Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1650 E. 2021/2108 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2019
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Araç Hasarından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 21/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili kuruluşa ait ….. plakalı … sevk ve idaresindeki otobüsün 17/02/2017 tarihinde … Caddesi’nde seyir halinde iken davalı kuruma ait rögar kapağına çarpması sonucu otobüste maddi hasarın meydana geldiğini, Trafik Tespit Tutanağı ve işletme bilirkişi raporunda otobüs şoförünün kusursuz bulunduğunu, kusurun tamamının rögar kapağının bakım ve onarımından sorumlu kurum olan davalı … Genel Müdürlüğüne ait olduğunun tespit edildiğini, kaza sonucu otobüste maddi hasarın oluştuğunu, otobüsün bir süre servis dışı kalması sonucu müvekkili kuruluşun gelir kaybına uğradığını, zararın ödenmesi talebine davalı kurum tarafından kayıtsız kalındığını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarının saklı tutarak 45.347,24 TL alacağın olay tarihi olan 17/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın haksız olduğunu, davacının sunmuş olduğu kaza yapan araca ait fotoğraflar incelendiğinde, şehir içi hız limiti olan 50km/s hıza uyup uymadığı meydana gelen kaza ile ilgili davacının kaç km/s hızla seyir halinde olduğu, ayrıca kaza anında iradesinin yerinde olup olmadığı, alkol kullanıp kullanmadığı hususlarının ispatının önemli olduğunu, ayrıca araca ait fotoğrafların mahkemeye delil olarak sunulduğunu, ancak olay yerinde iddia edilen açık rögar kapağı ispat edecek hiçbir fotoğraf yada delil sunulmadığını, davacının rögar kapağının çıkmış olduğu iddiasını ispat etmesi gerektiğini, meydana gelen kazada araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, dava konusu olay tarihinde idarelerine herhangi bir ihbarda bulunulmadığını savunarak, davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, rögar kapağının davacıya ait araca verdiği zarar nedeniyle hasar bedeli ile gelir yoksunluğunun tazminine ilişkin olduğu, …’nin sorumluluğunda bulunan rögar kapağını, trafik güvenliği bakımından yerinden çıkmayacak şekilde yerine yerleştirmeyerek, davacıya ait araçta hasara sebebiyet verdiği, hasarın davalı …’nin kusurundan kaynaklandığının ve hasar bedelinin bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davacı tarafın uğradığı maddi hasar ve idarenin uğradığı gelir yoksunluğu bedelini talep etmekte haklı olduğu, gerekçesiyle; davanın kabulü ile 42.350,59 TL hasar bedeli, 2.996,41 TL gelir yoksunluğu olmak üzere toplam 45.347,24 TL’nin olay tarihi olan 17/02/2017 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kazaya, müvekkilinin kusuru ile sebebiyet verdiğinin kabulünün hatalı olduğunu, kaza olan yerde müvekkilinin kazadan sonra bir onarım, değiştirme yapmadığını, söz konusu kapağın idareye ait olup olmadığının da belli olmadığını, davacının zararının müvekkilinin eyleminden kaynaklandığını kanıtlaması gerektiğini, işlemiş faizin KDV üzerinden hesaplanamayacağını, kazaya davacıya ait araç sürücüsünün kusuru ile sebebiyet verdiğini hükmedilen tazminatın da fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan, araç hasar tazminatı ve gelir kaybı tazminatı istemidir.
Kaza sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağına göre; araç sürücüsünün, idaresindeki resmi otobüs ile seyir halindeyken yol üzerindeki …’ye ait rögar kapağı üzerinden geçerken, rögar kapağının kırılarak kazaya sebebiyet verdiğini, kaza sonucunda aracın iki adet sürgülü camının kırıldığı, sağ tarafta körük ve kaportasında hasar oluştuğunun görüldüğü, kazanın oluşumunda, araç sürücüsünün kazada kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Dosyaya, delil olarak sunulan fotoğraflardan, kazaya neden olan rögar kapağının …’ye ait olduğu görülmüştür.
Mahkemece kusur ve hasar bilirkişisinden alınan 14/12/2018 tarihli rapora göre, kazanın meydana gelmesinde davalı …’nin %100 oranında kusurlu olduğu, araç sürücüsünün ise kusursuz olduğu, kaza neticesinde ……. ait otobüsün hasarlanması nedeniyle, “kaza tespit tutanağı, … bilirkişisi tarafından tutulan rapor, aracın hasar gören parçaları ile … hasar saptama komisyonunun raporu ve araca ait hasarı gösteren fotoğraflar dikkate alındığında” davacının zararının yedek parça ve işçilik olarak KDV dahil 42.350,59 TL gelir yoksunluğunun ise yönergeye göre 2.996,41 TL olduğunun belirlendiği, bilirkişi raporunun dosya kapsamına ve olayın oluş biçimine uygun olduğu anlaşılmıştır.
Kazaya neden olan rögar kapağının bakım ve onarımından davalı …’nin sorumlu olduğu, kazanın oluş şekli itibari ile kazaya etken başka durumun bulunmadığı ve kazanın meydana gelmesinde davalının tam kusurlu olduğu, rögar kapağının bakım ve onarımını gereği gibi yapmayan davalının 2918 sayılı yasanın 13. ve 14. maddelerine göre oluşan zarardan sorumlu olacağı, uzman bilirkişi tarafından belirlenen otobüsteki hasar bedeli ve gelir yoksunluğu bedelinin de olaya uygun olduğu anlaşılmakla, gerekçeli ve yeterli bilirkişi raporunun hükme dayanak alınmasında bir usulsüzlük görülmemiştir.
Açıklanan gerekçelerle, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalıdan alınması gereken 3.097,67 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 775,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.321,97 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 18/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.