Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1643 E. 2021/2468 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/04/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 17/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı yönetimindeki araçla davalıya trafik sigortalı araç arasında meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını, kalıcı maluliyeti olduğunu, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusurlu olduğunu, davalının limit dahilinde zararın tümünden sorumlu olacağını, davalı şirkete 16/02/2017 tarihinde başvurulduğunu, ancak şirketin 05.05.2017 tarihli yazısı ile eksik evrak talep edildiğini, davacıdan istenen heyet raporu alınamadığından sürüncemede kaldığını, kesin ve sürekli maluliyet oranına ilişkin sağlık kurulu raporunun davacı tarafça kısa sürede tamamlanabilecek bir husus olmadığını, davalı sigorta şirketi isteminin davacının haklarının sürüncemede kalmasına yol açacak nitelikte olduğundan, başvurunun sonuçsuz kaldığının kabulü gerektiğini, davalının sigortalısının tam kusuruna dayanılmadığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik davacı … için 3.500,00 TL maddi tazminatın (iş göremezlik tazminatı) 01.03.2017 tarihinden itibaren ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 25/12/2018 tarihli talep artırım dilekçesi ile dava değerini 177.173,39 TL olarak artırmış, taleplerinin sadece kalıcı iş göremezliğe dayalı olduğunu açıklamıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 6704 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih olan 26.04.2016 tarihinden sonra açılan davalarda, zarar görenin dava yoluna gitmeden önce sigorta şirketine başvuruda bulunması gerektiğini, davacı tarafın şirkete başvurusu akabinde şirket tarafından 15 gün içinde yazılı olarak cevap verildiği ve cevabi yazıda, maluliyet oranını belirleyen sağlık kurulu raporu ve diğer eksik belgelerin gönderilmesi halinde maluliyet ile ilgili talebin değerlendirileceği belirtilmişse de istenilen evrakların taraflarına gönderilmediğini, gerekli olan belgeler ibraz edilmediğinden başvuru şartının gerçekleşmediğini, öncelikli olarak davanın anılan maddeye göre usulden reddi gerektiğini ancak davayı kabul anlamına gelmemek üzere davacı vekilinin dava dilekçesinde 07.12.2016 tarihinde maluliyetle sonuçlanan yaralamalı trafik kazasına karıştığını belirttiği karşı aracın 24/06/2016-24/06/2017 vadeli ZMM (Trafik) Sigorta Poliçesi ile maluliyet halinde kaza tarihi itibarıyla şahıs başına azami 310.000,00 TL poliçe limiti ile …. adına sigortalı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, Trafik Sigortası Genel Şartlarının 01/06/2015 tarihinde değiştirildiği, tazminatın genel şartlara göre hesaplanacağına ilişkin 2918 sayılı yasanın 90. Maddesinde yapılan değişikliğin 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girdiği, değişen yeni genel şartların C11. Maddesine göre “Yeni Genel Şartların ancak bu tarihten sonra düzenlenecek poliçeler dolayısı ile uygulanabileceğinin” belirlenmesi nedeni ile poliçenin 01/06/2015 tarihinden sonra düzenlenmesi ve kazanında bu tarihten sonra meydana gelmesi halinde yeni genel şartların uygulanması gerektiği, önceki tarihli poliçelerde ise eski genel şartların uygulanması gerektiği, somut olayda kazanın 07/12/2016 tarihinde gerçekleştiği, poliçenin 24/06/2016 tarihinde düzenlendiği anlaşıldığından yeni genel şartların uygulanacağının kabul edildiği, kazanın; Ceza soruşturmasında sigortalı araç sürücüsü ile tanık … ve davacı beyanı bir arada değerlendirildiğinde, sigortalı araç sürücüsü…’ın alkollü olarak trafiğe çıkıp, süratli seyrettiği, polislerin dur uyarısına uymadan seyir sırasında önüne geçen polis otosunun sağ arka kısmından çarpması biçiminde meydana geldiği, söz konusu kabule göre mahkemece atanan bilirkişilerce sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunun değerlendirildiği, oluşa uygun söz konusu tespite itibar ile sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olarak kabul edildiği, …..hazırlanan rapora göre davacının vücut çalışma gücünden %30 nispetinde kaybettiği, 180 gün süreyle iş göremezlik halde kaldığı, 30 gün süre ile başka birinin bakımına muhtaç olduğunun belirlendiği, maluliyet raporunun yeni genel şartlar uyarınca özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliğe göre düzenlendiği, davacının polis memuru olduğu ve aylık gelirinin 4.725,00 TL olduğunun, çalıştığı birimden gönderilen bordrodan belirlendiği, rücuya esas SGK tarafından bağlanan gelir bulunmadığından bu yönde indirime gidilmediği, müterafik kusur ya da hatır taşıması savunması bulunmadığından bu yönde de inceleme yapılmadığı, kaza tarihi itibariyle genel şartlar eki