Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1645 E. 2021/2306 K. 03.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/04/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 03/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 06/10/2017 tarihinde park halinde bulunan davacıya ait araca, davalı …’nun sürücüsü ve maliki olduğu, diğer davalıya trafik sigortalı aracın çarpması sonucu, davacıya ait aracın sol arka tarafında ve çarpma etkisiyle aracın savrulması ile sağ arka tarafında hasar meydana geldiğini, hasarın giderilmesi için parça bedeli, işçilik ve kaporta, boya masrafı 12.097,00 TL ve 170,00 TL araç çekici masrafı yapıldığını, davalı … şirketine 14/11/2017 tarihinde bedelin ödenmesi için ihtar çekildiğini, buna rağmen bir ödeme yapılmadığını belirterek toplam 12.267,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde: davacının trafik kazasından dolayı aracı tamir ettirdiğini, alacağın belli olduğunu ancak belirsiz alacak davası açıldığını, bunun usule aykırı olduğunu, araçta kaza nedeni ile oluşan zarar ile talep edilen miktarın uyumsuz olduğunu, zarar miktarı doğru olarak kabul edilse bile davalı … şirketinden talep edilmesi gerektiğini belirterek davanın … yönünden reddini savunmuştur.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde: dava dilekçesi dışında bir belgenin tebliğ edilmediğini, kaza tarihini tespit edebilme olanağının bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, davacıya ait araçta meydana gelen hasar sebebiyle zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı … şirketine trafik sigortalı aracın, davacıya ait park halindeki araca çarpması sonucu parça bedeli, işçilik ve kaporta boya masrafı olmak üzere 12.267,00 TL’nin tazmininin istendiği, bilirkişi raporunda meydana gelen zararın 11.034,42 TL olarak hesaplandığı, raporun usul ve yasaya uygun hüküm kurmaya uygun görüldüğü, davalı … şirketi tarafından dava tarihinden önce yapılmış ödeme bu miktardan mahsup edilmek suretiyle kalan miktar yönünden davanın kısmen kabulüne, davacının davalı … şirketine başvuru tarihi dikkate alınarak faizin sigorta şirketi yönünden 28.11.2017 tarihinden, davalı araç sahibi yönünden ise kaza tarihinden başlatılmasına karar verilmesi gerektiğinden bahisle davanın kısmen kabulü ile 5.534,42 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen 06/10/2017 kaza tarihinden itibaren (davalı … şirketi yönünden temerrüd tarihi olan 28/11/2017 tarihinden itibaren )işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya, 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacı … adına kayıtlı bulunan aracın park halinde bulunduğu sırada, davalı … idaresindeki aracın çarpması neticesinde hasarlı trafik kazası olduğunu, davacı aracında meydana gelen hasar bedelinin ödenmesi için Davalı … şirketine 14.11.2017 tarihli ihtarnameyi iadeli taahhütlü olarak gönderdiklerini ve bu ihtarnamenin davalıya 15.11.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, İhtarname de kaza neticesinde oluşan hasar bedelini ve bu bedelin ödenmesi gereken hesap numarasını açıkça bildirdiklerini, Bu ihtarnameye cevap verilmemesi ve bildirilen hesaba herhangi bir ödeme yapılmaması neticesinde (aracı kendi imkanları ile tamir ettirmeleri neticesinde ortaya çıkan bedelin tahsili için) dava açtıklarını, yargılamanın devamı sırasında davalı … şirketi vekilinin verdiği cevap dilekçesi sayesinde davacıya ait kullanılmayan bir hesaba hasar bedelinin bir kısmının (11.01.2018 tarihinde 5.500 TL) havale edildiğini öğrendiklerini, bu parayı davalı … şirketinin, ihtarname de bildirdikleri hesaba yatırmaması ve yatırmış olduğu bedel konusunda taraflarına her hangi bir ihtarat yapmaması sebebiyle 15.05.2018 tarihinde davacının, gayrimenkul satımından gelen paranın bu hesaba yatırılması ve bu parayı çekmek için gittiğinde, sigorta şirketi tarafından yatırılan parayı da gördüğünü ve hesaptan çektiğini, mahkemenin de yatırılan bu paranın davadan önceki havale tarihine bakarak davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verdiğini, Davalı … şirketine taraflarınca keşide edilen ve sigorta şirketine 14.11.2017 tarihinde tebliğ edilen ihtarnamede hasar neticesinde oluşan bedelin ödeneceği hesap ve … numarasının hiçbir tereddüt ve şüpheye yer vermeyecek şekilde