirterek HMK.nın 107. maddesi gereğince 200,00 TL geçici işgöremezlik ve 4.800,00 TL daimi işgöremezlik olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında dava değerini, 2.649,85 TL geçici, 5.938,25 TL sürekli işgöremezlik tazminatı olmak üzere 8.588,10 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili, davalı şirkete gerekli belgeler ile birlikte başvuru yapılmadığını, tazminattan % 50 oranında müterafik kusur indiriminin yapılması gerektiğini, maluliyetin Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden alınacak rapor ile belirlenmesini, genel şartlar uyarınca geçici işgöremezlik tazminatının teminat kapsamı dışında olduğunu belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalıya sigortalı araç sürücüsünün % 25 oranında, davacı yaya …’ün ise %75 oranında kusurlu olduğu, …..tarafından düzenlenen raporda, davacı …’ün trafik kazasına bağlı özür oranının % 5 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği, aktüer raporuna göre genel şartların yürürlük tarihinden sonra tanzim edilen poliçe dolayısıyla sigortacının sorumluluğunun yeni genel şartlardaki esaslara göre belirleneceği, buna göre yapılan hesaplamada; 2.469,85 TL geçici işgöremezlik tazminatı, 5.938,25 TL sürekli işgöremezlik tazminatı talep edilebileceğinin bildirildiği, sigortalı aracın poliçe bilgilerine göre, otobüs olup okul servisi olarak kullanıldığı, ticari nitelikte olduğu belirtilerek davanın kabulü ile, 2.649,85 TL geçici iş göremezlik, 5.938,25 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 8.588,10 TL tazminatın 08.12.2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde; bilirkişi raporundaki kusura ilişkin tespitin hatalı olduğunu, Trafik Sigortası Yeni Genel Şartları uyarınca geçici iş göremezlik tazminatının kapsam dışı olduğunu, hesap bilirkişi raporunda 31.12.2019 tarihine göre hesaplama yapıldığını, mahkeme tarafından bu tarihten önce karar verilmiş olup hükme esas bilirkişi raporundaki hesaplamanın düzeltilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla hükme esas bilirkişi raporunda kişinin muhtemel bakiye ömür bitiş yaşı 99 olarak alındığını, hesaplamalar mortalite tablosunun son yaşına kadar yapıldığını, Genel Şartlara göre kişinin beklenen ömrü süresince hesaplama yapılması gerektiğini, tazminat hesaplanırken devre başı ödemeli belirli süreli rant formülünün esas alınması gerektiğini, belirtilen hususların düzeltilmesi halinde tazminatı tutarının 7.699 TL olacağını, aktif dönemde bekâr kişi için geçerli …… tutarı dâhil net asgari ücret esas alınarak bir hesaplama yapılması halinde toplam tazminat tutarının 8.091 TL olduğunu, tazminata avans faiz uygulanmasının da doğru olmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacı yayaya çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, kazanın meydana gelmesinde davalıya sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında, davacının ise %25 oranında kusurlu olduğu, davacının yaralanması nedeniyle Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre %5 oranında maluliyetinin bulunduğu, 9 ayda iyileşeceği belirlenmiş, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda ise davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen poliçe tarihine göre 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları esas alınarak TRH 2010 yaşam tablosu ve devre başı ödemeli belirli süreli rant formülüne göre 2.649,85 TL geçici, 5.938,25 TL sürekli işgöremezlik tazminatı belirlenmiş mahkemece buna göre davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından aktüer bilirkişi raporunun hatalı olduğu, hesaplama şeklinin yanlış olduğu belirtilerek itiraz edilmiş ise de; dava konusu olay 28.03.2017 tarihinde meydana gelmiş, davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi 13.11.2016-2017 tarihleri arasında geçerli olarak düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 90. Maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresi Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Danıştay ve Yargıtay tarafından kabul edilen uygulamaya göre “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. Ancak Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (Kapanan 17 Hukuk Dairesi) tarafından tazminat hesaplanmasında esas alınacak yaşam tablosu ile ilgili görüş değişikliğine gidilmiş.. ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup…. da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına” karar verilmiştir. Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yönteminin esas alınması gerekir ise de mahkemece belirlenen tazminat ve hesaplamaya esas alınan hususlar davalı sigorta şirketi lehine olduğundan istinafa başvuran taraf aleyhine değerlendirme yapılmamıştır.
Dosya kapsamı, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, istinafa başvuran taraf aleyhine değerlendirme yapılamayacağına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 586,65 TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 45,25 TL.nın mahsubu ile kalan 541,40 TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 02.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.