Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1656 E. 2021/2343 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/04/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 02/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili … vekili olarak verdiği dava dilekçesinde; 14/07/2016 tarihinde, müvekkilinin sevk ve idaresindeki araç ile, davalı …’nün sevk ve idaresindeki, davalı … Şirketi tarafından ZMMS ile sigortalı aracın karıştığı kazada, müvekkilinin yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, zararlarından sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak; 500,00 TL geçici iş göremezlik ve 500,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen, ayrıca 25.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 15/02/2017 tarihli dilekçesi ile, maddi tazminat talepleri yönünden davadan sonra davalı … şirketi ile sulh olduklarını, zararlarının karşılandığını maddi tazminata ilişkin taleplerinin konusuz kaldığından, maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini, davaya manevi tazminat talepleri yönünden devam ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı …’ın davanın açılmasından sonra 18/04/2017 tarihinde vefat etmesi üzerine dava mirasçıları tarafından takip edilmiştir.
Mahkemece, davalı … AŞ.’nin 10/03/2017 tarihli beyan dilekçesi ile davacı ile sulh olduklarını, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini, ayrıca yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını belirtmesi üzerine, sigorta şirketi hakkındaki dava dosyadan tefrik edilmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın haksız olduğunu, müvekkilinin zararı doğuracak kusurlu bir fiili bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde davacının ağır kusurunun bulunduğunu, motosiklet kullanmak için ehliyeti olmadığını, koruyucu kıyafetinin de bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde tam, tek ve ağır kusurlu olduğunu, davacının maluliyetine ilişkin delil sunmadığını, davanın haksız olduğunu, kaza tespit tutanağında müvekkilinin kusurlu olduğu belirtilmiş ise de, kaza tespit tutanağındaki kusur tespitini kabul etmediklerini, savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacı tarafından araç sürücüsü ve ZMMS sigortası kapsamında … … AŞ. hakkında açılmış ise de, davacının 15/02/2017 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebinden feragat etmesi üzerine, sigorta şirketi hakkındaki davanın dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedildiği; yargılama sırasında davacının vefatı üzerine de davacı …’un mirasçılarının davaya dahil edilerek yargılamaya devam edildiği, vefat eden davacının maddi tazminat talebinden vaki feragati nedeniyle davalı … hakkındaki maddi tazminat davasının da feragat nedeniyle reddine karar verildiği, davacının manevi tazminat istemi yönünden ise, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde vefat eden davacı … …’un %15 oranında, davalı araç sürücüsünün %85 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği ve tedavi evraklarına göre de…., çok parçalı sol femur kırığının meydana geldiği ve ameliyat edilerek taburcu edildiğinin anlaşıldığı, meydana gelen yaralanmanın ağır bedensel zarar mahiyetinde olduğu ve manevi zararlarını davalıdan talep edebileceği, manevi zararın niteliği, kusur durumu, tarafların sosyal ekonomik durumu ve paranın satın alma gücü gözönüne alındığında 10.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle; maddi tazminat talebi yönünden vaki feragat nedeniyle davanın reddine, manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkeme kararının gerekçesinin olmadığını, mahkemece hukuki değerlendirme yapılmaksızın, hükme esas kanaatin nasıl oluştuğu açıklanmaksızın, sadece yargılama sırasında yapılan işlemler anlatılarak hüküm kurulduğunu, kararın HMK’nın 297. maddesine ve Anayasa’nın 141. maddesine aykırı olduğundan usule aykırı olması nedeniyle kaldırılmasını talep ettiklerini, mahkemece kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun olmadığı ileri sürülmesine, yine yargılama sırasında davacının vefat etmesi nedeniyle hem maluliyet raporu alınmaması, hem de manevi tazminata konu elem ve üzüntünün sona ermesi nedeniyle manevi tazminata hükmedilmeyeceğine ilişkin itirazlarının nazara alınmamasının hatalı olduğunu, haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat koşullarının da oluşmadığını, müvekkilinin ağır kusurunun bulunmadığı gibi, zararın artmasına da koruyucu malzeme kullanmayan zarar görenin neden olduğunu, kaldı ki davada maluliyete ilişkin rapor alınmadan karar verildiğini, bu durumun da usul ve yasaya aykırı olduğunu, ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemdir.
