Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1677 E. 2021/2373 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2019
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 09/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 06/01/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar … ve … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 17.09.2012 tarihinde davalı … A.Ş.’ne sigortalı, … adına kayıtlı, davalı … sevk ve idaresindeki…. plaka sayılı araç ile … … A.Ş. şirketine sigortalı, davalı … adına kayıtlı, davalı …’in idaresindeki aracın çarpıştığını, meydana gelen kazada …. plakalı araçta yolcu olan davacıların yaralandığını, kazada …’in tali, …’nun asli kusurlu olduğunu, ceza mahkemesi dosyasında kusur oranlarının belirlendiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı … için 500,00-TL maddi tazminat, … için 500,00-TL geçici maluliyet, 500,00-TL daimi maluliyet olmak üzere toplamda 1.500,00-TL tazminatın tüm davalılardan, … için 20.000,00-TL, … için 5.000,00-TL manevi tazminatın sigorta şirketleri dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında davacılar tarafından maddi tazminat davasından feragat edilmiş, maddi ve manevi tazminatın tefrikine karar verilmiş, manevi tazminata bu dava dosyası üzerinden devam edilmiştir.
Davalılar … ve … vekili, kusur oranının kabul etmediklerini, kazanın davalı …’nun alkollü araç kullanması sonucu meydana geldiğini, davacıların müterafik kusuru bulunduğunu, kendi kusurlarına dayanarak tazminat talep edemeyeceklerini belirterek davanın reddini istemişlerdir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece toplanan delillere göre; davacı …… Başkanlığı’ndan alınan raporda trafik kazasına bağlı çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının % 8,1 olduğunun bildirildiği davacılar vekilinin 05.03.2015 tarihli celsede davalılar hakkındaki maddi tazminat taleplerinden feragat ettiği, davalı gerçek kişiler yönünden manevi tazminat talepleri yönünden davaya devam ettiklerini bildirdiği, manevi tazminat istemleri yönünden davanın ayrı bir esasa kaydedildiği, davalı … yönetimindeki diğer davalı …’na ait 06 da …. plakalı araç ile aynı yönde seyretmekte olan davalı … yönetimindeki diğer davalı …… plakalı aracın çarpışması sonucu sağa doğru savrulan araçların bu yola paralel yan yol üzerinde park halinde olan araçlara çarpması sonucunda davacıların yaralandığı, kusur inceleme raporuna göre meydana gelen kazada davalı sürücü …’nun tamamen kusurlu bulunduğu, ancak Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesinin de 2012/1301 Esas sayılı dosyası üzerinde yapılan yargılama sırasında tarafların kusur durumuna ilişkin Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan aldırılan rapor kapsamı ile davalı sürücülerden … 2.52 promil alkollü halde araç kullanarak kazaya sebebiyet vermesi sebebiyle asli kusurlu olup, trafik güvenliğini tehlikeye attığı, diğer davalı …’ın ise taksirle birden çok kişinin yaralanmasına neden olma suçunu işlediği kabul edilerek sanık olarak yargılanan davalıların cezalandırılmalarına karar verildiği, verilen kararın Yargıtay temyiz incelemesi sonucu onanarak kesinleştiği, bu nedenle ceza yargılaması sırasında kesinleşen kusur durumlarının gözönünde bulundurulması gerektiği, davacı …’in vücudunda kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanarak …. ATK tarafından düzenlenen maluliyet raporu kapsamına göre % 8,1 oranında maluliyetinin oluştuğu, vücudundaki çoklu kırıkları ve gelişen komplikasyonları nedeniyle 12 aya kadar tıbbi iyileşme süresinin uzadığı, diğer davacı …’nin ise basit tıbbi müdahale ile iyileşecek şekilde kaza nedeniyle yaralandığı, davacıların 252 promil alkollü olduğunu bildikleri halde davalı …’in kullandığı araca binmeleri gibi tüm deliller hep birlikte gözetilerek davacıların çektiği elem ve acı nedeniyle sebepsiz zenginleşmeye neden olmayacak uygun bir miktar manevi tazminat taktir edilmesi gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne, davacı … için 4.000,00-TL. davacı … için 1.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalılar … ve … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacıların aşırı alkollü vaziyette araç kullanan davalı …’nun eşi ve yakını olduğunu, aşırı alkollü olduğunu gördükleri ve araç kullanmasının sakıncalı olduğunu göre göre araca bindiklerini, B.K’nın 44. maddesi gereğince kimsenin kendi kusuruyla meydana gelen olaydan dolayı hak iddia edemeyeceği ve zarar görenin kusurunun illiyet bağını keseceğini, 25.05.2017 tarihli bilirkişi raporunda, davalı sürücü …’nun olayda % 100 oranında, davalı sürücü …’in kusursuz olduğunun bildirildiğini, mahkemece bu çelişkinin giderilmesi için 20.12.2018 tarihli duruşmada yeniden kusur raporu alınmasına karar verildiğini, ancak bu kararın uygulanmadığını, bu rapora karşı herhangi bir itiraz olmadığı gibi, yeni bir raporda aldırılmadığını, davanın, davacılar ile diğer davalı … arasında olması gerektiğini, diğer davalıların sorumlu olmadığını, mahkemenin davayı reddetmesi gerekirken ve bilirkişi raporuda dikkate alınmaksızın karar verildiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalılar … ve … vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarının belirlenmesi için alınan 25.05.2017 tarihli raporda davalı …’nun kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş, mahkemece aynı olay nedeniyle Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1301 Esas sayılı dosyasında sürücü … 2.52 promil alkollü halde araç kullanarak kazaya sebebiyet vermesi sebebiyle asli kusurlu olduğu, diğer sürücü Süleyman’ın ise tali kusurlu olduğu kabul edilerek sanık olarak yargılanan bu davalıların cezalandırılmalarına karar verildiği, kararın Yargıtay temyiz incelemesi sonucu onanarak kesinleştiği belirtilerek ceza mahkemesi dosyası ile belirlenen kusur oranlarına göre karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 74. maddesi gereğince Ceza hukuku ile ilişkisinde başlığı altında “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” hükmünü içermektedir.
Hukuk hakiminin kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı olmadığı ancak aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak alınan maddi olgularla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusunda tamamen bağlı olacağı gerek öğreti, gerekse de yargısal uygulamada istikrarla kabul edilmektedir.
Hal böyle olunca, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır. (HGK, 24.12.2014 gün ve 2014/4-846 Esas, 2014/1091 Karar). Hukuk hâkimi ceza mahkemesi kararındaki fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını belirleyen maddi olgularla ve ceza mahkemesince verilen mahkûmiyet kararı ile bağlıdır.
Dava konusu olayda ceza mahkemesi dosyasında belirlenen maddi vakıa ve mahkumiyet kararı Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiş olduğundan bu oluş şekli TBK.nın 74. maddesi gereğince hukuk mahkemesi hakimini bağlayacak ise de kusur oranları yönünden bağlamayacağından mahkemece alınan bilirkişi raporu ile ceza mahkemesi tarafından belirlenen maddi vakıa da değerlendirilerek oluş şekline göre yeniden kusur oranlarının belirlenmesi ve ceza mahkemesi raporu ile mahkemece alınan rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
5-Ankara 19. İcra Dairesinin 2019/6220 sayılı dosyasına yatırılan 14.000,00-TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09.12 2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.