TRH 2010 tablosunun hesaplamada dikkate alındığı, denetime elverişli kusur ve hesap bilirkişisi raporlarına (hesap yönünden ek rapora) itibar ile davacının kalıcı maluliyetine dayalı olarak 177.173,39 TL tazminata hak kazandığı, sigortalı araç ticari şirket adına kayıtlı olduğundan avans faizi talep edilebileceği, davadan önce sigorta şirketine 16/02/2017 tarihinde müracaat edilmiş olup, sigorta şirketi müracaat üzerinden 8 iş günü geçtikten sonra temerrüde düşeceğinden temerrüt tarihinin 01/03/2017 olarak belirlendiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 177.173,39 TL’nin 01/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; … meslekte kazanma gücü kaybı oranının %38 olarak tespit edildiğini, yapılan itirazlar doğrultusunda…..alınan raporda ”Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” dikkate alınarak, kişinin tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %30 olduğunun tespit edildiğini, davalı sigorta şirketince alınan medikal raporunda davacının maluliyet oranı tespit edilirken referans gösterilen ve trafik kazasından yirmi gün sonra düzenlendiği bildirilen durum bildirir raporuna dosyada rastlanmadığının, kaldı ki bahsi geçen tüm raporlar olsa da olmasa da……istemesi ve buna ilişkin kanaat bildirmesi gerekirken bunun yapılmamış olmasının da maluliyet raporunun çelişkili olduğuna kanaat oluşturduğunun bildirildiğini, davacının %30 maluliyet oranı üzerinden verilen hükmü kabul etmediklerini, maluliyet hususunda Adli Tıp 3.İhtisas Kurulundan rapor alınarak yeniden tazminat raporu oluşturulmasını talep ettiklerini, davacının kalıcı maluliyetine dayalı olarak 177.173,39 TL tazminata hak kazandığı, sigortalı araç ticari şirket adına kayıtlı olduğundan avans faizi talep edilebileceği sebebiyle sigorta şirketine müracaat tarihi olan 16.02.2017 tarihinden 8 gün geçtikten sonra temerrüde düşeceğinden 01.03.2017 tarihinden itibaren avans faizine hükmedildiğini, davacının başvurusunda eksik evraklar bulunduğundan dava tarihi olan 22.11.2017 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, ticari faize hükmedilmesi için aracın ticari bir amaçla kullanıldığının tespiti gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin olup, davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacının davaya konu trafik kazası sonucu yaralandığının ve konusunda uzman sağlık kurumu tarafından düzenlenen 11.01.2018 tarihli raporda çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı..yönetmeliği gereğince %38 oranında meslekte kazanma gücü kaybı olduğu belirlenmiş, davalı vekilinin itirazı üzerine aynı sağlık kurumundan alınan 02.07.2018 tarihli ek raporda davacının özürlülük ölçütü…yönetmeliği gereğince tüm vücut fonksiyon kaybı oranı %30 olarak tespit edilmiştir.
Davalı vekilinin bu rapora istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerle itirazının bulunmaması, davalı sigorta şirketi vekilince yargılama aşamasında ileri sürülmeyen iddia ve itirazlarının istinaf sebebi yapılamaması, medical firma tarafından verildiği ileri sürülen raporun dosyada bulunmaması, kaldı ki davalı sigorta şirketince tek taraflı olarak yaptırılan inceleme sonucu düzenlendiği ileri sürülen raporun davacı tarafı bağlayıcı olmaması, davacı için tespit edilen maluliyet oranı farkının, maluliyet tespiti için esas alınan yönetmeliklerin farklı olmasından kaynaklanması, bu nedenle çelişkiden söz edilememesi, istinafa gelenin sıfatı ve davalı lehine oluşan usulü kazanılmış haklar nazara alınarak maluliyet tespitinde esas alınan özürlülük ölçütü…yönetmeliği ve tazminat hesabında uygulanan 1.8 teknik faiz yöntemi yönünden istinaf incelemesi yapılamaması, davalının sigortalısının (trafik kayıt maliki) ticari şirket ve aracın kamyonet niteliğinde olması sebebiyle avans faizine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmaması, davalı sigorta şirketine dava açılmadan önce usulüne uygun şekilde davacı tarafça başvuruda bulunulduğunun ve temerrüde düştüğünün anlaşılması, temerrüt tarihinin doğru belirlenmesi ve mahkemenin gerekçesine göre davalı sigorta şirketi vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı sigorta şirketinden alınması gereken 12.102,71 TL nispi istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40 TL maktu ve 3.025,67 TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 9.032,64 TL harcın davalı sigortacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yatırılan 100,00 TL gider avansından, kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalı sigorta şirketine iadesine,
5-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süresi içinde TEMYİZİ KABİL olmak üzere 17.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.