açık olarak bildirildiğini ve paranın bu hesaba gönderilmesinin talep edildiğini, Davalı … şirketinin, ihtarnamede bildirdikleri bir hesap numarası olmasına rağmen, nereden temin ettiğini bilmedikleri davacıya ait kullanılmayan bir hesap numarası bulduğunu ve 5.500 TL parayı buraya havale ettiğini, Havale yapıldıktan sonra da ne davacıya ve nede vekil olarak tarafına her hangi bir sözlü veya yazılı ihtar veya ödeme yapıldığı hatırlatılması yapılmadığını, davacı tarafından sigorta şirketinin havale yaptığı hesabın dava dışı gayrimenkul satımından gelen paranın yatırılması için kullanıldığını ve bu parayı çekmeye gittiği 15.05.2018 tarihinde davalı … şirketi tarafından hasar bedeli olarak 5.500 TL yatırıldığını gördüğünü, davalı … şirketince çekilen ihtarlarda özellikle hesap numarası istenmesine ve kendilerince ihtarda hesap numarası bildirilmesine rağmen, bu hesaba değil de sigorta şirketinin keyfine göre istediği hesaba para yatırması halinde, çektikleri ihtarın ehemmiyeti kalmayacağını, mahkemeye bu durumu bütün açıklığıyla anlatmalarına,23.01.2019 tarihli beyan dilekçesinde belirtmelerine rağmen bu beyanların dikkate alınmadığını ve davanın kısmen kabul ve kısmen reddine(sigorta şirketinin ödemesi nedeniyle) karar verildiğini, bu kısmen ret kararının hatalı olduğunu, talebin aynen kabulü ile sigorta şirketinin ödemesinin tekerrüre sebebiyet vermemesi şeklinde karar verilmesi gerektiğini, Ayrıca kısmen ret kararı sebebiyle davalı … şirketi yararına vekalet ücreti takdir edildiğini, ihtarda belirtilen hesaptan farklı hesaba para yatıran ve yatırdığı para konusunda ne davacıya ve nede vekiline her hangi bir bilgi vermeyerek hatalı tutum ve davranış içerisinde olan davalı … şirketi değilmiş gibi, olayda hiç kusuru bulunmayan davacının bir nevi cezalandırıldığını, alacak olduğu paranın bir kısmının mahkeme eliyle davalı … şirketine hediye edildiğini belirterek Hukuka, hakkaniyete ve meri mevzuata aykırı olan bu kararın bozulmasını veya düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan davacı tarafa ait araçta meydana gelen hasar bedeli ve çekici ücreti istemine ilişkindir. Somut olayda davacı aracının park halinde olduğu, davalı tarafa ait aracın park halindeki araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiği, olayda davalı …’nın %100 oranında kusurlu olduğu, konusunda uzman bilirkişi tarafından hazırlanan raporda davacı aracının yaşı, modeli, kaza sonucu oluşan hasarlar, parça bedeli, işçilik ücreti, aracın yaşı itibari ile değişen parçalar nedeniyle hurda ve sovtaj indiriminden sonra 11.034,42TL hasar bedeli tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili iş bu davayı açmadan önce14.11.2017 tarihli dilekçe ile davalı … şirketine başvuruda bulunarak davaya konu trafik kazası sebebiyle davacı aracında oluşan zararın giderilmesini talep etmiş, bu ihtar davalı … şirketine 15.11.2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. İhtarda tazminatın ödeneceği banka şubesi ve ıban numarası da belirtilmiştir. Hayatın olağan akışına uygun olarak belirtilen hesaba ödeme yapılmayınca davacı vekili tarafından iş bu dava açılarak toplam 12.267,00TL tazminatın davalı taraftan tahsili talep edilmiştir. Dava dilekçesi davalı … şirketine 16.02.2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı … vekili 26.04.2018 tarihli cevap dilekçesinde, dava dilekçesi dışında başka belge tebliğ edilmediğinden kaza tarihini tespit edemediklerini, bu nedenle hak kaybı olmaması için zamanaşımı itirazında bulunduklarını belirterek cevap süresinin uzatılmasını talep etmiş, mahkemece cevap dilekçesi süresinde verilmediğinden davalı vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı … şirketine dava dilekçesinin tebliğ belgesinde ekler ve tensip tutanağının tebliğ edildiğine dair şerh bulunduğu gibi dava dilekçesinde kaza tarihinin belirtildiği, olayın gelişiminin anlatıldığı, ihtardan ve ödeme yapılmadığından da söz edildiği görülmüştür. Davalı … şirketi vekili ön inceleme duruşması dahil hiçbir duruşmaya katılmamış, süre uzatım dilekçesi dışında 05.03.2019 tarihli dilekçe vererek ek bilirkişi raporuna itirazda bulunmuş, aynı dilekçede davacı tarafa kısmi ödeme yapıldığını belirtmiş, bir de 15.02.2019 tarihli üst yazı ile hasar dosyasını göndermiştir.