Mahkemece, yargılama sırasında zarar gören …’ın vefatı üzerine, mirasçıları tarafından takip edilen davada maddi tazminat talebi yönünden davanın reddine, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm manevi tazminata ilişkin olarak davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Kaza tespit tutanağında, olay tarihinde …’ın sevk ve idaresindeki motosiklet ile kaza mahallindeki kavşak noktasına geldiğinde, davalının sevk ve idaresindeki araç ile kavşağa giriş yapması üzerine, motosikletin ön kısmı ile davalının sevk ve idaresindeki otomobilinin sol ön yan kısmına çarpması ile kazanın meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün kendisine hitap eden “…” trafik lehvasına ve kasis lehvasına rağmen, kavşağa giren motosiklete geçiş hakkı vermeyerek, kontrolsüz şekilde kavşağa girerek kazanın meydana gelmesinde KTK’nın 57/1-a maddesi gereğince kusurlu olduğu, …’ın ise geçiş hakkı kendisinde olduğundan kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığının tespit ediliği görülmüştür.
Olaya ilişkin ceza yargılamasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan kusur raporunda da, kazanın kaza tespit tutanağından belirtilen şekilde meydana geldiği kabul edilerek kazanın meydana gelmesinde davalının kavşak noktasında kendi yönüne “dur lehvası” olmasına rağmen kavşağa giriş yapması üzerine, geçiş önceliği olan davacının motosikleti ile çarpışması nedeniyle asli kusurlu olduğu, davacının ise kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmamak kuralını ihlal ettiğinden tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, ilk derece mahkemesi tarafından Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda da, kazanın meydana gelmesinde davalının asli %85 oranında, davacının ise tali %15 oranında kusurlu olduğunun tespit ediliği raporların birbiri uyumlu olduğu görülmüştür.
Uyap Sistemi üzerinden yapılan kontrolde, davalı hakkında Kayseri 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/749 E. 2018/419 K. Sayılı kararı ile verilen mahkumiyet hükmünün, Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 12. Ceza Dairesinin 2018/3167 E. – 2019/2192 K. sayılı istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiğinden, davalının suç teşkil eden haksız fiilinin kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Zarar görenin, yargılama sırasında vefat etmiş olması nedeniyle maluliyet raporu alınmamış ise de ceza dosyasında alınan rapor ile …’ın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde, sol femur parçalı cisim kırığına neden olan hayati foksiyonlarını ağır (5) derecede etkileyecek şekilde yaralanması olduğu kanıtlanmıştır.
Mahkemece verilen kararda; kazanın oluş şekline, davalının kavşak noktasında “dur lehvası” olmasına rağmen kavşak içerisine girerek, geçiş önceliği olan aracın kaza yapmasına neden olmasına göre kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün asli %85 oranında kusurlu olduğunun kabul edilmesi dosya kapsamına uygun olduğundan davalı vekilinin, kazanın meydana gelmesindeki kusur durumuna ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
Davalının kusurlu eylemi neticesinde, …’ın yaralandığının subuta ermesine göre zarar gören TBK’nın 56/1 maddesi gereğince zararlarını talep edebileceği gibi, davadan sonra vefatı nedeniyle mirasçısı olan davacılar da, manevi zararın tazminini talep edebilir.
Davalı vekili tarafından, istinaf dilekçesinde mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu ileri sürmüş ise de; mahkemece manevi tazminatın kaza tarihi, kazanın meydana gelmesindeki kusur durumu, zarar görenin bedensel yaralanma ölçüsü, tarafların sosyal ekonomik durumları, paranın alış gücünün değerlendirilmesi sonucunda verildiği kararda açıklanmış olması nedeniyle karar gerekçeli olduğu gibi, mahkeme kararının, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; usul ve esas yönünden yasaya aykırı bulunmamasına, göre; davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalıdan alınması gereken 683,10 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 177,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 512,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 02/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.