Hasar dosyasının incelenmesinde, sigorta şirketi tarafından 09.10.2017 tarihinde davacı aracı üzerinde ekspertiz incelemesi yapıldığı, 20.12.2017 tarihli raporda 5.500,00TL hasar tespit edildiği, 11.01.2018 tarihinde davacının bir başka banka şubesinde bulunan ıban numarasına (ihtarda belirtilen banka şubesi ve ıban numarası yerine) 5.500,00TL yatırıldığı, davacı tarafa bu konuda bilgi verilmediği görülmüştür. Davacı vekili 23.01.2019 tarihli dilekçe ile davacıya ve kendilerine haber, bilgi verilmeden davalı … şirketi tarafından başka banka hesabına ödeme yapıldığı, davacının gayrimenkul satışı nedeniyle bu hesaba yatırılan parasını çekmek için gittiğinde16.05.2018 tarihinde sigorta şirketi tarafından yatırılan parayı da gördüğünü ve çektiğini ifade etmiştir.
Bu durumda davalı … şirketi tarafından dava açılmadan önce yapılan kısmi ödemenin tespit edilen tazminattan mahsubu ile bakiye tazminatın davalı taraftan tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, davacı tarafça ihtarda açıkça belirtilen banka hesabı yerine, bir başka banka hesap numarasına davalı … şirketi tarafından kısmi ödeme yapılması, bu durumun davacı tarafa bilgilendirme niteliğinde dahi olsa haber verilmemesi, davacının ödemeden haberi olmaksızın zararın tamamı yönünden dava açmasına sebebiyet verilmesi, neredeyse yargılama süreci tamamlanmak üzere iken davalı … şirketi tarafından yapılan kısmi ödemeden haberdar olunması nedeniyle bu anlamda davalı … şirketinin basiretli tacir gibi davrandığı ve iyiniyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden, davalı … şirketi lehine (davadan önce yapılan 5.500,00TLkısmi ödemeden dolayı davanın kısmen reddine karar verilmesi nedeniyle, bu kısma isabet eden) vekalet ücretine karar verilmesi hakkaniyete uygun görülmediğinden, davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda, infazda tereddüt olmaması için yerel mahkeme kararının Dairemizce düzeltilen ve kaldırılan kısımları dışında kalan hüküm fıkrası aynen yazılmıştır.)
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Davacı … vekilinin istinaf talebinin kabulü ile Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.04.2019 gün ve…. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 5.534,42 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen kaza tarihi olan 06/10/2017 tarihinden itibaren (davalı … şirketi yönünden temerrüd tarihi olan 28/11/2017 tarihinden itibaren ) başlayacak olan yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 384,09 TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin 209,49 TL alınan harcın mahsubu kalan ile 174,6 TL harcın davalıdan alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 209,49 TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 1,50 TL dosya masrafı, 158,00 TL tebligat ve posta gideri, 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 659,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 297,54 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı … şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2 maddesi gereğince 1232.58TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı … şirketine verilmesine,
7-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,
İstinaf Yargılama Giderleri Yönünden:
1-Davacı tarafından yatırılan 44,40TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf başvuru harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 58,05 TL istinaf yargılama giderinin, davalı … şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 150.00TL istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.